Klasik müzik, tedaviye dirençli depresyon hastalarına iyi geliyor

Eserin hüzünlü veya neşeli olması fark etmiyor

Klasik müziğin beyinde senkronizasyon yarattığı bulundu (Unsplash)
Klasik müziğin beyinde senkronizasyon yarattığı bulundu (Unsplash)
TT

Klasik müzik, tedaviye dirençli depresyon hastalarına iyi geliyor

Klasik müziğin beyinde senkronizasyon yarattığı bulundu (Unsplash)
Klasik müziğin beyinde senkronizasyon yarattığı bulundu (Unsplash)

Klasik müziğin, tedaviye dirençli depresyon hastalarının semptomlarını iyileştirebildiği ortaya kondu. 

Genellikle depresyon, şiddetine göre terapi veya ilaçla tedavi edilmeye çalışılıyor.

Ancak bazı kişiler çeşitli tedavilere yanıt vermiyor ve bilim dünyası hastalığın doğasını daha iyi anlayarak yeni yöntemler bulmaya çalışıyor. 

Cell Reports adlı hakemli dergide dün (9 Ağustos) yayımlanan bir çalışma kapsamında tedaviye dirençli 23 depresyon hastasıyla bir deney yürütüldü.

Katılımcıların daha önce aldıkları bir tedavi nedeniyle beyinlerine elektrotlar yerleştirilmişti. Bilim insanları bu kişilere klasik müzik dinleterek elektrotlar ve EEG yardımıyla beyinlerindeki değişimi izledi. 

Çin'de yürütülen araştırmada katılımcıların çok yakından bilmediği Batı klasik müziğinden eserler seçildi. Bunlar arasında Beethoven, Çaykovski, Bach, Mozart ve Vivaldi'nin besteleri yer alıyordu. 

Bilim insanları, katılımcılar müziği dinlediği sırada ses ve diğer duyusal bilgileri işleyen işitsel korteks ve duyguları işleyen ödül devresi arasındaki etkileşimin artarak senkronize bir hale geldiğini gözlemledi. 

Bu senkronizasyon sayesinde depresyon hastalarının semptomlarında iyileşme yaşandığı kaydedildi.

Müzikten daha fazla keyif alan katılımcılar daha büyük bir ilerleme gösterirken, bilim insanları şaşırtıcı bir sonuç da elde etti: Parçanın tonunun hüzünlü veya neşeli olmasının depresyon semptomları üzerinde bir etkisi yoktu. 

Şanghay Jiao Tong Üniversitesi'nden çalışmanın kıdemli yazarı Bomin Sun bulguları şöyle değerlendiriyor: 

Dinleme sürecindeki müzik seçimlerinin bireysel olduğu ve müziğin duygusal arka planıyla ilgisi olmadığı sonucuna vardık.

Çalışmanın sonuçları umut verici olsa da küçük bir grupla yapılması gibi sınırlılıkları var. Ayrıca bütün depresyon hastalarının beyninde elektrotlar olmadığı için bu sonuçların farklı çalışmalarla desteklenmesi gerekiyor.

Yeni araştırmayı yürüten ekip, müzik ve beyin arasındaki ilişkiyi incelemeye devam ederek depresyon hastaları için yeni tedavi yöntemleri geliştirmeyi planlıyor.

Sun "Klinisyenler, müzik terapistleri, bilgisayar bilimcileri ve mühendislerle işbirliği yaparak akıllı telefon uygulamaları ve giyilebilir cihazlar gibi, müzik terapisine dayalı bir dizi dijital sağlık ürünü geliştirmeyi planlıyoruz" diyor.

Bilim insanları bu sayede kişiye özel içeriklerle, depresyon hastalarının günlük yaşantısının kolaylaşacağını umuyor. 

Independent Türkçe, Cosmos Magazine, Study Finds, Cell Reports



ABD şebeke suyuna florür eklenmesi tavsiyesinden vazgeçti

Bilim insanları sudaki florürün dişlere faydası hakkında bölünmüş durumda (Unsplash)
Bilim insanları sudaki florürün dişlere faydası hakkında bölünmüş durumda (Unsplash)
TT

ABD şebeke suyuna florür eklenmesi tavsiyesinden vazgeçti

Bilim insanları sudaki florürün dişlere faydası hakkında bölünmüş durumda (Unsplash)
Bilim insanları sudaki florürün dişlere faydası hakkında bölünmüş durumda (Unsplash)

ABD Sağlık Bakanı Robert F. Kennedy Jr. (RFK Jr.) seçimlerden önce verdiği "Trump'ın Beyaz Saray'ı ABD'deki tüm sistemlerin şebeke suyundan florürü çıkarması için tavsiyede bulunacak" vaadini gerçekleştirmek için önemli bir adım attı. 

ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri (CDC), 71 yaşındaki siyasetçiden aldığı direktif doğrultusunda, şebeke sularına florür katılmasına yönelik tavsiyesini artık değiştireceğini açıkladı.

Sağlık Bakanlığı florür hakkındaki yeni tavsiyeyi hazırlamak üzere bir toplantı yapılacağını duyurdu. 

Kaliforniya Üniversitesi Berkeley kampüsündeki kamu sağlığı fakültesinde ders veren John Swartzberg, bu kararı Washington Post'a yorumladı:

Mevcut duruma göre çok daha fazla kişi diş rahatsızlığı yaşayacak. Herkesi etkileyecek ama özellikle diş sağlığı hizmetlerine erişimi olmayanları vuracak. Tıpkı aşılarda olduğu gibi, eyaletlere ne yapacaklarını CDC söyleyemiyor, yalnızca tavsiye verebiliyor. Ancak genelde eyaletler CDC tavsiyelerini takip etme eğiliminde.

İki hafta önce Utah, şebeke suyuna florür eklenmesini yasaklayan ilk eyalet olmuştu.

Cumhuriyetçi Partili Utah Valisi Spencer Cox, halihazırda eyaletin yarısında suya florür katılmadığını ve uygulamanın sürdürüldüğü bölgelerle arada kayda değer bir farka rastlanmadığını bildirmişti. 

Bu kararı takdir eden RFK Jr. diğer eyaletlerin de Utah'ı izlemesi gerektiğini savunmuştu. 

CDC florünün dişleri güçlendirerek çürüklere karşı koruma sağladığını bildiriyordu. 

Kurum, şebeke suyuna düşük seviyede florür eklenmesini, kamu sağlığı konusunda son 100 yılın en büyük kazanımlarından biri olarak görüyordu. 

Bu politikanın 1950'de ABD genelinde onaylanmasının ardından diş macunu markaları da benzer adımlar atmıştı. Ancak yine de Amerikalıların çoğu florürü aslen içme suyundan alıyor. 

Fazla florür tüketiminin de sağlık sorunlarına yol açtığının fark edilmesi üzerine Amerikalı yetkililer, 2015'te içme suyundaki florür miktarına dair tavsiyelerinde dozu düşürmüştü. 

Ağustos 2024'te yayımlanan bir federal hükümet raporu, tavsiye edilen miktarın iki katı florürün çocuklarda daha düşük IQ'yla ilişkilendirildiğini ortaya koymuştu. 

Daha önce yayımlanmış araştırmaların analizine dayanan raporla birlikte ilk kez bir federal kurum, yüksek düzeyde florüre maruz kalmayla çocuklarda düşük zeka arasında bir bağlantı olduğunu "orta düzeyde güvenle" belirlemişti.

Independent Türkçe, Washington Post, AP