Radyo yayınları... Filistinliler için tutuklulara mesaj göndermenin bir yolu

İsrail hapishanesindeki Filistinli mahkumlar (İsrail Cezaevi Servisi)
İsrail hapishanesindeki Filistinli mahkumlar (İsrail Cezaevi Servisi)
TT

Radyo yayınları... Filistinliler için tutuklulara mesaj göndermenin bir yolu

İsrail hapishanesindeki Filistinli mahkumlar (İsrail Cezaevi Servisi)
İsrail hapishanesindeki Filistinli mahkumlar (İsrail Cezaevi Servisi)

Filistinli bir anne, İsrail hapishanesinde tutuklu bulunan oğlunu rahatlatmak için yerel bir Filistin radyosuna başvurmaktan başka bir yol bulamadı.

Derin üzüntü dolu bir sesle “Ben mahkûm Ahmed Muhanned'in annesiyim. Nasılsın oğlum, ne yapıyorsun?” dedi. Umut ve korkuyla karışık duygularını toparlamaya çalışırken bir an sessizlik oldu. Sonra şöyle devam etti: “Oğlum, biz iyiyiz, durumunuzu ve koşullarınızı öğrenmek için her gün avukatla iletişim kurmaya çalışıyoruz.” Sessizlik tekrarlanıyor, ardından yayınların cevap vermeyeceğini bildiği bir soru soruyor: “Nasılsın oğlum?”

Anne yine yarım kalan çağrısının gerçekliğini fark ediyor ve devam ediyor: “Serbest bırakılan mahkûmlardan duyduğumuz haberler iyi değil. Lütfen elinizden geldiğince bizi rahatlatmaya çalışın. Sen bizim için bir gurur kaynağıydın ve halen de öylesin. Sesin tekrar aramızda yükselene kadar sabretmeye ve beklemeye devam edeceğiz.”

Arap Dünyası Haber Ajansı'na (AWP) konuşan Ümmü Ahmed, oğlunu durumu hakkında rahatlatmak için radyoyu açtığını ve oğlunun her cezaevi ziyaretinde ona radyodaki mesajını duyduğunu söylediğini, ancak 7 Ekim olaylarından sonra onu ziyaret edemediğini ve radyodaki haftalık mesajlarının ona ulaşıp ulaşmadığını bilmediğini söyledi.

Bilinmeyen sayı ve akıbet

Filistinliler seslerini duyurmak için yerel radyo istasyonlarına başvururken, hapishanelerde seslerini yayınlayan radyolar olduğu umudunu taşıyorlar.

Kısa bir süre önce bir İsrail hapishanesinden tahliye edilen Halid Ebu Mansur, hapishanelerdeki koşulların son derece zor ve karmaşık olduğunu; İsrail makamlarının tutuklulara uyguladığı cezalar arasında birçok hapishanede radyolara el konulmasının da yer aldığını söyledi.

AWP'ye konuşan Ebu Mansur, 7 Ekim'den bu yana devam eden zorlu koşulları ve tutukluların en temel haklarından nasıl mahrum bırakıldıklarını şu ifadelerle anlatmaya çalıştı: “Eskiden televizyonlar ve radyolar vardı ama birçok cezaevinde bunlara el konuldu. Mahkumlarla ilgili programları ve ailelerimizden gelen mesajları sabırsızlıkla beklerdik ve ailelerimizden mesajlar içeren bir program yayınlandığı anda tüm cezaevlerinde bir sessizlik havası hâkim olurdu. Ancak 7 Ekim'den sonra bu yöntem bile cezaevi yönetimleri tarafından elimizden alındı.”

Filistin Esirler Cemiyeti Başkanı Kadura Faris, AWP'ye yaptığı açıklamada, 7 Ekim'den sonra İsrail makamlarının Filistinli tutuklulara karşı eşi benzeri görülmemiş tedbirler uyguladığını söyledi. İsrail'i, özellikle Gazze Şeridi'nden tutuklananlar olmak üzere çok sayıda tutukluya karşı zorla kaybetme politikası uygulamakla suçladı.

Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) gibi uluslararası kuruluşların bile tutukluları ziyaret edemediğini, avukatların birkaç kez düzensiz olarak bazı tutuklularla görüşebildiğini ve bu görüşmelere tutukluların ailelerinin bile katılmasının engellendiğine dikkat çekti.

Filistin Esirler Cemiyeti, Pazar günü yayınladığı bir istatistikte İsrail'in şu anda Gazze Şeridi'nden tutuklananlara ek olarak 9 bin 500 Filistinliyi gözaltında tuttuğunu söyledi. Toplam sayının 12 bini aşması beklenirken bu kişilerin sayısı ve akıbetleri halen bilinmiyor.



Refah harekatı, İsrail ve Mısır arasındaki 45 yıllık barışı bitirebilir

İsrail, Refah'ın doğusundaki kara operasyonunun sınırlı tutulacağını öne sürmüştü (AFP)
İsrail, Refah'ın doğusundaki kara operasyonunun sınırlı tutulacağını öne sürmüştü (AFP)
TT

Refah harekatı, İsrail ve Mısır arasındaki 45 yıllık barışı bitirebilir

İsrail, Refah'ın doğusundaki kara operasyonunun sınırlı tutulacağını öne sürmüştü (AFP)
İsrail, Refah'ın doğusundaki kara operasyonunun sınırlı tutulacağını öne sürmüştü (AFP)

Amerikan gazetesi Wall Street Journal (WSJ), Mısır'ın Gazze savaşı nedeniyle İsrail'le diplomatik ilişkilerinin seviyesini düşürmeyi planladığını yazdı. 

Kimliğinin paylaşılmasını istemeyen Mısırlı yetkililer, Tel Aviv'deki büyükelçilerini çekerek diplomatik ilişkilerin seviyesini düşürmeyi değerlendirdiklerini belirtti.

İsrail'in 6 Mayıs akşamı Refah kentinin doğusuna düzenlediği kara harekatıyla ilgili bilgilendirmeyi operasyona saatler kala yaptığını savunan yetkililer, bunun Kahire yönetiminden tepki topladığını ve iki ülkeyi açmaza sürüklediğini söyledi. 

Kaynaklar, İsrail'in operasyon planlarını sadece geniş hatlarıyla paylaştığını, Gazze'ye yardım tedarikinin yapıldığı Refah sınır kapısına müdahale edilmeyeceğine ve bölgeyi terk etmeleri için Filistinlilere birkaç hafta süre tanınacağına dair teminat verdiğini öne sürdü.

Mısırlı yetkili, "Bu güvencelerin hiçbiri yerine getirilmedi. İsrail, Refah sınır kapısını ele geçirmeden saatler önce bize haber vermekle yetindi" dedi. 

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), 7 Mayıs'ta Refah sınır kapısının Gazze tarafının ele geçirildiğini duyurmuştu. ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), bugünkü raporunda İsrail ordusunun sınır kapısından yardım geçişlerini durdurduğunu bildirdi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Hamas'ın Refah sınır kapısı üzerinden Gazze'ye kaçak silah ve mühimmat soktuğunu öne sürerek, bölgeyi bu yüzden kapattıklarını söylemişti. IDF, Refah'ın doğusunda yaklaşık 50 Hamas militanının öldürüldüğünü, bölgede en az 10 yeraltı tüneli bulunduğunu savunmuştu.

Gazete, Tel Aviv yönetiminin, Mısırlı yetkililerin iddialarıyla ilgili yorum taleplerini reddettiğini aktardı. 

WSJ, uzun savaşların ardından Mısır ve İsrail'in ABD arabuluculuğuyla 17 Eylül 1978'de Camp David Anlaşmaları'nı imzalayarak ilişkilerini normalleştirdiğini hatırlattı. Bunun ardından 19 Mart 1979'da Tel Aviv ve Kahire yönetimi arasında barış anlaşması da imzalanmıştı.

Mısırlı yetkili mevcut açmazla ilgili şunları söyledi: 

İlişkileri tamamen askıya almak ya da Camp David'i rafa kaldırmak gibi bir planımız yok. Ancak İsrail güçleri, Refah sınır kapısında kaldığı sürece Refah'a tek bir kamyon bile göndermeyeceğiz.

Haberde, Mısır'ın İsrail ve Hamas arasında ABD arabuluculuğundaki ateşkes görüşmelerine ev sahipliği yaptığı hatırlatılarak, Tel Aviv ve Kahire arasında yaşanacak gerginliğin Washington'ı da etkileyeceği belirtildi. 

Tel Aviv merkezli düşünce kuruluşu Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü'nden Ofir Winter, şu değerlendirmeyi paylaştı: 

İsrail'in rehine takası anlaşmasında Mısır'ın arabulucuğuna ihtiyacı var. Savaştan sonra herhangi bir senaryoda Gazze'deki durumu istikrara kavuşturmak için de Mısır'a ihtiyacı olacak.

Diğer yandan Mısır Dışişleri Bakanlığı'ndan 12 Mayıs'ta yapılan açıklamada, Kahire yönetiminin Güney Afrika'nın İsrail aleyhinde Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) açtığı davaya katılacağı açıklanmıştı. Hamas da Mısır'ın kararından memnuniyet duyduklarını bildirmişti.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Times of Israel