Bilim insanları bir ilke imza attı: KOAH tedavisinde devrim niteliğinde gelişme

"700 milyon kişiye umut oldu"

Dünyada yaklaşık 700 milyon kişi, akciğerin işlevini bozan KOAH'tan muzdarip (Unsplash)
Dünyada yaklaşık 700 milyon kişi, akciğerin işlevini bozan KOAH'tan muzdarip (Unsplash)
TT

Bilim insanları bir ilke imza attı: KOAH tedavisinde devrim niteliğinde gelişme

Dünyada yaklaşık 700 milyon kişi, akciğerin işlevini bozan KOAH'tan muzdarip (Unsplash)
Dünyada yaklaşık 700 milyon kişi, akciğerin işlevini bozan KOAH'tan muzdarip (Unsplash)

Çinli bilim insanları ilk kez kronik obstrüktif akciğer hastalığını (KOAH) geriletebilecek bir tedavi geliştirdi. 

KOAH, akciğerde bronş adı verilen hava keseciklerinin tıkanması sonucu solunum güçlüğü, öksürük ve nefes darlığı gibi şikayetlere yol açıyor. 

Bilim insanları, bu süreçte sağlıklı kalan progenitör hücrelerden bazılarının, zarar görenlerden ayrılarak çoğaltılmasıyla hastalığın geriletilebileceğini belirledi. Progenitör hücreler, başka hücre türlerine dönüşme özelliğine sahip.

Tedavinin 1. faz denemelerinde, KOAH'tan muzdarip kişilerin akciğerindeki P63+ adlı progenitör hücreler bronkoskopi aracılığıyla alınarak laboratuvarda üç ila beş hafta boyunca çoğaltıldı. 

Süreç sonunda milyonlarca klonlanmış hücre elde eden bilim insanları, bunları tekrar bronkoskopiyle KOAH'tan muzdarip kişilerin akciğerine yerleştirdi.

6 ay sonra yapılan incelemelerde, KOAH'ın farklı evrelerindeki 17 hastada ciddi yan etki meydana gelmediği ve herhangi bir tümör oluşmadığı gözlemlendi. Bazı hastalarda sağlık problemleri çıktığı fakat bunun hücre naklinden değil bronkoskopi sırasındaki sorunlardan meydana geldiği bildirildi. 

İncelemelerde, hastaların akciğerinin karbonmonoksit difüzyon kapasitesinin, tedavi görmeyenlere kıyasla geliştiği gözlemlendi. Bu kapasite, akciğerden kana ne kadar karbonmonoksit geçtiğini gösteriyor.

Ayrıca tedavi gören hastalara 6 dakikalık yürüyüş testi yaptırıldığı ve 6 ay öncesine göre 30 metre daha fazla yürüyebildikleri belirlendi. Bunun "klinik anlamda fiziksel egzersiz kapasitesinde kayda değer bir artış olduğu" ifade edildi.

Bilimsel dergi Science Translational Medicine'da çarşamba günü yayımlanan çalışmada, 6 aylık dönemin ardından hastaların genel yaşam kalitelerinin arttığı aktarıldı. 

Araştırmanın yazarlarından Tongji Üniversitesi'nde çalışan Zuo Wei, bulgulara dair şunları söyledi: 

P63+ progenitör hücre naklinin, KOAH'lı kişilerin akciğer fonksiyonlarını iyileştirmekle kalmadığını, aynı zamanda nefes darlığı, fiziksel egzersiz yeteneğinin azalması ve inatçı öksürük gibi semptomları da hafiflettiğini gördük.

Deneyin 1. fazının başarılı olduğuna dikkat çeken Zuo, progenitör hücre naklinin detaylı incelenebilmesi için daha geniş bir grupla çalışılması gerektiğine de dikkat çekti. Bilim insanı, araştırmanın ilerletilmesi için 2. faza hazırlandıklarını belirtti.

Independent Türkçe



Vücudunuzun verdiği bağırsak (Kolon) kanseri olabileceğinize dair küçük uyarı sinyalleri

Dinlenmekle geçmeyen sürekli yorgunluk, bağırsak kanserinin önemli bir belirtisidir (AP)
Dinlenmekle geçmeyen sürekli yorgunluk, bağırsak kanserinin önemli bir belirtisidir (AP)
TT

Vücudunuzun verdiği bağırsak (Kolon) kanseri olabileceğinize dair küçük uyarı sinyalleri

Dinlenmekle geçmeyen sürekli yorgunluk, bağırsak kanserinin önemli bir belirtisidir (AP)
Dinlenmekle geçmeyen sürekli yorgunluk, bağırsak kanserinin önemli bir belirtisidir (AP)

'Bağırsak sağlığı doktoru' olarak bilinen Dr. Megan Rossi, görünüşte önemsiz olan bir semptomun bağırsak kanserinin bir uyarı işareti olabileceğini söyledi.

King's College London'da akademisyen olan ve bağırsak sağlığıyla ilgili tavsiyelerini paylaşan Dr. Rossi, ciddi bir teşhise işaret edebilecek endişe verici belirtiler konusunda uyardı. Irish Star adlı internet sitesinin aktardığına göre Dr. Rossi’nin vurguladığı önemli belirtiler arasında dinlenmekle geçmeyen sürekli yorgunluk ve kronik şişkinlik yer aldı.

Göz ardı etmemeniz gereken mide ve bağırsak ile ilgili uyarı işaretleri

Dr. Rossi, şunları söyledi:

“Sindirim sisteminde, ‘açıklanamayan kilo kaybı (vücut ağırlığının yüzde 5'i veya daha fazlası), inatçı ve rahatsız edici şişkinlik, dışkıda kan (kırmızı ya da siyah görünebilir), bağırsak hareketlerinde olağandışı değişiklikler ve dinlenmekle düzelmeyen yorgunluk’ gibi göz ardı edilmemesi gereken uyarı işaretleri vardır.”

Bağırsak kanseri tedavi edilebilir ve iyileştirilebilir bir hastalıktır, özellikle erken teşhis edildiğinde hayatta kalma oranları yüksektir.

Kişisel deneyimlerinden yola çıkarak bağırsak kanserinin aileler üzerindeki yıkıcı etkisinden bahseden Dr. Rossi, “Bağırsakla ilgili ilk anım mutlu bir anı değildi. Üniversitede okurken büyükanneme bağırsak kanseri teşhisi kondu. Tedavi görmesine rağmen kısa bir süre içinde hayatını kaybetti. Hastalığın uyarı işaretleri hakkında daha açık konuşsaydık onun kaderi farklı olur muydu diye çok düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Erken teşhisin önemini vurgulayan Dr. Rossi, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Dünya genelinde bağırsak kanseri vakaları özellikle de 1990 yılından sonra doğanlar arasında artış gösterdi. Lif ve bitki bazlı gıdalar açısından zengin geleneksel beslenmeden yüksek oranda işlenmiş gıdalara, kırmızı ve işlenmiş etlere ve ilave şekerlere geçişimiz, bunun başlıca nedenlerinden biridir.”