Araştırma: Müzikle uğraşmak ilerleyen yaşlarda beyin sağlığının korunmasına yardımcı oluyor

İngiltere'de yapılan bir araştırmada, müzikle uğraşmanın hafızayı dinç tutarak ilerleyen yaşlarda beyin sağlığının korunmasına yardımcı olduğu tespit edildi

(AA)
(AA)
TT

Araştırma: Müzikle uğraşmak ilerleyen yaşlarda beyin sağlığının korunmasına yardımcı oluyor

(AA)
(AA)

"International Journal of Geriatric Psychiatry" dergisinde yayımlanan çalışmaya göre, Exeter Üniversitesinden bilim insanları, müzikle uğraşan ve uğraşmayan kişilerin beyinlerinin nasıl yaşlandığını araştırdı.

Araştırmada, enstrüman çalma, şarkı söyleme, nota okuma, müzik dinleme ve müzik yeteneğinin insan beyni üzerindeki etkileri 40-68 yaş 1100'den fazla kişi üzerinde incelendi.

Araştırmacılar, hayatlarında müzikle uğraşmış ve müzikle hiç ilgilenmemiş kişilerin bilişsel verilerini karşılaştırdı.

Sonuçlar, piyano ya da org çalan kişilerin müzikle uğraşmanın yararını daha fazla gördüğü ancak yalnızca müzik dinlemenin bilişsel sağlığa aynı şekilde etki etmediğini gösterdi.

Araştırma, müzikle uğraşmanın hafızayı dinç tutarak ilerleyen yaşlarda beyin sağlığının korunmasına yardımcı olduğunu, düzenli nota okuyan insanların sayısal hafızalarının daha iyi olduğunu ortaya koydu.

Çalışmanın başyazarı Prof. Anne Corbett, BBC'ye yaptığı açıklamada, bu araştırma için çok hassas testler uyguladıklarını belirterek, bu sayede insanların çeşitli beyin fonksiyonlarının incelendiğini ve müziğin de buna etkisinin araştırıldığını kaydetti.

Özellikle enstrüman çalmanın beyinde büyük etkileri olduğunu vurgulayan Corbett, "Araştırma, insanların demans riskinin aktif olarak nasıl azaltılabileceğini ve müziğin de bunun azaltılmasında rol oynadığını gösteriyor." ifadesini kullandı.

İngiltere'de bulunan "Dementia UK" isimli kuruluş da çalışmanın sonuçlarının demans hastalarında olumlu etkilerinin olduğunu ve bu hastaların iletişim yolu olarak müziği kullandıklarını belirtti.



Pankreas tümörlerine yeni teşhis yöntemi: Kertenkele tükürüğü

Gila canavarının zehri, ağrı, mide bulantısı ve kusmaya neden olabiliyor (AFP)
Gila canavarının zehri, ağrı, mide bulantısı ve kusmaya neden olabiliyor (AFP)
TT

Pankreas tümörlerine yeni teşhis yöntemi: Kertenkele tükürüğü

Gila canavarının zehri, ağrı, mide bulantısı ve kusmaya neden olabiliyor (AFP)
Gila canavarının zehri, ağrı, mide bulantısı ve kusmaya neden olabiliyor (AFP)

Zehirli bir kertenkelenin tükürüğü, saptanması zor pankreas tümörlerinin tespit edilmesinde kullanılabilir. 

Temel işlevlerinden biri insülin üretmek olan pankreasta bu görevi üstlenen hücrelerde zaman zaman bozulmalar meydana gelerek insülinoma denen tümörler oluşuyor.

Nadir görülen bu tümörler genellikle iyi huylu oluyor. Ancak kan şekeri seviyesinin düşmesine bağlı olarak kişinin bayılmasına veya nöbet geçirmesine yol açabiliyor.

Uzmanlar çok küçük olsalar bile bir an önce çıkarılmaları gerektiğini söylüyor. Ancak mevcut yöntemlerle bu tümörleri bulmak epey zorlu bir iş.

Hollanda'daki Radboud Üniversitesi Tıp Merkezi'nden Martin Gotthardt "Tümörün nerede olduğu bilinmiyorsa cerrahlar onu bulana kadar pankreası keserdi" diyerek ekliyor: 

Günümüzde insülinoma tespit edilemediği takdirde hastalar ameliyat edilmiyor çünkü doktorlar pankreasın tamamını çıkarmak istemiyor.

Gotthardt ve ekip arkadaşlarının Journal of Nuclear Medicine adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmasına göre Gila canavarı adlı kertenkele bu sorunu çözmede büyük potansiyele sahip.

ABD ve Meksika'da yaşayan Gila canavarı, genellikle ölümcül olmayan bir zehir salgılıyor.

Kertenkelenin tükürüğündeki bir protein daha önce laboratuvarda işlemden geçirilerek diyabet tedavisinde kullanılmıştı. Sözkonusu protein pankreastaki reseptörlere bağlanarak insülin üretmelerini sağlıyor. 

Bilim insanları bundan yola çıkarak aynı proteinin insülinomaları da tespit etmeye yarayıp yaramayacağını araştırmaya koyuldu. 

İlk çalışmalarda radyoaktif bir molekül eklenen protein tümörü saptamasına karşın düşük kan şekeri ve mide bulantısı gibi yan etkilere yol açtı.

Yeni çalışmayı yürüten ekipse başka bir molekül ekleyerek yan etkileri büyük ölçüde ortadan kaldırdı. 

Kan şekeri düşük olan 69 kişide yeni yöntemi test eden bilim insanları, yüzde 95 oranında başarıyla tümörleri saptayabildiğini buldu. Buna karşılık mevcut taramalar yüzde 65 civarında başarı gösteriyor. 

Tümörler tespit edildikten sonra hastaların vücudundan başarıyla çıkarıldı.

Makalenin başyazarı Marti Boss, "Yeni taramanın diğer tüm taramaların yerini alabileceğine inanıyoruz" diyerek ekliyor:

Bazıları onlarca yıldır hasta olmasına rağmen bu hastaların hepsi ameliyattan sonra tamamen iyileşti.

Independent Türkçe, Science News, Popular Science, Journal of Nuclear Medicine