İzleyiciler Alman yapımı dönem dramasını Bridgerton'a benzetiyor

The Empress, En İyi Drama Dizisi dalında Uluslararası Emmy ödülünün sahibi olmuştu (Netflix)
The Empress, En İyi Drama Dizisi dalında Uluslararası Emmy ödülünün sahibi olmuştu (Netflix)
TT

İzleyiciler Alman yapımı dönem dramasını Bridgerton'a benzetiyor

The Empress, En İyi Drama Dizisi dalında Uluslararası Emmy ödülünün sahibi olmuştu (Netflix)
The Empress, En İyi Drama Dizisi dalında Uluslararası Emmy ödülünün sahibi olmuştu (Netflix)

Netflix'in dönem draması The Empress, izlenme rekorları kıran Bridgerton'a benzetiliyor ve oyuncu kadrosuyla övgü topluyor. 

Yayımlandığı ilk iki haftada 150 milyon saatten fazla izlenen dizi, kısa sürede platformun en çok seyredilen ikinci yapımı olurken, 2022'nin de en popülerleri arasına adını yazdırmıştı.

Devrim Lingnau başrolde

Bavyera Düşesi Elisabeth'in hayatını konu alan Alman yapımı dizi, tarihi gerçeklerle dramatik kurgu arasında dengeli bir anlatım sunuyor. Tarihi dramanın başrollerinde Türk asıllı Alman aktris Devrim Lingnau ve Philip Froissant yer alıyor.

29 Eylül 2022'de yayına giren The Empress, hızla küresel bir fenomene dönüştü. Aynı yıl kasımda ikinci sezon onayı alan dizi, yeni bölümleriyle 2024'te geri döndü. Yayın devi, bu yılın ocak ayında yaptığı açıklamayla dizinin üçüncü ve final sezonuyla ekran macerasını tamamlayacağını duyurdu.

Katharina Eyssen'in yaratıcısı olduğu film, yönetmen koltuğundaki Katrin Gebbe ve Florian Cossen tarafından ekrana taşınıyor.

Tarihi gerçeklerden zaman zaman sapmasına rağmen dönemin entrikalarını ve karakter çatışmalarını etkileyici şekilde işleyen dizi, eleştirmenlerden genel olarak olumlu yorumlar aldı. Bazı televizyon yazarları, dizinin tarihi doğruluk konusunda özgür davranmasını eleştirirken, birçok izleyici bu tercihleri "büyüleyici bir dönem anlatımı" diye değerlendirdi.

"Sizi başka bir zaman ve mekana götürüyor"

Bir eleştirmen diziyi şöyle yorumladı: 

Tarihi dramalardan hoşlananların mutlaka zaman ayırması gereken, son derece özenli hazırlanmış bir yapım.

Bir diğeriyse şu ifadeyi kullandı: 

The Empress, Bridgerton'ın sezon aralarında bıraktığı o ihtişamlı kostümlü drama boşluğunu doldurmayı hedefliyor.

Bir Netflix kullanıcısı, dizinin izleyiciyi başka bir döneme taşıma gücüne hayran kaldığını belirterek şöyle dedi: 

Dizi yalnızca modern temaları işlemekle kalmıyor, aynı zamanda en iyi sinema ve dizilerin yapabildiği şeyi başarıyor: Sizi başka bir zaman ve mekana götürmek.

"Şahane bir dönem dizisi"

Bir başka izleyici de şu sözlerle övgüsünü dile getirdi: 

Şahane bir dönem dizisi ve harika bir oyuncu kadrosu var. Daha önce bu dönemi konu alan yapımlar genelde savaş ve tarih anlatımıyla sınırlı kalırken, bu dizi saray entrikaları, karakterlerin kişilik çatışmaları ve diplomasi üzerine odaklanıyor. Umarım bu dizi uzun süre devam eder. Başta imparator ve imparatoriçe rollerindeki oyuncular olmak üzere tüm ekibi kutluyorum.

Öte yandan Daily Record'ın aktardığına göre yayın devi, beklenmedik bir hamleyle dizi için Gigi Griffis tarafından kaleme alınan The Empress: A Novel (İmparatoriçe: Bir Roman) adlı bir kitap da sipariş etti.

Dizinin tüm sezonları halen platformda izlenebilir.

Independent Türkçe, Daily Record, Mirror



Ortadoğu'daki sıcaklık artışı, kadınlarda kanser ölümlerini tetikledi

İran'da hava sıcaklıklarının 50 dereceyi bulması üzerine Ağustos 2023'te iki gün tatil ilan edilmişti (AFP)
İran'da hava sıcaklıklarının 50 dereceyi bulması üzerine Ağustos 2023'te iki gün tatil ilan edilmişti (AFP)
TT

Ortadoğu'daki sıcaklık artışı, kadınlarda kanser ölümlerini tetikledi

İran'da hava sıcaklıklarının 50 dereceyi bulması üzerine Ağustos 2023'te iki gün tatil ilan edilmişti (AFP)
İran'da hava sıcaklıklarının 50 dereceyi bulması üzerine Ağustos 2023'te iki gün tatil ilan edilmişti (AFP)

İlk bulguları bugün Frontiers in Public Health adlı akademik dergide yayımlanan araştırma, artan hava sıcaklıklarının kadınların kanser oranlarına etkisini gözler önüne serdi. 

Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde 21 yılda görülen sıcaklık değişimlerinin kadınlarda kanseri önemli ölçüde etkilediği bulundu.

17 ülkede yapılan araştırma Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Cezayir, Fas, Filistin, Irak, İran, Katar, Kuveyt, Libya, Lübnan, Tunus, Suriye, Suudi Arabistan, Mısır, Umman ve Ürdün'ü kapsadı. 

Meme, yumurtalık, rahim ve rahim ağzı kanserlerinden kaynaklanan hastalık ve ölümlerin kayda değer ölçüde arttığı tespit edildi.

1998-2019 dönemindeki her bir santigrat derecelik artışın yüz bin kişideki kanser tanısı sayısını 173'ten 280'e çıkardığı saptandı. Ölümlerse yüz bin kişide 171'den 332'ye çıktı. 

En çok yumurtalık kanseri vakalarında artış görüldü. 

Araştırma makalesinin yazarları iklim değişimiyle birlikte ultraviyole radyasyonun (UV) ve hava kirleticilerin arttığını, bunların da kanser riskini beraberinde getirdiğini vurguladı.

Bilim insanları, etkin kanser taraması ve tedavisinin yapılamadığı yerlerde bu araştırmayı gerçekleştirmenin ayrı bir önem taşıdığını da ifade etti. 

Kahire Amerikan Üniversitesi'nden Wafa Abuelkheir Mataria, baş yazarlarından olduğu makale hakkında "Bu bölgedeki kadınlar hem tarama ve tedavide kültürel, yasal ve ekonomik engellerle mücadele ediyor hem de çevresel kanserojenlerle daha fazla karşı karşıya. Bulgularımız, iklim değişikliğine adaptasyon stratejileri ulusal ölçekteki kanser politikalarına uyarlanırken cinsiyete de özen gösterilmesi ihtiyacının altını çiziyor" dedi. 

Independent Türkçe, Washington Post, Frontiers