Bilim insanları kanserin vücutta yayılmasını önlemeye çalışıyor

Kanserli hücrelerin öldürülmesini temel alan yaklaşım, hastalığa yönelik yeni tedavilerin kapılarını aralıyor.

Hücrelerin öldürülmesiyle kanserin yayılmasının önlenmesi hedefleniyor. (Shutterstock)
Hücrelerin öldürülmesiyle kanserin yayılmasının önlenmesi hedefleniyor. (Shutterstock)
TT

Bilim insanları kanserin vücutta yayılmasını önlemeye çalışıyor

Hücrelerin öldürülmesiyle kanserin yayılmasının önlenmesi hedefleniyor. (Shutterstock)
Hücrelerin öldürülmesiyle kanserin yayılmasının önlenmesi hedefleniyor. (Shutterstock)

Bilim insanları, kanserli hücrelerin yayılmasını önlemek için vücut hücrelerinin ölümünde rol oynayan kilit bir süreç işlediğini keşfetti.

İngiliz Independent gazetesinin aktardığına göre araştırmacılar, programlanmış hücre ölümünün erken aşamalarının moleküler mekanizmasını belirledi. Söz konusu programlamada, artık ihtiyaç duyulmayan hücreler, bir ‘ölüm programı’ etkinleştirilerek kendi kendini yok ediyor.

Araştırmacılar, Science Advances dergisinde yayınlanan bulguların, kanser hücrelerinin çoğalmasının nasıl durdurulacağına yönelik bir görü sağlayabileceğini ve yeni tedavilere kapı açabileceğini bildirdi.

Programlanmış hücre ölümü, insan yaşamı için kritik önem taşıyor ve bağışıklık sisteminin düzenlenmesi gibi çeşitli biyolojik süreçlerde önemli bir rol oynuyor. Ayrıca vücutta potansiyel olarak zararlı veya kanserli hücrelerin ortadan kaldırılmasına yardımcı oluyor.

Sağlıklı hücrelerde apoptoz (programlanmış hücre ölümü) Bax ve Bcl-iki proteinleri tarafından düzenleniyor. Bax adlı protein vücuttan yaşlı veya hastalıklı hücrelerin temizlenmesinden sorumlu oluyor. Aktive edildiğinde, apoptozu tetiklemek için hücrenin içindeki küçük enerji üreten mitokondriyal zarındaki küçük gözenekleri programlanmış hücre ölümü için uyarıyor.

Ancak Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre bazı durumlarda bunun yerine Bcl-2 proteini kullanılabiliyor. Bcl-2 mitokondriyal zarın ayrılmaz bir parçası olarak, Bax proteinlerini yakalayıp ayırarak erken hücre ölümünü önlemeye çalışıyor.

Bununla birlikte, kanser hücrelerinde Bcl-2 fazla üretiliyor ve bu ise kontrolsüz hücre büyümesine yol açabiliyor.

Sağlıklı hücreler yeterli sayıda olduklarında kanserli hücrenin büyümesini ve bölünmesini durduruyor. Ancak kanser hücreleri çoğalmaya devam ederek büyüyen bir tümör oluşturuyor.



İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre çalışanların neredeyse üçte ikisi iş kaynaklı stres veya baskılar nedeniyle daha fazla alkol tüketiyor.

Alcohol Change UK'in 2 bin çalışanla yaptığı ankete göre, Birleşik Krallık'ta çalışanların yüzde 64'ü işle ilgili nedenlerden dolayı alkol kullandığını bildirdi. Son 12 ayda artan tüketimin arkasında iş stresi, baskı ve kaygı var.

Her 10 kişiden 4'ü işle ilgili kaygılar nedeniyle alkol tüketimini artırdığını söylerken, katılımcıların yüzde 38'i iş stresiyle başa çıkmak için daha fazla içtiğini belirtti.

Üçte birinden fazlası işyerindeki baskı veya son teslim tarihleri nedeniyle daha fazla içki içerken, yüzde 29'u iş güvensizliği nedeniyle alkol tüketiminin arttığını söyledi.

Alcohol Change UK araştırma grubunun danışmanlık ve eğitim müdürü Jane Gardiner şunları söyledi:

Yaptığımız işler son derece çeşitli olsa da bu araştırma geçen yıl birçoğumuzun işle ilgili stres, kaygı, baskı ve iş güvensizliğini yönetmek amacıyla daha fazla alkol aldığını gösteriyor. Ancak alkol, yetersiz uykudan akşamdan kalmalığa, yüksek tansiyondan depresyona kadar birçok sağlık sorununa yol açarak genel sağlığımıza ve refahımıza ciddi zararlar verebilir. Bazıları için kısa süreli bir rahatlama sağlasa da zaman içinde stres, kaygı ve baskı duygularını daha da kötüleştirmesi ve istesek bile kurtulması zor bir kendi kendini tedavi etme döngüsüne yol açması daha olası.

Alkol Farkındalık Haftası'nın başlangıcı münasebetiyle yayımlanan araştırma, çalışanların işyerinde alkol konusunda önleyici eylem ve eğitim taleplerini ortaya koydu.

Bu yılın teması "Alkol ve iş", çalışma ortamlarının ve baskıların içki içme şeklimizi nasıl etkileyebileceğine ve nasıl daha sağlıklı, daha kapsayıcı işyeri kültürleri oluşturabileceğimize odaklanıyor.

Ankete katılan her 10 çalışandan 8'inden fazlası, işverenlerin işyerinde alkol konusunu ele almada bazı sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak üçte birinden fazlası işyerinde alkol yerine ruh sağlığı hakkında konuşurken kendini daha rahat hissettiğini söyledi.

Gardiner sözlerini şöyle sürdürdü:

Son yıllarda işyerlerinde ruh sağlığı alanında görülen ilerlemenin bir yansıması olarak, konuşmaları teşvik etmek, şefkat ve desteği artırıp damgalanmayı azaltmak için, çalışanlardan alkol farkındalığı ve eğitimi konusunda bu kadar güçlü bir iştah görmek çok cesaret verici. Olumlu olan şu ki, çalışanlar alkolle ilgili sorunlarda reaktif müdahale yerine önleyici ve proaktif yaklaşımın daha etkili olduğunu kabul ediyor gibi görünüyor. İşte bu tür bir destek, alkolü tabu olmaktan çıkarmaya başlayacak, içki içme alışkanlıklarımızın genel sağlığımız ve refahımız üzerindeki etkisine dair farkındalık yaratacak ve önlenebilir alkol zararlarını daha meydana gelmeden önleyecek.

Independent Türkçe