Mısır ve Katar yeni bir ateşkes için çabalarını yoğunlaştırdı

Filistinliler, İsrail’in Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampındaki evlere hava saldırısı düzenlediği alanda yürüyor (Reuters-Arşiv)
Filistinliler, İsrail’in Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampındaki evlere hava saldırısı düzenlediği alanda yürüyor (Reuters-Arşiv)
TT

Mısır ve Katar yeni bir ateşkes için çabalarını yoğunlaştırdı

Filistinliler, İsrail’in Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampındaki evlere hava saldırısı düzenlediği alanda yürüyor (Reuters-Arşiv)
Filistinliler, İsrail’in Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampındaki evlere hava saldırısı düzenlediği alanda yürüyor (Reuters-Arşiv)

Mısır ve Katar, İsrail ile Hamas arasında rehine ve tutuklu takas anlaşmasının tamamlanacağı bir ‘ateşkes’ üzerinde anlaşmaya varma çabalarını sürdürüyor.

ABD Başkanı Joe Biden da, İsrail’e Gazze’de geçici ateşkes çağrısında bulundu.

Uzmanlar, Hamas hareketi ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasındaki farklı pozisyonlar ışığında bir anlaşmaya varmanın zorluğunu vurgulayarak, Biden’ın bu adımını halkın öfkesini giderme girişimi olarak değerlendirdi.

ABD Başkanı Biden Cuma akşamı Beyaz Saray’da gazetecilere yaptığı açıklamada, Netanyahu ile son günlerde yoğun görüşmelerde bulunduğunu ve bu görüşmeler sırasında kendisine ‘rehinelerin serbest bırakılması için geçici bir ateşkes sağlanması’ yönünde çağrıda bulunduğunu söyledi.

Biden’ın açıklamaları, Mısır, İsrail, ABD ve Katar’ın katılımıyla ateşkes ve takas anlaşmasını tartışmak üzere geçen Salı günü Kahire’de düzenlenen, ancak ‘ilerleme sağlanamadan’ sona eren toplantıdan günler sonra geldi.

Kahire toplantısının ardından, İsrail Başbakanlık Ofisi’nden yapılan açıklamada, “Hamas, rehine anlaşmasıyla ilgili yeni bir teklif sunmadı” denildi.

Ancak Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye Cumartesi günü yaptığı açıklamada, “Hareket, İsrail saldırılarının tamamen durdurulması, İsrail güçlerinin Gazze Şeridi’nden çekilmesi ve yerinden edilenlerin özellikle Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki evlerine geri dönmesinden daha azını kabul etmeyecektir” dedi.

cfd vbedf
İsrail’in bombardımanı sırasında Han Yunus’un üzerinde dumanlar yükseliyor (AFP) 

Şarku’l Avsat’a konuşan, Fetih Hareketi yöneticilerinden ve Kudüs Üniversitesi’nde hukuk ve siyaset bilimi profesörü olan Dr. Cihad el-Harazin konuya ilişkin şu açıklamayı yaptı;

ABD yönetiminin son dönemdeki açıklamaları, esas olarak iki taraf (İsrail ve Hamas) arasındaki takas anlaşması kapsamında rehine ve tutukluların serbest bırakılmasına yol açacak geçici bir ateşkesi hedefliyor.

Özellikle de uluslararası toplum nezdinde bir miktar utanç hissetmeye başladığından beri, ABD yönetimi, artık ateşkes konusunda her zamankinden daha fazla endişe duyuyor. Çünkü İsrail’in yaptığı, her şey uluslararası kurum ve kuruluşlarda ABD’nin desteğiyle yapılıyor.”

Dr. Harazin, ABD ve dünyanın birçok ülkesinde öfkeli kamuoyu ve gösteriler yaşandığına dikkat çekerek, şunları ekledi;

Bu durum, ABD yönetimine, sivillerin savaş tehlikelerinden korunmasını talep etmek ve ateşkes çağrısı yapması için baskı yaptı. Başkanlık seçimlerinin yapıldığı yıl ABD’deki iç siyasi durumla birlikte bu durum daha da arttı.

ABC News’te dün yer alan bir habere göre, ABD Dışişleri Bakanlığı, Ortadoğu’daki diplomatlarından, İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki savaşına ilişkin tutumu nedeniyle Washington’a karşı artan düşmanlık duygularına ilişkin uyarılar aldı.

Şarku’l Avsat’a açıklama yapan, El Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’ndeki İsrail işleri uzmanı Dr. Saed Okasha ise şunları söyledi;

Biden’ın açıklamaları, ülke içinde ve dünyada kamuoyunun öfkesini kontrol altına alma hedefiyle, ABD’nin İsrail’in yaptıklarını onaylamadığını gösterme amacı taşıyor. Bu açıklamalar, Tel Aviv üzerinde gerçek bir baskı oluşturacak olan diğer adımlar olmadan etkili olmayacaktır.

Mısır ve Katar, geçtiğimiz birkaç gün içinde Paris ve Kahire toplantılarında mutabakata varılan çerçeve çerçevesinde, İsrail ile Hamas hareketi arasındaki görüşlerin yakınlaştırılması amacıyla temaslarını yoğunlaştırdı.

Axios sitesinde yer alan habere göre, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog , Gazze’deki rehinelerin serbest bırakılmasını güvence altına almayı amaçlayan müzakereleri görüşmek üzere, Cuma günü Münih Güvenlik Konferansı’nın oturum aralarında Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile gizlice görüştü.

Şarku’l Avsat’a konuşan Mısırlı bir kaynak ise şu açıklamayı yaptı;

Kahire, görüşlerin yakınlaştırılması ve ateşkes ile takas anlaşmasına varılması için aradaki boşluğun kapatılması amacıyla ilgili tüm taraflarla iletişim kurmaya devam ediyor. Mısır’ın vizyonu, meseleyi birkaç aşamada tamamlayarak, Oslo ve Arap Barış Girişimi ilkelerine dayalı iki devletli çözüm için nihai formüle ulaşmaya dayanıyor.

Kudüs Üniversitesi’nde siyaset bilimi profesörü olan Filistinli siyasetçi Dr. Eymen Rakab şu ana kadar bir anlaşmaya varılmasını İsrail’in engellediğini söyledi.

Dr. Rakab, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şunları söyledi;

Netanyahu, takas anlaşmasının sınırları konusunda tutumunu değiştirdi. Paris Belgesi, işgal hapishanelerindeki 10 veya daha fazla Filistinli mahkum karşılığında bir İsrailli rehinenin serbest bırakılmasını önerdi. Netanyahu ise, ‘bire-üç’ olacak şekilde takas anlaşmasını kabul ettiğini söyledi.

Dr. Rakab, “300 Filistinli mahkum karşılığında, Hamas hareketi tarafından tutulan tüm rehinelerin serbest bırakılacağı 45 günlük bir ateşkes konusunda anlaşmaya varmak için Mısır-Katar’ın çabaları ABD’nin desteğiyle devam ediyor” dedi.

vdftn
Filistinli kadınlar, İsrail’in Cenin mülteci kampına düzenlediği saldırısının ardından hasar gören alanın yanında yürüyor (AP)

İsrail’in Refah’ı işgalinin kaçınılmaz hale geldiği ve ABD’nin halka güvenli geçiş sağlanması şartıyla bunu kabul ettiğini vurgulayan Dr. Rakab, “İsrail'e silah tedariki ile birlikte ateşkes çağrısı, ABD’nin tutumundaki çelişkileri gösteriyor” dedi.

Dr. Harazin de şu değerlendirmeyi yaptı;

Tarafların bakış açılarını birbirine yakınlaştırmak için sürekli çabalar var. ABD, İsrail ve Hamas’ın görüşlerini yakınlaştırmak ve Ramazan ayı öncesinde geçici bir ateşkes anlaşmasına varmak amacıyla Mısır ve Katar’daki arabulucularla çalışıyor.

Ancak Okasha, ABD’nin bu konudaki baskısına rağmen, İsrail’in ateşkesi reddetmesi göz önüne alındığında durumun çok zor ve karmaşık olduğunu vurguladı.

Okasha, “Netanyahu, ABD yönetimiyle çatışma ve onun baskılarına cevap vermeme gücünü gösterdi” diye konuştu.

Ayrıca Okasha şu ifadeleri kullandı;

Tel Aviv şimdi Paris Belgesi’nin ilk aşamasını kabul etmeye ve Hamas hareketi tarafından tutulan tüm rehinelerin serbest bırakılması karşılığında bir ay veya 6 haftalık bir ateşkes üzerinde anlaşmaya açık görünüyor. Ancak aynı zamanda, özellikle de tam bir ateşkes istediği için Hamas hareketinin bu anlaşmayı kabul etmesi zor. Durum çok zor, çözüm ufku da yok.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken Perşembe günü gazetecilerin, Ramazan ayı başlamadan önce anlaşmaya varılmasının mümkün olup olmadığı yönündeki sorusuna yanıt olarak, “Bir anlaşma hala mümkün, ancak çözülmesi gereken çok zor sorunlar var” diyerek yanıt verdi.



Sadr, Irak’ta iki ilde askeri kanadını dondurdu

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Sadr, Irak’ta iki ilde askeri kanadını dondurdu

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

Irak’ta Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr, Salı günü yaptığı açıklamada, hareketin askeri kanadı olarak bilinen “Seraya es-Selam”ın Basra ve Vasıt (Kût) vilayetlerinde faaliyetlerinin dondurulmasına karar verdiğini duyurdu. Açıklama, hareket mensuplarının bir kamu görevlisini darp ettiği görüntülerin sosyal medyada yayılmasının ardından geldi.

Irak makamları zaman zaman, belediye mevzuatına aykırı biçimde inşa edilen yapıları yıkım kararıyla kaldırıyor. Yerel halk arasında “tecevüz” olarak bilinen bu kaçak yapılar sorunu, çoğu zaman siyasi ve toplumsal gerilimlere neden oluyor.

Son olarak, sosyal medyada paylaşılan videoda Sadr Hareketi’ne bağlı kişiler olduğu belirtilen bir grup, Basra’nın merkezinde kaçak yapıların yıkımından sorumlu Makal Belediyesi Müdürü Esir el-Ubeydi’yi darbediyor. Görüntülerde, Ubeydi’nin, hareket mensuplarına ait olduğu öne sürülen kaçak bir evi yıktığı için hedef alındığı belirtiliyor. Video ülkede geniş yankı uyandırdı ve tepkiye yol açtı.

Basra’daki kaynaklara göre, yıkılan ev Sadr Hareketi’ne bağlı din adamı Şeyh Kusay el-Esedi’ye ait. El-Esedi’nin dinî eğitim gören, cuma imamı ve Seraya es-Selam’da görevli bir isim olduğu aktarılıyor. Ev, kentin en değerli bölgelerinden birinde izinsiz olarak kullanılıyordu.

Sadr’a yakınlığıyla bilinen ve X platformunda açıklama yapan “Salih Muhammed el-Iraki” isimli hesap, Seraya es-Selam’ın Basra ve Vasıt’ta altı ay süreyle “dondurulması ve tüm merkezlerin kapatılması” talimatını duyurdu. Açıklamada, kararın, “Seraya es-Selam’ın adını kirleten ihlallerin ve hakaretlerin önüne geçmek amacıyla” alındığı belirtildi.

Iraki mesajında, söz konusu davranışların “harekete karşı dış çevreler tarafından kasıtlı olarak yapılmış olabileceğini” öne sürerek “Seraya es-Selam’ın itibarı benim için varlıklarından daha önemlidir” ifadelerini kullandı.

Seraya es-Selam mensupları, 2014’ten bu yana özellikle Samarra kentinde yoğun şekilde konuşlanmış durumda. Kentte, 2006’da El Kaide tarafından bombalanan İmam Ali el-Hadi ve İmam Hasan el-Askeri türbeleri bulunuyor ve saldırının ardından bölgede mezhepsel çatışmalar patlak vermişti.

Örgütün ayrıca Bağdat ve Şii nüfusun çoğunlukta olduğu orta ve güney vilayetlerinde yaygın merkezleri bulunuyor. Hareket mensupları geçmişte de sosyal medyada Sadr’a yönelik sert eleştiriler yapan kişilere saldırmakla gündeme gelmişti.

sdvfg
Irak'ın güneyindeki Basra kentinde bulunan Şatt el-Arab sahil şeridinin önünden araçlar geçiyor (AFP)

Sadr hareketi, son hükümette ve parlamentoda temsil gücünü kaybetmiş olsa da, Seraya es-Selam ve hareket tabanı pek çok bölgede hâlâ ciddi nüfuza sahip.

Basra Valisi Esad el-İydani, saldırı sonrasında Sadr ile iletişime geçtiğini açıklayarak, “Sadr bu ihlali reddetti ve sorumluların cezalandırılacağını söyledi” dedi.

‘Mutsuz bir durumdayım’

Saldırıya uğrayan belediye yetkilisi Esir el-Ubeydi, yaşananları “mutsuz ve trajik bir durum” olarak tanımladı. Basra valisine gönderdiği ses kaydında, “Bu muameleyi hak edecek ne yaptığımı bilmiyorum” ifadelerini kullanarak korunma talep etti.

Ubeydi, görevini güvenlik güçleri ve yıkım ekipleri eşliğinde yürüttüğünü belirterek, evinin iki gündür akrabaları tarafından korunmak zorunda kaldığını anlattı. Yaptığı açıklamada, “Dört gündür uyuyamıyorum. Şikâyet için karakola gittiğimde bile hareket mensupları benden önce oradaydı” dedi.

Basra’da kaçak yapıların sayısına ilişkin net veri bulunmasa da, kentte nüfus artışı ve çarpık kentleşme nedeniyle sorun giderek büyüyor. Yerel yönetim son dönemde çok sayıda kaçak yapıyı yıktı ancak bu operasyonlar çoğu zaman bölgede gerginliklere yol açıyor.


Gazze’de hava koşullarına bağlı olumsuzluklar nedeniyle 4’ü çocuk 17 Filistinli hayatını kaybetti

32 yaşındaki Rafet Alvan (sağda) ve ailesi, Gazze şehrinde soğuk bir sabah, sahilde kurulan geçici mülteci kampında çadırlarının önünde dururken, giysileri plastik bir örtü üzerinde kurumaya bırakılmış durumda. (AP)
32 yaşındaki Rafet Alvan (sağda) ve ailesi, Gazze şehrinde soğuk bir sabah, sahilde kurulan geçici mülteci kampında çadırlarının önünde dururken, giysileri plastik bir örtü üzerinde kurumaya bırakılmış durumda. (AP)
TT

Gazze’de hava koşullarına bağlı olumsuzluklar nedeniyle 4’ü çocuk 17 Filistinli hayatını kaybetti

32 yaşındaki Rafet Alvan (sağda) ve ailesi, Gazze şehrinde soğuk bir sabah, sahilde kurulan geçici mülteci kampında çadırlarının önünde dururken, giysileri plastik bir örtü üzerinde kurumaya bırakılmış durumda. (AP)
32 yaşındaki Rafet Alvan (sağda) ve ailesi, Gazze şehrinde soğuk bir sabah, sahilde kurulan geçici mülteci kampında çadırlarının önünde dururken, giysileri plastik bir örtü üzerinde kurumaya bırakılmış durumda. (AP)

Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal, bölgede etkili olan şiddetli yağışların başlamasından bu yana 17’den fazla binanın tamamen çöktüğünü açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın Filistin Safa Haber Ajansı’ndan aktardığına göre Basal, hava koşullarına bağlı olumsuzluklar nedeniyle 4’ü çocuk olmak üzere 17 kişinin aşırı soğuktan hayatını kaybettiğini, diğer can kayıplarının ise bina çökmeleri sonucu meydana geldiğini belirtti.

erf
Gazze şehrinde yağmurlu bir günün ardından su basmış bir çadırda ağlayan yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)

Basal, 90’dan fazla konut binasında tehlikeli düzeyde kısmi çökmeler yaşandığını, bunun da binlerce kişinin hayatı için doğrudan tehdit oluşturduğunu söyledi. Basal ayrıca, Gazze Şeridi’ndeki barınma merkezlerinin yaklaşık yüzde 90’ının, sel suları ve yağmur nedeniyle tamamen sular altında kaldığını ifade etti.

Tüm bölgelerde vatandaşlara ait çadırların zarar gördüğünü ve su bastığını kaydeden Basal, bunun binlerce ailenin geçici barınaklarını kaybetmesine yol açtığını; giysi, yatak, döşek ve battaniyelerin zarar görerek halkın insani sıkıntılarını daha da artırdığını vurguladı.

sd
Gazze şehrindeki sahilde kurulan geçici mülteci kampında, annesi çamaşır yıkarken, bir Filistinli çocuk annesinin yanında duruyor. (AP)

Basal, alçak basınç sistemlerinin başlamasından bu yana sivil savunma ekiplerinin vatandaşlardan 5 binden fazla yardım ve imdat çağrısı aldığını aktardı.

sdv
Yoğun yağışlar nedeniyle Gazze'nin merkezindeki ez-Zevayide mahallesinde kısmen suya batmış bir araba (AP)

Uluslararası topluma bir kez daha acil çağrıda bulunan Basal, vatandaşlara yardım ulaştırılması ve acil insani ihtiyaçların karşılanması için derhal harekete geçilmesi gerektiğini söyledi. Çadırların yetersiz kaldığını belirten Basal, ilgili kurum ve uluslararası kuruluşlardan çadır gönderilmemesini talep ederek, derhal ve acil şekilde yeniden imar sürecinin başlatılması, insan onurunu koruyan ve hayatı güvence altına alan kalıcı ve güvenli konutların sağlanması çağrısında bulundu.


Sarı hat, Mısır ile İsrail arasında gerilim yaratıyor

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc'de İsrail ordusu tarafından çizilen sarı hat sınırı (Arşiv – AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc'de İsrail ordusu tarafından çizilen sarı hat sınırı (Arşiv – AFP)
TT

Sarı hat, Mısır ile İsrail arasında gerilim yaratıyor

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc'de İsrail ordusu tarafından çizilen sarı hat sınırı (Arşiv – AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc'de İsrail ordusu tarafından çizilen sarı hat sınırı (Arşiv – AFP)

İsrail medyasında, Binyamin Netanyahu hükümetinin Gazze Şeridi’ndeki uygulamaları nedeniyle Mısır ile İsrail arasındaki gerilimin son dönemde arttığına dair haberler yer alırken, Mısırlı üst düzey bir yetkili Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Mısır makamları İsrail’in Şarm eş-Şeyh Anlaşması’nı ihlal eden uygulamalarını tespit etti, bunlara ilişkin bir dosya hazırladı ve Washington’ı bilgilendirdi” dedi.

Mısır’da görev yapmış bazı eski askeri yetkililere göre ise Kahire, İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki adımlarını, üzerinde uzlaşılan Trump planından kaçınma girişimi ve sarı hat olarak bilinen bölgede kalıcı bir İsrail askeri varlığı tesis etme çabası olarak değerlendiriyor. Bu durumun Mısır’ın ulusal güvenliğini tehdit ettiği ifade ediliyor.

Sarı hat, 10 Ekim’de Şarm eş-Şeyh’te ABD Başkanı Donald Trump’ın katılımıyla imzalanan ve Gazze savaşını sona erdirmeyi amaçlayan barış planı kapsamında, Gazze Şeridi’ni iki bölüme ayıran bir ayrım hattı olarak tanımlanıyor. Buna göre hat, Filistinlilerin kontrolündeki batı bölgesindeki toprakların yüzde 47’sini, İsrail’in kontrolü altındaki Gazze’nin yüzde 53’ünden ayırıyor. Gazze’deki Filistinlilerin neredeyse tamamının, bu hattın batısındaki bölgeye göç etmek zorunda kaldığı belirtiliyor.

xsdf
ABD Başkanı Donald Trump ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında Gazze barış planını görüşmek üzere bu ayın sonlarında bir zirve yapılması bekleniyor. (AFP)

İsrail Kanal 14 televizyonunun yayımladığı bir raporda, İsrail ordusunun sarı hat olarak bilinen bölgede faaliyet yürüttüğü ve Gazze Şeridi’nin coğrafi yapısını değiştirdiği öne sürüldü. Kanalın aktardığına göre Kahire, bu durumu ‘bölgesel çıkarlarına yönelik doğrudan bir tehdit’ olarak değerlendiriyor. Raporda, söz konusu faaliyetlerin Mısır’ı öfkelendirdiği ve Kahire’nin, Gazze Şeridi’ni ikiye bölmeye, bölgenin demografik ve coğrafi yapısını değiştirmeye çalıştığı gerekçesiyle İsrail’i ABD’ye şikâyet ettiği belirtildi.

Rapora göre Kahire, özellikle İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir’in sarı hata ilişkin açıklamalarının ardından Gazze’de yaşananları büyük bir endişeyle izliyor. Zamir’in bu hattı yeni bir savunma ve saldırı hattı olarak nitelemesine dikkat çekilirken, İsrail ordusunun kontrolü altında bulunan bölgede tünel altyapısını tahrip etme ve evleri yıkma gibi faaliyetlerinin, Kahire’de Gazze’de uzun vadeli bir askeri varlık tesis edilmesine yönelik hazırlık olarak yorumlandığı ifade edildi. Bu durumun, Mısır’ı Washington nezdinde acil diplomatik girişimlerde bulunmaya sevk ettiği kaydedildi.

Mısır Askerî İstihbaratı eski Başkan Yardımcısı ve İstihbarat Dairesi eski Başkanı Korgeneral Ahmed Kâmil ise Mısır’ın İsrail’in üzerinde uzlaşılan barış planından kaçınma girişimlerine karşı büyük bir öfke duyduğunu belirtti. Kâmil, İsrail’in sarı hattaki hamlelerinin Gazze’de ve Mısır sınırına yakın bölgelerde kalıcı bir askeri varlık oluşturma niyetine işaret ettiğini, bunun da Mısır’ın ulusal güvenliği açısından ciddi bir tehdit oluşturduğunu vurguladı.

uı
Kaynaklar, Mısır'ın Sisi ve Netanyahu arasında bir zirve düzenlenmesi için şartlar belirlediğini bildiriyor. (İsrail medyası)

Kâmil, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Mısır’ın tutumunun ulusal güvenliği ilgilendiren bir dizi temel konuda açık, net ve değişmez olduğunu söyledi. Kâmil, bu tutumun, barışın Mısır dış politikasının temel ve stratejik hedefi olması, Kahire’nin İsrail tarafıyla imzalanan anlaşmalara bağlılığı ve İsrail’in iki taraf arasında imzalanan anlaşmalara saygı göstermesi gerekliliğine dayandığını ifade etti.

Kâmil, Mısır’ın İsrail ile gerilimin düşürülmesine yönelik şartlarının, Gazze anlaşmasının ABD Başkanı Donald Trump’ın girişimi doğrultusunda tüm aşamalarıyla uygulanmasını kapsadığını belirtti. Buna göre, herhangi bir engelleme ya da geçersiz gerekçeler olmaksızın ikinci aşamaya derhal geçilmesi, kalıcı ateşkesin tesis edilmesi ve barış sürecine geçilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca İsrail’in anlaşmayı eksiksiz uygulaması, mutabık kalınan miktarlarda insani yardımların girişine izin vermesi ve Refah Sınır Kapısı’nın iki yönde açılması şartlarını sıraladı.

Kâmil’e göre diğer şartlar arasında, Mısır’ın Gazze Şeridi sakinlerinin zorla ya da gönüllü göçe zorlanmasını kesin olarak reddetmesi, İsrail’in Batı Şeria’da yerleşim kurulmasına ve bölgenin İsrail’e ilhakına yönelik adımlarına karşı çıkılması, İsrail ordusunun Philadelphia Koridoru da dahil olmak üzere Gazze Şeridi’nin tamamından çekilmesi ve 7 Ekim 2023 sınırlarına dönülmesi yer alıyor. Kâmil, mevcut İsrail varlığının, anlaşmanın aşamalarının uygulanmasına bağlı geçici bir durum olduğunu, sarı hat da dahil olmak üzere tüm hatların fiili ve hukuki geçerliliği olmayan, varsayımsal çizgiler olduğunu ifade etti.

Dördüncü şartın ise Netanyahu ve hükümetinin, Arap Barış Girişimi kapsamında yer alan açık Arap taleplerine ne ölçüde yanıt verdiğiyle ilgili olduğunu belirten Kâmil, bunun; işgal altındaki Arap topraklarından çekilme, iki devletli çözüme onay verilmesi ve Filistinlilerin Gazze ya da Batı Şeria’dan zorla yerinden edilmesinin reddedilmesi gibi başlıkları içerdiğini söyledi. Ayrıca İsrail’in iyi komşuluk ve saldırmazlık yönünde iyi niyet göstermesi, nükleer silah tehdidinden arındırılmış bir bölge oluşturulmasına ilişkin uluslararası taleplerle uyumlu adımlar atması ve bu alandaki uluslararası anlaşmalara katılması gerektiğini vurguladı.

d
Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Arşiv – Reuters)

Mısır’ın, ABD ve İsrail’in Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında bir görüşme düzenleme girişimlerine, İsrail’in barış ve bölgesel istikrara dair açık ve uygulanabilir bir girişimde bulunmadan yanıt vermeyeceği değerlendiriliyor.

İsrail medyasının aktardığına göre ABD, Sisi, Netanyahu ve Trump’ın katılımıyla Washington’da üçlü bir zirve düzenlemeyi denedi. Ancak bu girişim, Mısır’ın şartları nedeniyle İsrail açısından ‘kabul edilemez’ bulundu. Aynı raporlarda, Kahire’nin, Trump’ın bu ay sonunda Florida’da Netanyahu ile yapacağı görüşmede İsrail’e yönelik baskı yaparak Gazze’deki adımlarını sınırlaması yönünde rol oynayacağını beklediği kaydedildi.

Mısırlı strateji uzmanı Tümgeneral Semir Ferec, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Trump-Netanyahu zirvesinin sonuçlarına büyük önem atfedildiğini ve Trump’ın, adını taşıyan Gazze Barış Planı’nın uygulanması konusunda Netanyahu üzerinde kesinlikle baskı kuracağını söyledi.

Ferec, Mısır’ın pozisyonunun, Trump-Netanyahu zirvesinin sonuçlarına bağlı olarak değerlendirileceğini, ancak aynı zamanda İsrail’in sarı hat ya da Gazze’nin herhangi bir bölgesinde kalıcı askeri varlık tesis etmesini asla kabul etmeyeceğinin açık ve net olduğunu vurguladı. Ferec’e göre Mısır, Netanyahu hükümetinin tüm hareketlerinin, İsrail ordusunun Gazze’nin tamamından çekilmesini öngören barış planını engellemeye yönelik girişimler olduğunun farkında.