Batı Şeria’da gerilim tırmanıyor

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Batı Şeria’da gerilim tırmanıyor

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

İsrail ordusu, işgal altındaki Batı Şeria’nın güneyindeki El Halil bölgesindeki Adora yerleşimine saldırdığı iddia edilen üç Filistinli genci öldürdü.

Bölgeye sızan gençler, güvenlik görevlilerine ateş açıp birini yaraladıktan sonra, İsrail askerleri tarafından öldürüldü.

Filistin Sağlık Bakanlığı dün yaptığı açıklamada ölenlerin kuzenler Muhammed Arafat Ebu Cahisha (15), Oday İsmail Ebu Cahisha (17) ve İsmail Ahmed Ebu Cahisha (19) olduğunu açıkladı.

dvfdfs
İsrail buldozeri Cumartesi günü Batı Şeria’daki Tubas’ın güneyindeki El Fara Mülteci Kampı’na düzenlenen baskında (AFP)

İsrail ordusu, Cuma gecesi Adora yerleşimine sızma girişimini engelleyerek, 3 Filistinlinin öldürüldüğünü, yerleşim çitleri yakınında onlarla çıkan çatışmada ise bir askerin orta derecede yaralandığını açıkladı.

İsrail medyasında yer alan haberde, yerleşimin sanayi bölgesini çevreleyen çitlerden sinyal alındığını, bölgeyi koruyan bir yedek askerin konuyu incelediğini ve bu esnada Filistinli gençlerin açtığı ateş sonucu yaralandığını ve geri dönüp diğer güçlere haber verdiğini bildirdi.

Habere göre, gençlerin sızdıkları çit alanı yakınlarında çatışma çıktı ve bölgede mahsur kalan kuzenler öldürüldü. Ellerinde M16 tüfeği, balta, bıçak ve molotof kokteyli bulundu.

df
İsrail ordusuna ait araçlar Fara Mülteci Kampı’na yapılan baskın sırasında (Reuters)

Ordunun Merkez Bölge Komutanı General Yehuda Fox dün akşam yaptığı açıklamada, “Büyük bir saldırı engellendi. Yaşananlardan ders çıkaracağız ve aynı zamanda çalışmaya da devam edeceğiz” dedi.

Güney Bölgesi Tugay Komutanı Yishai Roselio ise şunları söyledi;

Yakın zamanda bu ana hazırlık amacıyla güçlerimiz ve teçhizatımız için birçok eğitim tatbikatı gerçekleştirdik ve gerçek şu ki teröristler yetenekli, nitelikli ve üst düzey bir güçle karşı karşıya kaldı. Bizi hedef almak isteyen herkese bu şekilde davranılacaktır.

İsrail ordusu sızma olayının ardından, Halil şehirleri ve kamplarının girişlerini kuşattı.

Halil’in batısındaki İdna kasabasını demir bir kapıyla kapattı ve burada gözaltı operasyonları başlattı.

Adora Operasyonu, İsrail askerlerinin, Tulkarm’ın kuzeyindeki Zeita kasabasında Halid Ahmed Zubaydi’yi (18) ağır bir şekilde döverek öldürmesinin ardından gerçekleşti.

fdvedfev
Filistinliler Cumartesi günü Tulkarm yakınlarındaki Zeita kasabasında Halid Ahmed Zubaydi’nin cenazesinde (AFP)

Filistin Sağlık Bakanlığı, Zubaydi’nin Zeita kasabasında işgal ordusunun şiddetli saldırısı sonucu hayatını kaybettiğini, Zeita’da işgal güçleriyle çıkan çatışma sonucu 2 kişinin de yaralandığını duyurdu.

İsrail ordusu, dün El Halil, Tulkarm, Beytüllahim, Eriha, Kalkilya ve Nablus’a saldırdı, ardından da baskın yapılan bölgelerde çatışmalar patlak verdi.

Filistin Esir İşleri Dairesi, en az 15 Filistinlinin gözaltına alındığını bildirdi.

Dört gencin öldürülmesiyle, Batı Şeria’da 7 Ekim’den bu yana öldürülenlerin sayısı 6 bin 347’ye yükseldi.

sdergt
Aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Ekim ayında Aşkelon’daki gönüllülere silah dağıttı (AP)

Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Toprak Savunması ve Yerleşime Direniş Ulusal Ofisi tarafından dün yayınlanan bir raporda, İsrailli yerleşimcilerin, Batı Şeria’daki birden fazla bölgedeki durumu alevlendirmek için Gazze Şeridi’ne yönelik acımasız saldırı koşullarını istismar ettikleri ifade edildi.

Söz konusu raporda, “Bu yerleşimciler, İsrail işgal hükümetinin onları silahlandırmaya karar vermesinin ardından, çok sayıda kişinin Gazze Şeridi’nde savaşmak üzere işgal ordusuna katılması nedeniyle daha organize ve tehlikeli hale geldi” denildi.

Raporda, İsrail hükümeti, yerleşimciler için ‘acil durum ekipleri’ gibi çeşitli isimler altında silahlı gruplar oluşturmakla suçlandı.

Raporda ayrıca şu ifadelere yer verildi;

Bu yerleşimciler, Batı Şeria’daki askeri ve paramiliter oluşumların saflarına katıldıklarından beri, şiddet eylemlerine, tehditlere ve Filistin mülklerine yönelik sabotaj eylemlerine karıştıklarına dair ifadeler artmaya başladı. Artık ordu üniforması giyip evleri yıkıyor, altyapıyı sabote ediyor, buldozerlerle tarlaları sabote ediyor, yollar ve su kuyularını yıkıyor, vatandaşların tarlalarına ve topraklarına ulaşmasını engelliyorlar.

İsrail merkezli hak örgütü Yesh Din ise son raporunda, Batı Şeria’da yerleşimcilerin Filistinlilere karşı uyguladığı şiddet eylemlerinin geçen yıl rekor seviyeye ulaştığını bildirdi.

Birleşmiş Milletler (BM) de, aynı yıl içinde Filistinlilere yönelik bin 225 saldırı kaydetti.



Şara’nın ABD tarafından tamamen tanınmak için yapması gerekenler

Trump ve Şara, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın katılımıyla Riyad'da bir araya geldi (AFP)
Trump ve Şara, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın katılımıyla Riyad'da bir araya geldi (AFP)
TT

Şara’nın ABD tarafından tamamen tanınmak için yapması gerekenler

Trump ve Şara, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın katılımıyla Riyad'da bir araya geldi (AFP)
Trump ve Şara, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın katılımıyla Riyad'da bir araya geldi (AFP)

John Bolton

Donald Trump'ın yakın zamanda tamamladığı Ortadoğu ziyareti, kendisi ve mevkidaşlarının duyurduğu ticaret ve yatırım anlaşmaları nedeniyle medyada geniş yer buldu. Ancak ziyaretin en dikkat çeken kısmı, ABD'nin Esed rejimi döneminde Suriye'ye uyguladığı ekonomik yaptırımları kaldıracağını açıklamasıydı. Trump, Riyad'da yaptığı açıklamada, “Bunu Veliaht Prens (Prens Muhammed bin Selman) için yapıyorum” dedi.

Buna ilaveten Suriye'nin yeni lideri Ahmed eş-Şara, Riyad'da Trump ile kısa bir görüşme gerçekleştirdi. ABD, 2013 yılında Ebu Muhammed el-Colani kod adıyla bilinen Şara'yı “özel olarak tasnif edilmiş bir küresel terörist” ilan etmiş ve yakalanmasını sağlayacak bilgi verenlere 10 milyon dolar ödül vaat etmişti. ABD, daha önce el-Kaide bağlantılı, eski ismi Nusra Cephesi olan Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) terör örgütünü de yabancı terör örgütü olarak tanımlamıştı.

Amerikan başkanları genellikle teröristlerle görüşmez, ancak Şara'nın iktidarı ele geçirdikten sonra halkla ilişkiler alanında iyi tavsiyeler aldığı anlaşılıyor; lakabından vazgeçti, sakalını kısalttı, askeri üniformasını çıkarıp takım elbise giyerek kravat taktı, bir teröristten çok iş adamına benzemeye başladı. Peki ama Şara ve HTŞ, gerçekten terörist zihniyetlerinden vazgeçtiler mi?

Trump bunun cevabını öğrenene kadar beklemedi. Görüşme sırasında Şara'ya İbrahim Anlaşması'nı imzalaması, İsrail'i tanıması, Suriye'deki yabancı terörist savaşçıları kovması ve DEAŞ’a karşı savaşa katılması yönünde tavsiyelerde bulunduğu doğru. Ancak Şara bunların hiçbiri için en azından aleni ve açık bir şekilde söz vermedi. Yaşananlar kesinlikle “anlaşma sanatının” başarılı bir örneği değildi.

Suudi Arabistan ve daha geniş ölçüde Arap dünyasının yeni Şara hükümetini kabul etmesindeki çıkarları ise açık ve net. Esed'ın devrilmesi İran için büyük bir yenilgi oldu. En önemli bölgesel müttefikini kaybetti ve İran'ın en önemli terör örgütü Hizbullah'ın karadan tedarik yolları kesildi. Suriye'de Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın nüfuzunu azaltmak için adım atılması da önemliydi, zira HTŞ’nin önemli bir Türk desteği olmadan Esed'ı devirmesi mümkün olamazdı.

Tahran'daki Mollalar’ın yenilgisi ve Erdoğan'ın özellikle Suriye'yi ve genel olarak Ortadoğu'yu hedef alan neo-Osmanlıcı nüfuzunu frenlemek, ABD'nin de çıkarına. Ancak bu hedefler tek başına yeterli değil. Washington’un Şara'nın sadece söylemde kalmayan, sadece sözde değil, pratikte de terörizmi reddettiğini gösteren somut adımlar atmasına ihtiyacı var. Trump, yaptırımların kaldırılmasını ABD'nin açık koşullarına bağlama fırsatını kaçırdı. Ancak, Şara halen terörist olarak tanımlanıyor, HTŞ halen terör örgütleri listesinde ve Esed yönetimindeki Suriye'nin terörü destekleyen devlet olarak tanımlanması hâlâ geçerliliğini koruyor. Bu tanımlamalar, Şara hükümeti aşağıda açıklanan bazı ilave koşulları yerine getirmediği sürece kaldırılmamalı ve hükümet yapması gerekenleri derhal yerine getirmezse, yaptırımlar yeniden uygulanmalı.

Tüm bunlardan daha önemlisi, Şara’nın, Esed'in Suriye'nin tecrit edilmesine yol açan politikalarını tamamen tersine çevirmesi ve Esed hükümetinin arşivleri ve diğer ilgili materyallerinin içeriği konusunda tamamen şeffaf olması gerekiyor. Terörist olmayan hükümetler rehine almadıkları için Şara, son on yıllarda yabancılara yönelik gerçekleştirilen tüm kaçırma olaylarına ilişkin Suriye hükümetinin kayıtlarını uluslararası incelemeye açmalı. Rehinelerin ailelerinin yararına, bu hikayelerin tam olarak ifşa edilmesi ve Suriye'nin bu operasyonlara yardım eden yabancı taraflarla olan herhangi bir bağlantısının, kolluk kuvvetlerinin bunları takip edebilmesi için ifşa edilmesi gerekiyor.

Ayrıca Esed rejiminin, özellikle İran gibi hükümetlerle ilişkileri çerçevesinde kimyasal, biyolojik ve nükleer silah geliştirme yönündeki tüm çabaları ile ilişiğin tamamen kesilmesi de gerekiyor. Esed'in devrilmesinin ardından İsrail'in kimyasal silah üretildiğinden şüphelenilen tesisleri bombaladığı bildiriliyor. Şarku'l Avsat'ın Independent Arabia'dan aktardığı analize göre Şara Suriye'de bu silahlarla bağlantılı tüm tesisleri tespit etmeli, bu tesisleri ve devlet dosyalarını Washington veya Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'nün incelemesine açmalı. Biyolojik silahlar konusunda da benzer adımların atılması gerekiyor.

Suriye'deki nükleer faaliyetlere gelince büyük ihtimalle İran ve Kuzey Kore'nin Deyrizor'da inşasına yardım ettiği nükleer santral etrafında yoğunlaştığı tahmin ediliyor. Suriye'nin Deyrizor ve İran ile diğer ilişkilerine ilişkin sicili, İran'ın bölgesel tehdidine karşı koymada son derece yararlı olabilir. Suriye, bu delilleri korumak ve uluslararası incelemeye sunmak için gerekli tüm önlemleri almalı. Şara, ülkesinin daha önce İran'ın Hizbullah aracılığıyla Lübnan'ı kontrol etme çabalarına verdiği desteği de sonlandırmalı.

Buna ilave olarak eğer Şara gerçekten terörden vazgeçtiyse, yıllar içinde Nusra Cephesi'ne fon sağlayanların tam bir listesini yayınlamalı. Ayrıca binlerce DEAŞ’lı tutuklu konusunda Kürtlerle, özellikle de Suriye Demokratik Güçleri ile iş birliği yapmalı. Suriye'deki diğer teröristleri Trump'ın önerdiği gibi sınır dışı etmemeli, hapse atmalı; çünkü onları sınır dışı etmek, başka yerlerde terör faaliyetlerine geri dönmelerine olanak tanıyacaktır. Türkiye'nin toprakları içindeki Kürtlerle olası bir uzlaşmaya varabileceğine dair işaretlere gelince, Erdoğan'ın Suriye'nin içinde ve dışındaki Kürt bölgelerini hedef alan neo-Osmanlıcı emellerinin azaldığını kanıtlamıyor. Bu nedenle, HTŞ'nin iyi niyeti tam olarak ortaya konuncaya kadar ABD güçlerinin kuzeydoğu Suriye'de kalması gerekiyor.

Son olarak Suriye'nin, Rusya'yı Tartus'taki deniz üssü ile komşusu Hmeymim'deki hava üssünden çıkarması gerekiyor. Rusya'nın 2022 yılında Ukrayna'ya yönelik sebepsiz saldırganlığı ve Esed'e uzun süredir verdiği destek, Rusya'nın Suriye'de büyük çaplı askeri varlığının tehlikesini ortaya koyuyor.

Kısacası, Şara ve lideri olduğu HTŞ rejiminin ABD tarafından tam anlamıyla tanınması ve meşruiyet kazanması için daha katetmesi gereken uzun bir yol var. Bu “anlaşma” henüz sonuçlanmadı.

*Bu analiz Şarkul Avsat tarfından Independent Arabia'dan çevrilmiştir.