Enerji içeceklerini alkolle karıştırmanın beyne maliyeti saptandı

Uzun vadeli hasar bırakabiliyor

Daha önceki çalışmalarda ergenlik döneminde kafeini yüksek alkolü içkiler tüketmenin, kokaine benzer etki yaratabileceği öne sürülmüştü (Pexels)
Daha önceki çalışmalarda ergenlik döneminde kafeini yüksek alkolü içkiler tüketmenin, kokaine benzer etki yaratabileceği öne sürülmüştü (Pexels)
TT

Enerji içeceklerini alkolle karıştırmanın beyne maliyeti saptandı

Daha önceki çalışmalarda ergenlik döneminde kafeini yüksek alkolü içkiler tüketmenin, kokaine benzer etki yaratabileceği öne sürülmüştü (Pexels)
Daha önceki çalışmalarda ergenlik döneminde kafeini yüksek alkolü içkiler tüketmenin, kokaine benzer etki yaratabileceği öne sürülmüştü (Pexels)

Enerji içeceklerini alkolle karıştırıp içmenin beyne kalıcı hasar verebileceği bulundu.

Alkol beyin aktivitesini yavaşlatırken, enerji içecekleri uyanık kalmayı sağlamanın yanı sıra tansiyon ve kalp atış hızını artırıyor. Bu iki içeceğin beraber nasıl bir etki yarattığını öğrenmek isteyen araştırmacılar sıçanlar üzerinde bir deney yürüttü. 

Neuropharmacology adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada ergenlik dönemindeki sıçanlara alkol, enerji içeceği veya ikisinin karışımı verildi. Deney, hayvanların kısa sürede yüksek miktarda alkol tüketeceği şekilde tasarlandı. 

Araştırmacılar daha sonra sıçanları davranışsal ve fizyolojik testlerin yanı sıra beyin taramalarından geçirdi. 

Analiz sonucunda alkol ve enerji içeceğini beraber tüketen sıçanların öğrenme ve hatırlama becerilerinde gerilme yaşandığı ve bu durumun yetişkinlikte de devam ettiği ortaya çıktı. 

Araştırmacılar beynin öğrenme ve hafızadan sorumlu bölgesi hipokampusta değişimler kaydetti. Özellikle hipokampus plastisitesinin etkilenerek beynin yeni bilgi ve taleplere uyum sağlama becerisini sekteye uğratabileceği gözlemlendi. 

İki içeceği beraber tüketen sıçanların bazı beyin bölgelerinde ilk başta iyileşme görülse de bu faydalar zaman içinde kayboldu ve yetişkinlik döneminde beynin becerilerinde düşüş yaşandı.

Araştırmacılar ergenlik döneminde alkol ve enerji içeceklerini karıştırıp kısa sürede aşırı derecede tüketmenin beyinde uzun vadeli hasarlar bırakabileceğini ifade ediyor.

Bulguların doğrulanması için insanlar üzerinde deneylere yapılmasına ihtiyaç var. Ayrıca farklı hormonlardan dolayı bu etkiler cinsiyetten cinsiyete değişkenlik gösterebilir. 

Yine de bu çalışma, genç yaşta alkol ve enerji içeceklerini bir arada tüketmenin beyinde uzun süreli etkiler yaratabileceğine işaret eden diğer araştırmalarla paralellik gösteriyor. 

Independent Türkçe, Science Alert, Newsweek, Neuropharmacology



Bunamanın 6 önemli nedeni: Bunları engellemek için ne yapılmalı?

Bunama, yaşlanmanın kaçınılmaz bir parçası gibi görülse de durum pek öyle değil (Pixabay)
Bunama, yaşlanmanın kaçınılmaz bir parçası gibi görülse de durum pek öyle değil (Pixabay)
TT

Bunamanın 6 önemli nedeni: Bunları engellemek için ne yapılmalı?

Bunama, yaşlanmanın kaçınılmaz bir parçası gibi görülse de durum pek öyle değil (Pixabay)
Bunama, yaşlanmanın kaçınılmaz bir parçası gibi görülse de durum pek öyle değil (Pixabay)

Bilim insanları demans veya bunama vakalarının yarısının önlenebileceğini söylüyor. 

Alzheimer'ın da içinde yer aldığı nörodejeneratif hastalıklar grubunu ifade eden bunama; hafıza, dil ve düşünce becerilerinde gerilemeyle kendini gösteriyor. 

Bu rahatsızlıklar genellikle yaşlanmayla ortaya çıksa da uzmanlar pek çok vakanın engellenebileceğini görüşünde. 

Oxford Üniversitesi'nde demans üzerine çalışan Prof. David Smith'in yer aldığı bir çalışmada, 344 binden fazla kişinin verisi 15 yıl boyunca takip edilerek bunamaya yol açan 6 temel risk faktörü belirlendi. 

Araştırmacılar bunamayı engellemek için yaşam tarzı, sağlık geçmişi, fiziksel göstergeler, sosyoekonomik durum, sosyal-psikolojik faktörler ve yaşanılan çevreye odaklanılması gerektiği sonucuna vardı. 

Bu faktörlerin orta seviyeye çekilmesinin bunama vakalarının yüzde 43'ünü, iyi seviyede olmasının da yüzde 73'ünü engelleyebileceği tespit edildi. 

Uzmanlar özellikle sağlıksız bir yaşam tarzının, bunamanın ortaya çıkmasında önemli bir rol oynadığının altını çiziyor. 

Dünyanın önde gelen bunama uzmanlarının yürüttüğü başka bir araştırmada da benzer faktörler öne çıkıyor.

Depresyon, diyabet ve yüksek seviye kötü kolesterol gibi sağlık etkenlerinin yanı sıra eğitim durumu, hava kirliliğine maruz kalma ve sosyal izolasyon temel risk faktörleri arasında görülüyor.

Araştırmacılar çocukluktan itibaren bu etmenlere dikkat edilmesinin, vakaların yüzde 45'inin önüne geçebileceği sonucuna vardı. 

Diğer yandan hayatın ileri dönemlerinde de gerekli adımları atmanın fayda sağladığı tahmin ediliyor.

University College London'dan çalışmanın yazarlarından Prof. Gill Livingston "Dünya genelinde pek çok kişi bunamanın kaçınılmaz olduğuna inanıyor ancak durum öyle değil" diyerek ekliyor:

Riske daha uzun süre maruz kalmanın daha büyük bir etkiye sahip olduğuna dair artık daha güçlü kanıtlara sahip olsak da harekete geçmek için asla çok erken ya da çok geç olmadığını da vurgulamak gerekiyor.

Uzmanlar yaşam tarzında yapılacak değişikliklerin bunamayı engelleyebileceğini veya geciktirebileceğini belirtiyor. 

Prof. Livingston şu tavsiyede bulunuyor:

Düzenli egzersiz, sigara içmeme, orta yaşta (örgün eğitim dışında) bilişsel aktiviteyi canlı tutma ve aşırı alkolden kaçınmak gibi sağlıklı bir yaşam tarzı sadece bunama riskini azaltmaz, aynı zamanda bunama başlangıcını da geciktirebilir.

Prof. Livingston özellikle pek hareket etmeyenlerin, en azından yürüyüş yapmaya başlayarak egzersizi hayatlarının parçası haline getirmesini öneriyor.

Yapılan başka çalışmalarda da Akdeniz diyetinin bunama riskini azaltabildiğine dair bulgular ediniliyor.

Bitki ağırlıklı Akdeniz diyeti kabuklu yemişler, kepekli tahıllar ve balık da içeriyor. Özellikle kırmızı et çok az tüketilirken, yağ kaynağı olarak zeytinyağı tercih ediliyor.

Bilim insanları, meyve ve sebzelerdeki antioksidan sayesinde bu beslenme biçiminin bunama riskini azalttığını düşünüyor.

Uzmanlar ayrıca görme ve duyma becerilerindeki gerileme de bunamayla ilişkilendirildiği için işitme cihazları gibi aygıtlara kolay ulaşılabilmesi gerektiğini vurguluyor. 

Birleşik Krallık merkezli Alzheimer Derneği'nden Fiona Carragher, alkol ve egzersiz gibi faktörlerin kişinin kontrolünde olduğunu ancak eğitim eşitsizliği ve hava kirliliği gibi sorunların toplumsal ölçekte çözülmesi gerektiğini söylüyor.

Independent Türkçe, Jerusalem Post, Guardian, Nature Human Behavior, The Lancet, Alzheimer Derneği