Kan sulandırıcı doğal beş mükemmel besin

Kan sulandırıcı doğal beş mükemmel besin
TT

Kan sulandırıcı doğal beş mükemmel besin

Kan sulandırıcı doğal beş mükemmel besin

Antikoagülanlar olarak da bilinen kan sulandırıcılar, kan pıhtılarının önlenmesinde ve bazı kardiyovasküler hastalıkların neden olduğu risklerin azaltılmasında önemli bir rol oynar.

Farmasötik seçenekler mevcut olsa da doğa bize birçok güçlü doğal kan sulandırıcı madde sağlar.

Amerikan Kalp Derneği’ne (AHA) göre kan pıhtıları, yetersiz beslenme ve sağlıksız yaşam tarzı gibi çeşitli nedenlerle oluşabilir.

Onlymyhealth adlı özel tıbbi web sitesi tarafından yayınlanan yeni bir rapora göre, dernek, kan pıhtılaşması yaşayan toplam insan sayısının yüzde 50’sinden fazlasının herhangi bir dış semptom göstermediğini, bu nedenle kanın gereksiz yere pıhtılaşmasını önleyen sağlıklı bir diyetin uygulanması hayati önem taşıdığını belirtti.

Kan sulandırıcı görevi gören sağlıklı besinler

Birçok sağlıklı gıda kanın pıhtılaşmasını engeller. Aşırı kan pıhtılaşması atardamarlarınızı tıkayabilir ve kalbinize aşırı baskı uygulayabilir.

Şiddetli vakalarda kan pıhtıları damarları tıkayabilir ve belirli bir uzuv veya vücudun bir kısmına kan akışını durdurabilir. Kan pıhtıları bazen beyne de gidebilir ve felce neden olabilir. Ancak aşağıdaki gıdalar mükemmel kan sulandırıcılardır ve diyetinizin önemli bir parçası haline getirmeniz gerekir:

Zencefil

Zencefil, antiinflamatuar özellikleriyle biliniyor ve trombosit (kan pulcukları) birikimini önlemeye yardımcı olur ve kan pıhtılarının oluşumunu azaltır. Ayrıca zencefil, kanın sulanmasına katkıda bulunan sağlıklı kan dolaşımını destekler.

Sarımsak

Sarımsak, uzun bir tıbbi kullanım geçmişine sahip bir süper besin olarak bilinir. Sarımsakta bulunan ve trombositlerin ve kırmızı kan hücrelerinin birbirine yapışmasını önleyen aktif bir bileşik olan allisin, kanın pıhtılaşmasını etkili bir şekilde kontrol eder ve sağlıklı kan akışını destekler.

Zerdeçal

Kurkumin zerdeçalın ana bileşenidir ve güçlü bir antiinflamatuar ve antioksidan görevi görür. Kan sulandırıcı özellikleri, trombositlerin gereksiz yere birbirine yapışmasını önleme ve sağlıklı kan damarlarını destekleme yeteneğinden kaynaklanır.

Siyah mantar

Şitaki ve maitake gibi siyah mantarlar, antikoagülan etkileri olan doğal olarak oluşan bir bileşik içerir. Bu mantar aynı zamanda kardiyovasküler sağlığı da destekleyerek kan sulandırıcı bir diyete değerli bir katkı sağlar.

Soğanlar

Soğan, antiplatelet ve antikoagülan özelliklere sahip flavonoidler açısından zengindir. Bu flavonoidler kan akışını artırmaya, pıhtı oluşum riskini azaltmaya ve sağlıklı kan basıncı seviyelerini desteklemeye yardımcı olur.

Bu muhteşem doğal kan sulandırıcıları besin düzeninize eklemek, genel sağlığınızı iyileştirmenin ve bazı kardiyovasküler hastalıklara yakalanma riskinizi azaltmanın proaktif ve lezzetli bir yolu olabilir.

Herhangi bir diyet değişikliğinde olduğu gibi, özellikle halihazırda kan sulandırıcı ilaçlar kullanan kişilerin, bu doğal besinleri güvenli ve etkili bir şekilde entegrasyonunu sağlamak üzere bir sağlık uzmanına danışmaları gerekir.



Dünya Sağlık Örgütü'nde gelecekteki salgınlarla mücadele için tarihi anlaşma

Dünya Sağlık Örgütü logosu (Arşiv- AFP)
Dünya Sağlık Örgütü logosu (Arşiv- AFP)
TT

Dünya Sağlık Örgütü'nde gelecekteki salgınlarla mücadele için tarihi anlaşma

Dünya Sağlık Örgütü logosu (Arşiv- AFP)
Dünya Sağlık Örgütü logosu (Arşiv- AFP)

Üç yılı aşkın bir süredir devam eden müzakerelerin ardından Dünya Sağlık Örgütü (WHO) üyesi ülkeler bugün gelecekteki pandemilere daha iyi hazırlanmak ve bunlarla mücadele etmek için önemli bir anlaşmaya vardı.

WHO'dan yapılan açıklamada, “WHO üyesi devletler, mayıs ayında yapılacak bir sonraki Dünya Sağlık Asamblesi'nde ele alınacak bir anlaşma taslağına son şeklini vererek, dünyayı salgın hastalıklara karşı daha güvenli hale getirme çabalarında önemli bir adım atmışlardır” denildi.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Cenevre'deki WHO merkezinde müzakerelere katılan heyetlerden birinin bir üyesi anlaşmaya bugün saat 1:58'de varıldığını söyledi.

WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus bu “tarihi” başarıyı memnuniyetle karşıladı. “Dünya ulusları bugün Cenevre'de tarih yazdılar” dedi. “Delegeler Pandemi Sözleşmesi üzerinde uzlaşmaya vararak sadece dünyayı daha güvenli hale getirmek için çok kuşaklı bir anlaşma yapmakla kalmadılar, aynı zamanda çok taraflılığın hayatta ve iyi durumda olduğunu ve bölünmüş dünyamızda ülkelerin ortak tehditlere karşı ortak bir zemin ve ortak bir cevap bulmak için hala birlikte çalışabileceğini gösterdiler” ifadelerini kullandı.

Anlaşmanın uluslararası bir antlaşma haline gelmesi için önümüzdeki Mayıs ayında Cenevre'de yapılacak Dünya Sağlık Asamblesi'nde Dünya Sağlık Örgütü (WHO) üyesi ülkeler tarafından kabul edilmesi gerekiyor. Müzakereler, özellikle gelişmekte olan ülkeler lehine olmak üzere, salgın hastalıklarla ilgili sağlık ürünlerinin üretimi için teknoloji transferini belirleyen 30 sayfalık metnin 11. Maddesi başta olmak üzere birkaç noktada tıkandı.

Bu konu, zengin ülkelerin aşı dozlarını ve testlerini tekellerine aldıkları COVID-19 salgını sırasında yoksul ülkelerin şikayetlerinin merkezinde yer almıştı. COVID-19'un ortaya çıkmasından beş yıl sonra Dünya Sağlık Örgütü ve uzmanlara göre milyonlarca insanın ölümüne yol açan ve küresel ekonomiyi harap eden bu salgının ardından dünya, daha iyi durumda olmasına rağmen, yeni bir pandemiye hazır olmaktan hala çok uzak.