"Verilemeyen inatçı kiloların sebebi böbrek üstü bezleriniz olabilir" uyarısı

Endoüroloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İsmet Yavaşcaoğlu, "Gittikçe kilo alma,ne yaparsa yapsın kilo verememe,tansiyon yüksekliği,arada çarpıntı, aniden yüzün kızarması gibi belirtiler, böbrek üstü bezlerden kaynaklanıyor olabilir." dedi.

"Verilemeyen inatçı kiloların sebebi böbrek üstü bezleriniz olabilir" uyarısı
TT

"Verilemeyen inatçı kiloların sebebi böbrek üstü bezleriniz olabilir" uyarısı

"Verilemeyen inatçı kiloların sebebi böbrek üstü bezleriniz olabilir" uyarısı

Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Başkanı da olan Yavaşcaoğlu, derneğin "16. Ulusal Endoüroloji Kongresi" için geldiği Antalya'da, AA muhabirine, böbrek üstü bezlerin tüm hormonal dengeyi sağladığını söyledi.

Bu bezlerin hormon salgılamayan tiplerinin belirti vermediğini dile getiren Yavaşcaoğlu, "Gittikçe kilo alma, ne yaparsa yapsın kilo verememe, tansiyon yüksekliği, arada çarpıntı, aniden yüzün kızarması gibi belirtiler, böbrek üstü bezlerden kaynaklanıyor olabilir. İyi ya da kötü huylu tümörler de meydana gelebilir. Her hekimin, mutlaka böbrek üstü beziyle ilgili hastalıkları akla getirip, ona göre tetkiklerini yaptırması gerekiyor." diye konuştu.

Yavaşcaoğlu, karın, safra kesesi ağrısı yaşayan hastaların tomografisini çekerek kontrolünü yaptıklarını, hiçbir belirtisi olmayan hastaların da rutin kontrollerinde tümöre rastlayabildiklerini ifade etti.

"Böbrek üstü bezleri ihmal edilirse vücuda çok fazla zararı var"

Fazla kilosu ve yüksek tansiyonu olanlara daha dikkatli olmasını öneren Yavaşcaoğlu, böbrek üstü bezleri ihmal edilirse vücuda çok fazla zararı olduğunu, bunun için rutin kontroller yaptırmak gerektiği kaydetti.

Böbrek üstü bezleri rahatsızlığı olanların bazen bunu ihmal edebildiğini anlatan Yavaşcaoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

"Verilemeyen inatçı kiloların sebebi böbrek üstü bezleriniz olabilir. Özellikle ensede dolgun bir yağ dokusu, dengesiz yağ dağılımı bunlar çok önemli faktörler. Bazen sadece yüksek tansiyon, arada çarpıntı olarak belirti veriyor, diyabeti tetikliyor. Bunları kontrol etmek gerekiyor. Eğer böbrek üstü bezlerinizle ilgili tümör ya da farklı bir sorun varsa bunların tedavisi artık çok kolay. Hasta yeni yöntemlerle ameliyat olup maksimum iki gün sonra evinde, bir hafta sonra da işinde olabiliyor. Hasta operasyondan sonra eski günlerine dönüyor, ne şekeri ne tansiyonu ne kilosu kalıyor. Bir anda yeniden doğmuş gibi oluyor. Böbrek üstü tümörlerinde de kapalı yöntemle hiç açmadan sadece kanserli dokuyu çıkarıp, böbreğin korunması artık mümkün."



Tatlı düşkünlüğü depresyona yol açabilir

Uzmanlar, yüksek miktarda işlenmiş şeker içeren pastane ürünlerine karşı dikkatli olma uyarısı yapıyor (Pexels)
Uzmanlar, yüksek miktarda işlenmiş şeker içeren pastane ürünlerine karşı dikkatli olma uyarısı yapıyor (Pexels)
TT

Tatlı düşkünlüğü depresyona yol açabilir

Uzmanlar, yüksek miktarda işlenmiş şeker içeren pastane ürünlerine karşı dikkatli olma uyarısı yapıyor (Pexels)
Uzmanlar, yüksek miktarda işlenmiş şeker içeren pastane ürünlerine karşı dikkatli olma uyarısı yapıyor (Pexels)

Bilim insanları çok fazla tatlı yemenin depresyona yol açabileceğini tespit etti. 

Özellikle işlenmiş şeker, diyabet ve kalp hastalıklarına yakalanma riskini artırmak gibi sağlık sorunlarına yol açtığı için tavsiye edilmiyor. 

Birleşik Krallık'ta yapılan yeni bir araştırmadaysa hamur işlerinden gazlı içeceklere, şekerli gıdalara düşkün olanların ruh sağlığının da tehlike girdiği ortaya kondu. 

Journal of Translational Medicine adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada, ülke genelindeki yurttaşların sağlık verilerini içeren Birleşik Krallık Biyobankası'ndan 180 bin kişinin beslenme alışkanlıkları incelendi.

Yapay zekadan yararlanan araştırmacılar, katılımcıları üç gruba ayırdı: hayvansal ve şekerli gıdaları az tüketip meyve ve sebze ağırlıklı beslenenler; bitkisel, hayvansal ve şekerli de dahil her şeyden yiyenler ve sağlıklı besinleri genellikle es geçip çoğunlukla şekerli gıdalar tüketenler.

Katılımcıların kan örneklerini inceleyen araştırmacılar, belirledikleri 2 bin 923 protein ve 168 metabolitin nasıl bir değişkenlik gösterdiğini analiz etti.

Proteinler enfeksiyonlarla savaşmaktan, kasları gevşetmeye kadar her türlü işi yaparken, metabolitler de vücuttaki sindirim gibi süreçler sırasında üretilen küçük molekülleri ifade ediyor.

Bilim insanları bu maddelere dair verilere bakarak kişinin biyolojik değerleri hakkında kapsamlı bir resim elde edebiliyor.

Araştırmacılar tatlıya düşkün grubun, depresyona yakalanma riskinin yüzde 31 daha yüksek olduğunu tespit etti. 

Ayrıca bu kişilerin diyabet ve kalp hastalığı riski de yüksek çıkarken, sağlıklı grupta bu tehlike çok daha düşüktü. Her şeyden yiyen katılımcıların sağlık riskleri de ortalama seviyedeydi.

Bulgular özellikle işlenmiş şeker içeren gıdaların ruh sağlığı üzerinde de ciddi sorunlara yol açabileceğine dikkat çekiyor. 

Surrey Üniversitesi'nden Prof. Nophar Geifman, liderliğini üstlendiği çalışmanın bulguları hakkında "İşlenmiş şeker birçok kişinin beslenmesinde önemli bir faktör ve bu sonuçlar, toplum olarak bir şeyi yemeden önce düşünmemiz gerektiğinin bir diğer kanıtını sunuyor" diyerek ekliyor:

Kimse başkalarına ne yapması gerektiğini söylemek istemez, bizim işimiz sadece halkı bilgilendirmek.

Independent Türkçe, Study Finds, Science Daily, Journal of Translational Medicine