Gebelik diyabeti ile bağlantılı 13 kromozomal bölge

Beyin hücrelerinde kan şekerinin düzenlenmesine katkıda bulunan genler belirlendi

Gebelik diyabeti ile bağlantılı 13 kromozomal bölge
TT

Gebelik diyabeti ile bağlantılı 13 kromozomal bölge

Gebelik diyabeti ile bağlantılı 13 kromozomal bölge

Finlandiya’daki Helsinki Üniversitesi, Massachusetts Hastanesi, Harvard Üniversitesi Broad Enstitüsü ve Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden araştırmacılar tarafından yürütülen bir çalışma, gebelik diyabeti vakalarına neden olan genetiğin anlaşılmasında büyük gelişmeler sağlıyor.

Genetik temeller

Şarku’l Avsat’ın aktardığı bilimsel çalışmaya göre gebelik diyabetine ilişkin genom sayısı olarak yapılan en büyük çalışma sayılıyor. Kontrol grubu olarak 131 bin normal kadına kıyasla 12 binden fazla hastayı içeren çalışma sonucunda, gebelik diyabetiyle ilişkili 13 farklı kromozomal bölge tanımladı. Bu da iki genetik varyant kategorisini ortaya çıkardı. Bunlardan biri tip 2 diyabetle paylaşılanlar diğeri de çoğunlukla gebelik diyabetiyle ilişkili olanlardı. Söz konusu bulgu aslında, iki durum arasındaki ortak genetik temellere ilişkin önceki varsayımlara meydan okudu.

Gebelik diyabeti, her yıl dünya çapında 16 milyondan fazla hamileyi etkileyen, hem anneler hem de bebekleri için önemli sağlık sorunlarına neden olan yaygın bir gebelik bozukluğu olarak biliniyor. Hamilelikten önce diyabet hastası olmayan hamile kadınlarda kan şekerinin yüksek olması ile anlaşılıyor. 4 Ocak 2024’te Nature Genetics dergisinde yayınlanan ve Finlandiya’daki Helsinki Üniversitesi Moleküler Tıp Enstitüsü’nden Dr. Elisabeth Widen başkanlığında yürütülen çalışmanın sonuçları, aynı zamanda hamilelik sırasında diyabet gelişimiyle ilgili potansiyel fizyolojik mekanizmalar hakkında da önemli bilgiler sağlıyor. Bu mekanizmalar beyindeki adaptif değişikliklerin yanı sıra annedeki değişen insülin duyarlılığını da içeriyor. Diğer yandan hipotalamus, beyin hücresi tiplerinde aktif olarak tanımlanan bazı risk genlerinin, hamilelik sırasında kan şekeri regülasyonunu sürdürmeye yönelik adaptif tepkiler için önemli olduğu bilinen, önemli bir odak noktası olarak tespit edildi.

Gebelik diyabeti

Mayo Clinic uzmanları 9 Nisan 2022 tarihli bir raporda, hamilelikte herhangi bir komplikasyon yaşanması endişe verici olsa da kadınların sağlıklı beslenerek, egzersiz yaparak ve gerekli durumlarda ilaç alarak gebelik diyabetini kontrol altına alabileceğini söyledi. Anne adayının kan şekeri seviyelerini kontrol ederek kendisinin ve fetüsün sağlığını korumasının ve zorlu doğumu önlemesinin mümkün olduğu belirtildi. Kan şekeri genellikle doğumdan kısa bir süre sonra normal düzeyine dönse de bir kadın daha önce gebelik diyabeti geçirmişse tip 2 diyabet geliştirme riski daha yüksek oluyor.  Bu nedenle kan şekeri seviyenizdeki değişiklikleri tespit etmek için birden çok kez test yaptırmanız gerekebilir.

Çalışma öncelikle Finlandiya nüfusuna odaklanmış olsa da risk değişkenleri arasındaki benzerlikler nedeniyle sonuçlar daha çok kişiyi ilgilendirir. Bu da, söz konusu bulguların gebelik diyabeti geliştirme riski taşıyan farklı popülasyon grupları için çalışmanın önemini ortaya çıkardı. Çalışma aynı zamanda glikoz metabolizmasındaki düzensizliğin anlaşılmasına da katkıda bulunuyor ve kadın sağlığı ve gebelikle ilgili sonuçlar açısından önem taşıyor.



Kalp krizi ölümleri 50 yılda yüzde 90 azaldı: Uzmanlar üç hastalık riskine dikkat çekiyor

Uzmanlar, aritmi, kalp yetmezliği ve hipertansif kalp hastalığı kaynaklı ölümlerin arttığı uyarısı yapıyor (Unsplash)
Uzmanlar, aritmi, kalp yetmezliği ve hipertansif kalp hastalığı kaynaklı ölümlerin arttığı uyarısı yapıyor (Unsplash)
TT

Kalp krizi ölümleri 50 yılda yüzde 90 azaldı: Uzmanlar üç hastalık riskine dikkat çekiyor

Uzmanlar, aritmi, kalp yetmezliği ve hipertansif kalp hastalığı kaynaklı ölümlerin arttığı uyarısı yapıyor (Unsplash)
Uzmanlar, aritmi, kalp yetmezliği ve hipertansif kalp hastalığı kaynaklı ölümlerin arttığı uyarısı yapıyor (Unsplash)

Yeni bir çalışma ABD'de kalp krizi ölümlerinin 50 yılda yaklaşık yüzde 90 azaldığını ancak diğer kalp rahatsızlıklarının yükselişe geçtiğini gösteriyor.

Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden araştırmacılar Journal of the American Heart Association'da çarşamba günü yayımlanan çalışmada, 1970-2022 döneminde 25 yaş ve üstü yetişkinler arasında kalp hastalığına bağlı ölüm oranlarını yaşa göre analiz etti.

Araştırmacılar genel kalp hastalığı ölümlerinin 50 yılda yüzde 66 azaldığını, bunun başlıca nedeninin kalp krizi ölümlerindeki yüzde 89'luk düşüş olduğunu tespit etti.

Kalp krizi 1970'te kalp hastalığından kaynaklı ölümlerinin yarısından fazlasından sorumluyken, 2022'ye gelindiğinde üçte birinden daha azını oluşturuyordu.

Kaliforniya'daki Stanford Tıp Fakültesi'nde iç hastalıkları asistanlığında ikinci yılında olan Sara King, başyazarı olduğu çalışma hakkında, "Son 50 yılda yaşanan bu gelişme, kalp krizi ve diğer iskemik kalp hastalığı türlerinin tedavisinde elde edilen inanılmaz başarıları yansıtıyor" diyor.

İnsanların, bir zamanlar idam fermanı olarak görülen ilk akut kardiyak olaylardan kurtulmasını sağlama yolunda büyük adımlar atıldı.

Olay yerindeki daha fazla kişinin kalp masajı yapması, erken kalp krizi belirtilerine dair farkındalığın artması, tedavilerin iyileştirilmesi ve sigara yasağı gibi gelişmeler kalp krizi ölümlerinin azalmasına katkı sağladı.

Ancak uzmanlar, kalp krizinden kurtulan kişi sayısı artarken, diğer kalp hastalığı türlerinin yükselişe geçtiğine dair uyarıyor.

Kalbin çok hızlı, çok yavaş ya da düzensiz atması anlamına gelen aritmiden kaynaklanan ölümler yüzde 450, kalp yetmezliğinden kaynaklanan ölümlerse yüzde 146 oranında arttı.

Hipertansif kalp hastalığı ölümleri ise uzun süreli yüksek tansiyonun etkisiyle yüzde 106 oranında arttı. Araştırmacılar bu yükselen ölüm nedenlerini ABD'deki obezite, diyabet ve yüksek tansiyona bağlıyor.

ABD'deki obezite oranı 1970'ten 2022'ye kadar yüzde 15'ten yüzde 40'a yükseldi. Yetişkinlerin neredeyse yarısı artık tip 2 diyabet hastası ve yüksek tansiyon oranları 1978'den 2022'ye kadar yüzde 30'dan neredeyse yüzde 50'ye çıktı.

Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde araştırmadan sorumlu dekan yardımcısı ve öğretim üyesi olan, çalışmanın kıdemli yazarı Dr. Latha Palaniappan şöyle diyor: 

Artık vakaları önleyerek insanların güçlü, sağlıklı kalplerle yaşlanmasını sağlamaya odaklanmak gerekiyor ve önleme çalışmaları çocukluk kadar erken bir dönemde başlayabilir.

Amerikan Kalp Derneği'nin "Hayatın Temel 8'i" listesi, kalp hastalığı riskini azaltmak için atılması gereken temel adımları şöyle özetliyor: sağlıklı beslenmek, kilo kontrolü, sigarayı bırakmak, daha fazla egzersiz yapmak, uykuyu iyileştirmek ve sağlıklı kolesterol, kan basıncı ve kan şekeri seviyelerini korumak.

Independent Türkçe