Uyumaya çalışırken saate bakmak uykuyu kaçırıyor

Bilim insanları uyumaya çalışırken sergilenen davranışların uykusuzlukla bağlantısını araştırdı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Uyumaya çalışırken saate bakmak uykuyu kaçırıyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Yeni bir araştırmaya göre, uykusuzluk çekerken saate bakmak uykunun kaçmasına neden oluyor.

Indiana Üniversitesi Psikoloji ve Beyin Bilimleri Bölümü'nden Spencer Dawson'ın öncülük ettiği araştırmada bir yaklaşık 5 bin hastanın verileri incelendi.

Katılımcılara uykusuzluk problemlerinin ciddiyeti, uyku ilacı kullanıp kullanmadıkları ve uyumaya çalışırken kendi davranışlarını gözlemlemeye harcadıkları zaman soruldu. 

Araştırmacılar bu faktörlerin birbirleriyle ilişkisi üzerine çalıştı.

Dawson elde edilen bulgularla ilgili, "Uyumaya çalışırken saate bakmanın uyku ilacı kullanma üzerinde bir etkisi olduğunu tespit ettik. Çünkü bu davranış uykusuzluk semptomlarını artırıyor" diye konuştu.

Dawson, "İnsanlar yeterince uyuyamayacakları için endişe ediyorlar ve sonra uyanmak zorunda oldukları saate kadar ne kadar uyuyacaklarını hesaplıyorlar. Bu uykuya dalmayı kolaylaştıracak bir aktivite değil. Ne kadar stres olursanız, uykuya dalmanız o kadar zor olur" dedi.

Uykusuzluk çekenlere tavsiyede de bulunan Dawson, "Saati kolayca kontrol edememek için, saatinizi ters çevirebilir, akıllı saatinizi çıkarabilir ve telefonunuzu uzanamayacağınız bir yere koyabilirsiniz" ifadelerini kullandı.

Araştırma Pimary Care Companion for CNS Disorder isimli dergide yayımlandı.
Independent Türkçe, Indiana Üniversitesi, Science Daily



Zayıflama iğnelerinin bir yararı daha bulundu

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Zayıflama iğnelerinin bir yararı daha bulundu

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir çalışmada, zayıflama amacıyla kullanılan iğnelerin kemik sağlığı için gizli faydaları olabileceği öne sürüldü.

Ozempic, Wegovy ve Mounjaro gibi GLP-1 ilaçları, iştahı bastırma ve kilo verdirme işlevleriyle bilinse de yeni araştırma, bu enjeksiyonların kemik oluşumunu da destekleyerek kemik sağlığını iyileştirdiğini ortaya koydu.

Tayvan’ın Tainan kentindeki Ulusal Cheng Kung Üniversitesi Hastanesi’nden bilim insanları, verileri küresel bir elektronik sağlık kayıt sisteminde tutulan, GLP-1 kullanan ve kullanmayan tip 2 diyabetli binlerce kişinin sonuçlarını karşılaştırdı.

Analiz, GLP-1 kullananlarda 10 yıllık omurga kırığı riskinin küçük ama anlamlı ölçüde azaldığını gösterdi.

Bu durum, GLP-1’in kemik gücünü artırmaya, kronik iltihap ve insülin direncini azaltmaya katkı sunabileceğini, böylece kemik zayıflığını önleyebileceğine işaret ediyor.

Çalışmanın yazarı Yu Chang ve ekibi, araştırma yazısında şu sonuca vardı:

Genel olarak bu bulgular, GLP-1 reseptör agonistlerinin olası kemik koruyucu rolünü destekliyor. Aynı zamanda nedenselliğin doğrulanması ve altta yatan mekanizmaların aydınlatılması için ileriye dönük çalışmalara duyulan ihtiyacın da altını çiziyor.

Bu, kilo verme iğnelerinin beli inceltmenin ötesinde faydaları olduğuna işaret eden bir dizi çalışmanın sonuncusu. Bilim insanları, bu ilaçların hastalığı östrojen hormonu tarafından tetiklenen belirli bir meme kanseri hasta grubuna yardımcı olabileceğini de buldu.

Diğer araştırmalar, kilo verme ilaçlarının hastalık izni süresini yarıya indirebileceğini tespit etti. Kilo verme uygulaması işleten Oviva tarafından yürütülen bir deneme, Wegovy gibi iğneler kullanan Birleşik Krallık Ulusal Sağlık Sistemi'nde (NHS) kayıtlı 700 hastayı inceledi ve 6 ay içinde bir hastanın ortalama hastalık izni süresinin ayda 2,41 günden 1,18 güne düştüğünü buldu.

Oviva ayrıca, aile hekimine veya sağlık merkezine sık sık giden hasta sayısının yüzde 24,8'den yüzde 9,3'e düştüğünü tespit etti. İğneyi kullanıp herhangi bir NHS uzmanına hiç gitmeyenlerin sayısıysa yüzde 34 arttı. Öte yandan yakın zamanda 5 günden fazla hastalık izni alan katılımcıların sayısı yüzde 18,9'dan yüzde 8,8'e düştü.

Independent Türkçe

 


Uzmanlar yanıtladı: Çay mı kahve mi daha faydalı?

Bilim insanları çay içenlerin kemik yoğunluğunun, içmeyenlerden daha yüksek olduğunu söylüyor (Unsplash)
Bilim insanları çay içenlerin kemik yoğunluğunun, içmeyenlerden daha yüksek olduğunu söylüyor (Unsplash)
TT

Uzmanlar yanıtladı: Çay mı kahve mi daha faydalı?

Bilim insanları çay içenlerin kemik yoğunluğunun, içmeyenlerden daha yüksek olduğunu söylüyor (Unsplash)
Bilim insanları çay içenlerin kemik yoğunluğunun, içmeyenlerden daha yüksek olduğunu söylüyor (Unsplash)

Nicole Wootton-Cane 

Çay da kahve de gündelik hayatta tüketilen popüler içecekler ancak uzmanlara göre biri diğerinden çok daha faydalı olabilir.

Yeni bir araştırma, düzenli çay içenlerin kemik erimesi yaşama ihtimalinin kahve içenlere göre daha düşük olabileceğini gösterdi.

Araştırmacılar her gün çay içenlerin, kemik mineral yoğunluğunun (KMY) içmeyenlerden yüksek olduğunu buldu. Bilim insanları bunu "anlamlı" bir sonuç olarak nitelendiriyor.

Orta düzeyde kahve tüketiminin kemik yoğunluğu üzerinde olumsuz bir etkisi saptanmadı. Öte yandan günde 5 fincandan fazla kahve içenlerin KMY seviyelerinin düşmesi, aşırı tüketimin kemik sağlığına zarar verebileceğine işaret ediyor.

Flinders Üniversitesi ekibi, 65 yaş ve üstü yaklaşık 10 bin kadının verisini 10 yıl boyunca analiz ederek kemik yoğunluklarını ölçtü. Çay içenlerin, içmeyenlere kıyasla toplam kalça KMY'sinin biraz daha yüksek olduğunu tespit ettiler.

Uzmanlar aradaki fark mütevazı olsa da kemik yoğunluğundaki küçük iyileşmelerin bile büyük gruplarda kırık sayısını azaltabileceğini söylüyor.

Hakemli dergi Nutrients'ta yayımlanan sonuçlar, yaşam boyu alkol tüketimi daha yüksek olan kadınların kahveden daha olumsuz etkilendiğini, çayınsa özellikle obez kadınlara fayda sağladığını gösterdi.

Profesör Enwu Liu'ya göre bulgular, her gün bir fincan çay içmenin yaşlanırken kemik sağlığını desteklemenin basit bir yolu olabileceğine işaret ediyor.

Liu "Orta düzeyde kahve içmek güvenli görünse de özellikle alkol içen kadınların çok yüksek seviyede tüketmesi pek ideal olmayabilir" diyor.

Ancak bu sonuçlara dayanarak yaşam tarzında radikal değişiklikler yapılmaması uyarısında da bulunuyor.

Araştırmacı "Sonuçlarımız, kahveyi bırakmanız veya litrelerce çay içmeye başlamanız gerektiği anlamına gelmiyor" diye açıklıyor. 

Orta düzeyde çay tüketiminin kemik sağlığını desteklemenin basit bir yolu olabileceğini ve çok fazla kahve tüketiminin, özellikle alkol tüketen kadınlar için ideal olmayabileceğini gösteriyor.

Kalsiyum ve D vitamini kemik sağlığının köşe taşları olmaya devam ederken, fincanınızdaki içecek de bir rol oynayabilir. Yaşlı kadınlar için günlük bir fincan çay içmek rahatlatıcı bir rutinin ötesinde, daha güçlü kemiklere doğru atılmış küçük bir adım olabilir.

Çalışma, yüksek seviyede kahve tüketiminin yaşlılarda ağrı düzeylerinin artmasıyla bağlantılı olduğunu gösteren bir araştırmanın ardından geldi. Bilim insanları kahve tüketimindeki artışın, azaltmaya kıyasla ağrı şiddetinde 6,56 puanlık bir artışla bağlantılı olduğunu bulmuştu.

Independent Türkçe.independent.co.uk/news


Zayıflama iğnelerinin meme kanserine karşı gizli faydası keşfedildi

Menopoza giren obez kadınlarda meme kanserinin başlıca tetikleyicilerinden birinin estron hormonu olduğu tespit edildi (AFP)
Menopoza giren obez kadınlarda meme kanserinin başlıca tetikleyicilerinden birinin estron hormonu olduğu tespit edildi (AFP)
TT

Zayıflama iğnelerinin meme kanserine karşı gizli faydası keşfedildi

Menopoza giren obez kadınlarda meme kanserinin başlıca tetikleyicilerinden birinin estron hormonu olduğu tespit edildi (AFP)
Menopoza giren obez kadınlarda meme kanserinin başlıca tetikleyicilerinden birinin estron hormonu olduğu tespit edildi (AFP)

Yeni bir araştırmada zayıflama iğnelerinin, belirli bir meme kanseri hastası grubuna gizli bir fayda sağlayabileceği bulundu.

Yağ dokusunda üretilen ve "göz ardı edilen" estron hormonu üzerine çalışan bilim insanları, bu hormonun menopoza giren obez kadınlarda meme kanserinden ölüm riskinin artmasıyla bağlantılı olabileceğini söylüyor.

Georgetown Üniversitesi'nden Dr. Joyce Slingerland'ın araştırması, Ozempic ve Mounjaro gibi popüler zayıflama ilaçları grubu GLP-1 ilaçlarının bu kadınlara fayda sunabileceğini öne sürüyor.

Dr. Slingerland, östrojen reseptörü pozitif (ER+) meme kanseri teşhisi konmuş kadınlara ait verileri analiz etti. Bu hastalık, menopoza giren kadınlarda görülen en yaygın ve ölümcül meme kanseri türü.

Araştırmacı, menopoza giren obez kadınlarda meme kanserinin başlıca tetikleyicisinin estron olduğunu tespit etti. Bu durum, östrojenin temel formu 17β-estradiol olan menopoz öncesi kadınlardan farklılık gösteriyor.

Yağ dokusunda üretilen estron, bazı proteinlerle birleşerek iltihabı tetikleyen genleri aktive edebiliyor.

Dr. Slingerland'ın araştırması, yüksek estron seviyelerinin yoğun bir iltihaplanmayı tetiklediğini, kanser öncesi değişikliklere yol açan ve kanseri besleyen genleri aktive eden bir zincirleme reaksiyon başlattığını gösterdi.

Bilim insanı ayrıca estron ve neden olduğu iltihabın, bağışıklık sisteminin kanser hücrelerini tespit edip öldürme yeteneğine zarar verebileceğini gösteren kanıtlar da olduğunu belirtiyor.

ER-pozitif meme kanseri olan obez kadınlarda GLP-1 ilaçlarını analiz eden çalışmaların "mantıklı ve gerekli bir sonraki adım" olduğuna inanıyor.

Dr. Slingerland, "GLP-1 ilaçları kilo vermede devrim yaptı" diyor. 

Estronun yağ dokusundaki güçlü iltihaplanma etkileri nedeniyle, GLP-1 ilaçlarının zayıflamayı tetikleyerek estronun kanseri besleyen davranışını yavaşlatma potansiyeli gerçekten var.

Breast Cancer Now adlı hayır kuruluşunda kıdemli araştırma ve etki iletişimi sorumlusu Dr. Kotryna Temcinaite, Birleşik Krallık'taki meme kanserlerinin yaklaşık yüzde 8'inin, aşırı kilo veya obeziteyle bağlantılı olduğunun tahmin edildiğini söylüyor.

The Independent'a konuşan Temcinaite "Araştırmacılar burada, östrojen hormonunun menopoz öncesi ve sonrasındaki farklı formlarının buna yol açabileceğini vurguluyor" diyor.

En yaygın meme kanseri türü ER-pozitif, büyümek için östrojene ihtiyaç duyar. Ve obeziteyle yaşayan kişilerin östrojen seviyeleri çok daha yüksek. Şimdi farklı kilo verme yaklaşımlarının (zayıflama ilaçları, fiziksel aktivite ve beslenme değişiklikleri dahil) östrojen seviyelerini düşürmeye nasıl katkı sağlayabileceğini daha iyi anlamamız gerekiyor. Bunlar ya meme kanseri tedavisiyle birlikte ya da hastalığı önlemek için uygulanabilir. Zayıflama ilaçlarına gelince; meme kanserinden muzdarip kişilere nasıl fayda sağlayabileceklerini (uzun süreli bir etki yaratıp yaratmadıklarını ve meme kanseri kaynaklı ölümleri azaltıp azaltamayacaklarını) anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyacımız var.

Independent Türkçe