Uzmanlardan akciğer sağlığı için 5 öneri

Hangi adımları atmalısınız?

Sağlık uzmanları, dengeli beslenme ve uyku düzeninin akciğer açısından önemini vurguladı (Unsplash)
Sağlık uzmanları, dengeli beslenme ve uyku düzeninin akciğer açısından önemini vurguladı (Unsplash)
TT

Uzmanlardan akciğer sağlığı için 5 öneri

Sağlık uzmanları, dengeli beslenme ve uyku düzeninin akciğer açısından önemini vurguladı (Unsplash)
Sağlık uzmanları, dengeli beslenme ve uyku düzeninin akciğer açısından önemini vurguladı (Unsplash)

Uzmanlar, akciğer sağlığının korunması için önerilerini paylaştı.

Birleşik Krallık'ın (BK) önde gelen gazetelerinden Guardian'a konuşan akademisyenler ve hekimler, akciğer sağlığında önemli rol oynayan unsurlara dikkat çekerek, güçlü bir solunum sistemi için hangi adımların atılması gerektiğini anlattı. 

1) Sigara içmeyin

Britanyalı göğüs hastalıkları uzmanı Philip Barber, akciğer sağlığı açısından en önemli unsurlardan birinin sigara içmemek olduğunu belirtti.

Barber, sigara tüketiminin başta akciğer kanseri olmak üzere birçok hastalığa yol açtığına dikkat çekerek "Sigara içmeyin. İçiyorsanız da bırakmaya çalışın" dedi.

Southampton Hastanesi'nden Pallavi Periwal ise özellikle kapalı alanlarda sigara içmenin, kişinin etrafındakilere de zarar verdiğini söyledi.

2) Fiziksel aktiviteye önem verin

Imperial College London'dan Nick Hopkinson, şehir içi seyahatlerde araba yerine yürüme ve bisiklet sürme gibi yöntemlerin tercih edilmesi gerektiğini belirtti.

BK Astım ve Akciğer Topluluğu'nun direktörü, "Araçların içindeki hava kalitesi genellikle dışardakinden daha kötüdür ve kirliliğe maruz kalma oranı daha yüksektir" dedi.

Barber, akciğerlerin sağlığının korunması için iki temel unsurun önemine dikkat çekti. Bunlardan ilki kişinin biraz nefessiz kalmasına yol açacak koşma ve hafif tempolu yürüyüş gibi aktivitelere yoğunlaşmak. Diğeriyse squat gibi kasları güçlendirecek egzersizler yapmak. 

Uzman, bunların hem akciğerin kapasitesini korumasını hem de kişinin kendisini daha zinde hissetmesini sağladığını söyledi. 

3) Odun sobasından uzak durun

Cambridge Üniversitesi Hastanesi'nden Stefan Marciniak, odun sobalarının akciğer sağlığını olumsuz etkilediğine işaret etti. Marciniak, "Eğer ateşin kokusunu alabiliyorsanız duman soluyorsunuz demektir, bu da çok kötü bir şey" ifadelerini kullandı. 

Hopkinson ise "Odun sobaları ne kadar kaliteli olursa olsun hem iç hem de dış ortamda hava kirliliği yaratıyor" dedi. 

4) Uyku sorunlarına dikkat edin

Uzmanlar, uyku düzenini bozan bazı rahatsızlıkların akciğerle ilgili sorunların bir göstergesi olabileceğini belirtti.

Periwal, teşhis konmamış uyku apnesinin kandaki oksijen seviyesini olumsuz etkileyerek akciğerlerin çalışma kapasitesini zayıflatabileceğini ifade etti.

Uyku düzeninin önemini vurgulayan hekim, "Geceleri uyuyamıyorsanız, sürekli yataktan kalkıyorsanız ve gündüz uykusuz hissediyorsanız, akciğernizde sorun olup olmadığını anlamak için doktora gidin" dedi.

5) Sağlıklı beslenin

Periwal, akciğer sağlığı açısından omega-3 yağ asidi içeren antioksidanların vazgeçilmez olduğunu söyledi.

Uzman, meyve ve sebze bakımından zengin bir beslenmenin akciğerlerin yanı sıra bağışıklık sistemini güçlendirdiğini de hatırlattı.

Independent Türkçe, Guardian



Kapsamlı araştırma yanıtladı: Hamileyken kahve içmek çocukta DEHB'ye yol açar mı?

Hamileyken kahve tüketmenin, bebeğin beyin gelişimini etkileyebileceği düşünülüyor (Unsplash)
Hamileyken kahve tüketmenin, bebeğin beyin gelişimini etkileyebileceği düşünülüyor (Unsplash)
TT

Kapsamlı araştırma yanıtladı: Hamileyken kahve içmek çocukta DEHB'ye yol açar mı?

Hamileyken kahve tüketmenin, bebeğin beyin gelişimini etkileyebileceği düşünülüyor (Unsplash)
Hamileyken kahve tüketmenin, bebeğin beyin gelişimini etkileyebileceği düşünülüyor (Unsplash)

Bilim insanları hamilelikte kahve içmenin bebekte dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna (DEHB) yol açmadığını tespit etti. 

Çeşitli araştırmalar, gebelik döneminde kafein tüketmenin bebeğin beyin gelişimini olumsuz etkilemek gibi birtakım sağlık sorunlarına neden olabileceğine işaret ediyor. 

Bazı araştırmalar otizm ve DEHB gibi nörogelişimsel bozukluklara da yol açabileceğini öne sürse de bilim insanları bulguların kesin bir şekilde doğrulanmadığını söylüyor. 

Bu nedenle kapsamlı bir çalışma yürüten uluslararası bir araştırma ekibi, kafein tüketimiyle DEHB arasındaki ilişkiyi inceledi. 

Psychological Medicine adlı hakemli dergide yakın zamanda yayımlanan çalışma kapsamında 58 bin 694 anne-çocuk çiftinin verisi analiz edildi. Araştırmacılar, çalışmanın 1999 ila 2008'de Norveç'teki bütün hamilelere açık olduğunu söylüyor. 

Gebelik öncesinde ve esnasında ne kadar kahve içtiğini aktaran katılımcılar ayrıca çocuklarının 6 aydan 8 yaşına kadarki nörogelişimsel durumunu bildirdi. 

Anket soruları, çocukların yaşadığı dikkat ve iletişim sorunlarının yanı sıra motor ve dil becerilerindeki gelişimleri de anlamak üzere tasarlanmıştı. 

Ebeveyn ve çocuklardan genetik örnekler de alan ekip, bu sayede anne ve çocuk arasında paylaşılan genetik varyantları kontrol ederek kahvenin etkisini tek başına anlamaya çalıştı.

Veriler ilk başta gebelikte kahve içmekle DEHB arasında güçlü bir bağlantı kursa da sigara ve alkol kullanımı, eğitim düzeyi ve gelir seviyesi gibi yaşam tarzı faktörlerini hesaba katınca durum değişti.

Bilim insanları hamilelikte kahve tüketimiyle çocukta DEHB görülmesi arasında güçlü bir neden sonuç ilişki bulamadı. 

Araştırmacılar makalede "Sonuçlarımız, annenin kahve tüketiminin bebeğin nörogelişimsel bozuklukları üzerinde nedensel bir etki yarattığına dair çok az kanıt sunuyor" diye yazıyor.

King's College London'da obstetrik alanında çalışan ve yeni araştırmada yer almayan Andrew Shennan ise "Bu iyi bir çalışma ve kafein alımının önemli bir endişe kaynağı olmadığına dair büyük bir güven veriyor" diyerek ekliyor:

Kafeinin tamamen güvenli olduğunu öne sürmese de kafein tüketimiyle ilgili kötü sonuçları başka şeylerin açıklayabileceğine işaret ediyor.

Uzmanlar, bulguların hamilelikte kafein tüketiminin tamamen zararsız olduğunu göstermediğinin altını çiziyor. 

Newsweek'e konuşan Shennan, bu konudaki çalışmalardan farklı sonuçlar çıktığını ancak bazılarında, bebeğin küçük veya ölü doğması ve düşük riskiyle kafein tüketimi arasında ilişki tespit edildiğini söylüyor. 

Bu nedenle gebelerin kafein alımını sınırlamasının iyi olacağını belirten Shennan, genellikle günde 200 miligramdan fazla tüketilmemesini tavsiye ediyor.

Bebeğin gelişiminde kişiden kişiye değişebilen çeşitli faktörler etkili olduğu için hamileyken ne kadar kahve tüketebileceğinizi doktorunuzla konuşmanızda fayda var.

Independent Türkçe, Conversation, Newsweek, Psychological Medicine