Çocuklar arasında yayılan zatürre hakkında bilinmesi gerekenler

Hastalığa RSV (Respiratuar Sinsityal Virus) ve mikoplazma pnömonisi neden oluyor.

Mevcut salgın döneminde çocuklarda görülen zatürrelerdeki farklılıklar araştırılıyor. (Reuters)
Mevcut salgın döneminde çocuklarda görülen zatürrelerdeki farklılıklar araştırılıyor. (Reuters)
TT

Çocuklar arasında yayılan zatürre hakkında bilinmesi gerekenler

Mevcut salgın döneminde çocuklarda görülen zatürrelerdeki farklılıklar araştırılıyor. (Reuters)
Mevcut salgın döneminde çocuklarda görülen zatürrelerdeki farklılıklar araştırılıyor. (Reuters)

Hollanda, Danimarka, ABD’nin bazı bölgeleri ve Çin’de çocuklar arasında normalden daha yüksek zatürre oranlarına ulaşılırken, halk sağlığı yetkilileri dünya çapında enfeksiyonları izliyor, vakaları ve semptomlarını kaydediyor. Science Alert sitesinde yayınlanan bir rapora göre söz konusu salgınlarda endişe edilecek yeni bir virüs veya başka türde yeni bir patojen bulunmuyor.

Science Alert’a göre vakalara genellikle bakteriyel veya viral bir enfeksiyon neden oluyor. Zatürre, soluk borusunun iltihaplanması olan bronşitten daha derinlerde akciğer dokusunu etkileyebiliyor ve göğüs akciğer röntgeninde beyaz bir gölge olarak gözlemleniyor. Aynı zamanda ateş, solunum sorunları ve göğüs ağrısı gibi semptomlara da neden olabiliyor.

RSV (Respiratuar Sinsityal Virus) ve mikoplazma pnömonisi dahil olmak üzere bilinen solunum yolu patojenleri genellikle yılın bu zamanında rapor edilirken, bu yıl da aynı durumun söz konusu olması bekleniyor. Mikoplazma salgınları birkaç yılda bir ortaya çıkarak, yaygın olarak kullanılan antibiyotiklere direnç gösterebiliyor.

Euronews haber sitesine göre mikoplazma pnömonisi, hafif solunum yolu enfeksiyonlarından şiddetli zatürreye kadar farklı vakalara neden olabiliyor.

Science Alert'e göre enfekte çocukların ve yetişkinlerin çoğunda, birkaç gün sonra kendiliğinden kaybolacak olan grip benzeri semptomlar görülürken, bazıları tedavi gerektiren ve bazı durumlarda hastaneye kaldırılmayı gerektiren daha ciddi bir akciğer enfeksiyonuna maruz kalabiliyor.

Bu seferki salgında herhangi bir farklılık var mı?

Sağlıklı çocuklar, zararsız solunum yolu virüslerine erken yaşta yakalanmaktan büyük bir fayda sağlıyor. Zira bu virüslerle enfekte olmaları, bağışıklık sistemlerini eğitmeye ve gelecekte benzer mikroplara karşı bağışıklık kazanmalarına yardımcı oluyor.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre RSV (Respiratuar Sinsityal Virus), adenovirüsler, enterovirüsler, rinovirüsler ve koronavirüsler dahil olmak üzere 200’den fazla virüs solunum yolu enfeksiyonlarına neden olabiliyor. Ayrıca gençlerde benzer enfeksiyonlarla daha önce karşılaşılmaması durumda belirtiler daha ciddi görülebilirken bir bağışıklığın yeni bir patojene karşı antikor geliştirmesi yaklaşık bir hafta sürüyor.

Enfeksiyon bittikten sonra hafıza hücreleri gelecekte oluşabilecek enfeksiyonlara karşı korunma sağlamak için vücutta kalıyor. Koronavirüs gibi soğuk algınlığı virüslerine karşı antikorların yaklaşık iki yıl sonra azaldığı ve bebeklerde RSV’ye karşı gelişen antikorların daha da hızlı azalabileceği tahmin ediliyor. Ancak hafıza hücreleri varlığını sürdürüyor. Virüsler de bağışıklıktan kaçmak için tanınmayacak şekilde mutasyona uğruyor.

Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre bu yıl beklenen viral enfeksiyonlarda farklılık görülmedi ve pandemi öncesi seviyelere göre beklenen dalgalar rapor edildi. Mikoplazma pnömonisi enfeksiyonları da öngörüldüğü şekilde kaydedildi.

Bununla birlikte, mikoplazmaya karşı sürü bağışıklığının azaldığı ve epidemiyolojik kısıtlamalardan sonra ciddi vakaların yeniden ortaya çıktığına dair bir uyarı da verildi.

Eş zamanlı enfeksiyonun bilinmeyen etkileri

Koronavirüs kısıtlamaları geçmişte kaldı ve okullarda, bakım evlerinde ve diğer yüksek riskli ortamlarda sıklıkla bulunan insanların aynı anda birçok bulaşıcı hastalıkla karşılaşması ‘muhtemel’ olarak değerlendiriliyor.

Birleşik Krallık ve ABD’de akut hepatitli çocuklarda yapılan çalışmalar, çoklu viral enfeksiyonların beklenmedik karaciğer hasarına neden olduğunu gösterdi. Birden fazla enfeksiyon daha ciddi hastalıklara yol açabiliyor, zararsız olduğu düşünülen virüsler bile daha ciddi doku hasarına yol açabiliyor.

Bilim laboratuvarlarında birden fazla solunum yolu virüsüyle enfekte olmanın hibrit virüslere yol açabileceği gösterildi. Bu hibrit virüsler, bireysel virüslerden farklı davranarak farklı semptomlara neden olabilir ve hatta bağışıklık sisteminden kaçabiliyor.

Yeni bir tehlikeli salgının ortaya çıkıp çıkmadığını anlamak için bilinmesi gerekenler

Daha tehlikeli olabilecek yeni varyantların tespit edilebilmesi için bilinen enfeksiyonlar ve semptomların kaydedilmesi ve rapor edilmesi gerekiyor.

Grip mevsiminde hastaneler dolup taşabiliyor ancak grip tek başına dolaşıma girmiyor. İnsanlara aynı anda birden fazla solunum yolu virüsü bulaştığında semptomlar kötüleşebiliyor.

Solunum yolu enfeksiyonları, iyileşmesi zaman alan akciğer hasarına neden olabiliyor.

Bir solunum yolu enfeksiyonunun ardından diğerinin gelmesi bu iyileşme süresini uzatabilirken bu da daha şiddetli semptomlara ve daha uzun hastalığa yol açabiliyor. Söz konusu durum özellikle yıllık grip aşısını yaptırmaları ve mevsimsel enfeksiyonlara yakalanmaktan kaçınmaları tavsiye edilen astım hastalarında görülüyor.

Zatürreye neden olan enfeksiyonlar bulaşıcıdır. Bu bağlamda, Kovid-19 salgını, solunum yolu enfeksiyonuna yakalanmayı önlemek için enfekte kişilerle temastan kaçınma, havalandırmayı etkili hale getirme, make kullanma ve el hijyenini koruma gibi önlemlerin önemini gösterdi.

Zararsız enfeksiyonların, özellikle de birden fazla patojenin olduğu eşzamanlı olanların etkisi hakkında bildiklerimiz göz önüne alındığında, yayılmayı durdurmak için harekete geçmek kritik bir önem teşkil ediyor.



Beyinde Hepatit C virüsü bulundu: Şizofreni ve bipolar semptomlarını açıklayabilir mi?

Virüslerin, bazı psikiyatrik semptomlarla ilişkili olduğu düşünülse de daha önce bir kanıt bulunamamıştı (Pexels)
Virüslerin, bazı psikiyatrik semptomlarla ilişkili olduğu düşünülse de daha önce bir kanıt bulunamamıştı (Pexels)
TT

Beyinde Hepatit C virüsü bulundu: Şizofreni ve bipolar semptomlarını açıklayabilir mi?

Virüslerin, bazı psikiyatrik semptomlarla ilişkili olduğu düşünülse de daha önce bir kanıt bulunamamıştı (Pexels)
Virüslerin, bazı psikiyatrik semptomlarla ilişkili olduğu düşünülse de daha önce bir kanıt bulunamamıştı (Pexels)

Bilim insanları şizofreni ve bipolar bozukluktan muzdarip kişilerin beyin zarında Hepatit C virüsü tespit etti. Bulgular bu kişilerdeki bazı semptomlara enfeksiyonun yol açabileceğine işaret ediyor.

Şizofreni, bipolar bozukluk ve majör depresyon gibi sorunların bazı psikiyatrik belirtileri uzun zamandır viral enfeksiyonlarla ilişkilendiriliyor. Ancak bugüne dek bu teoriyi doğrudan destekleyecek bir virüse beyinde rastlanmamıştı.

Johns Hopkins Üniversitesi'nden araştırmacılar bu durumun virüslerin doğrudan beyne girmeyip beyin zarını hedef almasından kaynaklanabileceğini söylüyor.

Bulguları hakemli dergi Translational Psychiatry'de 14 Temmuz Pazartesi günü yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, şizofreni, bipolar bozukluk veya majör depresyonu olan kişilerin ölümden sonra beyinlerinden alınan koroid pleksus örneklerini, sağlıklı bireylerin beyinlerinden alınanlarla karşılaştırdı.

Koroid pleksus, sıvı dolu boşlukların yani ventriküllerin zarını oluşturan ve özellikle beyni ve omuriliği koruyan beyin omurilik sıvısını üreten hücre topluluğunu ifade ediyor. Daha önceki çalışmalarda beyin içinde virüs keşfedilmediği için virüslerin bulaştığı bilinen bu bölgeye odaklandılar. 

Araştırmacılar 3 binden fazla hücreyi saptayabilen bir teknolojiyi kullanarak şizofreni veya bipolar bozukluktan muzdarip kişilerden alınan örneklerde daha fazla virüs tespit etti. Ancak sadece bu kişilerin beyin zarında Hepatit C vardı. 

Ayrıca kronik Hepatit C tanısı olan bazı kişilerde virüse rastlanmadı. Bu da enfeksiyonun her zaman beyin zarına ulaşmadığını gösteriyor

Bilim insanları daha sonra yaklaşık 285 milyon kişinin sağlık verilerinin tutulduğu bir veritabanına başvurdu. Şizofreni hastalarının yüzde 3,6'sında ve bipolar bozukluğu olanların yüzde 3,9'unda Hepatit C virüsünün belgelendiği saptandı. 

Majör depresyonu olanların neredeyse yüzde 1,8'inde virüs tanısı görülürken, kontrol grubunda bu oran sadece yüzde 0,5'ti. 

Ayrıca beyin zarında Hepatit C olan kişilerin, öğrenme ve hafızayla ilgili beyin bölümü hipokampusunda virüse rastlanmadı. Ancak yine de virüsün varlığı, hipokampustaki gen ifadesini değiştiriyordu. Bu durum zarda meydana gelen bir enfeksiyonun, beyin fonksiyonlarını ve davranışını etkileyebileceği ihtimaline işaret ediyor.

Araştırmacılar bulguların, şizofreni veya bipolar bozukluğu olan herkesin Hepatit C enfeksiyonu olduğunu göstermediği uyarısında bulunuyor. Ancak beyin zarındaki virüsün, semptomlarla ilişkili olabileceğini gösteriyor.

Bu rahatsızlıklardan muzdarip kişilere virüs testi yapılması ve buna yönelik tedavi uygulanması semptomların azaltılmasına katkı sağlayabilir. Enfeksiyon genellikle antiviral ilaçlarla tedavi ediliyor.

Çalışmaya liderlik eden Sarven Sabunciyan "Bulgularımız, bazı kişilerin enfeksiyon nedeniyle psikiyatrik semptomlar yaşıyor olabileceğini gösteriyor" diyerek ekliyor:

Hepatit C enfeksiyonu tedavi edilebildiğinden, bu hastalara antiviral ilaçlar verilerek psikiyatrik semptomlarının azalmasına yardımcı olunabilir.

Independent Türkçe, Johns Hopkins Üniversitesi, Neuroscience News, Translational Psychiatry