ABD'de doktorlardan çağrı: "Yaz saati uygulamasını kaldırın"

"Yaz saati uygulaması fiziksel sağlığımız, ruhsal iyilik halimiz ve kamu güvenliğimiz açısından riskleri artırıyor"

(Reuters/Brian Snyder)
(Reuters/Brian Snyder)
TT

ABD'de doktorlardan çağrı: "Yaz saati uygulamasını kaldırın"

(Reuters/Brian Snyder)
(Reuters/Brian Snyder)

Doktorlar, yaz saatinden kaynaklanabilecek potansiyel zararları gerekçe göstererek uygulamanın kaldırılması çağrısında bulundu.

Yaz saati uygulaması, güneş ışığından daha uzun süre faydalanabilmek için mart ayının ikinci pazar gününün başlangıcında saatlerin bir saat ileri alınmasına deniyor.

Kış geldiğindeyse saatler bir saat geri alınır ve kasım ayının ilk pazar günü bu uygulama sona erer, böylece fazladan bir saat daha uyunabilir.

Amerikan Uyku Tıbbı Akademisi'nden (AASM) doktorlar, yaz saati uygulamasına geçiş ve bu uygulamadan kaynaklanan değişiklikler nedeniyle ortaya çıkabilecek potansiyel zararları gerekçe göstererek bu uygulamaya son verilmesi çağrısında bulundu.

Bunun yerine, sonbaharda saatlerin geri alındığı zaman olan standart zamanın kalıcı olarak ayarlanmasını destekliyorlar.

Doktorlar böyle kalıcı bir standart saatin insan vücudunun doğal iç saatiyle en iyi şekilde uyum sağladığını söylüyor.

AASM Kamu Güvenliği Komitesi Başkanı Adeel Rishi yaptığı açıklamada şöyle dedi:

Yaz saati uygulaması, insan vücut saatinin doğal çevreyle yanlış ayarlanmış olmasına neden olarak fiziksel sağlığımız, ruhsal iyilik halimiz ve kamu güvenliğimiz açısından riskleri artırmaktadır. Kalıcı standart saat, sağlık ve güvenlik için en uygun seçimdir.

AASM daha önce 2020'de yaptığı bir araştırmada, her yıl bu uygulamayı benimsemek için "saatlerin ileri alınmasıyla" yaz saati uygulamasının (YSU) "motorlu araç kazaları, kardiyovasküler vakalar ve ruh hali bozuklukları risklerindeki artışlarla" bağlantılı olduğunu göstermişti.

Önceki araştırmalar da saatlerin bir saat geri alınmasının ruh sağlığını etkileyebileceğini göstermişti.

185 binden fazla Danimarkalıdan elde edilen verilerin analizi, yaz saatinden standart saate geçiş sırasında depresif ataklarda yüzde 10'un üzerinde bir artış olduğunu ortaya koydu.

YSU'nun sona erdirilmesi yönündeki görüş, Ulusal Uyku Vakfı ve Amerikan Tıp Birliği gibi kuruluşlar tarafından daha önce yapılan açıklamalarla da destekleniyor.

AASM Başkanı James A. Rowley açıklamasında şunları söyledi:

Kalıcı standart saat, vücut saatinin güneşin doğuşu ve batışı ile senkronize olmasını sağlar. Bu doğal senkronizasyon sağlıklı uyku için idealdir ve sağlık, ruh hali, verimlilik ve güvenlik için uyku gereklidir.

Buna rağmen ABD Senatosu Mart 2022'de ABD'de yaz saati uygulamasını kalıcı hale getirecek olan Güneş Işığını Koruma Yasasını kabul etti.

Fakat bu tasarının yasalaşması için hala Temsilciler Meclisi ve Başkan Joe Biden tarafından onaylanması gerekiyor.

Independent Türkçe 



Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
TT

Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)

Yeni bir çalışma, özellikle günlük kalorinin yüzde 22'sinden fazlasının proteinden geldiği yüksek proteinli beslenme biçimlerinin, ateroskleroz gelişimine yani atardamarların sertleşmesine katkıda bulunarak kalp sağlığı sorunlarına yol açabileceği uyarısında bulunuyor.

Pittsburgh Üniversitesi'nden araştırmacılar hem hayvan hem de küçük ölçekli insan deneylerini kullanarak fazla proteinin, özellikle de et ve yumurta gibi hayvansal kaynaklarda bulunan lösin adlı amino asidin, arteriyel plak oluşumunda rol oynayan temel bağışıklık hücreleri makrofajlarda mTOR sinyalini tetiklediğini keşfetti.

Hakemli dergi Nature Metabolism'de çarşamba günü yayımlanan çalışmanın başyazarı Dr. Babak Razani, "Yaklaşık yüzde 22 kilokalori protein içeren yemekler yemek, protein ve lösinin riski artırdığı eşik noktasına denk geliyor" diyor.

Ancak tüm uzmanlar aynı fikirde değil. Razani'nin ekibinin 2020'de yaptığı bir çalışma, yüksek proteinli beslenme biçimlerini kardiyovasküler hastalık riskinin artmasıyla ilişkilendirmişti.

2023'te insanlar üzerinde yapılan daha büyük bir çalışmada, yüksek ve standart seviyede protein içeren diyetler arasında kardiyovasküler çıktılar açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştı.

Araştırmada yer almayan kardiyolog Dr. Stephen Tang, çalışmanın herhangi bir sonuca varılamayacak kadar küçük ölçekli olduğunu iddia ediyor. Yine de bu çalışmanın, kalp uzmanlarının bitki ağırlıklı beslenme biçimlerine giderek daha fazla yöneldiğine dair artan kanıtlara işaret ettiğine değiniyor.

Medical News Today'e konuşan Tang, "Ben olsam farklı bir şey yapmazdım" diyor. 

Ancak bu çalışma, yüksek proteinin doğru yol olmadığına dair daha fazla kanıt sunuyor. Kardiyologlar genellikle proteine değil, kolesterol ve yüksek tansiyona odaklanır. Bu çalışma, bitki temelli beslenmenin kalp sağlığına iyi geldiğini doğruluyor.

1984'te yapılan bir çalışmada ekmek, sebze, meyve, kuruyemiş, fasulye ve makarna gibi gıdalardan elde edilenler bitkisel protein diye tanımlanmıştı. Bunlardan daha fazla tüketen kadınların sağlıklı yaşlanma olasılığı yüzde 46 daha fazlayken, hayvansal proteinlere bel bağlayanların yaşlandıkça sağlıklı kalma ihtimali yüzde 6 daha azdı.

Mevcut beslenme kılavuzları genel olarak proteinin günlük kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını tavsiye ederken, alt sınırı vücut ağırlığının bir kilogramı başına yaklaşık 0,8 gram (enerjinin yaklaşık yüzde 11'i) olarak belirlemek çoğu yetişkin için yeterli.

Amerikan Kalp Derneği de protein niteliğinin kritik olduğunu belirtiyor. Fasulye, mercimek, kuruyemiş, tohumlar ve omega-3 bakımından zengin yağlı balıklar gibi bitki bazlı proteinleri tercih edip kırmızı ve işlenmiş etlerle doymuş yağ tüketimini sınırlandırmayı öneriyor.

Harvard araştırmacıları da aşırı proteinin doğası gereği zararlı olmadığını ancak hayvansal proteine fazla bel bağlamanın bitkisel proteine kıyasla kolesterolü ve ölüm riskini artırabileceğini ifade ediyor.

Independent Türkçe