Büyük dönüşler, cesur uyarlamalar: 2026'dan iple çekilen 15 film

İfşa Günü'nde bir hava durumu sunucusunu canlandıran 42 yaşındaki Britanyalı oyuncu Emily Blunt, Sessiz Bir Yer (A Quiet Place) ve Şeytan Marka Giyer (The Devil Wears Prada) serilerinin yanı sıra Sicario gibi yapımlarla da tanınıyor (Universal)
İfşa Günü'nde bir hava durumu sunucusunu canlandıran 42 yaşındaki Britanyalı oyuncu Emily Blunt, Sessiz Bir Yer (A Quiet Place) ve Şeytan Marka Giyer (The Devil Wears Prada) serilerinin yanı sıra Sicario gibi yapımlarla da tanınıyor (Universal)
TT

Büyük dönüşler, cesur uyarlamalar: 2026'dan iple çekilen 15 film

İfşa Günü'nde bir hava durumu sunucusunu canlandıran 42 yaşındaki Britanyalı oyuncu Emily Blunt, Sessiz Bir Yer (A Quiet Place) ve Şeytan Marka Giyer (The Devil Wears Prada) serilerinin yanı sıra Sicario gibi yapımlarla da tanınıyor (Universal)
İfşa Günü'nde bir hava durumu sunucusunu canlandıran 42 yaşındaki Britanyalı oyuncu Emily Blunt, Sessiz Bir Yer (A Quiet Place) ve Şeytan Marka Giyer (The Devil Wears Prada) serilerinin yanı sıra Sicario gibi yapımlarla da tanınıyor (Universal)

Hâlâ 2025'in en iyi filmlerini konuşuyor olabiliriz ama 2026, şimdiden takvime not düşmelik yapımlarla dolu. Yeni yılın gelişiyle birlikte sinema ufkuna bir kez daha bakmanın zamanı: Kimi filmler büyük stüdyoların "her şeyi değiştirecek" iddiasıyla geliyor, kimileri ise tanıdık hikayeleri tersyüz edip bambaşka bir yerden anlatmaya niyetli. Üstelik bazı yönetmenler, uzun süredir uzak durdukları türlere ya da dünyalara geri dönerek kendi kariyerleri için de yeni bir sayfa açıyor.

Bu listenin cazibesi biraz da belirsizliğinde saklı. Spielberg'ün İfşa Günü, daha şimdiden gizemle beslenen bir UFO filmi olarak konuşuluyor; yayımlanan fragman ise cevap vermek yerine soruları büyütmeyi seçiyor. Nolan, Homeros'un destanını The Odyssey'yle sinema salonu ölçeğinde bir deneyime dönüştürmeye hazırlanırken, Villeneuve de Dune: Part Three'yle Arrakis'e veda ediyor. 

Öte yanda Marvel, Avengers: Doomsday'le "ya tutarsa" hissini dev bir gösteriye çevirmeye çalışıyor; Fincher–Tarantino–Brad Pitt buluşması The Adventures of Cliff Booth ise 2026'nın en iştah kabartan sinema dedikodularını tek bir başlıkta topluyor. Kimi filmler de tartışmaları peşinen göze almış durumda: Emerald Fennell, Uğultulu Tepeler'e sinir uçlarına dokunacak kışkırtıcı bir yorum katıyor. 

Kısacası 2026, yalnızca çok izlenecek filmlerin değil; konuşulacak, hatta belki de karşı çıkılacak ya da tekrar tekrar tartışılacak filmlerin de yılı. Hazırsanız, yılın en çok merak edilen yapımlarına yakından bakalım...

28 Yıl Sonra İkinci Bölüm: Kemik Tapınağı (28 Years Later: The Bone Temple)

28 Yıl Sonra evreni, bu kez Kemik Tapınağı'yla daha karanlık ve tekinsiz bir yöne sapıyor. Yönetmen koltuğunu Nia DaCosta'nın devraldığı film, Danny Boyle ve Alex Garland mirasına yeni bir bakış açısı getirirken hikayeyi eşzamanlı çekilen önceki filmle doğrudan iç içe ilerletiyor. Ralph Fiennes'ın canlandırdığı gizemli Dr. Kelson, ölüm fikrine saplantılı ahlak anlayışıyla dünyayı sarsabilecek bir ilişkiye sürüklenirken, genç Spike'ın yolu Jack O'Connell'ın ürkütücü neşesiyle liderlik ettiği çeteyle kesişiyor. DaCosta'nın işaret ettiği gibi, film iki ayrı dünyanın kaçınılmaz bir çarpışmaya doğru ilerlediği bir gerilim hattı kuruyor. Bu evrende artık asıl tehdit enfekte olanlar değil; hayatta kalanların insanlıktan uzaklaşmış hali. Kemik Tapınağı, zombi kıyametini korkudan çok ahlaki bir kabusa dönüştürmeyi hedefleyen sert bir devam filmi olarak öne çıkıyor.

Yönetmen: Nia DaCosta
Oyuncular: Ralph Fiennes, Jack O'Connell, Emma Laird, Alfie Williams, Erin Kellyman, Chi Lewis-Parry, Cillian Murphy
Vizyon tarihi: 16 Ocak

Uğultulu Tepeler (Wuthering Heights) 

Emerald Fennell, Emily Brontë'nin gotik klasiği Uğultulu Tepeler'i 2026'nın en çok konuşulacak uyarlamalarından birine dönüştürmeye hazırlanıyor. Yetenekli Genç Kadın (Promising Young Woman) ve Saltburn'le sınırları zorlamayı seven Fennell, bu kez sadık bir edebiyat uyarlamasından ziyade, daha sezgisel ve kışkırtıcı bir yorumun peşinde. Catherine Earnshaw ve Heathcliff'i Margot Robbie'yle Jacob Elordi'nin canlandırması, şimdiden hem merak hem de tartışma yaratmış durumda.

Özellikle Elordi'nin seçimi, romanda kökeni kasıtlı olarak belirsiz bırakılan ve sömürgecilik bağlamında "öteki" olarak konumlanan Heathcliff'in beyaz bir oyuncuyla canlandırılmasını yeniden tartışmaya açtı. Bu tercih, karakterin tarihsel ve politik anlamını silikleştirdiği eleştirilerini de beraberinde getirdi. Charli XCX şarkılarıyla desteklenen fragmanın işaret ettiği üzere film, Brontë'nin metnindeki bastırılmış tutkuyu ve psikolojik gerilimi daha erotik ve çağdaş bir dille öne çıkarıyor. Kısacası bu Uğultulu Tepeler, çoğu kişinin zihnindeki "klasik" metinden çok, Fennell'in rahatsız etmeyi seven sinema evrenine ait bir yorum olacak.

Yönetmen: Emerald Fennell
Oyuncular: Jacob Elordi, Margot Robbie, Alison Oliver, Hong Chau
Vizyon tarihi: 13 Şubat

Çığlık 7 (Scream 7)

Çığlık 7, perde arkasındaki krizleriyle şimdiden serinin en tartışmalı halkalarından biri. Melissa Barrera'nın Gazze savaşıyla ilgili yorumları nedeniyle projeden kovulması, ardından Jenna Ortega'nın dayanışma göstererek projeden ayrılması, son olarak yönetmen Christopher Landon'ın da çekilmesiyle seri ciddi bir kırılma yaşamıştı. Bu dağınıklığı toparlama görevi, serinin yaratıcısı Kevin Williamson'a düştü: Williamson, hikayeyi yeniden kurarken Sidney Prescott'u canlandıran Neve Campbell'ı da geri getirdi.

cdfrg
Çığlık serisi 7. filmiyle gişede 1 milyar dolar sınırını aşmaya hazırlanıyor (Paramount Pictures)

Campbell'ın dönüşüyle birlikte tonun değişeceği, aşırı şiddetten ziyade ilk filmin gerilimine ve atmosferine yaslanan bir yaklaşım benimseneceği konuşuluyor. Eski karakterlerin sürpriz geri dönüşleriyle nostalji kartını da oynayan Çığlık 7, hem hayal kırıklığı yaşayan hayranları yeniden kazanmayı hem de serinin güvenilirliğini onarmayı hedefliyor. 2026'nın ilk aylarında vizyona girecek film, Ghostface'in geleceği için bir sınav niteliğinde.

Yönetmen: Kevin Williamson
Oyuncular: Neve Campbell, Courteney Cox, David Arquette, Matthew Lillard, Joel McHale, Mckenna Grace, Isabel May, Mason Gooding
Vizyon tarihi: 27 Şubat

Gelin! (The Bride!) 

Maggie Gyllenhaal, Karanlık Kız'ın (The Lost Daughter) ardından bu kez rotayı keskin biçimde değiştirerek Frankenstein mitine cesur bir yorum getiriyor. 1930'lar Şikago'sunda geçen Gelin!, Frankenstein'ın Yaratığı'nın kendisi gibi bir eş istemesiyle başlıyor ve cinayete kurban gitmiş bir kadının Dr. Euphronius tarafından hayata döndürülmesiyle bambaşka bir yöne savruluyor.

Gyllenhaal'un "punk ve canavarca bir aşk hikayesi" diye tanımladığı film, klasik gotik anlatıyı müzikallerden ödünç aldığı büyük dans sahneleriyle harmanlıyor. Cinayet, kaos ve toplumsal dönüşümün iç içe geçtiği bu hikaye, Frankenstein'ın Gelini'ne (The Bride of Frankenstein) selam çakarken modern bir politik alt metin de kurmayı hedefliyor. Dağıtımcısı Warner Bros. için riskli ama iddialı görünen proje, son dönemde yeniden yükselişe geçen Mary Shelley uyarlamaları arasında en aykırı duranlardan biri.

Yönetmen: Maggie Gyllenhaal
Oyuncular: Jessie Buckley, Christian Bale, Peter Sarsgaard, Annette Bening, Jake Gyllenhaal, Penélope Cruz
Vizyon tarihi: 6 Mart

Kurtuluş Projesi (Project Hail Mary)

Kurtuluş Projesi, Phil Lord ve Christopher Miller'ın yıllar sonra yeniden canlı çekim sinemaya dönüşünü işaret eden, 2026'nın en iddialı bilimkurgu projelerinden biri. Andy Weir'ın çok satan romanından uyarlanan film, hafızasını kaybetmiş halde bir uzay gemisinde uyanan ve kısa sürede insanlığın son umudu olduğunu öğrenen Ryland Grace'in hikayesini merkezine alıyor. Ryan Gosling'in hem başrolünde yer aldığı hem de yapımcılığını üstlendiği film, yüksek konseptli bilimkurguyu mizah ve duyguyla harmanlamayı hedefliyor.

ergt
Üç kez Oscar'a aday gösterilen 44 yaşındaki Ryan Gosling, yeni filmi Kurtuluş Projesi'nde bilimsel zekası ve sıradışı fikirleriyle Dünya'yı kurtarmaya çalışan bir öğretmeni canlandırıyor (Amazon MGM Studios)

Marslı'nın (The Martian) senaryosuna da imza atan Drew Goddard'ın kaleminden çıkan uyarlama, kitabın sinemaya ne kadar uygun olduğunu bilen bir ekibin elinden çıkıyor. Gosling'in deyimiyle "çok büyük, çok zor ve bu yüzden cazip" bir film olan Kurtuluş Projesi, bir yandan IMAX ölçeğinde bir macera vaat ederken bir yandan da seyirciyi hem güldürüp hem de ağlatan bir yolculuk sunmayı amaçlıyor. Vizyon tarihi adım adım yaklaşırken film, şimdiden yılın en çok beklenen bilimkurguları arasında yerini almış durumda.

Yönetmen: Phil Lord, Christopher Miller
Oyuncular: Ryan Gosling, Sandra Hüller, Lionel Boyce, Liz Kingsman, Milana Vayntrub, Ken Leung
Vizyon tarihi: 20 Mart

Şeytan Marka Giyer 2 (The Devil Wears Prada 2)

Şeytan Marka Giyer 2, aradan geçen yılların ardından modanın en ikonik karakterlerinden Miranda Priestly'yi yeniden sahneye çıkarıyor. Anne Hathaway'in canlandırdığı Andy Sachs, ilk filmdeki karakterlerle birlikte geri dönüyor. 2006'dan bu yana dergi dünyası, medya dili ve güç dengeleri köklü biçimde değişmişken, film bu kez yayıncılığın dijital çağdaki hayatta kalma mücadelesine odaklanıyor.

Filmin konusuna dair detaylar büyük ölçüde gizli tutulsa da Miranda ve Andy'nin yeniden aynı odada buluşacağı kesin. Oscar ödüllü Dave Frankel'in yeniden yönetmen koltuğunda olduğu devam filmi, nostaljiyi güncel medya kaosuyla çarpıştırmayı hedefliyor. Asıl merak edilen soruysa hâlâ geçerli: Modanın eski otoriteleri, dijital çağda hâlâ söz sahibi olabilecek mi?

Yönetmen: David Frankel
Oyuncular: Meryl Streep, Anne Hathaway, Emily Blunt, Stanley Tucci, Lucy Liu, Justin Theroux, B.J. Novak, Rachel Bloom, Lady Gaga, Kenneth Branagh
Vizyon tarihi: 1 Mayıs

Star Wars: Mandalorian ve Grogu (Star Wars: The Mandalorian and Grogu)

Uzun bir sinema molasının ardından Yıldız Savaşları (Star Wars) evreni, The Mandalorian ve Grogu'yla yeniden beyazperdeye dönüyor. Jon Favreau'nun yazıp yönettiği film, Disney+ döneminin ilk sinema yapımı olma özelliğini taşırken, serinin sevilen ikilisini bu kez daha büyük bir anlatı ölçeğine taşıyor. Hikaye, İmparatorluk'un çöküşünün ardından kırılgan Yeni Cumhuriyet döneminde Din Djarin ve Grogu'nun yolculuğunu takip ediyor.

Dizinin western tonunu ve pratik görsel yaklaşımını koruyan film, bu evreni sinema perdesine uygun daha geniş ölçekli bir anlatıyla büyütüyor. Lucasfilm cephesi, Pedro Pascal'ın karizması ve küresel bir fenomene dönüşmüş Grogu'nun etkisiyle, Yıldız Savaşları'nı yeniden gişe merkezine yerleştirmeyi umuyor. Bakalım dizi evreninden doğan bu hikaye, sinemada da aynı heyecanı yaratabilecek mi...

Yönetmen: Jon Favreau
Oyuncular: Pedro Pascal, Sigourney Weaver, Jeremy Allen White, Jonny Coyne
Vizyon tarihi: 22 Mayıs

İfşa Günü (Disclosure Day) 

Steven Spielberg, sinemasının en temel dürtülerinden birine, yani bilinmeyene duyulan kolektif korku ve hayrete İfşa Günü'yle geri dönüyor. Hakkında neredeyse hiçbir şey bilinmeyen film, Nisan 2024'te duyurulduğundan bu yana bilinçli bir sır perdesiyle çevrili; yayımlanan ilk fragman bile hikayeye dair tek bir ipucu vermiyor. Senaryosu Spielberg'ün özgün fikrinden yola çıkan ve David Koepp imzası taşıyan yapımda Emily Blunt, Kansas City'de yaşayan bir meteoroloğu canlandırıyor.

Filmin resmi tanıtımı, "Yalnız olmadığımız kanıtlansaydı, bu sizi korkutur muydu?" sorusuyla beklentiyi daha da yükseltiyor. Spielberg'ün 2000'lerin ortasından bu yana ilk kez bugünün dünyasında geçen bir bilimkurgu anlatısına yönelmesi, filmi nostaljik bir dönüş kadar yaratıcı bir yeniden doğuş vaadi haline getiriyor. İfşa Günü, 2026 yazında sinemalarda cevaplardan çok sorular bırakan bir Spielberg deneyimi olmaya hazırlanıyor.

Yönetmen: Steven Spielberg
Oyuncular: Josh O'Connor, Emily Blunt, Colin Firth, Colman Domingo, Eve Hewson
Vizyon tarihi: 12 Haziran

The Odyssey

Christopher Nolan, bu kez sinemasının büyük ölçekli diliyle Homeros'un ölümsüz destanı Odysseia'ya uzanıyor. Matt Damon'ın Odysseus'a hayat verdiği filmde, Tom Holland başta olmak üzere neredeyse her sahnede tanıdık bir yüzle karşılaşmak mümkün; kadronun büyüklüğü, projenin iddiasını daha baştan ele veriyor. Nolan'ın mitolojik yaratıkları ağırlıklı olarak dev animatronikler üzerinden canlandıracağı, CGI'ı ise tamamlayıcı bir araç olarak kullanacağı konuşuluyor.

Üstelik The Odyssey, tamamı IMAX kameralarla çekilen ilk film olarak da sinema teknolojisi açısından ayrı bir yere oturuyor. Oppenheimer'la zirve yapan Nolan'ın, bu kez antik bir destanı çağdaş bir sinema olayına dönüştürmesi kimse için sürpriz olmayacak. Kısacası bu film, 2026 yazının sadece en büyük yapımlarından biri değil, sinema salonlarını dolduracak bir deneyim ve hızla bir fenomene dönüşecek gibi duruyor.

Yönetmen: Christopher Nolan
Oyuncular: Matt Damon, Tom Holland, Anne Hathaway, Zendaya, Lupita Nyong'o, Robert Pattinson, Charlize Theron, Jon Bernthal, Benny Safdie, John Leguizamo, Elliot Page, Himesh Patel, Bill Irwin, Samantha Morton, Mia Goth, Corey Hawkins, Logan Marshall-Green
Vizyon tarihi: 17 Temmuz

Spider-Man: Brand New Day

1,9 milyar dolarlık gişesiyle çıtayı hayli yükselten Örümcek-Adam: Eve Dönüş Yok'un (Spider-Man: No Way Home) ardından Spider-Man: Brand New Day, Marvel'ın en iddialı hamlelerinden biri olmaya hazırlanıyor. Tom Holland'ın canlandırdığı Peter Parker, kimsenin onun Örümcek Adam olduğunu hatırlamadığı yıkıcı finalin ardından bu kez daha yalnız, daha kırılgan bir noktadan yola çıkıyor. Yönetmen koltuğunda Jon Watts'ın yerini alan Destin Daniel Cretton, hikayeye daha kişisel ve karanlık bir ton kazandırmayı hedefliyor.

ascdvg
Eylülde Tom Holland'ın bir sahnede yaşanan kaza sonucu beyin sarsıntısı geçirmesi nedeniyle Spider-Man: Brand New Day'in çekimlerine kısa süreli ara verilmişti (Sony Pictures Releasing) 

Çekimleri geçen hafta tamamlanan filmde Zendaya ve Jacob Batalon rollerine geri dönerken, Mark Ruffalo'nun oynadığı Hulk ve Jon Bernthal'ın canlandırdığı Punisher da hikayeye dahil oluyor. Stranger Things defterini kapatan genç yıldız Sadie Sink ise Marvel evrenine ilk adımını atıyor. Ana kötü karakter hâlâ gizemini korurken, kulislerde bu filmin Holland'ın Avengers dışındaki son solo Örümcek Adam macerası olabileceği konuşuluyor; bekleyip göreceğiz. 

Yönetmen: Destin Daniel Cretton
Oyuncular: Tom Holland, Zendaya, Sadie Sink, Mark Ruffalo, Jacob Batalon, Jon Bernthal
Vizyon tarihi: 31 Temmuz

The Adventures of Cliff Booth

The Adventures of Cliff Booth, sinema tarihinde nadir rastlanan bir buluşmayı yeniden mümkün kılıyor: Quentin Tarantino'nun kaleme aldığı, David Fincher'ın yönettiği ve Brad Pitt'in Cliff Booth rolüne döndüğü bir devam filmi. Bir Zamanlar... Hollywood'da (Once Upon a Time... in Hollywood) filminin ardından hikaye bu kez 1977'ye sıçrıyor; Booth'u Hollywood'un perde arkasında kirli pazarlıkları yürüten, karanlıkla iç içe bir "iş bitirici" olarak izliyoruz. Fincher'ın soğukkanlı görsel disipliniyle Tarantino'nun diyalog ve karakter takıntısının nasıl çarpışacağı, filmi şimdiden merak nesnesine dönüştürüyor.

sdf
Dublör Cliff Booth rolü, 2020'de Brad Pitt'e En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar'ını kazandırmıştı (Sony Pictures)​​

Pitt'in kariyerindeki en "doğal" rollerden biri sayılan Cliff Booth'un merkezde olması, ortaya çıkan işi nostaljik bir yan hikayeden çok başlı başına bir karakter portresine dönüştürüyor. Netflix imzasına rağmen yaz aylarında vizyona girmesi de planlanan film, 2026'nın en çok konuşulacak sinema olaylarından biri olmaya aday. Kısacası The Adventures of Cliff Booth için bir devam filminden çok, modern Amerikan sinemasının ağır toplarının aynı masaya yeniden oturması diyebiliriz. 

Yönetmen: David Fincher
Oyuncular: Brad Pitt, Timothy Olyphant, James Stacy, Scott Caan, Elizabeth Debicki, Yahya Abdul-Mateen II, Carla Gugino, Holt McCallany
Vizyon tarihi: 2026 yazı

Dune: Part 3 

Denis Villeneuve, Frank Herbert uyarlamasını Dune: Part Three'yle tamamlamaya hazırlanırken, bu film yönetmenin Arrakis'e vedası anlamına geliyor. Dune Mesihi (Dune Messiah) romanından uyarlanan yapım, Paul Atreides'in hikayesini yıllar sonrasına taşıyarak kahramanlıktan çok bedel ve çöküş fikrine odaklanacak. Timothée Chalamet başta olmak üzere ilk iki filmin ana kadrosu geri dönerken, Robert Pattinson'ın entrikacı Scytale rolüyle hikayeye katılması en dikkat çekici yeniliklerden biri.

dcfrg
Seride Paul Atreides'i canlandıran 29 yaşındaki Timothée Chalamet'nin Muhteşem Marty'deki (Marty Supreme) performansıyla 2026'nın Oscar adayları arasında yer alabileceği konuşuluyor (Warner Bros. Pictures)

Villeneuve için en büyük sınav, epik ölçekte kurduğu evreni görkemli bir finalle kapatmak değil, Paul'ün bilinçli bir şekilde kendi mitini yıkışını sinemada karşılık bulur hale getirmek olacak. Çekimleri tamamlanan film, Dune: Çöl Gezegeni (Dune) serisinin yalnızca finali değil, modern bilimkurgunun en iddialı üçlemelerinden birinin kapanış perdesi olmaya aday. Müziklerin ilk iki filmde olduğu gibi çifte Oscarlı efsanevi besteci Hans Zimmer imzasını taşıdığını hatırlatalım.

Yönetmen: Denis Villeneuve
Oyuncular: Timothée Chalamet, Zendaya, Florence Pugh, Jason Momoa, Josh Brolin, Rebecca Ferguson, Anya Taylor-Joy, Robert Pattinson
Vizyon tarihi: 18 Aralık

Avengers: Doomsday

Eveeet... Marvel Sinematik Evreni için ya her şey yeniden başlayacak ya da geri dönüşü olmayan bir kırılma yaşanacak! Avengers: Doomsday, hiç şüphesiz 2026'nın en büyük kumarlarından biri. Sonsuzluk Savaşı (Infinity War) ve Endgame'in yönetmenleri Anthony ve Joe Russo'nun, namı diğer Russo kardeşlerin geri dönüşü, filmin tonuna dair beklentiyi baştan yükseltiyor. Robert Downey Jr.'ın bu kez Iron Man değil, Doctor Doom rolünde evrene dönmesi ise hem nostaljiye hem de radikal bir yön değişimine işaret ediyor.

Fantastik Dörtlü (Fantastic Four), Thunderbolts* ve eski Fox yapımı X-Men kadrosunun aynı hikayede buluşması, Doomsday'i tam anlamıyla çoklu evrenin zirve noktalarından biri haline getiriyor. Hikayesi sır gibi saklansa da çizgi romanlardaki Doomsday anlatıları, tanıdık bir kahramanın karanlık bir versiyonuyla karşı karşıya kalabileceğimizi düşündürüyor. Avengers: Doomsday, Marvel'ın son yıllardaki sendelemesini telafi edecek büyük bir yeniden doğuş mu, yoksa son bir "ya tutarsa" hamlesi mi olacak? Bunu görmek için beraberce 18 Aralık 2026'yı beklemekten başka çaremiz yok.

Yönetmen: Anthony ve Joe Russo
Oyuncular: Chris Hemsworth, Vanessa Kirby, Anthony Mackie, Sebastian Stan, Letitia Wright, Paul Rudd, Wyatt Russell, Tenoch Huerta Mejía, Ebon Moss-Bachrach, Simu Liu, Florence Pugh, Kelsey Grammer, Lewis Pullman, Danny Ramirez, Joseph Quinn, David Harbour, Winston Duke, Hannah John-Kamen, Tom Hiddleston, Patrick Stewart, Ian McKellen, Alan Cumming, Rebecca Romijn, James Marsden, Channing Tatum, Pedro Pascal, Robert Downey Jr.
Vizyon tarihi: 18 Aralık

Werwulf

Robert Eggers, karanlık ve boğucu dönem atmosferlerini neredeyse fiziksel bir deneyime dönüştüren sinemasıyla bu kez kurt adam mitine yöneliyor. Werwulf, 13. yüzyıl Britanyası'nda geçen özgün bir hikaye anlatıyor ve Eggers'ın kendi ifadesiyle şimdiye kadar yazdığı "en karanlık" senaryo olma iddiasını taşıyor. Kan, çamur, hastalık ve yoksullukla örülü bu Ortaçağ dünyasında film, gotik bir korkudan çok ilkel bir hayatta kalma kabusu vaat ediyor.

sxcdfrg
Robert Eggers'un 2024'te çektiği Nosferatu'da Lily-Rose Depp, Kont Orlok'un saplatı haline getirdiği genç kadın Ellen Hutter'ı canlandırmıştı (A24)

Eggers'ın döneme sadakat konusundaki takıntısı burada da belirleyici; senaryonun, çağın diline uygun diyaloglar ve modern izleyici için açıklamalar içerdiği biliniyor. Nosferatu'yla vampir mitini yeniden yorumlayan yönetmenin, bu kez kurt adam anlatısını romantizmden arındırıp vahşi ve rahatsız edici bir yere taşıması sürpriz olmayacak. 

Yönetmen: Robert Eggers
Oyuncular: Aaron Taylor-Johnson, Lily-Rose Depp, Willem Dafoe, Ralph Ineson
Vizyon tarihi: 25 Aralık

The Death of Robin Hood

Michael Sarnoski, beklentileri altüst eden 2021 yapımı Pig ve 2024 tarihli öncül film Sessiz Bir Yer: Birinci Gün'ün (A Quiet Place: Day One) ardından The Death of Robin Hood'la efsaneyi kökünden sarsan, sert ve hüzünlü bir anlatı sunmaya hazırlanıyor. Hugh Jackman, Jodie Comer ve Paul Mescal'ın başrolleri paylaştığı film, Robin Hood'un son günlerine odaklanarak kahramanlıktan çok hayatta kalma içgüdüsünü, şiddetin bedelini ve geride bırakılan mirası sorguluyor. A24 imzası taşıyan yapım, mitin romantik parıltısını söküp atan, karakter merkezli ve ağırbaşlı bir ton benimsiyor.

cdfrgt
Çekimleri yaklaşık bir yıl önce tamamlanan The Death of Robin Hood'dan gelen ilk görüntülerde Oscar adayı Hugh Jackman, dağınık kır saçları ve uzun sakalıyla dikkat çekerken, Game of Thrones'dakileri andıran kalın bir kürk giydiği görülüyor (A24)

Sarnoski'nin ilk kez 35 milimetre filmle çektiği proje, Birleşik Krallık ve Galler'in geniş ve yaban manzaralarını hikayenin duygusal yüküyle birleştiriyor. Yönetmenin çocukluğundan beri peşini bırakmayan Robin Hood miti, kökenlerinin belirsizliği sayesinde bu kez daha karanlık ve insani bir yere taşınıyor. The Death of Robin Hood, 2026'da tanıdık bir efsaneye bambaşka bir gözle bakmak isteyenler için yılın en merak uyandırıcı yapımlarından biri.

Yönetmen: Michael Sarnoski
Oyuncular: Hugh Jackman, Jodie Comer, Paul Mescal
Vizyon tarihi: Henüz duyurulmadı

Independent Türkçe



Elektrikli araç menzilini iki katına çıkaracak batarya geliştirildi

Soğuk havaların batarya kapasitesini azaltması, elektrikli araç menzilleriyle ilgili sorunlardan biri (Reuters)
Soğuk havaların batarya kapasitesini azaltması, elektrikli araç menzilleriyle ilgili sorunlardan biri (Reuters)
TT

Elektrikli araç menzilini iki katına çıkaracak batarya geliştirildi

Soğuk havaların batarya kapasitesini azaltması, elektrikli araç menzilleriyle ilgili sorunlardan biri (Reuters)
Soğuk havaların batarya kapasitesini azaltması, elektrikli araç menzilleriyle ilgili sorunlardan biri (Reuters)

Bilim insanları elektrikli araç menzilini iki katına çıkarabilecek bir anotsuz batarya geliştirdi.

Anot ve katot, bataryalardaki elektrik akışını sağlayan iki elektrotu ifade ediyor. Anotsuz bir bataryada, katotta depolanan lityum iyonları şarj sırasında hareket ederek doğrudan bakır bir toplayıcı üzerinde birikiyor. Bu sayede enerji depolama için daha fazla alan açılabiliyor. 

Bu tür lityum iyon bataryalar uzun zamandır umut vaat etse de verimli sonuç alınamıyordu. 

Bu bataryaların önündeki engellerden biri, lityum iyonlarının düzensiz yerleşimi sonucu yüzeyde iğne benzeri yapılar oluşmasıydı. Bu yapılar, bataryanın kısa devre yapmasına ve güvenlik risklerine yol açabiliyor.

Ayrıca tekrarlanan şarj ve deşarj döngüleri, lityum yüzeyine zarar vererek batarya ömrünü hızla kısaltabiliyor.

Güney Kore'deki Pohang Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'nden araştırmacılar bu sorunun üstesinden gelmek adına, içinde eşit dağıtılmış gümüş nanoparçacıklar olan bir polimer çerçeve tasarladı. 

Bu sayede lityum iyonları, batarya içinde rasgele değil, belirli noktalarda düzenli şekilde birikiyor. 

Ayrıca tasarladıkları bir elektrolit de lityum yüzeyinde koruyucu bir tabaka yaratarak iğne benzeri yapıların oluşmasını engelliyor. 

Bulguları hakemli dergi Advanced Materials'ta yayımlanan çalışmaya göre bu tasarım, 1270 Wh/L hacimsel enerji yoğunluğuna ulaştı. Bir sistemin hacmine kıyasla ne kadar enerji içerdiğini gösteren bu değer, elektrikli araçlarda kullanılan geleneksel lityum iyon  bataryalarda ise yaklaşık 650 Wh/L seviyesinde.

Batarya ayrıca 100 şarj döngüsünden sonra başlangıçtaki ​​kapasitesinin yüzde 81,9'unu korudu.

Bu sonuçlar, laboratuvardaki küçük pillerin ötesinde, gerçek dünyadaki elektrikli araçlarda kullanılanlara benzer bataryalarda da elde edildi. 

Bilim insanları yeni teknolojinin elektrikli araç menzilini iki katına çıkarma ve soğuk havalarda daha rahat yolculuk yapma potansiyeli sunduğunu söylüyor.

Çalışmaya liderlik eden Soojin Park gelişmeyi şöyle değerlendiriyor:

Bu çalışma, anot içermeyen lityum metal bataryalarda verimlilik ve ömür sorunlarını aynı anda ele alarak anlamlı bir atılımı temsil ediyor.

Independent Türkçe, Interesting Engineering, TechXplore, Advanced Materials


Bir hafta yetti: Doğa, laboratuvar farelerini sakinleştirdi

Doğada vakit geçiren farelerin anksiyete seviyeleri normal düzeye döndü (Matthew Zipple/Cornell Üniversitesi)
Doğada vakit geçiren farelerin anksiyete seviyeleri normal düzeye döndü (Matthew Zipple/Cornell Üniversitesi)
TT

Bir hafta yetti: Doğa, laboratuvar farelerini sakinleştirdi

Doğada vakit geçiren farelerin anksiyete seviyeleri normal düzeye döndü (Matthew Zipple/Cornell Üniversitesi)
Doğada vakit geçiren farelerin anksiyete seviyeleri normal düzeye döndü (Matthew Zipple/Cornell Üniversitesi)

Laboratuvarda kullanılan fareleri doğaya salan bilim insanları, hayvanların kaygı seviyelerinin kısa sürede normale döndüğünü tespit etti. Bulgular, doğada vakit geçirmenin laboratuvar ortamında oluşan korku tepkilerini önleyebileceğini gösteriyor.

Araştırmacılar farelerin kaygı düzeyini ölçmek için genellikle yükseltilmiş artı labirent adlı bir mekanizma kullanıyor. 

Artı şeklindeki bu platformun iki kolunun etrafı açıkken, diğerlerininki kapalı oluyor. Fareler genellikle açık kollara baktıktan sonra kapalı olanlara yönelip burada kalmayı tercih ediyor. 

Bilim insanları bu kapalı alanda kalma isteğini, yüksek kaygı seviyeleriyle ilişkilendiriyor. Hayvanların korku tepkisi bu noktadan sonra anksiyete ilaçlarıyla bile düşürülemiyor. 

Cornell Üniversitesi'nden araştırmacılar daha geniş alanlarda farelerin tepkilerinin nasıl değiştiğini anlamak üzere bir çalışma yürüttü.

Sıkı bir kontrol altındaki kapalı ortamlarda yetiştirilen 44 fareyi geniş ama etrafı çevrili bir bahçeye saldılar. 

Hayvanlar gerçek hava koşulları ve bilmedikleri kokularla çevrili halde, gerçek toprağı kazdı, bir yerlere tırmandı, yuva yaptı ve koştu.

Bulguları hakemli dergi Current Biology'de yayımlanan çalışmaya göre sadece bir hafta doğada vakit geçiren farelerin kaygı seviyesi normale döndü.

dcrgt
Araştırmacılar, Cornell kampüsünün hemen dışındaki kapalı alanların, bugüne kadar sadece bir ayakkabı kutusundan biraz daha büyük bir kafeste yaşayan farelerin deneyimlerini büyük ölçüde genişlettiğini söylüyor (Cornell Üniversitesi)

Laboratuvara döndükten sonra artı şeklindeki platformdaki kapalı ve açık alanlarda eşit derecede vakit geçirdiler.

Makalenin yazarlarından Matthew Zipple, "Onları bir haftalığına dışarı bıraktık ve kaygı davranışları başlangıç seviyelerine geri döndü" diye açıklıyor.

Bulgular, laboratuvarda kaygının nasıl incelendiğiyle ilgili soru işaretleri yaratıyor. Ayrıca net bir sonuca varmak içinhenüz erken olsa da araştırmacılar, bu etkilerin insanlar için de geçerli olabileceğini düşünüyor.

Bazı korku tepkileri, sınırlı deneyim yaşamakla bağlantılı olabilir.

Çalışmanın bir diğer yazarı Michael Sheehan "Her gün birçok farklı şey deneyimleyince, bir şeyin korkutucu veya tehdit edici olup olmadığını daha iyi anlayabiliyoruz" diyerek ekliyor:

Ama eğer sadece 5 deneyim yaşadıktan sonra karşılaştığımız 6. deneyim daha önce yaptığımız her şeyden farklıysa, bu durum kaygıya yol açabilir.

Çalışmadaki farelerin yaşadığı rahatlama da kısıtlamadan ziyade daha geniş bir alanda hareket etmekle bağlantılı. Bu sayede sinir sistemleri, üzerinde çalışacak daha fazla bilgiye sahip oldu.

Sheehan, "Bu, deneyim kütüphanemizin yeni deneyimlere verdiğimiz tepkiyi nasıl şekillendirdiği hakkında ilginç sorular doğuruyor" ifadelerini kullanıyor: 

Çünkü bence kaygı özünde böyle bir şey; aslında korkutucu olmayan bir duruma uygunsuz bir tepki vermek.

Independent Türkçe, Science Alert, VICE, Current Biology


Horizon 2'yi geciktiren Kevin Costner'a 400 bin dolarlık dava

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Horizon 2'yi geciktiren Kevin Costner'a 400 bin dolarlık dava

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Kevin Costner, Horizon: An American Saga - Chapter 2'nin ertelenmesinin ardından yeni bir davayla karşı karşıya.

The Bodyguard'ın 70 yaşındaki yıldızı, filme kostüm sağlamayı kabul eden Western Costume Leasing Company tarafından sözleşme ihlali nedeniyle dava ediliyor. Şirket, 400 bin doların üzerinde tazminat ve avukatlık ücreti talep ediyor.

Us Magazine'in haberine göre dava Los Angeles County Yüksek Mahkemesi'nde açıldı. Başvuruda Costner'la diğer davalıların Western Costume'le anlaştıkları ve "kostümlerin bedelini ödemeyi ve hasarsız şekilde geri vermeyi kabul ettikleri" öne sürüldü.

Davalılar, yapım şirketinin 134 bin 256,82 dolarlık ödenmemiş faturası olduğunu iddia ediyor. Bu faturanın ödenmesini istiyor ve diğer "ilgili ücretler ve masraflarla" birlikte toplamda "200 bin doları aşan" bir tutar oluşacağını öngörüyorlar. Ayrıca 200 bin dolar daha avukatlık ücreti talep ediyorlar.

Independent, cevap hakkı için Costner'ın temsilcileriyle iletişime geçti.

Seri olması planlanan Horizon'ın ilk filmi Haziran 2024'te gösterime girmiş ve gişede 50 milyon dolarlık bütçesini çıkaramamıştı. Eleştirmenler tarafından da yerden yere vurulmuş, The Independent'tan Clarisse Loughrey filme 5 üzerinden iki yıldız vermişti.

Loughrey, "Kevin Costner'ın 4 hatta belki de 5 bölümden oluşacak kovboy destanının ilk bölümü, vahşi batı tema parkında üç saatlik gezintiye eşdeğer" diye yazmıştı.

Eğer Stetson şapka, üzengi ve altıpatlar hayranıysanız ve bolca sabrınız varsa deneyimden keyif alabilirsiniz. Ama düzgün bir şekilde ata binmeden önce çok fazla beklemeniz gerekiyor.

Serinin ikinci filminin başlangıçta Ağustos 2024'te gösterime girmesi planlanmıştı. Ancak ilk filmin gişe performansının ardından sinema gösterimi iptal edilmiş ve süresiz olarak ertelenmişti.

Mayısta Costner, ikinci filmin çekimleri sırasında kendisini "senaryoda olmayan" bir tecavüz sahnesinde oynattığı iddiasıyla kadın bir dublör tarafından dava edilmişti.

Oyuncu Ella Hunt'ın baş dublörü Devyn LaBella, davada "Kevin Costner tarafından yönetilen, şiddet içeren, senaryoda yazmayan, planlanmamış bir tecavüz sahnesinin kurbanı olduğunu" iddia etmişti.

34 yaşındaki LaBella ayrıca, tüm çıplaklık veya yakınlaşma sahnelerinde bir samimiyet koordinatörünün bulunması şartıyla işe alındığını da iddia etmişti. Davaya göre bu şart, 2 Mayıs 2023'te LaBella'nın Hunt'ın yerine geçmesi için sete çağrılmasıyla ihlal edildi; Hunt'ın sahneye katılmayı reddettiği öne sürülmüştü.

Costner, bu davayla ilgili tüm iddiaları reddediyor. Avukatı Marty Singer, The Independent'a yaptığı açıklamada, yönetmenin "her zaman filmlerinde çalışan herkesin rahat olmasını sağlamak istediğini ve setteki güvenliği çok ciddiye aldığını" söylemişti.

Independent Türkçe