Zayıflama ilacı, uyku apnesine karşı başarı gösterdi

Tansiyona karşı da etkili

Uyku apnesinin gün içinde yorgun hissetme ve baş ağrısıyla uyanma gibi belirtileri var (Unsplash)
Uyku apnesinin gün içinde yorgun hissetme ve baş ağrısıyla uyanma gibi belirtileri var (Unsplash)
TT

Zayıflama ilacı, uyku apnesine karşı başarı gösterdi

Uyku apnesinin gün içinde yorgun hissetme ve baş ağrısıyla uyanma gibi belirtileri var (Unsplash)
Uyku apnesinin gün içinde yorgun hissetme ve baş ağrısıyla uyanma gibi belirtileri var (Unsplash)

Bilim insanları zayıflama ilacı tirzepatidin uyku apnesini büyük ölçüde iyileştirdiğini açıkladı. 

Uykudayken solunumun yavaşladığı veya durduğu uyku apnesi, yüksek sesle horlama ve sık sık uyanma gibi sorunlar yaratıyor. Tedavi edilmediği durumlarda kalp hastalıkları, diyabet, hatta demansa yol açabiliyor. 

Bu rahatsızlığın en yaygın biçimi olan tıkayıcı uyku apnesinin ortaya çıkmasında obezitenin önemli bir risk faktörü olduğu düşünülürken, uzmanlar da kilo vermeyi tavsiye ediyor. 

Uyku apnesinden muzdarip kişiler genellikle pozitif havayolu basıncı (PAP) cihazlarını kullanıyor. Bunlar akciğere hava pompalayarak uyku sırasında solunumun devamlılığını sağlıyor. 

New England Journal of Medicine adlı hakemli dergide dün yayımlanan ve Amerikan Diyabet Birliği'nin toplantısında aynı gün sunulan bir araştırmaya göre zayıflama ilacı tirzepatid, uyku apnesi sorununu büyük oranda çözebilir. 

Araştırma kapsamında obezite ve uyku apnesi tanısı almış yaklaşık 500 kişi, 52 hafta boyunca tirzepatid veya plasebo tedavisi gördü. Katılımcıların yarısı PAP cihazı kullanırken, diğer yarısı böyle bir destekten yararlanmıyordu. 

Tirzepatid içeren Zepbound adlı ilacın üreticisi Eli Lilly, PAP kullanan hastaların yüzde 51,5'inin, sadece ilacı alanlarınsa yüzde 43'ünün uyku apnesi sorununun fonladığı çalışmada çözüldüğünü açıkladı. 

Şirket buradaki çözümün, hastanın uyku sırasında saatte en fazla 5 kere nefes almakta zorlanması veya alamaması ya da bunun 5 ila 14 kere yaşanması ve gün içinde uykusuz kalmaması anlamına geldiğini ekledi. 

Plasebo tedavisi alanlardaysa hastalığın yüzde 14 civarında çözüldüğü kaydedildi. 

Tirzepatid kullanan hastalar vücut ağırlıklarının ortalama yüzde 18 ila 20'sini kaybederken kan basınçlarında da iyileşme gözlemlendi. Ayrıca katılımcılar daha iyi uyuduklarını aktardı.

Çalışmanın başyazarı Dr. Atul Malhotra, tirzepatidin uyku apnesi tedavisinde etkili bir yöntem olduğunu ortaya koyduklarını fakat obez olmayan hastalarda işe yarayıp yaramayacağını henüz bilmediklerini söylüyor.

Araştırmada yer almayan uyku uzmanı Dr. Salma Batool-Anwar da "Kilo vermek kesinlikle fayda sağlıyor" diyerek ekliyor:

Ama gerçekten sorunu tedavi ediyor mu? Asıl soru bu.

Makaleyle beraber yayımlanan bir yazıda, araştırmada yer almayan uyku uzmanı Dr. Sanjay Patel daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.

Eli Lilly, Zepbound'ın orta ve ciddi seviyedeki uyku apnesi tedavisinde kullanımının onaylanması için ABD Gıda ve İlaç Dairesi'ne başvurdu. Kararın yıl sonunda açıklanması bekleniyor.

Independent Türkçe, Reuters, AP, New York Times, New England Journal of Medicine



Beyin taramalarıyla depresyonun 6 ayrı türü tanımlandı

Araştırmacılar depresyondan muzdarip kişilerin yüzde 30 ila 40'ının, bir tedavi yöntemini denedikten sonra semptomlarının iyileşmediğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar depresyondan muzdarip kişilerin yüzde 30 ila 40'ının, bir tedavi yöntemini denedikten sonra semptomlarının iyileşmediğini söylüyor (Pexels)
TT

Beyin taramalarıyla depresyonun 6 ayrı türü tanımlandı

Araştırmacılar depresyondan muzdarip kişilerin yüzde 30 ila 40'ının, bir tedavi yöntemini denedikten sonra semptomlarının iyileşmediğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar depresyondan muzdarip kişilerin yüzde 30 ila 40'ının, bir tedavi yöntemini denedikten sonra semptomlarının iyileşmediğini söylüyor (Pexels)

Bilim insanları depresyonun 6 ayrı alt türü olduğunu tespit etti. Bulgular daha etkili tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi açısından büyük umut vaat ediyor. 

Dünya genelinde yaklaşık 280 milyon kişinin muzdarip olduğu depresyon genellikle psikoterapi, ilaç veya beynin elektrikle uyarılmasıyla tedavi ediliyor. 

Pek çok hastanın bir tedavi yöntemini denedikten sonra semptomlarında iyileşme görmemesinden yola çıkan araştırmacılar, kişiye yönelik tedaviler geliştirme amacıyla yaklaşık bin kişiyle bir çalışma yürüttü.

Bulgularını Nature Medicine adlı bilimsel dergide yakın zamanda yayımlanan makalede açıklayan ekip, daha önce depresyon veya anksiyete bozukluğu tanısı almış 801 kişinin yanı sıra 137 sağlıklı bireyin beynini MR taramalarıyla inceledi. 

Araştırma kapsamında beynin depresyonla ilişkili olduğu bilinen bölgeleri, katılımcılar uyurken ve çeşitli testlere tabi tutulurken izlendi. Bilim insanları beyindeki belli yolların aktivitesine göre depresyon veya anksiyetenin 6 ayrı türünü belirledi.

Daha sonra 250 kişi rasgele bir şekilde, üç antidepresandan biri veya konuşarak yapılan terapi yoluyla tedavi aldı.  

Beynin depresyon ve problem çözmeyle bağlantılı bölümlerinde daha fazla aktivite görülen kişilerde terapi daha iyi sonuç verdi. Öte yandan beynin dikkatle ilgili bölümünde düşük aktiviteye sahip kişiler konuşarak yapılan terapiden pek fayda alamadı.

Venlafaksin adlı antidepresana en olumlu tepkiyi verenlerse beynin bilişsel bölümünde aşırı derecede aktivite saptanan kişilerdi. Buraki aşırı aktivite; anksiyete, hayattaki deneyimlere karşı ilgisizlik ve sosyal etkileşimler gibi korkulara verilen tepkilerdeki düzensizlikle ilişkilendiriliyor.

İki türde herhangi bir tedavi yöntemine yanı verilmezken, bir türden muzdarip kişilerin MR taramalarının, sağlıklı katılımcılardan farklı olmadığı görüldü. Çalışmanın kıdemli yazarı Dr. Leanne Williams bunun, depresyonun altında yatan beyin biyolojisinin tamamen keşfedilmediği anlamına gelebileceğini söylüyor.

Araştırmanın bulguları farklı depresyon veya anksiyete türlerinden muzdarip kişilere daha etkili tedaviler sunulmasının önünü açabilir. Çalışmanın ortak yazarı Dr. Jun Ma şöyle diyor:

Beyin fonksiyonları hakkında bilgi sahibi olmak... bireylere yönelik daha net tedavi ve reçetelerin hazırlanmasını sağlayacaktır.

Araştırmada yer almayan psikoterapist Dr. Jonathan Alpert, çalışmanın iyi yürütülmesine karşın ön bir çalışma gibi değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor. 

Dr. Alpert araştırmada psikoterapinin sadece bir yöntemine ve yalnızca üç antidepresana başvurulmasını bir sorun olarak değerlendiriyor. Psikoterapist, araştırmacıların bundan sonra katılımcılara rasgele değil depresyon türüne göre tedavi uygulayarak sonuçları uzun vadede takip etmesini öneriyor. 

Independent Türkçe, CNN, Science Alert, Nature Medicine