Neden uyanır uyanmaz kahve içmemeli?

Kahvesiz ayılamayanlar dikkat

Bazı uzmanlar, kahve içmenin mevsimsel depresyona iyi geldiğini düşünüyor (Pixabay)
Bazı uzmanlar, kahve içmenin mevsimsel depresyona iyi geldiğini düşünüyor (Pixabay)
TT

Neden uyanır uyanmaz kahve içmemeli?

Bazı uzmanlar, kahve içmenin mevsimsel depresyona iyi geldiğini düşünüyor (Pixabay)
Bazı uzmanlar, kahve içmenin mevsimsel depresyona iyi geldiğini düşünüyor (Pixabay)

Birçok kişi güne bir fincan kahveyle başlamaktan hoşlanıyor.

Hatta bazıları, kahve içmeden kendilerine gelemediğini söylüyor.

Öte yanda uzmanlar, ilk fincanı içmeden önce bir süre beklemek gerektiği görüşünde.

Bilim haberleri sitesi IFL Science'ın yazarlarından Laura Simmons, önceki araştırmalara dayanarak yazdığı bir yazıda, sabah ilk iş kahve içmenin olası risklerini aktardı.

Yazıya göre öne çıkan ilk risk, su kaybı. Araştırmalar, kafeinin idrar söktürücü etkisi olduğunu gösteriyor. Diğer bir deyişle kahve tüketimi daha fazla idrara çıkmaya neden oluyor.

Bu yüzden uzmanlar, sabah kahve içmeden önce bir bardak suyla başlamanın daha iyi olabileceği görüşünde.

ABD'deki Beslenme ve Diyetetik Akademisi sözcüsü Farren Allen, vücudun ihtiyacı olan suyu almasının “birçok beyin ve beden işlevi için önemli olduğunu” söylüyor.

Allen, "Sabah uyandığınızda vücudunuz susuz kalmış olur" diyor.

Kahveyle ilgili bir diğer olumsuz etki de stres hormonu diye de bilinen kortizolün salınmasına neden olması.

Yani kahve, insanlar uyandığında zaten en yüksek seviyeye ulaşan kortizol üretimini uyarabilir.

Bu da sabah uyandıktan sonra kortizolün düştüğü anlara kadar beklemenin daha iyi olabileceğini düşündürüyor.

Öte yandan tüm bunlar, kahve tüketiminin zararlı olduğu anlamına gelmiyor.

Yakın zamanda yapılan bir çalışmada sadece kahve aromasının bile diş tedavisi gören hastalarda stres giderici etkisi olduğunu ortaya koymuştu.

Ayrıca kahvenin Alzheimer ve tip 2 diyabet gibi hastalıklara karşı koruyucu olabileceğini gösteren bazı kanıtlar da var.

Yine de kahve tüketimi, bazı kişiler için özellikle riskli olabilir.

Örneğin hamilelik sırasında aşırı kafein tüketiminden kaçınmak gerekiyor.

Huzursuz bağırsak sendromu ve reflü gibi sindirim sorunlarından mustarip bazı kişiler de kahveden uzak durduklarında semptomlarının hafiflediğini söylüyor.

Independent Türkçe



Çin’de bunama vakaları neden daha hızlı artıyor?

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Çin’de bunama vakaları neden daha hızlı artıyor?

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, Çin'de Alzheimer hastalığıyla diğer demans türlerinin orantısız bir sağlık yükü oluşturduğu ve vaka oranlarının küresel ortalamadan daha hızlı arttığı uyarısını yaptı.

Çarşamba günü PLOS One adlı akademik dergide yayımlanan yeni araştırma, ülkede demansı mümkün olduğunca erken önlemek için acil ve etkili müdahalelerin uygulanması çağrısında bulunuyor.

Alzheimer ve diğer demans türleri, (ADD; Alzheimer Dissease and Demantia / Alzheimer Hastalığı ve Demans), dünya çapında artan oranlarla giderek daha ciddi bir nörolojik sağlık sorunu haline geliyor.

Ancak bilim insanları, özellikle Çin'deki bunamaların gerçek hastalık yükü ve risk faktörlerinin yeterince anlaşılmadığını söylüyor.

Mevcut çalışmada araştırmacılar, Dünya Bankası ve Dünya Sağlık Örgütü gibi kurumlar tarafından başlatılan halka açık veri tabanı Küresel Hastalık Yükü'nden (GBD) alınan, 30 yıldan uzun süreye yayılan küresel sağlık verilerini analiz etti.

Veri tabanı, 204 ülke ve bölgede 370’in üzerinde hastalık ve sağlık sorunuyla bunlara karşılık gelen 88 risk faktörü hakkında veri içeriyor.

1990'la 2021 arasındaki son analizlere dayanarak bilim insanları, Çin'de demans vakalarının üç katına, küresel vakalarınsa iki katına çıktığını tespit etti.

"ADD, küresel hastalık yükü en ağır hastalıklardan biri. Çin'de ve küresel olarak ADD'nin hastalık yükü 1990'dan 2021'e kadar yıldan yıla arttı" diye yazdılar.

Çalışmada, "2021'e gelindiğinde, Çin'in hastalık yükü üç kat artarken, küresel hastalık yükü iki katına çıktı" dendi.

y6u78ı9
ADD'nin 1990-2021 küresel hastalık yükü haritası. İki cinsiyet ve tüm yaşlar için 100 bin kişi başına düşen ölümlerdeki yıllık değişim (Liu, Geng., 2025, PLOS One)

Kısmen daha uzun yaşam süreleri nedeniyle kadınların erkeklere kıyasla demansın genel yükünü daha fazla taşıdığı tespit edildi.

Ancak araştırmacılar, erkeklerin bu hastalıktan ölüm oranlarının biraz daha yüksek olduğunu söylüyor.

Gelecek 15 yıl için eğilimleri tahmin eden bilim insanları, daha etkili müdahaleler yapılmadığı takdirde demans oranlarının özellikle Çin'de artmaya devam edeceği uyarısını yapıyor.

Araştırmacılar, diyabet gibi hastalıklardan kaynaklanan yüksek kan şekerinin Çin de dahil dünya genelinde demans için önde gelen risk faktörü olduğunu, bunu sigara ve yüksek vücut ağırlığının izlediğini söylüyor.

"Sigara, yüksek açlık kan şekeri düzeyleri ve yüksek vücut kitle indeksi, aralarında yüksek açlık plazma glukozunun baskın konuma sahip olduğu üç ana risk faktörü" diye yazdılar.

Bilim insanları Çin'de demans vakalarındaki artışın büyük ölçüde nüfus artışı ve değişen yaş demografisine bağlı olabileceğinden şüpheleniyor.

"Gelişen bir ülke olarak Çin, ekonomik dönüşüm ve yaşam tarzındaki büyük değişiklikler nedeniyle diyabet hastalarının sayısında önemli bir artış yaşadı" diye yazdılar.

Araştırmacılar, demans vakalarındaki artışı yavaşlatmak adına özellikle yaşlı yetişkinler arasında yüksek kan şekeri ve sigara kullanımının azaltılması için çaba gösterilmesi çağrısında bulunuyor.

Erken müdahalenin klinik hedeflerine ulaşmak için cinsiyete özgü risk faktörlerini hedef alan müdahalelere ihtiyaç duyulacağını belirtiyorlar.

Independent Türkçe