Barış ya da intikam

Temel meseleyi ele almadan düşmanlıkları geçici olarak sona erdirmek, İsrail'in güvenliğini sağlamayacak ve Filistinliler için bir devletin kurulmasına yol açmayacak.

Ya kapsamlı bir barışa ulaşılacak ya da yıkıcı kısas ve intikam dalgalarında boğulunacak. (AFP)
Ya kapsamlı bir barışa ulaşılacak ya da yıkıcı kısas ve intikam dalgalarında boğulunacak. (AFP)
TT

Barış ya da intikam

Ya kapsamlı bir barışa ulaşılacak ya da yıkıcı kısas ve intikam dalgalarında boğulunacak. (AFP)
Ya kapsamlı bir barışa ulaşılacak ya da yıkıcı kısas ve intikam dalgalarında boğulunacak. (AFP)

Nebil Fehmi

Son Gazze olaylarında yaşanan şiddet ve dökülen kanın boyutları göz önüne alındığında, mevcut krizi çözmek için artan geçici önlemler yeterli olmayacaktır. Gerginliklerin şiddetlenmesi ve derin acının yayılması, cesur, iddialı ve yaratıcı bir diplomasiyi gerektiriyor. Bundan daha azı, özellikle de Hamas hareketi ve İsrailli liderlerin karşı karşıya olduğu varoluşsal siyasi kararlar göz önünde bulundurulduğunda şiddet döngüsünü sürdürmeye yol açacaktır.

Gazze'deki krizin acilen ele alınması ve Filistin-İsrail çatışmasının temel sorunlarının, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) tarafından kabul edilen ayrıntılı bir siyasi çerçeve altında çözülmesi gerekmektedir. Bu önerinin hem acil hem de kalıcı sorunları ele alacak şekilde temel ve sağlam olması gerekiyor. Filistin ve İsrail arasındaki çatışmanın sona ermesini sağlamalı ve tarafların siyasi dinamiklerinde gerçek bir değişime yol açmalıdır. Bu değişim, intikam duygusunu aşmaya ve gerekirse inatçı liderleri reddetmeye teşvik edecektir.

İsrail işgalcisi ile yedi yıldır işgal altında bulunan Filistin halkı arasında ahlaki olarak eşitlik kurmuyorum. Ancak, her iki taraftaki acı ve ıstırap, tekrarlanan başarısız barış girişimleri ve bitmeyen şiddet sarmalının ardından karşılıklı intikam ve karşılıklı ceza kültürü yaratmıştır.

Modern Arap-İsrail çatışmasının tarihi, özellikle Filistinlilerin işgal altında yaşadığı bölümü, şiddetin şiddeti doğurduğunun açık bir kanıtıdır. Bunu, İsrailli yerleşimcilerin daha fazla toprak ele geçirmeye çalışması ve Filistinlilerin evlerini ve topraklarını savunmasıyla gördük. Bu nedenle, Gazze'deki mevcut durumu, temel sorunu ele almadan geçici olarak düşmanca eylemleri sona erdirmek yoluyla çözmek, İsrail'e güvenlik sağlamaz ve Filistinliler için bir devlet kurmaya yol açmaz.

Arap-İsrail çatışması bağlamında barış girişimlerinin tekrarlanan başarısızlığının nedeni, bu girişimlerin uzun dönemlere yayılması ve bu süreçte siyasi liderlerin değişip yaklaşımların değişmesidir. Bunun en iyi örneği, Başbakan Yitzhak Rabin'in öldürülmesinin ardından Oslo Süreci ve Yaser Arafat'ın ölümüne kadarki çabalardır.

Filistinliler ve İsrailliler arasında uzun ve belirsiz bir barış sürecinin yeniden başlatılması, zor olan nihai sorunları çözmek için gerekli olan kamuoyunun desteğini toplamak için gerekli olan ivmeyi ve güvenilirliği kazanamayacaktır. Bu sorunlar arasında sınır çizimi, güvenlik önlemleri, Kudüs'ün statüsü, mülteciler ve maddi tazminatlar yer alıyor.

Alternatifler: Barış ya da intikam

Bölgedeki mevcut kriz bir yol ayrımına geldi ve karşıt iki tarafta da önümüzde alternatifler var: Ya kapsamlı bir barışa ulaşmak ya da yıkıcı kısas ve intikam dalgalarında boğulmak.

İlk seçenek, Filistinlilere, Gazze'de 15 binden fazla kişinin trajik kaybının boşuna olmadığını düşünme fırsatı verebilir. Ayrıca, İsraillilere, insan kayıplarına rağmen güvenliklerini sonsuza kadar garantilediklerini söyleyebilir.

Bunu başarmanın en iyi yolu, acil ve kronik sorunları ele alan kapsamlı bir barış girişimi yoluyladır. Bu girişim, BMGK’nın bir kararıyla uluslararası düzeyde tescil edilmelidir. Mevcut ve acil krize, ateşkes, sınır çatışmalarının sona erdirilmesi, insani yönlerin ele alınması, yardımların sağlanması, rehinelerin takas edilmesi yoluyla yanıt vermelidir. 1967 sınırları temelinde iki devlet çözümünü sağlamalı ve taraflarca kabul edilen bazı küçük değişiklikleri içermelidir. Ayrıca, Kudüs'ün statüsü ve Filistinlilerin geri dönme veya tazminat alma hakkına ilişkin özel çözümler sunmalıdır.

Ayrıca bu plan, Batı Şeria, Gazze veya İsrail'deki ani saldırılardan her iki tarafı da korumak için ayrıntılı güvenlik önlemleri içermelidir. 2002 yılında Beyrut'taki zirvesinde Arap Ligi tarafından kabul edilen ve İsrail'in Arap topraklarından çekilmesinin İsrail ile Arap devletleri arasındaki ilişkilerin normalleşmesine yol açacağını belirten Arap Barış Girişimi'ni teyit etmelidir. Bu sütunlardan her biri, farklı hızlarda gerçekleşebilecek genişleme ve ayrıntılandırma gerektirir, ancak hepsinin acilen ele alınması gerekir. Aciliyet ve net bir yön veren tek bir çerçeve altında ele alınmalıdır.

Geçmiş müzakereler, Arap-İsrail müzakerelerinin ayrıntılı çağdaş belgelerinin bolluğunu ortaya koydu ve bunlar tüm bu yönlerle ilgili denklemler ve çözümlerle doludur. Eksik olan tek şey, ilgili tarafların siyasi liderlerinin siyasi iradesidir.

Potansiyel sponsorlar

Sadece birkaç istisna dışında, Ortadoğu'da savaş ya da barışın kaderini bölgesel liderlerin kararları belirledi. Bu nedenle, bu girişimin ilk olarak bir Arap ülkesi tarafından desteklenmesi en iyi seçenek olabilir. Ancak, şiddetin devam etmesi ve sivil kayıpların artması, bölgesel desteğin imkansız hale gelmesine neden olabilir. İkinci seçenek, 1973 Savaşı'ndan bu yana bölgede önemli bir rol oynayan ABD tarafından desteklenmesidir. Ancak, İsrail'e verdiği mutlak destek, bu seçeneği zorlaştırmaktadır. Özellikle Gazze olayları, ABD’yi tarafsız bir barış arabulucusu olarak rolünden mahrum bırakmıştır ve Rusya veya Çin ile bu konuda işbirliği yapmaya istekli değildir. BMGK Başkanı veya Konsey'in geçici üyelerinden birinin girişimi desteklemesi, özellikle, BM Genel Sekreteri'nin insani nedenlerle BM Şartı'nın 99. maddesini etkinleştirmesi sonrasında başarılı olma şansı olan bir seçenek olabilir.

Şüphesiz, başarı zor bir hedeftir, özellikle de çalkantılı Ortadoğu'da ve küresel güçler arasında güvensizlikle dolu ilişkiler içinde. Ancak, geçmiş uygulamaların tekrarlanması veya taviz verilmesi, yalnızca adaletsizliklerin artmasına ve daha fazla kan dökülmesine yol açacaktır.

Açık ve zor kararlar, mevcut krizi ve çatışmanın temel nedenlerini çözmek için büyük diplomatik çabalar sarf etmek olacaktır. Aksi takdirde, bölge hem savaşçılar hem de siviller arasında şiddetli bir intikam dalgası yaşayacaktır.



Gazze ateşkesi: ‘Kapsamlı anlaşma’ konuşmaları, durgunlaşan müzakereleri harekete geçirebilir mi?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Netzarim Koridoru yakınlarında gıda yardımlarını taşıyan Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Netzarim Koridoru yakınlarında gıda yardımlarını taşıyan Filistinliler (AFP)
TT

Gazze ateşkesi: ‘Kapsamlı anlaşma’ konuşmaları, durgunlaşan müzakereleri harekete geçirebilir mi?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Netzarim Koridoru yakınlarında gıda yardımlarını taşıyan Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Netzarim Koridoru yakınlarında gıda yardımlarını taşıyan Filistinliler (AFP)

ABD’li yetkililerin, müzakerelerin gidişatını Gazze Şeridi'nde kısmi ateşkesten tüm esirlerin geri getirilmesini öngören ‘kapsamlı anlaşma’ çabalarına çevirme konusundaki açıklamaları, Washington ve İsrail'in istişare için geri çekilmesinden bu yana bir haftadan fazla süredir devam eden çıkmazın gölgesinde bunun mümkün olup olmadığına dair soruları yeniden gündeme getirdi.

Geçtiğimiz perşembe günü İsrail'e gelen ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilci Steve Witkoff'un önerdiği görüşme, müzakerelerdeki çıkmazı kırmanın başlangıcı gibi görünebilir. Ancak, Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlar, müzakerelerin zaman alacağını ve Hamas'ın silahsızlanmayı reddetmesi veya İsrail'in Gazze Şeridi'nin geniş bölgelerinden çekilmeye karşı çıkması gibi engellerle karşılaşacağını tahmin ediyor.

Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, perşembe ve cuma günleri, Gazze Şeridi'ndeki mevcut insani durumu yansıtan, yorgun ve zayıf iki esiri gösteren iki video yayınladı ve bu, İsrail'de büyük yankı uyandırdı.

Dün, çoğu siyah kıyafetler giymiş yüzlerce esir yakını Tel Aviv'de bir meydanda toplandı. Sosyal medyada yayınlanan ve İsrail medyasında yer alan fotoğraflara göre Witkoff da onlara katıldı.

İsrail'in Haaretz gazetesi, Witkoff'un ailelerle yaptığı görüşmede, “Binyamin Netanyahu savaşı sona erdirmeye kararlı ve Hamas silahlarını teslim etmeyi kabul etti” dediğini aktardı.

Gösteriye katılan bir aile üyesi, Witkoff'un ‘Donald Trump yönetiminin, Arap ülkeleri ve ABD'nin tüm gücünü içeren, savaşı sona erdirecek yeni bir çözüm üzerinde çalıştığını’ söylediğini bildirdi.

İsrail Yayın Kurumu, Witkoff'un gösteri sırasında “Müzakerelerin gidişatı ya hep ya hiç şeklinde değişti. Herkes evine dönmeli” dediğini aktardı.

Bu, perşembe günü Witkoff ve Netanyahu'nun görüşmesinin ardından üst düzey bir İsrailli yetkilinin, İsrail ve ABD'nin bazı esirlerin serbest bırakılması planından tüm esirlerin serbest bırakılması, Hamas'ın silahsızlandırılması ve Gazze Şeridi'nin silahtan arındırılması planına geçilmesi gerektiğini anladığını söylemesiyle örtüşüyor.

Öte yandan İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, iki gün önce Gazze Şeridi'ne yaptığı saha ziyaretinin ardından savaşa ilişkin tutumuyla ilgili olarak AFP’ye şunları söyledi: “Tahminimce, önümüzdeki günlerde esirlerimizin serbest bırakılması için bir anlaşmaya varıp varamayacağımızı öğreneceğiz, aksi takdirde savaş acımasızca devam edecek.”

hyu7ı
Gazze'nin er-Rimal mahallesinde annesiyle birlikte yerde oturan yetersiz beslenmeden mustarip Filistinli çocuk (AFP)

El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi'nde İsrail uzmanı olan Dr. Said Ukkaşe, İsrail'in şu anda saldırılarını şiddetlendirmesinin mümkün olmadığını düşünüyor. Ukkaşe, Witkoff'un anlaşma hakkındaki açıklamalarının, iki aşamalı müzakerelerin yeniden başlamasına yol açacağını tahmin ediyor; Birincisi, esirler karşılığında savaşın sona erdirilmesi, ikincisi ise Hamas’ın silahsızlandırılmasıyla Filistin devletinin kurulmasına giden yolda ilerlemek. Kuşkusuz bu, istişareler için zaman alacak.

Filistinli siyasi analist Dr. Abdulmehdi Mutava, İsrail'in şu anda operasyonlarını genişletmek istemediğini düşünüyor. Zira bu, müzakerelerin fiilen çökmesi ve yakın zamanda yeniden başlamaması anlamına gelir. Witkoff'un önerisi, Knesset'in tatilde olduğu bu dönemde Netanyahu için uygun olabilir. Çünkü rakipleri şu anda hükümetini devirme gücüne sahip değil ve Netanyahu şehirlerden çekilme ve diğer bölgelerde kontrolü elinde tutma konusunda ısrarcı.

Mutava, Trump'ın İran'ın şu anda Hamas'ı yönlendirdiğinin farkında olduğunu ve Gazze meselesini bir kerede bitirmek istediğini düşünüyor; bu nedenle, manevra yapmak, Hamas'ı ifşa etmek ve ona baskı uygulamak için bu konuyla ilgili konuşmalar artacak. Mutava, “Netanyahu ve Hamas, müzakerelerin tıkanmasının ve kapsamlı anlaşma görüşmelerinin tehlikeye girmesinin iki ana nedeni olmaya devam ediyorlar. Çünkü Hamas silahlarını teslim etmiyor ve İsrail de Gazze Şeridi'nin birçok bölgesinden çekilmiyor” ifadelerini kullandı.

Silah bırakmayı kabul ettiklerine ilişkin iddiaları yalanlayan Hamas, son aylarda ısrarla talep ettiği kapsamlı anlaşma konusuna değinmedi. Hamas tarafından dün yayınlanan açıklamada, “Bazı medya kuruluşlarının Witkoff'un sözlerini aktararak, hareketin silahlarını teslim etmeye hazır olduğunu yayınladığı haberlere ilişkin olarak, işgal devam ettiği sürece direniş ve silahların ulusal ve yasal bir hak olduğunu bir kez daha yineliyoruz. Bu, sözleşmeler ve uluslararası normlarla onaylanmıştır” denildi.

cdfvdc
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de İsrail'in hava saldırısı sonucu hasar gören binanın enkazı arasında hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)

Washington ve İsrail, yaklaşık bir hafta önce, 6 Temmuz'dan beri Doha'da süren müzakerelerden heyetlerini çekeceklerini açıklamışlardı. Bu açıklama, Hamas ile ABD ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında karşılıklı suçlamaların yaşandığı bir dönemde geldi.

Hamas’tan bir kaynak cuma günü Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, hareketin Gazze Şeridi'nde ateşkes konusunda sunduğu teklife İsrail'in verdiği yanıtın ‘cesaret verici olmadığını’ söyledi. Kaynak, ‘arabulucuların Hamas’a İsrail'in sözlü yanıtını ilettiğini, ancak İsrail'in Filistinliler tarafından reddedilen Amerikan yardım kurumunun kurulmasını ve güçlerinin Gazze Şeridi'nde konuşlandığı güvenlik noktalarının kalmasını ısrarla talep ettiğini’ belirtti. Kaynak, İsrail'in yanıtının ‘savaşı sona erdirme konusunda gerçek bir niyetinin olmadığını gösterdiğini’ vurguladı.

Müzakerelerin gidişatına aşina olan Mısırlı bir kaynak da cuma günü Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, İsrail ve Washington'un bir haftadan fazla bir süre önce istişare için çekilmesinden bu yana müzakerelerde bir kriz olduğunu söyledi. Kaynak, baskı altında müzakerelerle ilgili toplantılar yapılsa bile, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki kontrol bölgelerinde kalma eğiliminin, müzakerelerin yine sonuçsuz kalacağını gösterdiğini belirtti.

Ukkaşe, Hamas'ın gelecekteki varlığını güvence altına almak amacıyla yeni şartlar bahanesiyle talep ettiği kapsamlı anlaşmayı reddetmesi halinde, kendisini dünyanın karşısına koymuş olacağına inanıyor ve Hamas'ın silahsızlanmayı reddetmesinin uzlaşma yoluyla aşılacağını öngörüyor. Ukkaşe, “Hamas ve İsrail, sanki her iki tarafın da galip gelmek istediği bir maçta olduğu gibi, anlaşmayı bozmaya çalışacak” dedi.

Mutava ise Hamas'ın silahlarına sarılmasının, zaman kazanmak ve Gazze savaşının ertesi günü için kendine bir yer aramak amacıyla olduğunu düşünüyor. Mutava, “İran'a sadık olan radikal kanat halen söz sahibi ve hareketin silahsızlandırılması konusunda Arap ve uluslararası konsensüsün boyutlarını ve bunun kesinleştiğini anlamıyor” dedi. Hareketin iki seçeneği olduğunu belirten Mutava, ‘ya baskı altında bu seçeneği kabul edeceğini ya da risk alıp silah ve iktidarı elinde tutacağını’ söyledi.