Binlerce Cezayirli, cumhurbaşkanlığı seçimlerine karşı gösteri düzenledi

Başkent Cezayir sokakları 19 Nisan’da da gösterilere tanık olurken, eylemciler eski rejime sadık isimleri reddettiklerini duyurdu (AFP)
Başkent Cezayir sokakları 19 Nisan’da da gösterilere tanık olurken, eylemciler eski rejime sadık isimleri reddettiklerini duyurdu (AFP)
TT

Binlerce Cezayirli, cumhurbaşkanlığı seçimlerine karşı gösteri düzenledi

Başkent Cezayir sokakları 19 Nisan’da da gösterilere tanık olurken, eylemciler eski rejime sadık isimleri reddettiklerini duyurdu (AFP)
Başkent Cezayir sokakları 19 Nisan’da da gösterilere tanık olurken, eylemciler eski rejime sadık isimleri reddettiklerini duyurdu (AFP)

Cezayir’deki muhalefetteki parti liderleri ve siyasi aktivistler, gelecek Pazartesi günü cumhurbaşkanlığı himayesinde düzenlenecek olan siyasi istişarelere katılmayı reddetti. Binlerce Cezayirli ise, gösterilerin 9. haftasında da ülkenin dört bir yanında yürüyüş düzenleyerek, yasadışı olarak nitelendirdikleri seçimleri reddetti. Eylemciler, seçim heyetine istifa çağrısı yaptı. Ülkede yolsuzluğa adı karışanların hesap vermesini isteyen eylemciler, yargının bağımsızlığını sağlama, Ulusal Halk Meclisi Başkanı Muaz Buşarib ve Başbakan Nureddin Bedevi’nin görevden ayrılması, Abdulaziz Buteflika rejimi ile ilgili olmayan ulusal isimler öncülüğünde “ikinci bir cumhuriyet” çağrısı yapılması gerektiğini vurguladı.
Bu çerçevede Adalet ve Kalkınma Partisi Başkanı Abdullah Cabullah, Pazartesi günü düzenlenecek toplantıya katılmayacağını belirtti. Cabullah, geçici Cumhurbaşkanı Abdulkadir bin Salih, Başbakan Nureddin Bedevi ve ordu baskısıyla geçtiğimiz Salı günü istifa eden Anayasa Konseyi Başkanı Tayyib Belaiz de dâhil Abdulaziz Buteflika’ya sadık isimlere dikkati çekerek “Halk, rejimin kalıntılarının hükümetten derhal ayrılması talebine cevap verilmesini istiyor” dedi.
Cabullah, “Meşruiyetten yoksun siyasi otorite yanlış soruyu sormaya devam ediyor; Halk bizden ne istiyor? Ne yapmalıyız? Onlar, cevaplanacak şu doğru soruyu sormak istemiyorlar; Hükümetten ne zaman ayrılacaksınız?” ifadelerini kullandı.
Barış Toplumu Hareketi toplantıya katılmayacak
Öte yandan Cezayir'in İslami eğilimli en büyük partisi Barış Toplumu Hareketi Başkanı Abdurrezzak Makri, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Habbe el-Akbi’den bir mesaj aldığını belirterek, “Hareket, cumhurbaşkanlığı tarafından Pazartesi günü düzenlenecek danışma grubu toplantısına katılmaya çağrıldı. Ancak hareket, toplantının halkın iradesine saldıracağı ve durumu daha da tırmandıracağı dolayısıyla toplantıya katılmayacağını açıkladı. Ayrıca tüm siyasi ve sivil güçlere de toplantıyı boykot etme çağrısı yaptı” dedi. Makri, siyasi rejimin, fiili bir siyasi uygulama sürecinde olduğunu söyleyerek, rejimin sembollerinin geçiş döneminden uzaklaştırılması, diyalog ve ulusal uzlaşı aracılığıyla gerçek bir demokratik geçiş başlatılması gerektiğini belirtti. Abdurrezzak Makri, aksi halde durumun Cezayir ve halkı için ciddi sonuçları olacağına dikkati çekti.
Öte yandan Özgürlük Öncüleri Partisi’nden bir kaynak, parti başkanı ve eski Başbakan Ali Benflis’in, bin Salih’in davetine yanıt vermeme kararı aldığını vurguladı. Sosyalist Güçler Cephesi, Kültür ve Demokrasi Topluluğu ve Yeni Nesil partilerine dikkati çeken kaynak, partinin diğer muhalif partilerle aynı pozisyonu benimsediğini söyledi. Aynı şekilde avukat ve ayaklanmanın sembol isimlerinden Mustafa Buşaşi, eski Başbakan Ahmed Benbitıur’un da katılmayacağı toplantıda yer almayacağını belirtti. Şarku’l Avsat ile telefon görüşmesinde bulunan Buşaşi, “Cezayir halkının şiddetle karşı olmasına rağmen sarf edilen çabalara katılamam” dedi. Avukat ayrıca, toplantının Buteflika’nın beşinci dönem adaylığından vazgeçtikten sonra düzenlemek istediği ulusal sempozyuma benzediğini ifade etti.
Buteflika, 18 Nisan’da yapılması kararlaştırılan seçimlerin yerine anayasa değişikliği ve yeni cumhurbaşkanlığı seçim tarihini görüşmek üzere 2019 yılı sonlanmadan önce yapılacak “ulusal bir sempozyum” ilan etmişti. Bununla birlikte protesto gösterilerinin tırmanması ve ordu liderlerinin eylemcilerle koalisyonu söz konusu projeyi başarısızlığa uğrattı. Ancak bazı aktivistlerin belirttiği gibi, rejimin kalıntıları farklı pozisyonlar aramayı sürdürüyor.
Bu çerçevede danışma toplantısının, ayaklanmanın başlangıcından bu yana liderleri gözden kaybolan ve rejime sadık partilerin katılımıyla sınırlı olacağı ifade edildi. Söz konusu partilerin ise Muaz Buşarib liderliğindeki Ulusal Kurtuluş Cephesi, eski bakan Ömer Gul liderliğindeki Cezayir Umut Topluluğu ve eski Bakan Amara bin Yunus liderliğindeki Cezayir Halk Hareketi olduğu belirtildi.
Cezayir sokaklarında öfke dinmiyor
Başkent Cezayir’deki eylemciler, ayaklanmanın en önemli güzergâhı olarak nitelendirilen, Merkez Postane ve Maurice Audin meydanını birbirine bağlayan 100 metre uzunluğundaki “üniversite tünelinin” kapatılması hususunda öfkelerini dile getirdi. Eylemciler, Bin Salih ve Belaiz’e karşı sloganlar attı. Gösterilerde, Fransa yönetimine karşı dövizler de taşınırken, Cezayir’i bir dönem işgal eden Fransa’nın ülkenin içişlerine müdahale girişimine karşı, “Fransa dün, bugün ve yarınlarda Cezayir’in düşmanı" şeklinde pankart açıldı.



Gazze'nin kuzeyinde İsrail ateşiyle bir Filistinli öldürüldü... ve Refah'a hava saldırıları düzenlendi

Gazze şehrinin doğusundaki Zeytun mahallesinde, arkalarında yıkılmış binaların görüldüğü Filistinli mülteci çadırları (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki Zeytun mahallesinde, arkalarında yıkılmış binaların görüldüğü Filistinli mülteci çadırları (EPA)
TT

Gazze'nin kuzeyinde İsrail ateşiyle bir Filistinli öldürüldü... ve Refah'a hava saldırıları düzenlendi

Gazze şehrinin doğusundaki Zeytun mahallesinde, arkalarında yıkılmış binaların görüldüğü Filistinli mülteci çadırları (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki Zeytun mahallesinde, arkalarında yıkılmış binaların görüldüğü Filistinli mülteci çadırları (EPA)

Alman Basın Ajansı'na (DPA) göre bu sabah Gazze Şeridi'nin kuzeyinde İsrail güçleri tarafından bir Filistin vatandaşı öldürüldü.

Filistin Enformasyon Merkezi, yerel kaynaklara dayanarak, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye el-Nazla'da 18 yaşında bir gencin İsrail ordusunun ateşiyle öldürüldüğünü bildirdi.

Merkez ayrıca, İsrail savaş uçaklarının Han Yunus'un doğusuna ve Refah'ın doğusuna hava saldırıları düzenlediğini ve bombalama sonucu patlamalar duyulduğunu belirtti. Ayrıca, İsrail güçlerinin Han Yunus'un doğusundaki binalarda yıkım operasyonları gerçekleştirdiğini de ifade etti.

Kaynaklar, "İsrail savaş uçaklarının bu sabah Refah'ın doğusuna, Han Yunus'a ve Gazze şehrine daha fazla hava saldırısı düzenlediğini" bildirdi.

Merkeze göre, "İsrail güçleri, 10 Ekim'de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasını ihlal etmeye devam ediyor ve bunun sonucunda yaklaşık 390 şehit ve 1000 yaralı var."

Diğer yandan Başkan Trump'ın Gazze'deki iki yıllık çatışmayı sona erdirme planının bir sonraki aşamasına geçmek için görüşmeler devam ediyor.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre plan, Gazze Şeridi'nde uluslararası "barış konseyi" tarafından denetlenen ve çok uluslu bir güvenlik gücü tarafından desteklenen geçici bir Filistin teknokrat yönetimini öngörüyor. Bu gücün oluşumu ve yetki alanı konusundaki müzakereler zorlu geçti.


Avn, Lübnan'ın Suriye ile sınırlarını belirlemeye hazır olduğunu açıkladı

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)
TT

Avn, Lübnan'ın Suriye ile sınırlarını belirlemeye hazır olduğunu açıkladı

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn dün yaptığı açıklamada, ülkesinin Suriye ile sınırlarını belirlemeye hazır olduğunu ve Şeba Çiftlikleri sınır bölgesi üzerindeki anlaşmazlığın çözümünün daha sonraki bir aşamaya ertelenebileceğini duyurdu.

Bir basın heyetiyle yaptığı görüşme sırasında yöneltilen bir soruya yanıt olarak şunları söyledi: “Fransa bize Suriye ile olan sınırın haritalarını verdi ve onlar karar verdiklerinde sınırı belirlemeye hazırız. Lübnan komitesi hazır. Deniz sınırının belirlenmesi için bir komite ve kara sınırının belirlenmesi için başka bir komite kurabiliriz.” Sözlerine şöyle devam etti: “Suriye ile ilişkiler yavaş ama iyileşiyor ve en iyisini umuyoruz.”

İsrail ile müzakereler konusunda ise Avn şunları söyledi: “Topraklarımızı işgal eden, her gün bizi hedef alan ve oğullarımızı esir tutan bir güç var. Bunu müzakereden başka nasıl çözebiliriz?” “Herhangi bir ordu savaşa girdiğinde ve çıkmaza girdiğinde, müzakere seçeneği değerlendirilir” ifadelerini kullandı.

Lübnan heyetine Mekanizma Komitesi başkanlığına Büyükelçi Simon Karam'ı seçtiğini açıkladı; bunun nedeninin "kendisinin daha önce Amerika Birleşik Devletleri'nde büyükelçilik yapmış ve Madrid'deki önceki müzakerelere katılmış olması" olduğunu belirtti.

Amerikan elçisi Tom Barrack'ın son açıklamalarına ilişkin olarak Avn, "bu açıklamalar tüm Lübnanlılar tarafından reddedilmektedir" dedi.

Bazı milletvekillerinin Kıbrıs ile deniz sınırlarının belirlenme yönteminden duydukları memnuniyetsizliğe ilişkin olarak, “2011 yılında Cumhurbaşkanı (Necib) Mikati hükümeti sınır belirleme kurallarını koydu ve biz de bu kuralları onayladık. Bu anlaşmanın Meclise gitmesinin gerekli olup olmadığı konusunda Yasama ve Konular Kurulu'na danıştık ve cevap hayır oldu” şeklinde açıklama yaptı.

Bir soruya cevaben, “Kutsal Baba'nın (Papa'nın) altı ay önceki seçiminden bu yana ilk ziyareti ve Güvenlik Konseyi üyelerinin ziyareti, (Mekanizma) Komitesine bir sivilin atanmasıyla eş zamanlı olarak geldi ve bunların hepsi olumlu işaretlerdir” dedi.

Hannibal Kaddafi'nin serbest bırakılmasının ardından Libya ile diplomatik ilişkilerin normalleştirilmesi hakkındaki bir soruya cevaben Cumhurbaşkanı Avn, “İmam Musa el-Sadr'ın kaybolması meselesi çözülmelidir. Bu meşru bir meseledir ve Lübnan halkı onun ve iki arkadaşının akıbetini bilme hakkına sahiptir” ifadesini kullandı.

ABD'nin Lübnan ordusuna yaptığı yardımla ilgili olarak, "birkaç yardım programı var" diyen Avn, "Önemli olan, ilk defa resmi bir kararda Lübnan ordusuna yardım etmenin gerekliliğinden bahsedilmesi ve bunun bizim için olumlu ve temel bir gelişme olmasıdır" şeklinde konuştu.

Bir soruya cevaben, Hizbullah milletvekillerinden oluşan bir grubun, cumhurbaşkanı seçilmeden önce partiye silahsızlanmadan bahsetmeyen bir savunma stratejisi konusunda söz verdiğine dair iddialarını ve medyada bu sözle ilgili olarak imzaladığı bir belgenin varlığına dair çıkan haberleri yalanlayarak, "Eğer varsa, şimdi yayınlasınlar" dedi.


Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
TT

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir askeri ekip, Yemen'in geçici başkenti Aden'e, Güney Geçiş Konseyi'ne bağlı güçlerin Hadramut ve Al-Mahra vilayetlerinden çekilmesi ve meşru yönetimi destekleyen Suudi liderliğindeki koalisyonun doğrudan gözetimi altında önceki konumlarına geri dönmeleri için yürütme mekanizmalarını kurmayı amaçlayan acil bir görevle geldi.

Ekip ayrıca, statüko öncesine dönüşü sağlamak amacıyla koordineli prosedürlere göre, bölgelerin "Vatan Kalkanı" güçlerine devredilmesi için düzenlemeler üzerinde de çalışıyor. Bu adım, Suudi Arabistan'ın Doğu Yemen'deki gerilimi sona erdirmek için yoğun çabalarının ve koalisyon liderliğinin Hadramut'taki Güney Geçiş Konseyi'nin tek taraflı eylemlerini reddetmesinin bir devamı niteliğinde. Koalisyon liderliği bu eylemleri, zorla yeni bir gerçeklik dayatma veya vilayeti barış ve istikrarı tehdit eden iç çatışmalara sürükleme girişimi olarak değerlendirmektedir.

Şarku’l Avsat'a konuşan özel kaynaklara göre askeri birliğin gelişi, Riyad'ın Yemen'deki meşru kurumlar içinde güvensizlik ortamı yaratacak veya bölünmeyi derinleştirecek adımları reddetme tutumunu güçlendiriyor.