Viral enfeksiyonlar da dahil olmak üzere hafıza kaybının nedenleri hakkında bilmeniz gerekenler

Viral enfeksiyonlar da dahil olmak üzere hafıza kaybının nedenleri hakkında bilmeniz gerekenler
TT

Viral enfeksiyonlar da dahil olmak üzere hafıza kaybının nedenleri hakkında bilmeniz gerekenler

Viral enfeksiyonlar da dahil olmak üzere hafıza kaybının nedenleri hakkında bilmeniz gerekenler

Ünlü Rus Doktor Alexander Myasnikov, viral enfeksiyonların, tiroid sorunlarının, depresyonun, diyabetin ve diğer faktörlerin bilişsel yeteneği ve hafızayı etkileyebileceği konusunda uyarıda bulundu.

Russia Today haber ağının Vesti Ru’dan aktardığına göre, virüsler, ciddi hafıza bozukluğuna neden olan ensefalite (beyin iltihabı) neden olabilir. Örneğin Kovid-19, su çiçeği ve daha az zararlı olan diğer viral hastalıklar beyin iltihabına yol açabilir. Saç dökülmesi, kilo alma ve cilt değişiklikleri de tiroid beziyle ilgili sorunlara işaret eder. Tiroid büyümesi, doğru hormon tedavisiyle normale dönen hafıza bozukluğuna da neden olur.

Bu bağlamda sinir sisteminin ve hafızanın normal işleyişi için B12 vitamininin önemi göz ardı edilemez. B12 eksikliği kısa ve uzun süreli hafıza sorunlarına yol açabilir.

B12 vitamininin özelliği, vücuttaki rezervlerinin 3-4 yıl içinde birikmesi ve ve yaklaşık olarak aynı süre boyunca yeterli olmasıdır. B12 midede özel bir yerde emilirken, özel bir proteine ​​bağlanır. Emiliminin bağlı olduğu proteinin üretimini engelleyen bir hastalık ya da herhangi bir neden varsa vücut bu vitamini kolay bir şekilde ememez.

Ayrıca şeker hastalığının neden olduğu damar hastalıkları ve kalp yetmezliği de beyne giden kan akışını azaltan, hafızayı ve bilişsel yetenekleri etkileyen hastalıklar arasında yer alır. Yüksek tansiyon, şeker hastalığı ve kalp yetmezliği olduğunda kan akışı bozulur, bu da beyindeki küçük kan damarlarını olumsuz etkiler ve demansın nedenlerinden birini teşkil eder.

Hafıza bozulmasının ve konsantrasyon eksikliğinin nedenleri arasında stres ve depresyon yer alır. Zihinsel sağlığın iyi bir şekilde korunması, zihin açıklığının koşullarından biri sayılır.

Son olarak bilim insanları, hafıza bozulmasının nedeni olarak uyku apnesi sendromundan bahsediyor. Uyku apnesinin beyindeki zayıf kan dolaşımı nedeniyle beyin hipoksisine ve zayıf hafızaya yol açabileceği belirtiliyor.

Beyindeki oksijen eksikliği, yüksek kan şekerinin, obezitenin ve sağlık üzerindeki diğer birçok olumsuz etkinin nedenlerinden birini oluşturuyor.



Pankreas tümörlerine yeni teşhis yöntemi: Kertenkele tükürüğü

Gila canavarının zehri, ağrı, mide bulantısı ve kusmaya neden olabiliyor (AFP)
Gila canavarının zehri, ağrı, mide bulantısı ve kusmaya neden olabiliyor (AFP)
TT

Pankreas tümörlerine yeni teşhis yöntemi: Kertenkele tükürüğü

Gila canavarının zehri, ağrı, mide bulantısı ve kusmaya neden olabiliyor (AFP)
Gila canavarının zehri, ağrı, mide bulantısı ve kusmaya neden olabiliyor (AFP)

Zehirli bir kertenkelenin tükürüğü, saptanması zor pankreas tümörlerinin tespit edilmesinde kullanılabilir. 

Temel işlevlerinden biri insülin üretmek olan pankreasta bu görevi üstlenen hücrelerde zaman zaman bozulmalar meydana gelerek insülinoma denen tümörler oluşuyor.

Nadir görülen bu tümörler genellikle iyi huylu oluyor. Ancak kan şekeri seviyesinin düşmesine bağlı olarak kişinin bayılmasına veya nöbet geçirmesine yol açabiliyor.

Uzmanlar çok küçük olsalar bile bir an önce çıkarılmaları gerektiğini söylüyor. Ancak mevcut yöntemlerle bu tümörleri bulmak epey zorlu bir iş.

Hollanda'daki Radboud Üniversitesi Tıp Merkezi'nden Martin Gotthardt "Tümörün nerede olduğu bilinmiyorsa cerrahlar onu bulana kadar pankreası keserdi" diyerek ekliyor: 

Günümüzde insülinoma tespit edilemediği takdirde hastalar ameliyat edilmiyor çünkü doktorlar pankreasın tamamını çıkarmak istemiyor.

Gotthardt ve ekip arkadaşlarının Journal of Nuclear Medicine adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmasına göre Gila canavarı adlı kertenkele bu sorunu çözmede büyük potansiyele sahip.

ABD ve Meksika'da yaşayan Gila canavarı, genellikle ölümcül olmayan bir zehir salgılıyor.

Kertenkelenin tükürüğündeki bir protein daha önce laboratuvarda işlemden geçirilerek diyabet tedavisinde kullanılmıştı. Sözkonusu protein pankreastaki reseptörlere bağlanarak insülin üretmelerini sağlıyor. 

Bilim insanları bundan yola çıkarak aynı proteinin insülinomaları da tespit etmeye yarayıp yaramayacağını araştırmaya koyuldu. 

İlk çalışmalarda radyoaktif bir molekül eklenen protein tümörü saptamasına karşın düşük kan şekeri ve mide bulantısı gibi yan etkilere yol açtı.

Yeni çalışmayı yürüten ekipse başka bir molekül ekleyerek yan etkileri büyük ölçüde ortadan kaldırdı. 

Kan şekeri düşük olan 69 kişide yeni yöntemi test eden bilim insanları, yüzde 95 oranında başarıyla tümörleri saptayabildiğini buldu. Buna karşılık mevcut taramalar yüzde 65 civarında başarı gösteriyor. 

Tümörler tespit edildikten sonra hastaların vücudundan başarıyla çıkarıldı.

Makalenin başyazarı Marti Boss, "Yeni taramanın diğer tüm taramaların yerini alabileceğine inanıyoruz" diyerek ekliyor:

Bazıları onlarca yıldır hasta olmasına rağmen bu hastaların hepsi ameliyattan sonra tamamen iyileşti.

Independent Türkçe, Science News, Popular Science, Journal of Nuclear Medicine