Faslı Yahudilerin Haham Pinto tepkisi

Haham Yoshiyahu Yosef Pinto (Haham Yoshiyahu Pinto’nun resmi internet sitesi)
Haham Yoshiyahu Yosef Pinto (Haham Yoshiyahu Pinto’nun resmi internet sitesi)
TT

Faslı Yahudilerin Haham Pinto tepkisi

Haham Yoshiyahu Yosef Pinto (Haham Yoshiyahu Pinto’nun resmi internet sitesi)
Haham Yoshiyahu Yosef Pinto (Haham Yoshiyahu Pinto’nun resmi internet sitesi)

Faslı Yahudiler, Haham Yoshiyahu Yosef Pinto’nun yaklaşık 1 yıldır boş olan Fas’taki Yahudi cemaati hahamlığına atanabileceğine dair endişelerini dile getirdi. Haham Pinto’ya yönelik bu itiraz ise İsrailli bir yetkiliye rüşvet vermek ve yolsuzluk suçlamaları başta olmak üzere bu pozisyonu üstlenebilmesi için yetersiz olduğuna dair bazı düşüncelerden kaynaklanıyor.
Muhalefet dilekçesi
Son aylarda Fas’ta bulunan Yahudi toplumunun, Haham Pinto’nun Fas’ta baş hahamlık pozisyonunu üstlenme olasılığına dair yaşadığı tartışmaların ardından bazı Yahudi gruplar da 10 Temmuz’da kraliyet sarayına dilekçe sundu. Dilekçede, görevi devralması için yetersiz olduğunu belirttikleri Yoshiyahu Yosef Pinto’ya karşı oldukları ifade edildi. Dilekçede ayrıca, “Fas’taki bin 500 Yahudilik toplumumuz, ülkenin yeni baş hahamının, Fas’ta kalıcı bir şekilde yaşamasını gerektiren yasa ve geleneklere binaen atanma vaktinin geldiğine inanıyor” ifadelerine yer verildi.
Dilekçede imzası bulunan Yahudiler, Haham Pinto’nun birçok kusuru bulunduğunu, Arapça konuşamadığını ve dindar olmadığını belirterek, İsrail ve ABD’de yolsuzluk soruşturmaları çerçevesinde zor bir zamandan geçtiğini vurguladı. Dilekçede, Haham Pinto’nun İsrail’de 1 yıl hapis cezasına çarptırıldığı ve çok sayıda sağlık sorunundan mustarip olduğu hatırlatılırken, bu pozisyona aday olmasının da mantıksız olduğu ifade edildi. Dilekçede ayrıca, “Fas’taki Yahudi Toplulukları Konseyi Genel Sekreteri Serge Berdugo’nun Fas Yahudi toplumu seçimleri öncesinde onu gözettiği gerçeği rahatsız edicidir” denildi.
Genel Sekreter iddiaları yalanladı
Fas’taki Yahudi Toplulukları Konseyi Genel Sekreteri Serge Berdugo, Haham Pinto’nun baş hahamlık pozisyonunu üstlenme ihtimalini yalanladı. Berdugo, “Fas’taki Yüksek Haham Mahkemesi Başkanlığı pozisyonu, esas olarak Koşer’in (Yahudiliğe özel yenilmesi uygun olan yiyecekler kanunu) inşasında görevlerini temsil eden yeni bir kurumdur. Baş hahamlık rolü, Yoshiyahu Pinto’nun üstlendiği Yüksek Mahkeme başkanı rolünden tamamen farklıdır” ifadelerini kullandı.
Pinto’nun adaylığına yönelik itiraz noktalarına değinen Berdugo, “Arapça konuşamaması ve Fas’ta ikamet etmemesi meseleleri önemli değil. Fas’ta baş hahamlık rolü, dindar olmasını gerektirmeyen Yüksek Haham Mahkemesi Başkanlığı rolünden farklıdır” şeklinde konuştu. Bu durum, 1998 yılında göreve geldikten sonra Ağustos 2018’de ölen Fas’ın eski hahamı Aaron Monsonego için de geçerliydi.
Fas’taki Yahudi Toplulukları Konseyi’ne göre, gelecekteki başhaham, bir Fas sakini, yetkinlik ve tecrübe standartlarına da uygun olacaki
Haham Yoshiyahu Yosef Pint
Independent Arabia’dan Naoufel Cherkaoui’nin haberine göre 45 yaşındaki Haham Yoshiyahu Yosef Pinto, Nisan 2019’da Fas Yahudi Toplulukları Konseyi tarafından Fas Yahudileri Dini Evi (Yüksek Haham Mahkemesi) başkanlığına atandı. Pinto, Yoshiyahu başkanlığındaki “Shuva Israel” Hayır Kuruluşu’nun en büyük finansmanı olan, ABD Başkanı Donald Trump’ın damadı ve danışmanı Jared Kushner da dahil, İsrail ve ABD’deki iş adamları, politikacılar ve lobicilerle olan geniş ilişkileriyle tanınıyor. Kushner, Fas ziyareti sırasında Pinto’nun dedesi olan ve 1945 yılında Suvayr şehrine defnedilen Haham Chaim Pinto’nun mezarını ziyaret etmekte istekliydi.
Yoshiyahu, İsrail polis teşkilatı tarafından açılan soruşturmalar hakkında bilgi alma karşılığında, Lahav 433 İsrail polis birimi eski komutanı (İsrail Federal Soruşturma Bürosu sözcüsü) Manshiyet Arbef’e 200 bin dolar değerinde rüşvet verdiğini itiraf etmesinin ardından yolsuzluk suçlamasıyla 2014 yılında 1 yıllığına hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, Haham Pinto’nun adaleti bozma ve engelleme girişimi suçlamalarını itiraf etmesi ışığında suçlu olduğuna karar verdi. İsrail medya organları, “Çok sayıda hayır kurumu ve ABD ve İsrail’deki Tevrat Araştırmaları Enstitüsü’nde çeşitli görevler üstlenen ünlü Haham, 2011 yılından bu yana ABD Federal Soruşturma Bürosu tarafından soruşturma konusu olmaya devam ediyor” ifadelerine yer verdi.
Haham Pinto’nun Kral 6. Muhammed’e sunulma olasılığına dair endişeler
Öte yandan çok sayda Yahudi derneği, Fas ve yurt dışındaki Yahudi toplulukları arasında büyük bir popülerliğe sahip olan Haham Yusuf İsrail’in baş hahamlık pozisyonuna adaylığını desteklediğini ifade etti. Sunulan dilekçede, Haham Yusuf İsrail’i destekledikleri, çünkü toplumun büyük çoğunluğunun Haham İsrail’i tanıdığı ve takdir ettiği belirtildi. Dilekçede ayrıca, “İlerleyen yıllarda bize yoldaş olması için gerekli şartları yerine getiriyor. Toplumun en ince ayrıntısına kadar tanınıyor ve dürüstlük konusundaki itibarı inançlı ve Faslı Müslüman kardeşlerimiz arasında da görülüyor. Mütevazi, erişilebilir ve eğitimli şekilde önemli öncülerini taklit etmeyi sürdürüyor. Mükemmel insani özelliklere sahip ve Fas’ta yaşayan Faslı Yahudiler olarak, onu baş hahamımız olarak çağırıyoruz. Haham Pinto’nun Kral 6. Muhammed’e sunulması olasılığına dair de endişeliyiz, Allah korusun” denildi.
Kanada’daki Faslı Yahudiler toplumunun bir üyesi olan Shimon Kislasi de “20 yıl önce onu tanıma onuruna sahip oldum. O günden itibaren karakterine, insani niteliklerine, sadeliğine, liderliğine ve derin manevi bilgisine saygı duydum. Fas’taki ve yurtdışındaki dinimizin takipçilerinden oldukça etkilendim. Şansın onunla olmasını ve Allah’ın yardımıyla Fas’ın baş hahamı olmasını, hak ettiği konuma ulaşmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia kaynaklı haberine göre Fas İçişleri Bakanlığı, Nisan 2019’da yayınladığı bir bildiride, Kral 6. Muhammed’in 1969 yılından bu yana yapılmayan Faslı Yahudiler cemaatlerinin temsil organlarına dair seçim düzenlenmesi emri verdiğini açıkladı. İçişleri Bakanlığı’ndan, Yahudi cemaatlerinin komitelerinin yeniden düzenlenmesiyle ilişkili olarak 7 Mayıs 1945 tarihinde yayınlanan Kraliyet Kararnamesi hükümlerine uygun olarak bu organların periyodik olarak yenilenmesine saygı duyulması çağrısı yapıldı.



Suriye, Lübnan'a kaçak olarak sokulmak üzere olan mayın sevkiyatının ele geçirilmesi sırasında bir kişinin öldüğünü duyurdu

Suriye güvenlik güçleri tarafından ele geçirilen çok sayıda mayın (Suriye İçişleri Bakanlığı'nın resmi X hesabı)
Suriye güvenlik güçleri tarafından ele geçirilen çok sayıda mayın (Suriye İçişleri Bakanlığı'nın resmi X hesabı)
TT

Suriye, Lübnan'a kaçak olarak sokulmak üzere olan mayın sevkiyatının ele geçirilmesi sırasında bir kişinin öldüğünü duyurdu

Suriye güvenlik güçleri tarafından ele geçirilen çok sayıda mayın (Suriye İçişleri Bakanlığı'nın resmi X hesabı)
Suriye güvenlik güçleri tarafından ele geçirilen çok sayıda mayın (Suriye İçişleri Bakanlığı'nın resmi X hesabı)

Suriye İçişleri Bakanlığı bugün X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, Lübnan’a gönderilmek üzere olduğu belirtilen büyük miktarda harp mayınının sevkiyatını engelleyen operasyonda bir kişinin öldüğünü, dört kişinin ise gözaltına alındığını duyurdu.

Açıklamaya göre operasyon, Şam’ın kuzey kırsalındaki Cebbe bölgesinde yürütülen ‘titiz takip ve detaylı soruşturma’ sonrası gerçekleştirildi. Şüpheli bir grubun hareketlerinin tespit edilmesinin ardından düzenlenen baskında dört kişi yakalandı, beşinci bir şüpheli ise devriyelerle yaşanan çatışma sırasında öldürüldü.

Lübnan sınırına yakın Yabrud bölgesinin iç güvenlik müdürü Halid Abbas Taktuk, uzman birimlerin ‘fitilleri takılı bin 250 harp mayınını’ ele geçirdiğini, mayınların Şam kırsalındaki Cebbe bölgesinde bir noktada depolandığını aktardı. Bakanlık, ele geçirilen mühimmatın Lübnan’daki Hizbullah’a kaçırılmak üzere hazırlandığını bildirdi.

Suriye İçişleri Bakanlığı, harp mayınlarının bulunduğu onlarca ahşap sandık ve çantanın yanı sıra bir binanın avlusunda istiflenmiş yüzlerce mayını gösteren fotoğraflar yayımladı.

Suriye-Lübnan sınırı boyunca uzanan 300 kilometrelik hat, özellikle Kalamun, Zebedani ve Humus kırsalındaki sarp dağlık bölgelerde faaliyet gösteren kaçakçılık şebekelerinin yoğun hareketliliğine sahne oluyor. Bu şebekeler, bölgenin coğrafi yapısından ve kontrolsüz geçiş noktalarının fazlalığından yararlanarak uyuşturucu, akaryakıt ve silah kaçakçılığı yapıyor. Bu durum, AFP’nin aktardığı bilgilerle de destekleniyor.

Hizbullah’a yönelik saldırılarını artıran İsrail ise Tahran destekli örgütün yeniden silahlanmaya çalıştığını öne sürüyor. Şarku'l Avsat'ın edindiği bilgiye göre11 Eylül’de Suriye, Şam yakınlarında Hizbullah bağlantılı bir hücrenin çökertildiğini açıkladı, ancak Hizbullah yayımladığı açıklamada Suriye topraklarında ‘varlık göstermediğini’ belirtti.

Beşşar Esed’in devrilmesinin ardından göreve gelen yeni yönetim, Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera liderliğinde sınır güvenliğini artırmaya yönelik adımlar atıldığını duyurmuştu. Zaman zaman çatışmalar yaşansa da kaçakçılık faaliyetleri durmadı. Komşu ülkeler, özellikle büyük miktarlarda captagon hapı ele geçirildiğini açıklamayı sürdürüyor.


Hafter, AFRICOM ile güvenlik ve askeri iş birliğini görüştü

Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter ve oğulları, LUO karargâhında AFRICOM Komutanı General Dagvin Anderson ile görüştü, 2 Aralık 2025. (LUO Genel Komutanlığı)
Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter ve oğulları, LUO karargâhında AFRICOM Komutanı General Dagvin Anderson ile görüştü, 2 Aralık 2025. (LUO Genel Komutanlığı)
TT

Hafter, AFRICOM ile güvenlik ve askeri iş birliğini görüştü

Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter ve oğulları, LUO karargâhında AFRICOM Komutanı General Dagvin Anderson ile görüştü, 2 Aralık 2025. (LUO Genel Komutanlığı)
Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter ve oğulları, LUO karargâhında AFRICOM Komutanı General Dagvin Anderson ile görüştü, 2 Aralık 2025. (LUO Genel Komutanlığı)

Kahire: Halid MahmudABD Afrika Komutanlığı (AFRICOM) Komutanı General Dagvin Anderson, Libya ziyaretine devam ederek ülkenin doğusuna geçip Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter ile bir araya geldi. Anderson, başkent Trablus’ta Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) yetkilileriyle yaptığı görüşmelerde Washington’un askeri kurumların birleştirilmesi ve iki tarafın katılımıyla ilk kez düzenlenecek ortak askeri tatbikatların önemine vurgu yaptığını belirtmişti.

LUO Komutanlığı dün yaptığı açıklamada, Hafter’in Bingazi’de Anderson ile yaptığı görüşmede, ikili bağların güçlendirilmesi ve askeri iş birliği konularının ele alındığını bildirdi. Görüşmede özellikle terör ve aşırılık, insan kaçakçılığı ve yasadışı göçle mücadele alanlarında koordinasyon sağlanması, ayrıca ordu birliklerinin kapasitelerini artırmaya yönelik ortak eğitim programlarının geliştirilmesi konuları değerlendirildi. Bunun yanı sıra ekonomik ve ticari alanlardaki iş birliği fırsatları da görüşüldü.

Toplantıda Hafter, Libya ile ABD arasında çeşitli alanlardaki özel ortaklık ilişkilerini övdü.

Hafter’in ofisi, Anderson’un görüşmede taraflar arasındaki ilişkilerin derinliğine vurgu yaptığını ve ordunun, Libya’da güvenlik ve istikrarı artırmadaki başlıca rolünün bölge üzerinde olumlu etkileri olduğunu ifade ettiğini aktardı.

acdfgt
AFRICOM Komutanı General Dagvin Anderson, pazartesi günü Trablus'ta Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed el-Haddad ile bir araya geldi. (ABD Büyükelçiliği)

Anderson, Trablus’ta UBH Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ile yaptığı görüşmede, ikili güvenlik iş birliğinin güçlendirilmesi, bölgesel istikrarın sağlanması ve ABD’nin Libya ordusunun birleştirilmesine yönelik çabalarının desteklenmesi konularını ele aldı. Anderson, birleşik, egemen ve istikrarlı bir Libya’nın ABD ve diğer ortaklarla ekonomik iş birliğini artıracağını ve bunun Libya halkının yararına olacağını vurguladı.

ABD Büyükelçiliği, resmi X hesabından yaptığı açıklamada, Anderson’un Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed el-Haddad ve Savunma Bakan Vekili Tuğgeneral Abdusselam ez-Zubi ile ayrı ayrı toplantılar yaptığını bildirdi. Toplantılarda, ortak askeri iş birliğinin genişletilmesi, Libya güvenlik güçlerinin profesyonelliğinin artırılması ve Libya’nın askeri kurumları birleştirme çabaları ele alındı. Anderson ayrıca, AFRICOM tarafından nisan ayında Sirte’de düzenlenecek Flintlock 26 tatbikatının, ülke genelindeki Libya güçlerini Afrika ve Avrupa’daki ortaklarla bir araya getirerek terör ve diğer tehditlere karşı kapasitelerini güçlendireceğini belirtti. Anderson, ABD’nin, Libya’nın bölünmüşlükleri aşarak güvenlik güçlerini birleştirme çabalarını desteklemeye devam edeceğini de taahhüt etti.

gty
Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, belediye başkanlarıyla bir araya geldi. (UBH)

Diğer yandan Dibeybe, pazartesi akşamı belediye başkanlarıyla yaptığı toplantıda, yürütülen projelerde belirlenen takvimlere uyulmasının ve uygulamaların yüksek verimlilikle takip edilmesinin önemine vurgu yaptı. Dibeybe, bunun vatandaşların yaşamına olumlu yansıyacağını ve hükümetin kalkınma hedeflerine ulaşmasını sağlayacağını belirtti.

Dibeybe, toplantıda ayrıca yeni projelerin uygulanması talimatını verdi; bunların başında okul inşaatları yer alıyor. Yürütme birimlerinin başkanlarına, salı günü itibarıyla belediyelerle doğrudan toplantılar yaparak projelerin ilerleyişini takip etmeleri ve planlanan şekilde uygulanmasını sağlamaları talimatı verildi.

Toplantıya katılanların, hükümetin kalkınma ve hizmet dosyalarını yönetme çabalarını tam olarak desteklediğini, hükümet yaklaşımına bağlı kalacaklarını ve projelere desteğin süreceğini ilettikleri aktarıldı. Bu tutumun, vatandaşlara sunulan hizmetlerin iyileştirilmesine ve tüm sektörlerde yerel kalkınmanın güçlendirilmesine katkı sağlayacağı vurgulandı.

rtt
Önceki belediye seçim kampanyasından (Libya Yüksek Seçim Komisyonu)

Öte yandan Libya Yüksek Seçim Komisyonu, belediye meclisi seçimlerinin üçüncü aşamasının oylamasını bu ayın 13’ünde gerçekleştirme tarihini açıkladı. Bu aşama, ağırlıklı olarak ülkenin doğu ve güney bölgelerinde yer alan dokuz belediyeyi kapsıyor.

Yüksek Seçim Komisyonu, şu ana kadar 120 belediye meclisinden 60’ının seçimlerini tamamladı. Kalan belediyelerdeki seçimleri ise önümüzdeki yıl içinde tamamlamayı planlıyor.


Sudan, Rusya'ya silah karşılığında deniz üssü ve altın teklif ediyor

TT

Sudan, Rusya'ya silah karşılığında deniz üssü ve altın teklif ediyor

Sudan, Rusya'ya silah karşılığında deniz üssü ve altın teklif ediyor

Amerikan yönetimi Sudan’daki çatışmanın taraflarına ülkedeki savaşı durdurmaya yönelik bir yol haritasını kabul ettirmeye çalışırken, ABD ve Sudanlı kaynaklar, Port Sudan yönetiminin Rusya’dan silah desteği almak için Moskova ile temas kurduğunu bildirdi. Kaynaklara göre Port Sudan, gelişmiş silahlar karşılığında Rusya’ya Kızıldeniz kıyısında deniz üssü kurma imkânı ve maden ile altın yatırımları teklif etti. Bu durum, Sudan’daki savaşın, küresel ölçekte kritik öneme sahip deniz geçişlerinden birinde, ABD baskıları ile Rusya’nın cazip teklifleri arasında daha geniş bir güç mücadelesine dönüşmesi riskini artırıyor.

Bu gelişmelerle eş zamanlı olarak, ABD’nin Sudan’da ateşkes için hazırladığı yeni öneriye ilişkin daha fazla ayrıntı ortaya çıktı. Teklifin, İslamcı akım ve Müslüman Kardeşler’i dışarıda bırakan, askeri, insani ve siyasi alanları kapsayan üç paralel yol haritası içerdiği belirtildi.

Rusya için deniz üssü ve altın

ABD’nin yoğun diplomatik girişimleri sürerken, Wall Street Journal dün yayımladığı haberinde, geçici başkent olarak Port Sudan’ı kullanan hükümetin Rusya’ya Kızıldeniz kıyısında deniz üssü kurma ve maden ile altın alanlarında yatırım yapma teklifinde bulunduğunu aktardı. Habere göre bu teklif, Sudan ordusunun Rusya’dan gelişmiş silahlarla yeniden donatılması karşılığında yapıldı.

fvbg
Kızıldeniz'deki Port Sudan limanı (Getty Images)

Gazetenin adını vermediği Sudanlı yetkililere dayandırdığı habere göre, Sudan’ın Rusya’ya ilettiği teklif, 25 yıllık bir anlaşmayı kapsıyor. Buna göre Rusya, Port Sudan Limanı’nda veya Kızıldeniz kıyısındaki başka bir deniz tesisinde, aralarında nükleer güçle çalışan savaş gemilerinin de bulunduğu dört deniz unsurunu ve en fazla 300 askeri konuşlandırabilecek.

Amerikan gazetesi, böyle bir üssün Rusya’ya Süveyş Kanalı üzerinden geçen ve küresel ticaretin yaklaşık yüzde 12’sini oluşturan deniz hattını izleme imkânı vereceğine dikkat çekti.

ABD uyarısı

Gazete ayrıca, üst düzey bir ABD yetkilisinin, Port Sudan ya da Libya’da kurulacak bir Rus askeri üssünün Moskova’nın güç kullanma kapasitesini artırabileceği ve daha az kısıtlamayla hareket etmesine yol açabileceği uyarısında bulunduğunu aktardı. Emekli Tümgeneral Mark Hicks’in değerlendirmesine göre ise böyle bir deniz üssü, Rusya’nın uluslararası konumunu güçlendirecek ve bölgedeki nüfuz alanını genişletecek.

fv
Sudan Ordusu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Bu gelişme, Port Sudan’daki askeri yönetimin yeni silah kaynakları arayışını sürdürdüğü bir dönemde ortaya çıktı. Gazetenin adını açıklamadığı bir Sudanlı yetkili, ülkenin gelişmiş silah sistemlerine ve hava savunma kapasitesine ihtiyaç duyduğunu, ancak bu tür bir anlaşmanın ABD ve Avrupa Birliği (AB) ile sorun yaratabileceğini belirtti.

Gazetenin değerlendirmesine göre Washington, savaşı durduracak ve sivil yönetime geçiş sürecini başlatacak bir yol haritasına odaklanırken, Port Sudan yönetimi ise Rusya ile yakınlaşmanın getireceği askeri ve ekonomik kazanımları önceliklendiriyor.

Ateşkes ve uluslararası mekanizma

Bu çerçevede, ABD’nin Sudan’da ateşkese yönelik yeni önerisine ilişkin ayrıntılar da ortaya çıkmaya devam ediyor. Al Arabiya’ya konuşan kaynaklar, teklifin askeri, insani ve siyasi başlıklardan oluşan üç paralel süreci kapsadığını ve İslamcı akım ile Müslüman Kardeşler’in bu süreç dışında tutulduğunu aktardı.

Mısır kaynaklarına dayandırılan habere göre, askeri başlık, ülke genelinde kapsamlı bir ateşkesi öngörüyor. Buna göre ateşkesten sonra geniş ölçekli bir insani operasyon başlatılacak, yardım kuruluşlarının erişimi sağlanacak ve temel hizmetler yeniden tesis edilecek. Ayrıca ateşkesi denetlemek üzere, sahada gözetim mekanizmalarına sahip bir uluslararası komite kurulması planlanıyor. Bu komite, insani koridorların güvenliğini sağlamak, sivilleri korumak ve olası ihlalleri takip etmekle görevlendirilecek.

cdfrgt
ABD Başkanı Donald Trump’ın Arap ve Afrika İşlerinden Sorumlu Başdanışmanı Massad Boulos (AFP)

İnsani sürecin başarısı, ateşkesin kalıcılığına ve yardımın ülke geneline etkin biçimde ulaşmasına bağlanıyor. Buna göre sağlam bir ateşkes, insani operasyonların başlaması için temel koşul olacak; bu da yardım ekiplerinin erişimini kolaylaştırarak yerinden edilmiş kişiler ile mültecilerin güvenli dönüşü için gerekli ortamın hazırlanmasına katkı sağlayacak.

Siyasi sürece ilişkin öneri ise eski rejim mensupları ve İslamcılar hariç, sivil güçlerin öncülüğünde bir geçiş süreci öngörüyor. Bu süreç, ordunun ve Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) ateşkese onay vermesiyle eş zamanlı olarak başlayacak ve savaşın sonlandırılmasına giden yolun ilk adımını oluşturacak.

Askeri alanda kapsamlı reform

Yol haritası ayrıca kapsamlı bir askeri reform sürecini de içeriyor. Buna göre Sudan İslami Hareketi ve Müslüman Kardeşler çizgisine yakın isimlerin ordu ve güvenlik kurumlarından çıkarılması, silahlı grupların entegrasyonu ve iki tarafla birlikte savaşan milis yapılanmalarının tasfiyesi planlanıyor. Amaç, sivil otoriteye tabi, birleşik ve profesyonel bir ordu ile yeniden yapılandırılmış güvenlik kurumları oluşturmak. Bu süreçte karar merciinin ordu veya HDK olmayacağı özellikle vurgulanıyor.

Öte yandan, eylül ayında ABD’li arabulucu Massad Boulos tarafından sunulan planın, Sudan hükümeti ile HDK temsilcilerine ateşkes ve kapsamlı bir insani süreç önerdiği biliniyor. Ancak Boulos 25 Kasım’da her iki tarafın da plana henüz onay vermediğini açıklamıştı.

Boulos o dönemde yaptığı açıklamada, tarafların ateşkesi ‘ön koşul olmadan’ kabul etmesinin önemine dikkat çekmiş; bunun can kayıplarını azaltmak, siyasi sürecin yeniden başlamasını sağlamak ve ülkenin sivil yönetime geçişi için gerekli koşulları oluşturmak açısından kritik olduğunu ifade etmişti.