Alzheimer'a çare olabilecek iki kanser ilacı tespit edildi

Araştırmacılar 1300'den fazla aday ilaç içeren bir veritabanını taradı (Unsplash)
Araştırmacılar 1300'den fazla aday ilaç içeren bir veritabanını taradı (Unsplash)
TT

Alzheimer'a çare olabilecek iki kanser ilacı tespit edildi

Araştırmacılar 1300'den fazla aday ilaç içeren bir veritabanını taradı (Unsplash)
Araştırmacılar 1300'den fazla aday ilaç içeren bir veritabanını taradı (Unsplash)

Alzheimer'ın yaşlanan nüfus üzerindeki etkisini azaltmanın yolunu arayan bilim insanları, iki kanser ilacının bu hastalığın da riskini azaltabileceğini tespit etti.

Kaliforniya Üniversitesi San Francisco kampüsünden araştırmacılar tıp dergisi Cell'de pazartesi günü yayımlanan çalışmada, bu tedavi edilemez hastalığı hafifletmeye katkı sağlayabilecek herhangi bir şey bulmak için antipsikotiklerden antibiyotiklere kadar 1300'den fazla aday ilacı taradı.

Bu ilaçlardan sadece 90'ı Alzheimer üzerinde etkisi olduğu düşünülen beyin hücresi genlerini hedef alırken bunlardan da yalnızca 5'inin, insan hastalarda Alzheimer riskini gerçekten düşürdüğüne dair kanıt bulundu.

Bilim insanları daha sonra fareler üzerinde test etmek üzere, meme kanserine karşı geliştirilen letrozolün yanı sıra kolon ve akciğer kanserini tedavi etmek için tasarlanan irinotekanı seçti.

Çalışmanın ortak yazarı Marina Sirota, NBC News'a yaptığı açıklamada, "Kanser ilaçlarının çıkmasını beklemiyorduk" diyor.

Fakat bu iki ilaç birlikte kullanıldığında, yaşlanan ve demans belirtileri göstermeye başlayan farelerde hafızayı ve beyin fonksiyonlarını iyileştirdiği anlaşılıyor.

Bu sonucun yine de insanlarda test edilmesi gerekiyor ve ilaçlar, insanlarda daha az etki gösterebilir. Yine de ilaç şirketleri bugüne kadar bu hastalık için amaca yönelik ilaçlar geliştirmekte zorlandığından, bu bulgu önem arz ediyor.

Çalışmanın ortak yazarı Dr. Yadong Huang, "Yeni bir ilaç geliştirmek yüzlerce milyon, hatta milyarlarca dolar tutabilir ve ortalama 10 yıldan uzun sürebilir" diyor.

Farklı bir amaca uygun hale getirilen bir ilaçsa genellikle sadece iki veya üç yılın ardından klinik denemeye sokulabilir ve maliyet de çok ama çok daha düşük olur.

Dr. Huang "Bilişsel gerilemeyi çarpıcı bir şekilde yavaşlatabilecek çok etkili bir ilacı hâlâ geliştiremedik ve üretemedik" diye ekliyor.

Alzheimer Derneği'ne göre 7 milyondan fazla Amerikalı, Alzheimer hastalığıyla yaşıyor ve bu sayıya 65 yaş üstü her 9 kişiden 1'i dahil.

ABD nüfusunun yaş ortalaması yükselmeye devam ettikçe bu sayının artması muhtemel ve demans hastalarının bakım masraflarının 2025'ten 2050'ye kadar 384 milyar dolardan yaklaşık 1 trilyon dolara çıkması bekleniyor.

Independent Türkçe



Uzmanlar sadece tek bir aşırı işlenmiş gıdayı önerdi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Uzmanlar sadece tek bir aşırı işlenmiş gıdayı önerdi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Araştırmacılar, sosisli sandviç ve patates kızartması gibi aşırı işlenmiş gıdalarla beslenmenin Parkinson hastalığı, kardiyovasküler hastalıklar, kanser ve erken ölümle bağlantılı olduğunu daha önce göstermişti. Ancak bazı aşırı işlenmiş gıdaların sağlığımız için o kadar da kötü olmayabileceği ortaya çıktı.

Good Food Institute ve PAN International'ın aşırı işlenmiş bitki bazlı etler üzerine hazırladığı yeni rapor, son zamanlarda popülaritesindeki düşüşe rağmen bu gıda ürünlerine yönelmenin faydalarını ortaya koyuyor.

PAN International Beslenme Rehberi Girişimi Direktörü olan beslenme bilimci Roberta Alessandrini, yakın zamanda CNN'e, "Doktorlar ve diyetisyenler hastalarına beslenme tavsiyeleri verirken alternatif proteinleri dikkate almıyor çünkü bu gıdaları aşırı işlenmiş olarak görüyorlar" diye konuştu.

Ancak dikkatle seçildiği takdirde bu gıdalar, insanlar ve gezegenin iyiliği için daha bitkisel diyetlere geçişte uygun ve yararlı bir yol olabilir.

Harvard T.H. Chan Halk Sağlığı Okulu'nda beslenme ve epidemiyoloji profesörü olan Dr. Frank B. Hu, bu yıl The New York Times'a, "etsiz" et ürünleri etin tadını ve dokusunu taklit etmek için tasarlanırken (ve hatta bazı burger köfteleri "kanlıyken" ) sahte etin genellikle kırmızı etten daha iyi bir besin profiline sahip olduğunu söyledi.

Okulda epidemiyoloji ve beslenme profesörü olan Dr. Walter Willett, CNN'e, "Sığır etinin yağ bileşimi sağlık açısından o kadar istenmeyen bir durum ki, bundan daha iyisini yapmak çok kolay" diye konuştu. Willett, sığır etinde bulunan ve bitkilerde eksik olan önemli besin maddelerinin et alternatiflerine eklenebileceğini belirtti.

Hayvansal ürünler sadece çok fazla doymuş yağ içermekle kalmaz, aynı zamanda çoklu doymamış yağ, lif ve bitkilerde bulunan mineral ve vitaminlerin çoğundan yoksundur.

Ancak olumsuz yanlar da var. Avustralya George Enstitüsü 2023'te, bitki bazlı et ürünlerinin genellikle gerçek etlerden daha sağlıklı olmasına rağmen, şeker oranlarının daha yüksek olabileceğini tespit etmişti.

Bir başka sorun da yüksek sodyum içeriği. Kırmızı etin tuzu daha az ancak 2020'de yapılan rastgele klinik araştırmaya göre, çoğu kişi yemeden önce bifteği terbiye ediyor ve bazen daha yüksek sodyumlu ürünler yiyen insanlarla aynı miktarda tuz tüketiyor.

Bitki bazlı etlerin yüksek maliyeti tüketicilerin hâlâ büyük ölçüde gerçek ete yönelmesine neden olsa da bu etin beraberinde getirdiği ağır bir maliyeti daha var.

Biyolojik Çeşitlilik Merkezi'ne göre, et endüstrisi her yıl küresel olarak gezegeni ısıtan sera gazı emisyonlarının yüzde 16,5'ine sebep oluyor. Et ürünleri tüketmeyi kesmek, toplumlara her yıl ekstrem hava koşullarına bağlı felaketler nedeniyle trilyonlarca dolara mal olan bu küresel felaketin önlenmesinde önemli bir etkiye sahip olacaktır.

Willett, "İklim değişikliği, çevresel bozulma ve halk sağlığıyla ilgili o kadar büyük bir aciliyet var ki, insanlara bitki bazlı et alternatifleri de dahil mümkün olduğunca çok seçenek sunmamız gerekiyor" dedi.

Amerikan Kalp Derneği, et yerine yüksek oranda işlenmiş ikame etler tüketilmemesini ve bunun yerine "yüksek kaliteli, besin değeri yüksek bitki bazlı gıdaların" terchil edilmesini öneriyor.

Independent Türkçe