Netflix'in yeni mini dizisi İki Mezar (Dos Tumbas), yalnızca üç bölümde seyirciyi derinden sarsarak İspanyol yapımlarına olan ilgiyi yeniden alevlendirdi. La Casa de Papel'in Profesör'ü Álvaro Morte'nin başrolde olduğu bu çarpıcı gerilim, kısa sürede izlenme listelerinin zirvesine yerleşti. TIME'ın "rahatsız edici ama bir o kadar sürükleyici" sözleriyle övdüğü yapım, İspanyol dizilerinin dünya çapında neden bu kadar çok konuşulduğunu bir kez daha gösterdi.
Artık dünyanın dört bir yanında bir fenomen haline gelen La Casa de Papel'le başlayan bu furya hız kesmediği gibi zenginleşti de. Aslında bu durum hiç de sürpriz değil. İspanyol dizileri son yıllarda yalnızca keyifli hikayeler sunmakla kalmadı, derin insan portreleri, güçlü kadın karakterler ve zekice kurgularla izleyiciyi ekran başına kilitledi.
Bu listede size sadece popüler örnekleri değil, biraz daha kenarda kalmış ama kaliteleriyle öne çıkan yapımları hatırlatmak istedik. La Casa de Papel artık herkesin bildiği rekortmen bir yapım, haliyle ona bu satırlarda selam çakmakla yetindik. Onun yerine, Şantaj'da tesadüfi bir cinayetin gölgesinde şekillenen gerilimi, Susmayanlar'da lise koridorlarında yankılanan #MeToo hikayesini, The Girls at the Back'te kadınlar arasındaki dayanışmayı, Kablo Kızları'nda 1920'lerin Madrid'indeki özgürlük mücadelesini, Kızıl Kraliçe'de ise zeka oyunlarıyla örülü bir polisiyeyi keşfedeceksiniz.
Türleri farklı olsa da bu dizilerinin ortak noktası, kalbinize dokunacak bir damar bulabilmesi. Bazen gerilimle, bazen kahkahayla, bazen de dostluğun sıcaklığıyla; her birinin ardında evrensel bir insan hikayesi var.
Eğer İki Mezar'ın yarattığı heyecan hoşunuza gittiyse, bu listede göreceğiniz yapımlar ruhunuza işleyerek sizi daha da derinlere çekecek. Lafı daha fazla uzatmadan ıskalamamanız gereken İspanyol yapımı dizileri bir bir sıralayalım...
Paquita Salas
İspanyol mizahının en özgün örneklerinden biri olan Paquita Salas, güldürürken kalbe de dokunan bir dizi. Bir zamanların parlayan menajeri Paquita, değişen dünyaya ayak uyduramayan, ama pes etmeyen bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. 1990'ların ihtişamlı günlerinden bugüne uzanan bu yolculuk, hem eğlenceli hem de hüzünlü bir tonla ilerliyor. Paquita'nın sadık sekreteri Magüi'yle birlikte yeni yeteneklerin peşine düşmesi, diziyi bir keşif hikayesine dönüştürüyor.
Ödüllü oyuncu Brays Efe'nin hayat verdiği Paquita, abartılı halleriyle güldürürken, içten anlarıyla izleyiciyi şaşırtıyor. Javier Calvo ve Javier Ambrossi imzalı bu yapım, İspanyol kültürünü ve mizahını mümkün olan en doğal şekilde yansıtıyor. Netflix sayesinde dünya çapında izleyici bulan dizi, kısa sürede bir fenomen haline geldi. Ve belki de en güzeli, Paquita'nın hikayesi bize her düşüşün içinde saklı bir yeniden doğuş ihtimalini hatırlattı.
IMDb: 8,0
Nereden izlenir: Netflix
Smiley
Smiley, tesadüfün büyüsünü ve aşkın sürprizlerle dolu doğasını anlatan modern bir romantik komedi. Barcelona sokaklarında başlayan bu hikayede, yanlışlıkla gönderilen bir mesaj iki yabancının hayatını kökten değiştiriyor. Miki Esparbé ve Carlos Cuevas'ın güçlü kimyası, diziyi klişelerden uzaklaştırıp samimi bir duygusal yolculuğa dönüştürüyor.
Karakterler ayrı düşse bile izleyici, aralarındaki çekimin ekranın her köşesine sindiğini hissediyor. Bir yandan "Acaba kavuşacaklar mı?" sorusuyla gerilirken, diğer yandan sahneleri tatlı bir gülümsemeyle izliyorsunuz. Dizi, romantik komedi geleneğine saygı duruşunda bulunurken ona kendi taze yorumunu da katıyor. Yardımcı karakterlerin enerjisi, hikayeye hem eğlence hem de derinlik kazandırıyor. Ve sonunda, Smiley tam da adının vaat ettiği şeyi yapıyor: İzleyicisine sıcacık bir gülümseme bırakıyor.
IMDb: 8,0
Nereden izlenir: Netflix
Vis a vis
Baştan söyleyelim: Orange Is the New Black'i sevdiyseniz, Vis a vis sizi daha da derinden etkileyecek. Vis a vis, kadın hapishanesinin karanlık duvarları arasında hem gerilim hem de insan ruhunun sınırlarını ustalıkla anlatan çarpıcı bir dizi. Masum görünen bir aşk hikayesiyle başlayan olaylar, dizinin kahramanı Macarena Ferreiro'nun kendini suç, şiddet ve yozlaşmayla çevrili bir dünyada bulmasına yol açıyor.
La Casa de Papel'in Nairobi'si Alba Flores'in de rol aldığı hikaye hız kesmeden ilerlerken, her bölüm neredeyse nefessiz izleniyor. Şiddetin ve gerilimin dozu yüksek ama karakterlerin kırılganlığıyla ustaca dengeleniyor. Sarı üniformalı kadınlar arasındaki rekabet, dayanışma ve ihanet izleyicide sürekli bir diken üstünde olma hali yaratıyor. Vis a vis'in kamera dili ve görselliği de öyküyü sıradan bir hapishane dramasının ötesine taşıyor. İkinci sezonla birlikte tansiyon daha da yükseliyor ve oyunculuklar iyice parlıyor. Kısacası Vis a vis, karanlığın içinden doğan bir başyapıt gibi, sizi hem sarsıyor hem de ekrana kilitliyor.
IMDb: 7,8
Nereden izlenir: Netflix
I, Addict (Yo, adicto)
I, Addict, bağımlılıkla yüzleşmenin en çıplak ve en insani hikâyelerinden birini gözler önüne seriyor. Yönetmen ve yazar Javier Giner'in kendi yaşamından beslenen bu diziyle izleyici, yalnızca bir bağımlının çöküşüne değil, aynı zamanda yeniden ayağa kalkma mücadelesine de tanık oluyor. Başroldeki Oriol Pla öylesine güçlü bir performans sergiliyor ki, bir an nefret ettiğiniz karaktere bir sonraki sahnede empatiyle yaklaşırken buluyorsunuz kendinizi.
Dizi, bağımlılığı sadece bir hastalık olarak değil, insanın varoluş sancılarından biri olarak resmediyor. Karakterler aracılığıyla yalnızca madde bağımlılığı değil, hepimizin taşıdığı ihtiyaçlar ve boşluklar da açığa çıkıyor. Yönetmenler Javier Giner ve Elena Trapé, konuyu sert ama şefkatli bir duyarlılıkla ele alıyor. I, Addict, acıyı saklamadan, çelişkileri gizlemeden anlatan, her yönüyle samimi bir yapım. Kendi yaralarımıza da ayna tutan bu dizi, son yılların en unutulmaz İspanyol yapımları arasındaki yerini fazlasıyla hak ediyor.
IMDb: 7,8
Nereden izlenir: Disney+
Şantaj (El inocente)
Şantaj, tek bir telefonun nasıl eski kabusları canlandırıp insanı geçmişin gölgelerine sürükleyebileceğini anlatıyor. Görünmeyen Misafir'le tanınan (Contratiempo) Mario Casas'ın hayat verdiği Mateo, 9 yıl önce istemeden işlediği bir cinayetin yükünü taşırken, özgürlüğüne kavuştuğunu sandığı anda yeni bir karanlığın içine çekiliyor.
Her bölümü adeta bir film gibi kurgulanan dizi, farklı karakterlerin sırlarını açığa çıkarıyor ve izleyiciyi sürekli yeni bir bulmacanın parçasıyla yüzleştiriyor. Sürükleyici anlatımı, beklenmedik bağlantıları ve çarpıcı dönüşleriyle izleyiciyi her an tetikte tutuyor. Karmaşık entrikalarla dolu olmasına rağmen, akıcı yönetimi sayesinde hikaye rahatlıkla takip edilebiliyor. Özellikle Casas'ın performansı ve güçlü yan karakterler diziyi çok daha derin ve gerçekçi kılıyor. Şantaj, kolay tüketilen bir yapım değil; sabır ve dikkat isteyen ama karşılığında büyük bir tatmin sunan bir seyir deneyimi. Geçmişimizden kaçamayacağımızı hatırlatan bu dizi, İspanyol gerilimlerinin en unutulmazları arasına girmeye aday.
IMDb: 7,8
Nereden izlenir: Netflix
The Girls at the Back (Las de la última fila)
The Girls At The Back, dostluğun hem en kırılgan hem de en güçlü halini gösteren, izleyicinin kalbine dokunan bir hikaye. 30'lu yaşlarını geçmiş 5 kadın, içlerinden birine konan kanser teşhisinin ardından geleneksel yolculuklarına bambaşka bir anlam yüklüyor. Diziyi farklı kılan, hastanın kim olduğunun gizli kalması. Çünkü asıl mesele hastalık değil, dayanışma.
Karakterler arasındaki doğal diyaloglar, yılların dostluğunu tüm çatışmaları ve sevgisiyle yansıtıyor. Bu yolculuk, korkularla yüzleşmenin, kaçırılmış fırsatların ve yeniden hayata tutunmanın hikayesine dönüşüyor. Daniel Sánchez Arévalo'nun incelikli yönetimi, oyuncuların güçlü kimyasıyla birleşerek izleyiciyi duygusal bir yolculuğa çıkarıyor. Dizi, izleyiciyi kendi arkadaşlıklarını ve hayatın bilinmezlerini sorgulamaya davet ediyor. Özetle The Girls At The Back, basit bir yol hikayesi değil, kadın dostluğunun gücünü anlatan bir yaşam dersi.
IMDb: 7,7
Nereden izlenir: Netflix
Kablo Kızları (Las chicas del cable)
Kablo Kızları, 1920'lerin Madrid'inde kadınların özgürlük ve eşitlik arayışını güçlü bir hikayeyle anlatıyor. Ülkenin ilk telefon şirketinde işe başlayan 4 kadının ilişkisi, sadece iş arkadaşlığından ibaret kalmayıp güçlü bir dostluğa ve dayanışmaya dönüşüyor.
Ana Fernández, Nadia de Santiago, Blanca Suárez ve Maggie Civantos'un canlandırdığı karakterler, bağımsızlık için verdikleri mücadeleyle dönemin erkek egemen düzenine meydan okuyor. Dizi, 5 sezon boyunca kadınların görünmez kılınan emeğini ve kişisel fedakarlıklarını öne çıkarıyor. Tarihsel atmosferle harmanlanan bu hikaye, kimi zaman fazlasıyla dramatik, kimi zaman eğlenceli bir telenovela havası sunuyor. Modern müzik kullanımı dönemin ruhunu yansıtmadığı için eleştirilse de anlatının enerjisini yükseltiyor. Karakterlerin iniş çıkışları, seyirciyi hem büyülüyor hem de o dönemin kadınlarının cesaretini hatırlatıyor. Kablo Kızları, bağımsızlık uğruna verilen mücadelenin yalnızca bir döneme değil, her çağa ait olduğunu hatırlatan bir dizi.
IMDb: 7,5
Nereden izlenir: Netflix
Susmayanlar (Ni una más)
Susmayanlar, genç bir kızın cesurca açtığı pankartla başlayan ve okulun duvarlarını aşarak herkesi sarsan bir hikaye anlatıyor. Nicole Wallace'ın hayat verdiği Alma, "İçeride bir tecavüzcü saklanıyor" sözleriyle gerçeği haykırırken, hem dostluklarını hem de kendi güvenliğini riske atıyor. Dizi, #MeToo hareketinin İspanyol gençliği üzerindeki yansımalarını samimi ve rahatsız edici bir dürüstlükle işliyor.
Hikaye, dışlanmış bir gencin sesini duyurma çabasını merkeze alırken, toplumun bu sesi duymaya ne kadar hazır olduğunu da sorguluyor. Yavaş tempolu anlatımı yer yer sabır gerektirse de altındaki öfke ve empati izleyiciyi derinden yakalıyor. Genç oyuncu Wallace'ın performansı, Alma'nın kırılganlığıyla direncini aynı anda görünür kılıyor. Dizi, yalnızca bir okul hikayesi değil; susmayanların ve susturulmak istenenlerin öyküsü. Susmayanlar, gerçeğin en ağır yükünü genç bir kızın omuzlarında göstererek izleyiciye unutması güç bir tokat indiriyor.
IMDb: 7,2
Nereden izlenir: Netflix
La Templanza
Dönem dizisi La Templanza, aşkın, gururun ve ikinci şansların büyüleyici öyküsünü anlatıyor. Mauro'nun düşüşten sonra yeniden ayağa kalkma çabası, Sol'un inatçı direnciyle kesişiyor ve ortaya olgun bir aşkın kıvılcımları çıkıyor. İlk bölümler ağır ilerlese de karakterlerin yaşamları derinleştikçe hikaye seyirciyi içine çekiyor.
Diziyi değerli kılan yalnızca aşk hikayesi değil; insanların acılarından sonra yeniden var olabilme iradesi. Zengin dünyası, karakter gelişimleri ve görkemli atmosferiyle María Dueñas imzalı kaynak materyalin hakkını veriyor. Muhteşem manzaralar ve dönem detayları, izleyiciyi doğrudan 19. yüzyılın kalbine götürüyor. La Templanza, yavaş ama derinlikli ilerleyen; sabredenlere olgun bir aşkın ve insan ruhunun direncinin ödülünü sunan bir dizi.
IMDb: 7,1
Nereden izlenir: Amazon Prime Video
Kızıl Kraliçe (Reina Roja)
Kızıl Kraliçe, zekasıyla dünyayı şaşırtacak kadar parlak ama kendi iç karanlığıyla boğuşan Antonia Scott'ın hikayesini merkeze alıyor. Vicky Luengo'nun hayat verdiği Antonia, modern bir Sherlock Holmes gibi hem hayranlık uyandırıyor hem de ürperti yaratıyor. Ona eşlik eden ve İki Mezar'dan da tanıdığımız Hovik Keuchkerian ise sert mizacıyla hem denge unsuru hem de hikayenin gizli kalbi.
İlk sezon tek bir davaya odaklansa da karakterlerin gelecekteki yolculuklarına dair ipuçlarıyla örülüyor. Juan Gómez-Jurado'nun çok satan romanından uyarlanan dizi, kitabı bilenler için bile sürükleyici bir yorum sunuyor. Sadık bir uyarlama olmasına rağmen görsel diliyle hikayeye yeni bir katman eklemeyi başarıyor. Diziyi özel kılan ise kara mizahla bezeli diyalogları ve casusluk klişelerine getirdiği enerjik yorum. Zaman zaman karmaşık bir anlatı sunsa da seyirciyi daima diken üstünde tutmayı başarıyor. Antonia ve Jon arasındaki kimya, ekranın her anına gerilim ve duygu katıyor. Kızıl Kraliçe, yalnızca bir polisiye değil; zekanın, korkunun ve insan ruhunun sınırlarını zorlayan nefes kesici bir serüven.
IMDb: 6,8
Nereden izlenir: Amazon Prime Video