PAVT teknolojisi derin damarları rahatlıkla tespit ediyor

Derin damarların ve içlerindeki kan akışının görüntülenmesini sağlayan teknik geliştirildi

PAVT, insan vücudunun derinliklerindeki kan akışının yönünü ve hızını görüntüleyebilme özelliğiyle öne çıkıyor (Shutterstock)
PAVT, insan vücudunun derinliklerindeki kan akışının yönünü ve hızını görüntüleyebilme özelliğiyle öne çıkıyor (Shutterstock)
TT

PAVT teknolojisi derin damarları rahatlıkla tespit ediyor

PAVT, insan vücudunun derinliklerindeki kan akışının yönünü ve hızını görüntüleyebilme özelliğiyle öne çıkıyor (Shutterstock)
PAVT, insan vücudunun derinliklerindeki kan akışının yönünü ve hızını görüntüleyebilme özelliğiyle öne çıkıyor (Shutterstock)

İnsan vücudundaki kan akışının dinamiklerini anlamak, kalp krizi, diyabet komplikasyonları ve tümör büyümesi gibi sayısız sağlık durumunun teşhis ve tedavisinde çok önemlidir.

Bununla birlikte, bu hayati sistem, özellikle de derin ve hassas kan damarları hakkında bilgi edinmek, tıp biliminde, özellikle de vücudun derinliklerine gömülü olan damarlarda, çoğu zaman büyük bir zorluk teşkil etmiştir.

PAVT, oksijen tüketiminin nicel olarak ölçülmesini sağlamak için oksijenli ve oksijensiz kırmızı kan hücrelerini ayırt edebilir (Shutterstock Images)
PAVT, oksijen tüketiminin nicel olarak ölçülmesini sağlamak için oksijenli ve oksijensiz kırmızı kan hücrelerini ayırt edebilir (Shutterstock Images)

Derin damarlarının non-invaziv görüntülenmesi

California Teknoloji Enstitüsü (Caltech) araştırmacıları, çığır açan bir çalışmayla, derin kan damarlarının ve içlerindeki kan akışının invazif olmayan bir şekilde görüntülenmesini sağlayan devrim niteliğinde bir teknik geliştirdi. Fotoakustik tomografi (PAVT) adı verilen bu yenilikçi yaklaşım, kan akışının önemli bir rol oynadığı çeşitli sağlık koşullarının anlaşılmasını ve tedavisini büyük ölçüde geliştirebilir.

Önceki teknolojilerin aksine PAVT, kırmızı kan hücrelerindeki hemoglobin tarafından emilen ve ultrasonik titreşimler yaymalarına neden olan lazer ışığını kullanıyor. Bu titreşimler deri yüzeyine iletilir ve burada bir bilgisayara bağlı sensörler bunları toplayarak kan damarlarının ayrıntılı görüntülerini oluşturur.

PAVT nasıl çalışır?

PAVT, vücudun derinliklerindeki kırmızı kan hücrelerinin dağılımından kaynaklanan sinyalleri tespit ederek yüksek doğruluk elde eder. Ardından, entegre bir algoritma bu hücrelerin hareketini izler ve kan akışının hızını ve yönünü çıkarır. Bu süreç, otoyollarda cep telefonu hızı kullanılarak trafik akışının izlenmesine benzer.

Araştırmacılar, kan damarlarının yapısından kaynaklanan kırmızı kan hücresi dağılımındaki heterojenliğin görüntülemeyi kolaylaştırdığına da dikkat çekiyor. Bu durum, farklı akarsuların bir arada akabildiği, ancak belli bir mesafe boyunca karışmadan kalabildiği, farklı su kalitelerine sahip nehirlerin birleşmesine benzetiliyor. Bu olgu, farklı oksijen içeriklerine sahip kanın birleştiği ancak bir süre karışmadan kaldığı ve PAVT sisteminin ayrı yollarını izlemesine izin verdiği damarlarda da meydana geliyor.

Ayrıca, PAVT'nin oksijenli ve oksijensiz kırmızı kan hücrelerini ayırt etme yeteneği, metabolizmanın hayati bir göstergesi olan oksijen tüketiminin ölçülmesini sağlıyor. Caltech'te tıp ve elektrik mühendisliği profesörü olan Lihong Wang, "Bu, metabolizmanın önemli bir ölçüsü olan oksijen tüketiminin ölçülmesini sağlıyor" diyerek bu teknolojinin daha geniş etkilerinin altını çiziyor.

Araştırmacılar, bu başarının kalp krizi ve diyabet için tıbbi tanı geliştirme konusunda büyük umut vaat ettiğine inanıyor (Shutterstock)
Araştırmacılar, bu başarının kalp krizi ve diyabet için tıbbi tanı geliştirme konusunda büyük umut vaat ettiğine inanıyor (Shutterstock)

Mühendislik ve fizyoloji arasında işbirliği

Caltech'te tıp ve elektrik mühendisliği profesörü olan Lihong Wang'ın araştırması ileriye doğru büyük bir sıçramayı temsil ediyor. Nature Biomedical Engineering dergisinde yer alan ayrıntılı çalışma, PAVT'nin teşhis yöntemlerini dönüştürme potansiyelini gözler önüne seriyor.

Bu yöntem, fotoakustik görüntüleme tekniklerindeki gelişmeleriyle tanınan Wang'ın laboratuvarı için tamamen yeni değil. Ancak PAVT, yalnızca kan damarlarını ve oksijen durumlarını değil, aynı zamanda insan vücudunun derinliklerindeki kan akışının yönünü ve hızını da görüntüleyebilmesiyle öne çıkıyor. Wang, kan akışının görüntülerini ilk kez gördüğünde yaşadığı şaşkınlığı ifade ederken: "Artık akış hızını ve yönünü gösteren vektör akışını ölçebiliyoruz," diyor. Amerikalı araştırmacı, teknolojinin mühendislik ve fizyolojiyi bir araya getirerek daha önce aşılamayan engelleri aşma becerisinin olduğuna inanıyor.

Araştırma ekibinde biyomedikal mühendisliği yüksek lisans öğrencisi Joshua Olek Gibson ve Caltech'te eski bir doktora sonrası araştırma görevlisi olan Anjul Khudaria da yer alıyor. Ulusal Sağlık Enstitüleri tarafından finanse edilen bu buluş, tıbbi teşhis ve tedavinin ilerletilmesi için büyük umut vaat ediyor ve çeşitli sağlık koşullarını izlemek ve anlamak için yeni, daha az invaziv ve daha doğru yolların önünü açıyor.



Yapay zekadan sağlıklı yaşamın sırları

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Yapay zekadan sağlıklı yaşamın sırları

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yapay zeka kullanan yeni bir çalışma, yediğimiz yiyeceklerin miktarı ve türüyle sağlıklı beslenme düzenimizi ne kadar tutarlı uyguladığımızın insan sağlığını etkileyen temel faktörler olduğunu ortaya koyuyor.

İsviçre’nin Lozan kentindeki Federal Teknoloji Enstitüsü’nde görevli araştırmacılar, hangi yiyecekleri ve ne kadar düzenli yediğimizin bağırsak sağlığını belirlemede en kritik faktörler olduğunu söylüyor.

Çalışmalar, lif, meyve, sebze ve kuruyemiş açısından zengin beslenmeyi, bağırsak mikrobiyotasının daha zengin olması ve daha iyi sindirim sağlığıyla ilişkilendiriyor.

Bağırsak mikropları, sindirim sistemimizde yaşayan bakteriler, virüsler, mantarlar ve diğer mikroorganizmalardır. Bazıları sağlığa yararlıyken, bazıları zararlı olabilir.

Nature Communications adlı akademik dergide yayımlanan yeni araştırma, sağlıklı bir beslenme düzenine uymanın bağırsak sağlığı için yediğimiz yiyeceklerin türü veya miktarı kadar hayati önem taşıdığını ilk kez gösteriyor.

Yapay zeka analiziyle desteklenen çalışma, düzenli olarak meyve, sebze ve tahıl tüketmenin sağlıklı bir bağırsak mikrobiyotası geliştirmek için çok önemli olduğuna işaret ediyor. Çalışmanın yazarlarından Marcel Salathé, "Bu araştırma, sağlıklı gününüzde aşırı sebze yiyip haftanın veya ayın geri kalanında sağlıksız bir şekilde beslenemeyeceğinizi açıkça gösteriyor" dedi.

Aslında çalışmamız, sağlıklı gıdaların düzensiz tüketiminin bağırsak mikrobiyotası üzerindeki birçok faydalı etkisini ortadan kaldırdığını gösteriyor. Bu, gelecekteki çalışmaların yalnızca insanların ne yediğine değil, zaman içinde ne yediklerinin kalıplarına da bakması için gerçek bir teşvik.Y

vfev
Yemek salonunda öğle yemeği (Alonso Nichols/Tufts Üniversitesi/Eurekalert)

Dışkı örneklerini değerlendirmek için gelişmiş yapay zeka teknikleri, kişinin mikrobiyotası üzerinen diyetini ve tersini tahmin etmek için giderek daha fazla kullanılıyor.

Araştırmacılar, kişinin bağırsak mikrobiyotasının ne yediğini ve bunun tersini yüzde 85'e varan doğrulukla gösterdiğini buldu.

Dr. Salathé, "Dışkı örneğinden bu tür verileri elde etmek nispeten kolay ancak birinin diyetini anlamak son derece zor; bu, elde etmesi zor bir veri" dedi.

Son çalışma, "Yiyecek ve Sen" çalışmasına katılan yaklaşık bin kişinin beslenme bilgilerini değerlendirdi.

Veriler, İsviçre enstitüsü tarafından geliştirilen MyFoodRepo uygulaması aracılığıyla toplandı.

Uygulamanın yapay zeka sistemi, verileri besin içeriği açısından analiz etti ve analiz daha sonra araştırmacılar tarafından incelendi.

Çalışmanın baş yazarı Rohan Singh, "Tarihsel olarak beslenme araştırmaları, gıda sıklığı anketlerine ve 24 saatlik diyet anımsamalarına dayanıyordu. Teoride birinden yediği her şeyi yazmasını isteyebilirsiniz ancak pratikte neredeyse imkansız olduğu için yapılmıyor" dedi.

Araştırma, genellikle kademeli olarak gelişen yaşam tarzına dayalı bağırsak rahatsızlıklarına dair içgörüler sunuyor.

Dr. Singh, "Beslenme bu hastalıklara en büyük katkıda bulunan faktörlerden biri olduğundan, bizimki gibi analizler, kişinin beslenmesinde nelerin iyileştirilebileceğini değerlendirebilir" diye belirtti.

Yapay zeka daha sonra insanların gıda tüketimini buna göre ayarlamalarına yardımcı olabilir.

Bu bulgular ışığında araştırmacılar, beslenme kılavuzlarının yalnızca gıda türleri ve miktarlarını değil, aynı zamanda sağlıklı beslenme alışkanlıklarının düzenliliğini de vurgulayacak şekilde güncellenmesi çağrısında bulunuyor.

Yeni verileri ultra işlenmiş gıdalarda bulunan emülgatörler gibi gıda katkı maddeleriyle bağırsak mikrobiyotası arasındaki bağlantıyı araştırmak için kullanmayı umuyorlar. Dr. Salathé, "Bu katkı maddelerinden bazılarının mikrobiyotanızı gerçekten olumsuz etkileyebileceği yönünde güçlü bir hipotez var ve bunun gerçekten de böyle olabileceğine dair bazı erken belirtilere sahibiz" dedi.

Independent Türkçe


Alzheimer araştırması: Erkeklerin beyni daha hızlı küçülüyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Alzheimer araştırması: Erkeklerin beyni daha hızlı küçülüyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni araştırma, Alzheimer hastalığı kadınlarda daha sık teşhis edilse de erkeklerin beyinlerinin kadınlardan daha hızlı küçüldüğünü gösteriyor.

Alzheimer Derneği'ne göre, 7 milyondan fazla Amerikalı Alzheimer hastası var ve 2050'ye kadar bu sayının yaklaşık 13 milyona ulaşması bekleniyor. Dernek, 45 yaşında Alzheimer'a yakalanma riskinin kadınlarda beşte bir, erkeklerde ise onda bir olduğunu belirtiyor.

Proceedings of the National Academy of Sciences adlı akademik dergide yakın zamanda yayımlanan çalışma, sağlıklı beyin yaşlanmasındaki cinsiyet farklılıklarının, kadınlara neden daha sık Alzheimer teşhisi konulduğunu açıklayıp açıklamadığını belirlemeyi amaçlıyor.

Araştırmacılar, 17 ila 95 yaşındaki yaklaşık 5 bin katılımcının 12 binden fazla beyin MR'ını inceledi ve erkek beyinlerinin kadınlarınkine göre daha fazla bölgede daha hızlı küçüldüğünü buldu. Çalışmaya göre hafıza, duygu ve duyu işlemeyle ilgili alanlar özellikle etkilenmişti.

Çalışma, kadınların beyinlerinin ventriküllerinde biraz daha fazla genişleme olduğunu ortaya koydu. Ventriküller, beynin içindeki sıvı dolu boşluklardır.

Çalışmanın baş yazarı, Norveç'teki Oslo Üniversitesi'nden Anne Ravndal, Fox News Digital'a, "Bulgularımız erkeklerin daha fazla bölgede daha fazla yapısal beyin gerilemesi yaşadığını gösteriyor; bu da normal beyin yaşlanmasının Alzheimer oranlarındaki cinsiyet farkını açıklamadığı anlamına geliyor" diye konuştu.

Ravndal, çalışmanın sonuçlarının "uzun ömür, tanı kalıpları veya biyolojik faktörlerdeki farklılıklar gibi diğer olası açıklamalara işaret ettiğini" söyledi.

Alzheimer'ın kadınlarda yaygınlığı hakkında ortaya atılan bir teori, yaşlanmanın hastalık için birincil risk faktörü olması ve kadınların erkeklerden daha uzun yaşamasına dayanıyor.

Kaiser Permanente Kuzey Kaliforniya Araştırma Bölümü'nden Paola Gilsanz, Alzheimer Derneği'nin 2020 tarihli makalesinde, "Bu dengesizliğin nedeni belirsiz. Uzun ömür bir açıklama olarak görülüyor çünkü yaş, bunama için çok güçlü bir risk faktörü" yazmıştı.

Ama artık bunun her şeyi açıklamadığını görüyoruz. Bu yüzden biyolojik, sosyal veya kültürel faktörler de dahil çeşitli faktörlere bakıyoruz.

Independent Türkçe


Doktorlar hastayken yapılmaması gereken şeyi açıkladı

Hastayken egzersiz yapmak semptomları kötüleştirebilir ve hastalığın süresini uzatabilir. Bu durum özellikle ciddi enfeksiyonlar için geçerli (Unsplash)
Hastayken egzersiz yapmak semptomları kötüleştirebilir ve hastalığın süresini uzatabilir. Bu durum özellikle ciddi enfeksiyonlar için geçerli (Unsplash)
TT

Doktorlar hastayken yapılmaması gereken şeyi açıkladı

Hastayken egzersiz yapmak semptomları kötüleştirebilir ve hastalığın süresini uzatabilir. Bu durum özellikle ciddi enfeksiyonlar için geçerli (Unsplash)
Hastayken egzersiz yapmak semptomları kötüleştirebilir ve hastalığın süresini uzatabilir. Bu durum özellikle ciddi enfeksiyonlar için geçerli (Unsplash)

Soğuk algınlığı ve grip sezonu geri geldi ve doktorlar, hastalanan kişileri yaygın bir sağlık hatası yapmaktan kaçınma konusunda uyarıyor: egzersiz rutinini sürdürmek.

Egzersiz, enfeksiyondan önce bağışıklık sistemini güçlendirmenin harika bir yolu olabilir ancak uzmanlar, hızlı bir koşu veya spor salonuna gitmenin aslında burun tıkanıklığı gibi semptomları daha da kötüleştirebileceğini ve hastalığı uzatabileceğini söylüyor.

Ayrıca fiziksel aktivitenin vücudun iç sıcaklığını yükseltmesi, ateşi olan kişilerde tehlikelidir ve hatta organ yetmezliğine yol açabilir. Vücudun bağışıklık sistemini güçlü tutmak için ihtiyaç duyduğu enerjiyi de tüketebilir ve terleme, susuzluğa yol açarak baş dönmesine ve titremeye neden olabilir.

Houston Methodist Hastanesi'nden dahiliye uzmanı Dr. Donald Brown, bu nedenle spor ayakkabılarınızı giymeden önce vücudunuzu dinlemenin çok önemli olduğunu söylüyor.

Brown "Hastayken egzersiz yapmanın genel kuralı, semptomlar boynun üstündeyse, muhtemelen egzersiz rutinine devam edilebilir ancak daha düşük yoğunlukta ve daha kısa süre yapılmalı" diyor.

Amerikan Akciğer Derneği'ne göre kuru öksürük ve mide rahatsızlığı gibi boynun altındaki belirtiler daha ciddi bir enfeksiyona işaret edebilir.

Mayo Clinic, boynun üstündeki belirtilerin burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hapşırma ve hafif boğaz ağrısı olduğunu belirtiyor.

Nevada Üniversitesi Las Vegas kampüsünde bulaşıcı hastalıklar epidemiyoloğu ve öğretim üyesi Dr. Brian Labus, Parade'e yaptığı açıklamada "Ciddi bir solunum yolu hastalığınız varsa, ilk olarak nefes almakta zorlanırsınız. Sadece bir öksürük bile olsa akciğerlerinize bir süreç işliyor demektir" diyor.

Böyle bir durumda egzersiz yapmak vücut için çok yorucu olabilir ve iyileşmeyi zorlaştırabilir.

Ancak soğuk algınlığı durumunda hafif veya orta şiddette fiziksel aktivite genellikle güvenli sayılıyor ve hatta burun yollarını açarak tıkanıklığı giderebiliyor.

Normalden daha yorgun hissedebilirsiniz ancak kısa süreli düşük etkili egzersizlerde sorun görülmüyor.

Bu egzersizler arasında yaklaşık 30 dakikalık yürüyüş, hafif koşu ve yoga yer alıyor.

UTHealth'ten pratisyen hemşire Traci Gonzales, "Vücudunuzu dinleyin. Eğer dayanamayacağınızı düşünüyorsanız, ara verin ve vücudunuzun dinlenip iyileşmesine müsaade edin" ifadelerini kullanıyor. 

İster dinlenin ister egzersiz yapın ancak kesinlikle bol bol su için!

Gonzales "Ayrıca başkalarının olduğu bir yerde egzersiz yapmaya karar verirseniz, mikroplarınızı yaymamaya dikkat edin. Soğuk algınlığı ve grip virüsleri son derece bulaşıcıdır ve kolayca yayılır" tavsiyesinde bulunuyor.

Uzmanlar, grip ve ağır hastalıklara karşı koruma sağlayan diğer aşıları yaptırmak için bu ayın ideal zaman olduğunu söylüyor.

Geçen yıl ABD, ekimden mayıs ortasına kadar 82 milyon grip vakasıyla 15 yılın en kötü grip sezonunu yaşamıştı.

Independent Türkçe