Mevsimsel depresyonla mücadelede 4 faydalı besin

Kış aylarında karanlığın çökmesiyle daha çok görülüyor

Mevsimsel depresyona kış depresyonu da deniliyor (Pixabay)
Mevsimsel depresyona kış depresyonu da deniliyor (Pixabay)
TT

Mevsimsel depresyonla mücadelede 4 faydalı besin

Mevsimsel depresyona kış depresyonu da deniliyor (Pixabay)
Mevsimsel depresyona kış depresyonu da deniliyor (Pixabay)

Özellikle sonbahar ve kış aylarında ortaya çıkan mevsimsel duygu durum bozukluğundan mustarip kişiler, yılın bu dönemlerinde kendilerini daha yorgun, hüzünlü ve gergin hissedebilir.

Mevsimsel duygu durum bozukluğuyla mücadele eden kişilere genellikle parlak ışık tedavisi, iyonize hava, psikoterapi veya antidepresan gibi tedaviler uygulanıyor.

Diğer dönemlere nazaran güneş ışığından daha az faydalanıp, günlerin kısaldığı ve havaların soğuduğu bu dönemde uzmanlar, kendisini daha iyi hissetmek isteyenlerin beslenmelerine de dikkat etmesi gerektiğini ifade ediyor.

Beslenme uzmanı Kyle Crowley, "Sağlıklı beslenmek, kış aylarında zihinsel sağlığı desteklemek için çok önemli" dedi.

Karanlığın çöktüğü bu soğuk aylarda tüketilebilecek 4 faydalı besin şöyle:

1- Balık

Somon, sardalya ve uskumru gibi yağlı balıklar, besleyici omega-3 yağ asitlerinin yanı sıra D vitamini açısından da zengin besinler arasında yer alıyor.

Somon, sardalya ve uskumru gibi yağlı balıklar, besleyici omega-3 yağ asitlerinin yanı sıra D vitamini açısından da zengin besinler arasında yer alıyor (Pixabay)
Somon, sardalya ve uskumru gibi yağlı balıklar, besleyici omega-3 yağ asitlerinin yanı sıra D vitamini açısından da zengin besinler arasında yer alıyor (Pixabay)

Yaz aylarında vücut, bol bol güneşe maruz kaldığı için D vitamini depoluyor ve kışın buradan yakıyor.

Fakat bu tüm kışa yetmeyebilir.

D vitaminin hormon dengesinde önemli bir yere sahip olduğunu belirten Crowley, "D vitamini kemik sağlığını, hücre büyümesini ve bağışıklık sistemini destekliyor" dedi.

Buna göre, D vitamini alınacak besinler tüketilmesi güneşten uzak kalmanın yaratacağı boşluğu doldurmaya yardımcı olabilir ve zihinsel sağlığı destekleyebilir.

2- Yulaf

Yulaf, kan şekerini dengeleyen ve ruh hali değişimlerini önleyen yüksek lif içeriğine sahip.

Crowley, "Bununla birlikte yulaf, genel beyin sağlığını destekleyen çinko ve vücuda enerji veren glikoz içeriyor. Ayrıca serotonin üreten triptofan salınımını destekleyerek anksiyeteyi ve depresif belirtileri azaltır" ifadelerini kullandı.

Triptofan açısından zengin diğer gıdalar arasında muz, yer fıstığı, et v süt ürünleri bulunuyor (Pixabay)
Triptofan açısından zengin diğer gıdalar arasında muz, yer fıstığı, et v süt ürünleri bulunuyor (Pixabay)

Triptofan, serotonin sentezinde rol alan önemli bir amino asit. Düşük triptofanlı beslenme biçimlerinin, serotonin üretimini sekteye uğratacağını belirten Crowley, "Bu anksiyete ve depresyon belirtilerinin artmasına neden olabilir" dedi.

3- Meyve

Vitamin, lif ve antioksidan deposu meyveler, kışın çöken hüzünlü bulutları dağıtmaya yardımcı olabilir. 

Yaban mersini, çilek gibi bilişsel yetenekleri geliştirdiği bilinen meyvelerin ayrıca C vitamini yoluyla stresle mücadelede önemli bir yer tuttuğunu belirten Crowley, "Bu besinler tüketildikten sonra iki saat içinde bile ruh halinizi düzenleyebilir" dedi. 

Kış aylarında taze meyvelerin pahalı da olabileceğine dikkat çeken Crowley, bu ürünleri mevsiminde alıp buzdolabında saklamayı tavsiye etti (Pixabay)
Kış aylarında taze meyvelerin pahalı da olabileceğine dikkat çeken Crowley, bu ürünleri mevsiminde alıp buzdolabında saklamayı tavsiye etti (Pixabay)

4- Keten  tohumu

Keten tohumlarının vücuttaki dopamin ve serotoninin artmasına yardımcı olan önemli omega- 3 kaynağı olduğunu belirten Crowley, "Ruh hali ve zihinsel sağlık için kritik olmasının yanı sıra protein ve lif de dahil olmak üzere birçok besin maddesi içeriyor" dedi.

Keten tohumu vücudun enerji seviyesine etki ettiği bilinen B1 vitamini ve D vitamininin aktivasyonuna yardımcı olan magnezyum açısından da zengin bir kaynak.
Keten tohumu vücudun enerji seviyesine etki ettiği bilinen B1 vitamini ve D vitamininin aktivasyonuna yardımcı olan magnezyum açısından da zengin bir kaynak.

Mevsimsel depresyonun gelip geçici bir dönem olarak düşünüldüğü için yeterince ciddiye alınmadığını söyleyen uzmanlar, profesyonel yardım almayı tavsiye ediyor. 

Independent Türkçe



İlaç kullanmadan kolesterolle başa çıkmanın iki yolu

Kötü kolesterol, kalp krizi riskini artıyor (Unsplash)
Kötü kolesterol, kalp krizi riskini artıyor (Unsplash)
TT

İlaç kullanmadan kolesterolle başa çıkmanın iki yolu

Kötü kolesterol, kalp krizi riskini artıyor (Unsplash)
Kötü kolesterol, kalp krizi riskini artıyor (Unsplash)

Kolesterol seviyesi normalin üstünde olan bazı kişiler, yan etkilerinden dolayı ilaç kullanmak istemeyebiliyor. 

Doktorlar çok yüksek kolesterol seviyelerinde çoğunlukla ilaç kullanılması gerektiğini belirtirken, belirli bir düzeyin altındakiler için bunun zorunlu olmayabileceğini ekliyor. 

Kolesterol, kandaki düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL) ve yüksek yoğunluklu lipoprotein (HDL) seviyelerini ifade ediyor. LDL genellikle kötü, HDL ise iyi kolesterol diye anılıyor. 

Kandaki kötü kolesterol oranının artması damarların tıkanmasına ve kalbin kan pompalarken zorlanmasına yol açabiliyor. 

20 yaş ve üzeri yetişkinlerin kanındaki LDL seviyesinin desilitre başına 100 miligram olması sağlıklı kabul ediliyor. 190 miligrama ulaştığında genellikle ilaç yazılırken, Amerikan Kalp Derneği, 189 ve altı için yaşam tarzı değişikliklerine gidilmesinin yetebileceğini belirtiyor. 

Düzenli ve iyi uyumak, sigarayı bırakmak ve stresi azaltmak kolesterol seviyesini düşürebilir. 

Diğer yandan Harvard Üniversitesi T.H. Chan Halk Sağlığı Fakültesi'nden Dr. Frank B. Hu yaşam tarzında yapılacak özellikle iki değişikliğin önemli fark yaratacağını söylüyor.

1) Egzersiz yapmak

Egzersiz yapınca iyi kolesterol kan dolaşımına salınarak damarlardaki yağlı plak birikintilerini topluyor ve vücuttan atılacakları karaciğere taşıyor.

Emory Üniversitesi'nden Dr. Felipe Lobelo, haftada 150 dakika normal veya 75 dakika ağır egzersiz yapmayı tavsiye ediyor.

Uzman, yürümekten yüzmeye kadar çeşitli şekillerde egzersiz yapılabileceğini söylüyor.

Özellikle hayatında spor olmayan kişilerin kolesterol seviyesinin bu sayede düşebileceğini belirten Dr. Lobelo, bazı kişilerin istenen sonuca ulaşmasının biraz vakit alabileceğini de ekliyor.

2) Beslenme biçimini değiştirmek

Vücudun enerjisini nereden aldığı pek çok şey gibi kolesterolü de etkiliyor. 

Kırmızı et ve işlenmiş gıdaların sağlığa çeşitli şekillerde zarar verebildiği pek çok çalışmada görülürken, kolesterolle mücadelede portfolyo diyeti öne çıkıyor. 

Dr. David J.A. Jenkins tarafından geliştirilen bu beslenme biçimi, çoğunlukla bitkisel gıdaları içeriyor. 

Örneğin soya, mercimek, nohut gibi protein kaynaklarının yanı sıra yulaf, arpa, badem ve fındık tüketilmesi tavsiye ediliyor.

Bu beslenme biçimi meyve-sebze sınıfında da patlıcan, brokoli, şalgam, elma, armut ve portakal gibi besinlere odaklanıyor. Ayrıca zeytinyağı gibi sağlıklı yağlar içeriyor. 

2018'de yapılan bir araştırmada kolesterol seviyesi yüksek olsa da ilaca ihtiyaç duymayan 440 kişi bu diyeti uygulamıştı. Çalışmada kötü kolesterolün yüzde 30 oranında düştüğü kaydedilmişti. 

Yaklaşık 210 bin kişiyi 30 yıl boyunca takip eden başka bir çalışmada da bu diyeti uygulayan kişilerin kalp damar hastalığı riskinin yüzde 14 düştüğü gözlemlenmişti.

İkinci çalışmada yer alan, New York Üniversitesi'nden Dr. Andrea Glenn, bu diyetin sırrının kolesterolü düşüren farklı besinleri bir araya getirmesi olduğunu söylüyor. 

Dr. Glenn, kahvaltıya fındık eklemek ya da kırmızı et yerine nohut ve tofu tüketmek gibi küçük değişikliklerin bile kolesterolü normal seviyeye çekebileceğini belirtiyor.

Egzersiz yapmak ve beslenme biçimini değiştirmenin kolesterole iyi gelebileceğini söyleyen Dr. Hu, "Kesinlikle sihirli bir değnek yok" diye ekliyor: 

Meseleye bütünsel bir bakış açısıyla yaklaşmalıyız.

Independent Türkçe, New York Times, Healthline, National Library of Medicine, Circulation