Dünyanın önde gelen şirketleri küresel ısınmayı azaltmak için çabalamıyor

Sürdürülebilirlik üzerine hazırlanan bir raporda, dünyada önde gelen şirketlerin büyük çoğunluğunun, son beş yıldır küresel ısınmaya katkıda bulunan aksiyonlarını azaltmak için neredeyse hiçbir girişimde bulunmadığına işaret ediyor.

AA
AA
TT

Dünyanın önde gelen şirketleri küresel ısınmayı azaltmak için çabalamıyor

AA
AA

CNN’in haberine göre, sürdürülebilirlik üzerine çalışan veri tabanı "ESG Book"un hazırladığı rapor, dünyanın en büyük 500 şirketinden sadece yüzde 22’sinin küresel ısınmayı 1,5 derecede tutmayı amaçlayan Paris Anlaşmasına uygun hareket ettiğini gösterdi.

Raporda, İngiltere, ABD, Çin, Hindistan ve Avrupa Birliğine üye ülkelerden piyasa değeri 10 milyar doların üstünde olan şirketlerin çevreye verdiği kirlilik araştırıldı.

Söz konusu şirketlerin yüzde 45'i ise küresel ısınmayı 2,7 derece arttıracak şekilde eylemlerini gerçekleştirdiği belirtilen raporda, bu "felaket düzeydeki ısınma"nın milyarlarca insanı tehlikeli sıcaklıklara maruz bırakabileceği belirtildi.

Raporda ayrıca şirketlerin karbon emisyonları İngiltere, Hindistan ve AB’de 2018’den beri yeterli oranda artmadığını gösterdi.

Fosil yakıtlarına yapılan yatırımlar da sıfır emisyon hedefini zorlaştırıyor

Küresel ısınmaya karşı savaşın hızının artması gerekiyor

"ESG Book" yöneticisi Daniel Klier, yaptığı açıklamada, küresel ekonominin işleyişi değişmezse küresel ısınmanın önüne nasıl geçileceğini bilmediğini belirterek, "Verilerimiz çok açık bir mesaj veriyor: daha fazla aksiyon almalıyız ve bunu çabuk yapmalıyız.” ifadelerini kullandı.

Klier, çevreyi korumaya dair daha sıkı yasaların getirilmesi, tüketici alışkanlıklarının değiştirilmesi ve yenilenebilir enerji teknolojisinin ilerlemesi günümüzdeki iklim krizini çözebilecek etkenlerden bazıları olduğunu açıkladı.



Çin’de bunama vakaları neden daha hızlı artıyor?

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Çin’de bunama vakaları neden daha hızlı artıyor?

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, Çin'de Alzheimer hastalığıyla diğer demans türlerinin orantısız bir sağlık yükü oluşturduğu ve vaka oranlarının küresel ortalamadan daha hızlı arttığı uyarısını yaptı.

Çarşamba günü PLOS One adlı akademik dergide yayımlanan yeni araştırma, ülkede demansı mümkün olduğunca erken önlemek için acil ve etkili müdahalelerin uygulanması çağrısında bulunuyor.

Alzheimer ve diğer demans türleri, (ADD; Alzheimer Dissease and Demantia / Alzheimer Hastalığı ve Demans), dünya çapında artan oranlarla giderek daha ciddi bir nörolojik sağlık sorunu haline geliyor.

Ancak bilim insanları, özellikle Çin'deki bunamaların gerçek hastalık yükü ve risk faktörlerinin yeterince anlaşılmadığını söylüyor.

Mevcut çalışmada araştırmacılar, Dünya Bankası ve Dünya Sağlık Örgütü gibi kurumlar tarafından başlatılan halka açık veri tabanı Küresel Hastalık Yükü'nden (GBD) alınan, 30 yıldan uzun süreye yayılan küresel sağlık verilerini analiz etti.

Veri tabanı, 204 ülke ve bölgede 370’in üzerinde hastalık ve sağlık sorunuyla bunlara karşılık gelen 88 risk faktörü hakkında veri içeriyor.

1990'la 2021 arasındaki son analizlere dayanarak bilim insanları, Çin'de demans vakalarının üç katına, küresel vakalarınsa iki katına çıktığını tespit etti.

"ADD, küresel hastalık yükü en ağır hastalıklardan biri. Çin'de ve küresel olarak ADD'nin hastalık yükü 1990'dan 2021'e kadar yıldan yıla arttı" diye yazdılar.

Çalışmada, "2021'e gelindiğinde, Çin'in hastalık yükü üç kat artarken, küresel hastalık yükü iki katına çıktı" dendi.

y6u78ı9
ADD'nin 1990-2021 küresel hastalık yükü haritası. İki cinsiyet ve tüm yaşlar için 100 bin kişi başına düşen ölümlerdeki yıllık değişim (Liu, Geng., 2025, PLOS One)

Kısmen daha uzun yaşam süreleri nedeniyle kadınların erkeklere kıyasla demansın genel yükünü daha fazla taşıdığı tespit edildi.

Ancak araştırmacılar, erkeklerin bu hastalıktan ölüm oranlarının biraz daha yüksek olduğunu söylüyor.

Gelecek 15 yıl için eğilimleri tahmin eden bilim insanları, daha etkili müdahaleler yapılmadığı takdirde demans oranlarının özellikle Çin'de artmaya devam edeceği uyarısını yapıyor.

Araştırmacılar, diyabet gibi hastalıklardan kaynaklanan yüksek kan şekerinin Çin de dahil dünya genelinde demans için önde gelen risk faktörü olduğunu, bunu sigara ve yüksek vücut ağırlığının izlediğini söylüyor.

"Sigara, yüksek açlık kan şekeri düzeyleri ve yüksek vücut kitle indeksi, aralarında yüksek açlık plazma glukozunun baskın konuma sahip olduğu üç ana risk faktörü" diye yazdılar.

Bilim insanları Çin'de demans vakalarındaki artışın büyük ölçüde nüfus artışı ve değişen yaş demografisine bağlı olabileceğinden şüpheleniyor.

"Gelişen bir ülke olarak Çin, ekonomik dönüşüm ve yaşam tarzındaki büyük değişiklikler nedeniyle diyabet hastalarının sayısında önemli bir artış yaşadı" diye yazdılar.

Araştırmacılar, demans vakalarındaki artışı yavaşlatmak adına özellikle yaşlı yetişkinler arasında yüksek kan şekeri ve sigara kullanımının azaltılması için çaba gösterilmesi çağrısında bulunuyor.

Erken müdahalenin klinik hedeflerine ulaşmak için cinsiyete özgü risk faktörlerini hedef alan müdahalelere ihtiyaç duyulacağını belirtiyorlar.

Independent Türkçe