Elektronik sigara kullanımına bağlı akciğer hastalığı tanımlandı

Doğrudan elektronik sigara kullanımına bağlı akciğerde hasara yol açan solunum hastalığı tanımlanarak, "E-cigarette and Vaping use Associated Lung Injury (EVALI)" olarak isimlendirildi

(AA)
(AA)
TT

Elektronik sigara kullanımına bağlı akciğer hastalığı tanımlandı

(AA)
(AA)

Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği Genel Başkanı ve Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şule Akçay, 9 Şubat Dünya Sigarayı Bırakma Günü dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, sigara nedeniyle dünyada her yıl 8 milyon kişinin hayatını kaybettiğini söyledi.

Sigaranın tüm kanserlerin yüzde 30'undan sorumlu olduğuna işaret eden Akçay, tütün kullanan her 2 kişiden birinin sağlığını zaman içinde kaybettiğini vurguladı. Akçay, "Ülkemizde tütün kullanımı nedeniyle günde 250 kişi ölüyor." diye konuştu.

Akçay, Dünya Sağlık Örgütünün "Avrupa Tütün Kullanım Davranış Raporu"na göre, sigara kullanımının erken ölüm riskini de artırdığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

Başta akciğer kanseri olmak üzere kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), hipertansiyon ve damar sertliği gibi kalp ve damar hastalıkları, mide-bağırsak hastalıkları, diyabet, idrar yolu hastalıkları, beyin fonksiyon bozuklukları, unutkanlık, göz tansiyonu ve bazı cilt hastalıkları sigara içenlerde içmeyenlere göre daha fazla görülüyor. Tütün ürünleri kullanımı hem kadın hem erkeklerde üreme sistemi bozukluklarına yol açabiliyor. Gebeliğin güçleşmesinin yanında gebelik oluşmuşsa kadınların düşük yapmasına, küçük ve erken bebek veya ölü doğumlara da neden olabiliyor.

Prof. Dr. Şule Akçay
Prof. Dr. Şule Akçay (AA)

Akçay, sigara kullanımının Kovid-19 başta olmak üzere enfeksiyon hastalıklarına karşı hassasiyeti de artırdığını söyledi.

"Elektronik sigaranın, sigara bırakmakta kullanılması asla söz konusu değil"

Akçay, son yıllarda tütün endüstrisinin "zararı azaltılmış ürün" diye yeni bir kavramla ortaya çıktığını dile getirerek, bunların bir pazarlama yöntemi olduğuna dikkati çekti.

Çocuklar ve gençlerin, "sigaradan farklı" diye pazarlanan, flaş belleğe benzer yeni ürünlerle nikotin bağımlılığına çekilmeye çalışıldığını ifade eden Akçay, şu uyarılarda bulundu:

Elektronik sigara ve ısıtılmış tütün sağlığa kesinlikle zararlı. Elektronik sigaraların dumanının su buharı olduğu iddiası kesinlikle yanlış. Elektronik sigara, içinde nikotin ve tatlandırıcı bulunan kimyasal sıvıları, pilli ısıtma sistemi reaksiyonuyla kimyasal bir aerosole dönüştüren bir ürün. Çocuk ve gençlerin dikkatini çekmek üzere tasarlanmış 16 bini aşkın yapay bileşen var. Bunlar aynen mentollü sigaralar gibi özellikle yaşı küçük kişileri özendirmeyi amaçlıyor. Elektronik sigaranın ve ısıtılmış tütün ürünlerinin sigara bırakmakta kullanılması gibi bir şey asla söz konusu değil.

Akçay, elektronik sigara ve ısıtılmış tütün ürünlerinin sigarada olduğu gibi sağlığı tehdit ettiğinin altını çizdi.

İlk olarak 17 yaşında Amerikalı bir öğrencide tespit edildi

Sigara, kanserler, zatürre, astım, kalp ve damar hastalıkları gibi kronik sağlık sorunlarına yol açarken, elektronik sigaraların ise bunların yanı sıra aniden ortaya çıkan akut hasarlara neden olduğunu anlatan Akçay, sözlerini şöyle sürdürdü:

Isıtılmış tütün ürünleri olduğundan bataryanın patlaması halinde el, ağız ve yüzde yanıklara, sıvının içindeki yağlı bileşenler de akciğer hasarına neden oluyor. Sadece elektronik sigara tüketen kişilerde ortaya çıkan yeni bir hastalık tanımlandı. Bu hastalığın ismi de elektronik sigara ilişkili akciğer hasarı 'EVALI' olarak isimlendirildi. Bu hastalık, sadece elektronik sigara tüketirken kişide oluşan akut akciğer hasarı. Yani elektronik sigara, kronik yan etkilerinin yanı sıra akut sağlık sorunlarına yol açıyor. EVALI, 17 yaşında bir Amerikalı öğrenci, akut solunum yetmezliğiyle hastaneye başvuruyor ve her iki akciğerinde yaygın zatürre saptanıyor. Öykü derinleştirildiğinde yakın zamanda elektronik sigara tükettiği öğreniliyor. Birçok hastalık elendiğinde elektronik sigarayla gelişen bir hastalık olduğu anlaşılıyor ve EVALI ismiyle bir hastalık olarak tanımlanıyor.

Akçay, artık hastalara muayenede sadece sigara değil, elektronik sigara kullanıp kullanmadığını da sorduklarını bildirdi.

Elektronik sigara kullanımına bağlı akut akciğer hasarının belirtilerine ilişkin Akçay, şu bilgileri paylaştı:

Son 90 gün içinde elektronik sigara ve türevlerinin kullanılması halinde, kişide balgam, öksürük, nefes darlığı, ateş, bulantı, kusma, ishal, kilo kaybı, iştahsızlık semptomlarının varlığında ve akciğer grafisinde her iki tarafta zatürre görünümü olduğunda artık bu kişiye EVALI tanısı konuluyor. EVALI artık hastalık kod sınıflandırmasında yer almaya başladı. Bu artık hem ülkemizde hem dünyada bilinen bir hastalık haline geldi.

Bu tanının konulduğu kişide tedavi sürecindeki en önemli basamağın tütüne maruz kalmanın sonlandırılması olduğunu vurgulayan Akçay, elektronik sigara kullanımının devamı halinde akciğerde kalıcı hasarların gelişebildiğini dile getirdi.

Akçay, sağlığın korunması için elektronik sigaranın en az geleneksel sigara gibi zararlı olduğunun unutulmaması gerektiğini ifade ederek, "Elektronik sigaralar, sigara bırakma aracı değildir, sigara içmenin ve bağımlılık gelişmesinin başka bir kapısıdır. Bu normalize edilemez. Bunların tamamı hastalık nedenidir." uyarısında bulundu.



Brokoli yemek Alzheimer riskini düşürüyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Brokoli yemek Alzheimer riskini düşürüyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bunamanın en yaygın şekli olan Alzheimer hastalığı 7 milyondan fazla Amerikalı yetişkini etkiliyor ve vakaların 2060'a kadar iki katına çıkması bekleniyor.

Ancak uzmanlar, brokoli tüketmenin bu hastalığa yakalanma riskini azaltabileceğini söylüyor. Araştırmacılar, bu lifli sebzenin bilişsel gerilemeyle mücadele eden besin ve kimyasallarla dolu olduğunu buldu.

Bir çalışma, düzenli brokoli tüketen yaşlı kadınların hafıza testlerinde daha iyi performans gösterdiğini ortaya koydu.

Harvard'ın Brigham ve Kadın Hastanesi'nden Jae Hee Kang yaptığı açıklamada, "Bilişsel puanları açısından neredeyse bir veya iki yıl daha genç gibiydiler" dedi.

Brokoli, karnabahar ve Brüksel lahanası gibi haç şeklinde 4 yapraklı çiçeklere sahip turpgiller grubunda yer alan bir sebze.

Bu sebzelerden daha fazla tüketmenin, Tip 2 diyabet geliştirme riskinin yanı sıra kanser ve kardiyovasküler hastalıktan ölüm riskinin azalmasıyla bağlantılı olduğu da bulundu.

WellMed Tıp Grubu'na göre turpgiller ailesine ait sebzeler, B vitaminleri ve karotenoid adı verilen bitki pigmentleri açısından zengin ve bu pigmentlerin demansla bağlantılı bir molekülün seviyesini düşürdüğü gösterildi. Bir çalışma, bu sebzeleri yemenin Alzheimer hastalığının belirtilerinden biri olan zararlı tau proteinlerinin seviyesini düşürebileceğini buldu.

UCLA Sağlık'a konuşan Simms/Mann UCLA Bütünleyici Onkoloji Merkezi'nden kıdemli diyetisyen Emma Veilleux, insanların faydalarını hissetmek için günde sadece bir veya iki porsiyon yemesi gerektiğini söyledi.

Brokoli ayrıca, turpgiller ailesine ait sebzelerde, sütte, yoğurtta, yumurtada ve balıkta bulunan önemli bir mikro besin olan kolin içeriyor. Tufts Üniversitesi araştırmacılarının yaptığı bir çalışma, kolin açısından zengin gıdalar tüketmenin demans geliştirme riskini azaltabileceğini buldu.

Günde 350 miligram kolin tüketmek (bir fincan brokoli 29,8 miligram içeriyor), yaşlı yetişkinlerde klinik Alzheimer teşhisi riskinin en düşük çıkmasıyla ilişkilendirildi.

Kandaki düşük kolin seviyeleriyle Alzheimer hastalığı riskinin artması arasında da bağlantı kuruldu. Arizona Eyalet Üniversitesi'nden araştırmacılara göre, Amerikalıların yaklaşık yüzde 90'ı her gün yeterli kolin almıyor. Federal sağlık yetkilileri, 19 yaş üstü erkek ve kadınların sırasıyla günde 550 miligram ve 425 miligram kolin almasını öneriyor.

Aynı zamanda brokoli, bilişsel gerilemeyi tetikleyebilen iltihaplanmayla mücadele eden harika bir antioksidan kaynağı. Sadece bir fincanında, bağışıklık sağlığını koruyan 81 miligram C vitaminiyle göz sağlığını koruyan A ve E vitaminleri bulunuyor. Bu, orta boy bir portakalda bulunan C vitamini miktarına denk sayılır.

Lisanslı diyetisyen Lisa Young, EatingWell'e, "Güçlü antioksidanlar ve beyin hücrelerini iltihaplanma ve oksidatif stresten koruyan bileşiklerle dolu; bunlar bilişsel gerilemenin iki temel etkeni" diye konuştu.

Brokoliyi diyetlere daha fazla dahil etmek için birkaç brokoli çiçeği tavuk veya tofuyla birlikte sotelenebilir, ince ince doğranıp zengin ve kremalı bir kış çorbasına katılabilir veya üzerine rendelenmiş çedar peyniri serpip fırına atarak doyurucu ve lezzetli bir çıtır ortaya çıkarılabilir.

Independent Türkçe


Zayıflama iğnelerinin bir yararı daha bulundu

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Zayıflama iğnelerinin bir yararı daha bulundu

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir çalışmada, zayıflama amacıyla kullanılan iğnelerin kemik sağlığı için gizli faydaları olabileceği öne sürüldü.

Ozempic, Wegovy ve Mounjaro gibi GLP-1 ilaçları, iştahı bastırma ve kilo verdirme işlevleriyle bilinse de yeni araştırma, bu enjeksiyonların kemik oluşumunu da destekleyerek kemik sağlığını iyileştirdiğini ortaya koydu.

Tayvan’ın Tainan kentindeki Ulusal Cheng Kung Üniversitesi Hastanesi’nden bilim insanları, verileri küresel bir elektronik sağlık kayıt sisteminde tutulan, GLP-1 kullanan ve kullanmayan tip 2 diyabetli binlerce kişinin sonuçlarını karşılaştırdı.

Analiz, GLP-1 kullananlarda 10 yıllık omurga kırığı riskinin küçük ama anlamlı ölçüde azaldığını gösterdi.

Bu durum, GLP-1’in kemik gücünü artırmaya, kronik iltihap ve insülin direncini azaltmaya katkı sunabileceğini, böylece kemik zayıflığını önleyebileceğine işaret ediyor.

Çalışmanın yazarı Yu Chang ve ekibi, araştırma yazısında şu sonuca vardı:

Genel olarak bu bulgular, GLP-1 reseptör agonistlerinin olası kemik koruyucu rolünü destekliyor. Aynı zamanda nedenselliğin doğrulanması ve altta yatan mekanizmaların aydınlatılması için ileriye dönük çalışmalara duyulan ihtiyacın da altını çiziyor.

Bu, kilo verme iğnelerinin beli inceltmenin ötesinde faydaları olduğuna işaret eden bir dizi çalışmanın sonuncusu. Bilim insanları, bu ilaçların hastalığı östrojen hormonu tarafından tetiklenen belirli bir meme kanseri hasta grubuna yardımcı olabileceğini de buldu.

Diğer araştırmalar, kilo verme ilaçlarının hastalık izni süresini yarıya indirebileceğini tespit etti. Kilo verme uygulaması işleten Oviva tarafından yürütülen bir deneme, Wegovy gibi iğneler kullanan Birleşik Krallık Ulusal Sağlık Sistemi'nde (NHS) kayıtlı 700 hastayı inceledi ve 6 ay içinde bir hastanın ortalama hastalık izni süresinin ayda 2,41 günden 1,18 güne düştüğünü buldu.

Oviva ayrıca, aile hekimine veya sağlık merkezine sık sık giden hasta sayısının yüzde 24,8'den yüzde 9,3'e düştüğünü tespit etti. İğneyi kullanıp herhangi bir NHS uzmanına hiç gitmeyenlerin sayısıysa yüzde 34 arttı. Öte yandan yakın zamanda 5 günden fazla hastalık izni alan katılımcıların sayısı yüzde 18,9'dan yüzde 8,8'e düştü.

Independent Türkçe

 


Uzmanlar yanıtladı: Çay mı kahve mi daha faydalı?

Bilim insanları çay içenlerin kemik yoğunluğunun, içmeyenlerden daha yüksek olduğunu söylüyor (Unsplash)
Bilim insanları çay içenlerin kemik yoğunluğunun, içmeyenlerden daha yüksek olduğunu söylüyor (Unsplash)
TT

Uzmanlar yanıtladı: Çay mı kahve mi daha faydalı?

Bilim insanları çay içenlerin kemik yoğunluğunun, içmeyenlerden daha yüksek olduğunu söylüyor (Unsplash)
Bilim insanları çay içenlerin kemik yoğunluğunun, içmeyenlerden daha yüksek olduğunu söylüyor (Unsplash)

Nicole Wootton-Cane 

Çay da kahve de gündelik hayatta tüketilen popüler içecekler ancak uzmanlara göre biri diğerinden çok daha faydalı olabilir.

Yeni bir araştırma, düzenli çay içenlerin kemik erimesi yaşama ihtimalinin kahve içenlere göre daha düşük olabileceğini gösterdi.

Araştırmacılar her gün çay içenlerin, kemik mineral yoğunluğunun (KMY) içmeyenlerden yüksek olduğunu buldu. Bilim insanları bunu "anlamlı" bir sonuç olarak nitelendiriyor.

Orta düzeyde kahve tüketiminin kemik yoğunluğu üzerinde olumsuz bir etkisi saptanmadı. Öte yandan günde 5 fincandan fazla kahve içenlerin KMY seviyelerinin düşmesi, aşırı tüketimin kemik sağlığına zarar verebileceğine işaret ediyor.

Flinders Üniversitesi ekibi, 65 yaş ve üstü yaklaşık 10 bin kadının verisini 10 yıl boyunca analiz ederek kemik yoğunluklarını ölçtü. Çay içenlerin, içmeyenlere kıyasla toplam kalça KMY'sinin biraz daha yüksek olduğunu tespit ettiler.

Uzmanlar aradaki fark mütevazı olsa da kemik yoğunluğundaki küçük iyileşmelerin bile büyük gruplarda kırık sayısını azaltabileceğini söylüyor.

Hakemli dergi Nutrients'ta yayımlanan sonuçlar, yaşam boyu alkol tüketimi daha yüksek olan kadınların kahveden daha olumsuz etkilendiğini, çayınsa özellikle obez kadınlara fayda sağladığını gösterdi.

Profesör Enwu Liu'ya göre bulgular, her gün bir fincan çay içmenin yaşlanırken kemik sağlığını desteklemenin basit bir yolu olabileceğine işaret ediyor.

Liu "Orta düzeyde kahve içmek güvenli görünse de özellikle alkol içen kadınların çok yüksek seviyede tüketmesi pek ideal olmayabilir" diyor.

Ancak bu sonuçlara dayanarak yaşam tarzında radikal değişiklikler yapılmaması uyarısında da bulunuyor.

Araştırmacı "Sonuçlarımız, kahveyi bırakmanız veya litrelerce çay içmeye başlamanız gerektiği anlamına gelmiyor" diye açıklıyor. 

Orta düzeyde çay tüketiminin kemik sağlığını desteklemenin basit bir yolu olabileceğini ve çok fazla kahve tüketiminin, özellikle alkol tüketen kadınlar için ideal olmayabileceğini gösteriyor.

Kalsiyum ve D vitamini kemik sağlığının köşe taşları olmaya devam ederken, fincanınızdaki içecek de bir rol oynayabilir. Yaşlı kadınlar için günlük bir fincan çay içmek rahatlatıcı bir rutinin ötesinde, daha güçlü kemiklere doğru atılmış küçük bir adım olabilir.

Çalışma, yüksek seviyede kahve tüketiminin yaşlılarda ağrı düzeylerinin artmasıyla bağlantılı olduğunu gösteren bir araştırmanın ardından geldi. Bilim insanları kahve tüketimindeki artışın, azaltmaya kıyasla ağrı şiddetinde 6,56 puanlık bir artışla bağlantılı olduğunu bulmuştu.

Independent Türkçe.independent.co.uk/news