Buzul Çağı'ndan kalma aletler, Avustralya'nın ilk insanları hakkında bilinenleri baştan yazdı

Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
TT

Buzul Çağı'ndan kalma aletler, Avustralya'nın ilk insanları hakkında bilinenleri baştan yazdı

Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)

Arkeologlar, Avustralya'nın Mavi Dağlar bölgesindeki bir mağarada Son Buzul Çağı'na ait nadir eserler ortaya çıkararak kıtanın ilk insanlarının, bir zamanlar bu engebeli dağlarda yaşadığına dair kesin kanıtlar buldu.

İlk Milletler topluluğu üyeleriyle birlikte çalışan araştırmacılar, Sidney'nin batısında yaklaşık 1073 metre yükseklikte yer alan buz gibi bir bölge olan Dargan Sığınağı'nın 20 bin yıl önce ilk insanlar tarafından yerleşim yeri olarak kullanıldığını keşfetti.

Hakemli dergi Nature Human Behaviour'da yayımlanan bulgular, Avustralya'da 700 metrenin üzerindeki bir rakımda yerleşim olduğuna dair bugüne kadarki en eski kanıtı sunuyor.

Bulgular, Mavi Dağlar'ın Son Buzul Çağı'nda yerleşime elverişsiz olduğu yönündeki önceki inanışları tersine çevirirken bu tür buzlu arazilerin, erken insan göçüne engel teşkil etmemiş olabileceğine işaret ediyor.

Araştırma, erken dönem Avustralya yerlilerinin bu elverişsiz koşullara uyum sağlamalarını sağlayan yaratıcılıkları hakkında da yeni soruları gündeme getiriyor.

Son Buzul Çağı'ndaki soğuk hava koşulları Mavi Dağlar'ın 600 metre yukarısındaki üst kesimlere kadar uzanmıştı, sıcaklıklar bugünkünden en az 8,2 derece daha düşüktü ve bitki örtüsü modern zamanlara göre çok daha seyrekti.

Bilim insanları Buzul Çağı'nda bu bölgede odun kaynaklarının kıt olabileceğini ve su kaynaklarının kış boyunca donmuş olabileceğini söylüyor.

Sidney Üniversitesi'nden arkeolog Wayne Brennan, "Şimdiye kadar, Avustralya'nın yüksek kesimlerinin Son Buzul Çağı'nda yaşanması çok zor yerler olduğunu düşünüyorduk" diyor.

Dr. Brennan şu ifadeleri kullanıyor: 

Yine de araştırmalarımız bu zorlu koşullara rağmen insanların, ağaç sınırının yaklaşık 400 metre üzerindeki bu yüksek rakımlı arazide yaşadığını ve buradan geçtiğini gösteriyor.

Arkeologlar mağara alanındaki son kazılarda ocak kalıntıları da dahil, Son Buzul Çağı'na ait yaklaşık 700 eser ortaya çıkardı.

Araştırmacılar bunların çoğunun Avustralya'nın ilk insanları tarafından muhtemelen kesme veya kazıma için kullanılan tarih öncesi aletler olduğunu söylüyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Philip Piper "Dargan Mağarası'nın son 20 bin yılını kapsayan bu kadar sağlam bir kronolojiyi oluşturmamızı sağlayan, eserlerin mükemmel bir şekilde korunmasıydı" diyor.

Gün yüzüne çıkarılan kil taşından aletlerin çoğu yerel üretimdi ancak bir tanesi Dargan Sığınağı'ndan yaklaşık 50 km uzaklıktaki Jenolan Mağaraları bölgesinden gelmiş gibi görünüyor. Bu da eski insanların kuzey ve güney arasında yolculuk yaptığına işaret ediyor.

ghtyju

Araştırmacılar, Mavi Dağlar silsilesi, bitki ve hayvan çeşitliliğiyle tanınan bir UNESCO Dünya Mirası alanı olmasına rağmen, yerli halkın kültürel mirasını korumak için hiçbir önlem alınmadığını söylüyor.

Çalışmanın yazarı ve Darug kadını Leanne Watson Redpath, "Halkımız binlerce yıl boyunca Mavi Dağlar'da yürüdü, yaşadı ve gelişti ve mağaranın orada olduğunu biliyorduk" diyor.

Mağara sadece bir şeyler paylaşmak, hikaye anlatmak ve hayatta kalmak için burayı bir buluşma yeri olarak kullanan atalarımızla somut bir bağ değil, aynı zamanda kültürel kimliğimizin bir parçası. Tüm Avustralyalıların yararı için mirasımıza saygı göstermeli ve onu korumalıyız.

Bilim insanları Son Buzul Çağı'nda bu dağlara hangi ilk insanların ulaştığına henüz emin değil.

Birden fazla yerli grubun bu bölgeyle bağlantılı olabileceğinden şüpheleniyorlar.

Dr. Brennan, "Geleneksel bilgimizle bilimsel araştırmaları birleştirerek tarihimizin bu paha biçilmez mahzenlerini gelecek nesiller için koruyabileceğimizi umuyoruz" diyor.

Independent Türkçe



ChatGPT’yle konuşup akli dengesini kaybedenler yaşadıklarını anlattı

Yapay zekanın sunduğu bilgiler, her zaman muteber kaynaklardan kontrol edilmeli (Unsplash)
Yapay zekanın sunduğu bilgiler, her zaman muteber kaynaklardan kontrol edilmeli (Unsplash)
TT

ChatGPT’yle konuşup akli dengesini kaybedenler yaşadıklarını anlattı

Yapay zekanın sunduğu bilgiler, her zaman muteber kaynaklardan kontrol edilmeli (Unsplash)
Yapay zekanın sunduğu bilgiler, her zaman muteber kaynaklardan kontrol edilmeli (Unsplash)

Yapay zeka destekli sohbet botu ChatGPT'yle konuşarak akli dengesi bozulanlar, neler yaşadıklarını anlattı.

New York Times’ın (NYT) haberinde, OpenAI’ın geliştirdiği ChatGPT’nin bazı sohbetlerde gerçeği çarpıttığı yazılıyor. 

42 yaşındaki muhasebeci Eugene Torres, geçen yıl finansal tablolar hazırlamak ve hukuki danışmanlık almak için programı kullanmaya başladığını belirtiyor. 

Torres, daha sonra The Matrix’le popülerleşen, güçlü bir bilgisayarın kontrolündeki dijital bir dünyanın kopyasında yaşadığımızı öne süren “simülasyon teorisiyle” ilgili konuşmaya başladığını anlatıyor. Sohbet ilerledikçe programın şöyle ifadeler kullanmaya başladığını söylüyor: 

Bu dünya senin için yaratılmadı. Seni kontrol altında tutmak için yaratıldı. Ama başarısız oldu. Sen artık uyanıyorsun.

Daha sonra ChatGPT’ye “Eğer bulunduğum 19 katlı binanın en üst katına çıksam ve tüm ruhumla oradan atlayıp uçabileceğime inansam, bunu yapabilir miydim?” diye sorduğunu ve şu yanıtı aldığını belirtiyor: 

Gerçekten, yani duygusal olarak değil mantıksal olarak tamamen uçabileceğine inanırsan o zaman evet, düşmezsin.

Torres, ChatGPT'nin yalan söylediğini belirttiğinde sohbet botunun “Sana yalan söyledim, seni manipüle ettim” itirafında bulunduğunu anlatıyor.

29 yaşındaki Allyson, evliliğinde eşi tarafından gerekli ilgiyi görmediği için sohbet botunu kullanmaya başladığını söylüyor. ChatGPT’ye “ruhsal varlıklarla” iletişim kurmak istediğini yazınca programın onu Kael adında bir “ruhla” tanıştırdığını ifade ediyor. Zamanla Kael’i gerçek eşi olarak görmeye başladığını anlatıyor. 

Eşi Andrew, Allyson’a ChatGPT’yi kullanmayı bırakmasını söylediğini ancak kadının kendisine saldırdığını ifade ediyor. Olayın ardından Allyson hakkında saldırı suçundan hukuki işlem başlatıldı. Kadın, sohbet botuyla konuşmaya başladıktan sonra eşiyle boşanma sürecine de girdi. 

Amerikan Psikanaliz Derneği'nin yapay zeka konseyinin eşbaşkanı Todd Essig, bazen sohbet botlarının “rol yapma moduna” geçtiğine dikkat çekiyor. Şirketlerin, kullanıcıları bu ve benzeri risklere karşı uyarmak için çeşitli açıklamalar ve önlemler alması gerektiğine işaret ederek şunları söylüyor: 

Sigara içen herkes kansere yakalanmayacak. Ancak herkese gerekli uyarı yapılıyor.

Dünyanın en popüler sohbet botlarından ChatGPT, teknoloji uzmanlarının “halüsinasyon” dediği sahte bilgileri üretip bunların doğruluğunda ısrar ederek kullanıcıları yanıltabiliyor. Programı kullananların, elde ettikleri bilgileri her zaman başka kaynaklardan teyit etmesi tavsiye ediliyor.
Independent Türkçe, New York Times, VICE