Araştırmacılar sade kahvenin ömrü uzattığını söylüyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Araştırmacılar sade kahvenin ömrü uzattığını söylüyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Kahve içmek, ölüm riskinin azalmasıyla bağlantılı olabilir. Boston'daki Tufts Üniversitesi'nden araştırmacılar pazartesi günü, günde bir ila iki fincan kafeinli kahve içmenin tüm ölüm nedenleri ve özellikle kardiyovasküler hastalıklardan kaynaklanan ölüm riskinin azalmasıyla bağlantılı olduğunu söyledi.

Araştırmacılar, sade kahveyle az miktarda şeker ve doymuş yağ içeren kahvenin ölüm riskini yüzde 14 azalttığını buldu. Ancak yüksek miktarda şeker ve doymuş yağ ilaveli kahve için aynı bağlantı gözlemlenmedi.

Friedman Okulu'nun Neely Ailesi Profesörü Fang Fang Zhang yaptığı açıklamada, "Kahve, dünyada en çok tüketilen içecekler arasında ve Amerikalı yetişkinlerin neredeyse yarısı günde en az bir fincan kahve içtiğini bildiriyor. Dolayısıyla kahvenin sağlığa ilişkin ne anlama gelebileceğini bilmek bizim için önemli" dedi.

Kahvenin sağlığa faydaları, biyoaktif bileşiklerine atfedilebilir ancak sonuçlarımız, şeker ve doymuş yağ ilavesinin ölüm oranını düşürme yararını azaltabileceğini gösteriyor.

Zhang, pazartesi günü The Journal of Nutrition adlı akademik dergide yayımlanan, Ulusal Sağlık Enstitüleri tarafından desteklenen çalışmanın kıdemli yazarıydı.

Gözlemsel çalışmada yazarlar, Ulusal Sağlık ve Beslenme İnceleme Anketi'nin 9 ardışık döngüsünden elde edilen verileri analiz etti. Çalışmanın ilk gününde 24 saat boyunca tükettikleri şeylerin geçerli bir değerlendirmesini tamamlayan 20 yaşın üzerindeki 46 bin yetişkini incelediler. Veriler 1999'dan 2018'e kadar kaydedildi.

Sonuç olarak, günde bir fincan kahve içmenin ölüm riskini yüzde 16 azalttığı bulundu. Bu oran, iki ila üç fincan içildiğinde arttı. Ancak günde üç fincandan fazlası ek bir fayda sağlamadı ve bu noktadan sonra kahveyle kardiyovasküler hastalık kaynaklı ölüm riski arasındaki olumlu ilişki zayıfladı.

Çalışma, Tulane Üniversitesi'nin sonuçlarını destekleyen önceki araştırmalara dayanıyor. 40 bin Amerikalı yetişkini kapsayan 10 yıllık bir araştırmada, özellikle sabahları kahve içenlerin, kahve içmeyenlere göre kardiyovasküler hastalıklardan ölme olasılığının yüzde 31, herhangi bir nedenden dolayı erken ölme olasılığınınsa yüzde 16 daha düşük olduğu bulunmuştu.

Başyazar Dr. Bingjie Zhou, "Kahve katkı maddelerinin kahve tüketimi ve ölüm riski arasındaki bağlantıyı nasıl etkileyebileceğini inceleyen çok az çalışma var ve bizim çalışmamız, ne kadar tatlandırıcı ve doymuş yağ eklendiğini ölçen ilk çalışmalardan biri" dedi.

Sonuçlarımız, ilave şeker ve doymuş yağın sınırlandırılmasını öneren Amerikalılar için Beslenme Rehberi'yle uyumlu.

Independent Türkçe



Netflix'e eklenen gerilim klasiği 30. yılında yeniden gündemde

Kopya Cinayetler'de Sigourney Weaver'ın (sağda) Dr. Helen Hudson ve Holly Hunter'ın (solda) dedektif MJ Monahan rolündeki performansları övgü dolu yorumlar almıştı (Warner Bros)
Kopya Cinayetler'de Sigourney Weaver'ın (sağda) Dr. Helen Hudson ve Holly Hunter'ın (solda) dedektif MJ Monahan rolündeki performansları övgü dolu yorumlar almıştı (Warner Bros)
TT

Netflix'e eklenen gerilim klasiği 30. yılında yeniden gündemde

Kopya Cinayetler'de Sigourney Weaver'ın (sağda) Dr. Helen Hudson ve Holly Hunter'ın (solda) dedektif MJ Monahan rolündeki performansları övgü dolu yorumlar almıştı (Warner Bros)
Kopya Cinayetler'de Sigourney Weaver'ın (sağda) Dr. Helen Hudson ve Holly Hunter'ın (solda) dedektif MJ Monahan rolündeki performansları övgü dolu yorumlar almıştı (Warner Bros)

Başrolünde Sigourney Weaver, Holly Hunter ve Dermot Mulroney gibi usta isimlerin yer aldığı "olağanüstü" bir psikolojik gerilim filmi, 30. yılı şerefine Netflix'e eklendi.

1995 yapımı Kopya Cinayetler (Copycat), Sigourney Weaver'ın canlandırdığı psikolog Dr. Helen Hudson'ın yaşadığı travmatik bir saldırının ardından agorafobi (açık alan korkusu) geliştirmesiyle başlıyor. Ona saldıran ise Daryll Lee Cullum adındaki son derece tehlikeli, psikopat bir seri katil.

Ancak Hudson, iki dedektifin bir soruşturma için onu göreve çağırmasının ardından korkularıyla tekrar yüzleşmek zorunda kalıyor. Dedektifler, şehirde "taklitçi" bir katilin dolaştığını düşünüyor. Ve bu katilin yakalanmasındaki en büyük umutları Dr. Hudson...

Kopya Cinayetler vizyona girdiğinde gişede orta seviyede bir başarı elde etmiş ancak asıl çıkışını video kaset pazarında yapmıştı. 1996'da ABD'de en çok kiralanan 11. film olmuştu.

Yönetmen koltuğunda Jon Amiel'ın oturduğu film, 1990'lı yılların "en iyi" psikolojik gerilimlerinden biri olarak anılmaya devam ediyor. Eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da sinema yazarlarının ortak görüşü şu şekilde:

Kopya Cinayetler, zaman zaman rahatsız edici yanları olan sıradan bir hikayeyi, olağanüstü oyuncu kadrosu sayesinde daha derin ve izlenmeye değer bir yapıya dönüştürüyor.

Newsweek dergisi filmi şöyle övüyor:

Kaygıyla birlikte adrenalin seviyorsanız, Kopya Cinayetler tam size göre.

Variety ise şu yorumu yapıyor: 

Dünyanın şu sıralar yeni bir seri katil filmine ihtiyacı olduğunu sanmıyoruz ama Kopya Cinayetler, zekası ve gerilimiyle bu çokça işlenmiş türe güçlü bir katkı sağlıyor.

FlixPatrol verilerine göre Kopya Cinayetler, 16 Haziran itibarıyla Netflix ABD'nin en çok izlenenler listesinde 10. sırada yer alıyor. Film, Kanada'da ise 4. sıraya kadar yükselmiş durumda. Kopya Cinayetler, Türkiye'de ise kendine 9. sırada yer buluyor. Aynı zamanda 20'den fazla ülkede listelere girmeyi başardı. 

Kopya Cinayetler, 27 milyon dolarlık bütçesiyle dünya çapında 79 milyon dolar hasılat elde ederek yapım ve dağıtım şirketi Warner Bros için mütevazı ama kârlı bir yapım olmuştu. 

Independent Türkçe, Metro, CBR.com, Newsweek, Variety