Ekmekle pilav yemenin olası yan etkileri

Ekmekle pilav yemenin olası yan etkileri
TT

Ekmekle pilav yemenin olası yan etkileri

Ekmekle pilav yemenin olası yan etkileri

Bir öğünde ekmek ve pilavın birlikte yenmesi yaygındır. Bu sadece tat lezzet tatminiyle sınırlı kalmaz, aynı zamanda yemeğe bir bütünlük hissi verdiği düşünülüyor. Ancak yine de söz konusu kilo vermek olduğunda, genellikle tüketilen pirinç ve ekmek miktarının azaltılması tavsiye edilir.

Şarku’l Avsat’ın onlymyhealth adlı sağlık portalından aktardığı habere göre Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi'deki Apollo Hastanesi'nde çalışan beslenme uzmanı Dr. Priya Bansal, “ekmek ve pirincin besin değerini ve bunları birleştirmenin etkilerini” ortaya koydu.

Ekmek ve pirincin besin değeri

Tam buğday unundan yapılan ekmek kompleks karbonhidratlar, diyet lifi ve bir miktar protein içerir. Ayrıca B vitaminleri, demir ve magnezyum gibi temel vitamin ve mineralleri de sağlar.

ABD Tarım Bakanlığı tarafından yayınlanan bir araştırmaya göre, 43 gramlık bir porsiyon ekmek yaklaşık 129 kalori içermektedir.

Pirinç de iyi bir karbonhidrat kaynağıdır ve bir miktar protein de sağlar.

Pirinç, çeşidine bağlı olarak değişen miktarlarda lif ve mikro besinler de içerebilir.

Ekmek ve pirinci birleştirin

Ekmek ve pirinç karışımı kullanışlı ve lezzetli olsa da, akılda tutulması gereken potansiyel yan etkiler vardır:

1. Sindirim rahatsızlığı

Bansal'a göre: “Hem ekmek hem de pirinç karbonhidrat açısından zengindir ve bunların kombinasyonu bazen sindirim rahatsızlığına neden olabilir. İnsanlar genellikle iki karbonhidrat kaynağını bir araya getirdiklerinde şişkinlik ve gazdan şikayet ederler. En iyi yol, vücudunuzun tepkisini izlemek ve porsiyon boyutlarınızı buna göre ayarlamaktır.”

2. Zayıf kan şekeri kontrolü

Bansal, bir öğünde ekmek ve pilav kombinasyonu gibi çok sayıda karbonhidrat tüketmenin kan şekeri seviyelerinde hızlı bir yükselişe yol açabileceğini gösteriyor.

Bu durum diyabet hastaları ya da kan şekeri seviyelerini yönetmeye çalışan kişiler için sorun teşkil edebilir. Bu nedenle, karbonhidrat alımının ve bunların öğünlere dağılımının izlenmesi tavsiye edilir.

3. Kilo alımı

Bansal, hem ekmek hem de pilavı birlikte yediğinizde, aşırı yeme ve fazladan kalori tüketme ihtimalinizin daha yüksek olduğu konusunda uyardı.

Düzenli olarak aşırı kalori alımı kilo verme çabalarınızı baltalayabilir ve kilo alımına yol açabilir. Bu nedenle, günlük kalori alımına göre miktar ve tüketim konusunda dikkatli olmak gerekir.

Ekmek ve pilav yemenin doğru yolu nedir?

Potansiyel yan etkileri en aza indirirken hem ekmeğin hem de pirincin faydalarından yararlanmak için aşağıdaki yönergeleri izleyin:

1. Miktarı kontrol edin: Bansal, öğünde tüketilen pirinç ve ekmek miktarının azaltılması gerektiğini söylüyor. Daha küçük porsiyonlar seçin ve dengeli bir tabak oluşturmak için sebze, protein ve sağlıklı yağlara öncelik verin.

2. Protein ve sebze ekleyin: Bol miktarda sebze ile birlikte mercimek, baklagiller, tavuk veya tofu gibi iyi bir protein kaynağı ekleyin. Bu, tokluk ve çeşitli besinler sağlayan eksiksiz bir öğün oluşturmaya yardımcı olur.

3. Dikkatli yemek: Yavaş yiyin, iyi çiğneyin ve tatmin olduğunuzda durun. Bu, aşırı yemeyi önleyecek ve daha iyi sindirimi teşvik edecektir. Bansal, yemek yerken bir zamanlayıcı ayarlamanızı ve yemeği bitirmenin en az 10 ila 15 dakika sürdüğünden emin olmanızı tavsiye ediyor. Bununla birlikte, doğru teşhis ve tedavi için sağlık uzmanınıza danışmanızı öneririz.



Uykusuzlukla bağırsak bakterileri arasındaki bağ keşfedildi

Araştırmacılar uykusuzluğun, bazı bağırsak bakterilerinin artmasına yol açabileceğini söylüyor (Unsplash)
Araştırmacılar uykusuzluğun, bazı bağırsak bakterilerinin artmasına yol açabileceğini söylüyor (Unsplash)
TT

Uykusuzlukla bağırsak bakterileri arasındaki bağ keşfedildi

Araştırmacılar uykusuzluğun, bazı bağırsak bakterilerinin artmasına yol açabileceğini söylüyor (Unsplash)
Araştırmacılar uykusuzluğun, bazı bağırsak bakterilerinin artmasına yol açabileceğini söylüyor (Unsplash)

Bilim insanları uykusuzlukla bağırsak florası arasında güçlü bir bağlantı saptadı. Bulgular, uykusuzluğun tedavisinde yeni yöntemlerin önünü açabilir.

Beyin ve bağırsak florası arasındaki yakın ilişki özellikle son yıllarda çeşitli hastalıklarla ilgili çalışmalarda önemli bir odak noktası.

Daha önce yapılan gözleme dayalı araştırmalarda uykuya dalamama veya sürdürememe diye bilinen uykusuzluk hastalığıyla (insomnia) bağırsak bakterileri arasında bir ilişki olabileceği öne sürülmüştü.

Çin'deki Nanjing Tıp Üniversitesi Beyin Hastanesi'nden araştırmacılar bu bağlantıyı daha iyi anlamak için kapsamlı bir çalışma yürüttü.

Bulguları hakemli dergi General Psychiatry'de dün (12 Ağustos) yayımlanan çalışmada neredeyse 110 bini uykusuzluk çeken yaklaşık 387 bin kişinin verisi kullanıldı. Daha sonra bunları başka bir projede elde edilen, 26 bin 500 kişinin bağırsak florası verileriyle eşleştirdiler.

Araştırmacılar genetik veriler yoluyla neden-sonuç ilişkilerini saptamak için kullanılan Mendelci rastgeleleme adlı bir tekniğe başvurdu. 

İlk başta uykusuzlukla bağlantılı olduğu bilinen genleri taşıyan kişilerin, belirli bağırsak bakterilerini de taşıma olasılığının da daha yüksek olup olmadığını hesapladılar.

Ardından bazı bağırsak bakterilerine sahip kişilerin, uykusuzluk çekme ihtimalinin daha yüksek mi, yoksa daha düşük mü olduğunu incelediler.

Bilim insanları analiz sonucunda 14 bakteri türü uyuyamama hastalığı riskini artırırken, 8'inin kötü uykuya karşı koruma sağladığını tespit etti.

Ayrıca uykusuzluğun, bağırsaklardaki 7 bakteri grubunun azalmasıyla bağlantılı olduğunu buldular.

Çalışmanın bir diğer bulgusu, bir bakteri grubunun uykusuzluk riskini artırdığını; buna karşılık uykusuzluğun da bu bakterilerin çoğalmasına zemin hazırladığını gösteriyor.

Araştırma, uykusuzluğun da bağırsak florasını etkileyerek bir kısır döngü yaratabileceğine işaret ediyor. 

Bilim insanları gelecekte uykusuzluğun, yoğurt gibi probiyotikler veya lif kaynağı olan prebiyotikler yoluyla tedavi edilebileceğini düşünüyor.

Makalenin başyazarı Dr. Shi Shangyun bulguların "uykusuzluğa dair anlayışı yeniden şekillendirme ve bağırsak florasına odaklanan araştırma ve tedavilere ilgi uyandırma" potansiyeli taşıdığını söyleyerek ekliyor:

Ayrıca bağırsak florası bu tedavilerin ne kadar işe yaradığını takip etmek için bir biyobelirteç görevi görebilir ve daha kişiselleştirilmiş bir bakım sağlayabilir.

Öte yandan çalışmanın Avrupa kökenli insanlar üzerinde yapılmış olması gibi sınırlılıkları var. Bulgular herkes için geçerli olmayabilir. 

Araştırmacılar kişiye özel tedaviler geliştirilmeden önce, uykusuzluk ve bağırsak florası arasındaki bağlantıya dair daha fazla çalışma yapılması gerektiğini belirtiyor. 

Independent Türkçe, BBC Science Focus, New Atlas, General Psychiatry