DEHB evrimsel bir avantaj olabilir mi?

Araştırmalar DEHB'nin keşif açısından faydalı olduğuna işaret ediyor

(Pexels)
(Pexels)
TT

DEHB evrimsel bir avantaj olabilir mi?

(Pexels)
(Pexels)

Dikkat Eksikliği/Hiperaktivite Bozukluğu ya da DEHB'nin, avcı-toplayıcı toplumlardaki toplayıcılar arasında avantaj sağlayan bir adaptasyon olarak gelişmiş olabileceği yeni bir araştırmada belirtildi.

Çocukların yaklaşık yüzde 11'ini etkileyen ve toplumun yaklaşık yüzde 4'ünde yetişkinlikte de devam eden yaygın bir davranışsal bozukluk olan DEHB'nin dikkat dağınıklığı, huzursuzluk, unutkanlık, dürtüsellik ve hiperaktivite gibi belirtileri var.

Günümüzde bu semptomlar çocukların okulda zorlanmasına neden olabiliyor, özgüvenin düşmesine katkı sağlayabiliyor veya yetişkinler için ilişkilerde veya işte engellere yol açabiliyor.

DEHB'li çocuklar sınıflarda bilgi kaynakları arasında daha sık gidip gelebiliyor ya da evde yeni uyaran türleri arayabiliyor.

Öte yandan yeni çalışmada dürtüsellik gibi, bu özelliklerden bazılarının avcı-toplayıcı toplumlardaki ilk toplayıcıları, kaynakların azaldığı bölgelerden daha fazlasını sunan bölgelere hızla geçmeye teşvik etmiş olabileceği öne sürülüyor.

Araştırmacılar ilk toplumlarda DEHB'li bireylerin keşfetmeye yönelik bu davranışlarının onlara evrimsel bir avantaj sağlamış olabileceğinden şüpheleniyor.

Zor durumlarda yiyecek bulmanın insan zekasını geliştiren ana etkenlerden biri olduğu düşünülüyor.

Örneğin toplayıcılık yaparken bilinen bir toprak parçasına bağlı kalmakla oradan ayrılarak yeni otlaklar arama arasında karar vermek zorunda kalındı.

Araştırmacılar DEHB'li kişilerin mevcut kaynak bölgesini terk edip yeni bir yer arama eğiliminde olabileceğini düşünüyor.

Yeni çalışmada insan katılımcıların çevrimiçi bir toplayıcılık görevinde kaynak toplaması ve ardından DEHB öz bildirim tarama değerlendirmesini tamamlaması sağlanarak bu hipotez test edildi.

457 katılımcının yaklaşık 200'ünün DEHB taraması pozitif çıktı.

Katılımcılar kaynakları azalan bir bölgeden ödül toplamaya devam etme ya da bölgeyi yenilemeyi seçme imkanına sahipti.

Bilim insanları DEHB taraması pozitif çıkan kişilerin, negatif çıkanlara kıyasla kaynakları daha erken terk ettiğini ve daha yüksek ödül oranları kazandığını tespit etti.

Aslında bu durum Afrika'daki Ariaal kabilesi gibi, keşfetmeyi tercih eden ve DEHB'yle ilişkili genetik mutasyonlarla tanımlanan günümüzün göçebe topluluklarında da belgeleniyor.

Son bulgular DEHB nitekliklerinin toplayıcılık yaparken avantaj sağladığına ve bu rahatsızlığın keşif açısından faydalı bir adaptasyon olduğuna işaret ediyor.

Independent Türkçe



Uzmanlar insanlardan uzaklaşmanın şaşırtıcı faydalarını ortaya çıkardı: Bugünden sonra suçluluk hissi yok

Gönüllü yalnızlık size stresten arınmak için zaman tanıyabilir (AP)
Gönüllü yalnızlık size stresten arınmak için zaman tanıyabilir (AP)
TT

Uzmanlar insanlardan uzaklaşmanın şaşırtıcı faydalarını ortaya çıkardı: Bugünden sonra suçluluk hissi yok

Gönüllü yalnızlık size stresten arınmak için zaman tanıyabilir (AP)
Gönüllü yalnızlık size stresten arınmak için zaman tanıyabilir (AP)

Uzmanlar son yıllarda insanların her zamankinden daha fazla tek başlarına zaman geçirmelerine yönelik endişelerini dile getirerek bu olgunun bir 'yalnızlık salgınına' neden olduğu belirtti.

Ancak New York Post gazetesinin haberine göre bazı uzmanlar yalnızlık ile ‘gönüllü yalnılık’ arasında büyük bir fark olduğunu düşünüyor.

ABD'nin Vermont eyaletindeki Middlebury Koleji’nde psikoloji yardımcı doçenti olan Virginia Thomas, geçtiğimiz günlerde The Conversation'da kaleme aldığı bir makalede şunları yazdı:

“Yalnızlık ve sosyal tecrit, özellikle kronik yalnızlık, depresyon ve yaşam süresinin kısalması gibi olumsuz sonuçlarla ilişkilendirildiğinden, ciddi şekilde ilgilenilmesi gereken gerçek sorunlardır. Ancak tecrit bazıları için, araştırmacıların ‘pozitif izolasyon’ olarak adlandırdığı, yalnızlıktan ziyade refahla ilişkili bir durum beklentisini temsil ediyor.”

Yalnızlığın artılarını ve eksilerini yıllardır inceleyen biri olarak Thomas, “Yalnızlıkla ilgili toplumsal kaygımız, yalnız kalmayı istemenin anormal ya da patolojik, değer verilmekten ziyade acınacak yahut korkulacak bir şey olarak görüldüğü kültürümüzde yalnızlığa gereken değerin verilmemesinden kaynaklanıyor. Bu bağlamda, gönüllü yalnızlık sosyal bir damga taşıyor.”

Ancak araştırmaların izolasyonun en az üç önemli faydası olduğunu gösterdiğine dikkati çeken Thomas, bunları şöyle sıralıyor:

1- Stresi azaltmanıza zaman tanır:

Personality and Social Psychology Bulletin (PSPB) dergisinde yayınlanan bir çalışma, sadece 15 dakikalık yalnızlığın anksiyete gibi aşırı uyarılmış duyguları azaltabildiğini ve sakinlik hissini artırabildiğini gösterdi. Bu 'duygusal salınım' bireylerin enerjilerini sıfırlamalarına olanak tanıyarak zihinsel berraklığın artmasına ve stres seviyelerinin düşmesine yol açıyor.

2- Kişisel gelişim için alan sağlar:

Yalnızlık, kendi üzerine düşünme ve kişisel gelişim için eşsiz bir fırsat sunar. Araştırmalar, yalnız vakit geçiren insanların daha fazla özerkliğe ve daha güçlü bir öz kimlik duygusuna sahip olduğunu gösteriyor. Scientific Reports'ta 2023 yılında yapılan bir araştırma, tek başına daha fazla zaman geçirmeyi seçen katılımcıların kendilerini daha az stresli ve hayatlarını daha fazla kontrol altında hissettiklerini ortaya koydu. Bu planlı zaman, öz farkındalığı teşvik ederek bireylerin kişisel değerleri ve hedefleriyle uyum sağlamasına yardımcı olur.

3- Duygularınız ve yaratıcılığınızla bağlantı kurmanıza yardımcı olur:

Yalnızlık, duyguları işlemek ve yenilikçi fikirler üretmek için zihinsel alan sağlayarak duygusal zekayı ve yaratıcılığı artırabilir. Sıkı Kovid-19 kısıtlamaları sırasında, bin 200'den fazla Fransız yetişkin üzerinde yapılan 2021 tarihli bir çalışmaya göre özellikle daha önce daha az yaratıcı olan kişiler arasında günlük yaratıcılıkta belirgin bir artış gözlemlendi.