Böcek yemenin metabolizmaya yararı keşfedildi

Uzmanlar, her yıl farkında olmadan ortalama 140 bin böcek parçası yediğimizi tahmin ediyor

Tokyoda bir restoranda böcek tsukamen adı verilen tarifle böcekler eriştenin içine konuyor (Reuters)
Tokyoda bir restoranda böcek tsukamen adı verilen tarifle böcekler eriştenin içine konuyor (Reuters)
TT

Böcek yemenin metabolizmaya yararı keşfedildi

Tokyoda bir restoranda böcek tsukamen adı verilen tarifle böcekler eriştenin içine konuyor (Reuters)
Tokyoda bir restoranda böcek tsukamen adı verilen tarifle böcekler eriştenin içine konuyor (Reuters)

Yeni bir çalışma, böcek kabuklarının memelilerin metabolizmasını güçlendiren ve doğuştan gelen bir bağışıklık tepkisini tetikleyebileceğini gösterdi.

ABD'deki Washington Üniversitesi'nden araştırmacılar fareleri, böceklerin dış iskeletlerinde ve kabuklu hayvanlarda bol miktarda rastlanan kitin adlı besin maddesini içeren yiyeceklerle besledi.

Hayvanların midelerinin şiştiği ve özel bir bağışıklık tepkisinin tetiklendiği görüldü.

Nihayetinde vücut, kitin sindirimi için gereken AMCase adlı benzersiz bir bağırsak enziminin üretilmesini sağlarken, yağ dokularını düzenleyen hücreler de aktive oldu.

Hakemli bilimsel dergi Science'ta yayımlanan araştırmaya göre yağlı besinlerle birlikte kitinle beslenen farelerin metabolizması, kitin içermeyen yiyecekleri tüketenlere göre daha iyi çalıştı.

Araştırmacılar, kitin tüketiminin gastrointestinal sistemde sağlıklı bir ortam oluşturduğunu tespit etti.

Kitin maddesinin tetiklediği bağışıklık tepkisinin bir yan ürünü olan tip 2 lenfoid hücrelerin seviyesinin de arttığı kaydedildi. Yakın zamanda bu hücrelerin yağ dokularının düzenlenmesinde rol oynadığı da keşfedilmişti.

Memeliler genellikle yedikleri büyük polisakkaritleri parçalayacak kadar güçlü enzimler üretebilir. Ancak derin evrimsel köklere sahip kitin de bir polisakkarit olmasına rağmen istisna gibi görünüyor.

Bazı araştırmalar, dinozorların yok olmasından önce memelilerin böceklerle bugün olduğundan çok daha yüksek oranda beslendiklerini gösteriyor. Araştırmalar ayrıca bazı memelilerin kitini sindirmeye uzun zaman önce adapte olduklarını düşündürüyor.

Bugün de pek çok memeli, hatta birçok insan böcek yemeye devam ediyor.

Uzmanlar, her yıl farkında olmadan ortalama 140 bin böcek parçası yediğimizi tahmin ediyor. Zira un kurdu, kurtçuk ve hatta hamamböceği parçaları çikolata, kahve ve buğday unu gibi sık tüketilen gıdalara karışmış durumda.

Gıda üretim süreçlerinde böcekleri ayırmak çok zor olduğu için ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) gibi düzenleyici kurumlar da yiyeceklerin içinde belirli miktarda böceğin yer almasına izin veriyor.

Aynı zamanda bazı çevreler, böcek tüketiminin hayvan çiftliklerine kıyasla daha sürdürülebilir bir seçenek olduğu görüşünde.

Independent Türkçe



Tatlı düşkünlüğü depresyona yol açabilir

Uzmanlar, yüksek miktarda işlenmiş şeker içeren pastane ürünlerine karşı dikkatli olma uyarısı yapıyor (Pexels)
Uzmanlar, yüksek miktarda işlenmiş şeker içeren pastane ürünlerine karşı dikkatli olma uyarısı yapıyor (Pexels)
TT

Tatlı düşkünlüğü depresyona yol açabilir

Uzmanlar, yüksek miktarda işlenmiş şeker içeren pastane ürünlerine karşı dikkatli olma uyarısı yapıyor (Pexels)
Uzmanlar, yüksek miktarda işlenmiş şeker içeren pastane ürünlerine karşı dikkatli olma uyarısı yapıyor (Pexels)

Bilim insanları çok fazla tatlı yemenin depresyona yol açabileceğini tespit etti. 

Özellikle işlenmiş şeker, diyabet ve kalp hastalıklarına yakalanma riskini artırmak gibi sağlık sorunlarına yol açtığı için tavsiye edilmiyor. 

Birleşik Krallık'ta yapılan yeni bir araştırmadaysa hamur işlerinden gazlı içeceklere, şekerli gıdalara düşkün olanların ruh sağlığının da tehlike girdiği ortaya kondu. 

Journal of Translational Medicine adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada, ülke genelindeki yurttaşların sağlık verilerini içeren Birleşik Krallık Biyobankası'ndan 180 bin kişinin beslenme alışkanlıkları incelendi.

Yapay zekadan yararlanan araştırmacılar, katılımcıları üç gruba ayırdı: hayvansal ve şekerli gıdaları az tüketip meyve ve sebze ağırlıklı beslenenler; bitkisel, hayvansal ve şekerli de dahil her şeyden yiyenler ve sağlıklı besinleri genellikle es geçip çoğunlukla şekerli gıdalar tüketenler.

Katılımcıların kan örneklerini inceleyen araştırmacılar, belirledikleri 2 bin 923 protein ve 168 metabolitin nasıl bir değişkenlik gösterdiğini analiz etti.

Proteinler enfeksiyonlarla savaşmaktan, kasları gevşetmeye kadar her türlü işi yaparken, metabolitler de vücuttaki sindirim gibi süreçler sırasında üretilen küçük molekülleri ifade ediyor.

Bilim insanları bu maddelere dair verilere bakarak kişinin biyolojik değerleri hakkında kapsamlı bir resim elde edebiliyor.

Araştırmacılar tatlıya düşkün grubun, depresyona yakalanma riskinin yüzde 31 daha yüksek olduğunu tespit etti. 

Ayrıca bu kişilerin diyabet ve kalp hastalığı riski de yüksek çıkarken, sağlıklı grupta bu tehlike çok daha düşüktü. Her şeyden yiyen katılımcıların sağlık riskleri de ortalama seviyedeydi.

Bulgular özellikle işlenmiş şeker içeren gıdaların ruh sağlığı üzerinde de ciddi sorunlara yol açabileceğine dikkat çekiyor. 

Surrey Üniversitesi'nden Prof. Nophar Geifman, liderliğini üstlendiği çalışmanın bulguları hakkında "İşlenmiş şeker birçok kişinin beslenmesinde önemli bir faktör ve bu sonuçlar, toplum olarak bir şeyi yemeden önce düşünmemiz gerektiğinin bir diğer kanıtını sunuyor" diyerek ekliyor:

Kimse başkalarına ne yapması gerektiğini söylemek istemez, bizim işimiz sadece halkı bilgilendirmek.

Independent Türkçe, Study Finds, Science Daily, Journal of Translational Medicine