Iraklı eski istihbarat yetkilisi Cumeyli Şarku'l Avsat'a konuştu: Irak İstihbarat Servisi, Bush'a suikast düzenlemeyi ve Süveyş Kanalı'nı kapatmak için bir gemiyi havaya uçurmayı planlıyordu

Irak’ın ‘Baas’a bağlı’ İstihbarat Servisi’nin eski ABD masası şefi Salim el-Cumeyli, Irak istihbaratının eski defterlerini Şarku’l Avsat için açtı (3)

TT

Iraklı eski istihbarat yetkilisi Cumeyli Şarku'l Avsat'a konuştu: Irak İstihbarat Servisi, Bush'a suikast düzenlemeyi ve Süveyş Kanalı'nı kapatmak için bir gemiyi havaya uçurmayı planlıyordu

Iraklı eski istihbarat yetkilisi Cumeyli Şarku'l Avsat'a konuştu: Irak İstihbarat Servisi, Bush'a suikast düzenlemeyi ve Süveyş Kanalı'nı kapatmak için bir gemiyi havaya uçurmayı planlıyordu

İlk kez bir istihbarat görevlisiyle görüşmüyordum. Gölgelerin, gaddarlığın ve öldürücü darbelerin bu karanlık dünyasını bilirim. Irak İstihbarat Servisi, düşmanı olarak gördüğü kişilere karşı hiçbir zaman hoşgörülü davranmadı. Saddam Hüseyin rejiminin korkuttuğu ve yıldırdığı söylenebilir. Rejim hem içerideki hem de dışarıdaki düşmanlara seslenirken açıkça ve yankı uyandıran bir şiddet dili kullanırdı. Irak İstihbarat Servisi’nin eski ABD masası şefi Salim el-Cumeyli'nin açıklamalarının beni bir tür şaşkınlığa sürüklediğini ve etkilediğini söyleyebilirim. Nedenlerini açıklamayacağım, çünkü bunları Cumeyli’nin anlatmasını tercih ediyorum.

Irak İstihbarat Servisi’nin, 1980 öncesi İsrail'e teslim olma yolunu izleyen (Ebu Nidal olarak tanınan Filistinli Sabri el-Benna ile iş birliği yapan) Filistinli isimleri ve 17 Temmuz 1968 devrimine katılan başlıca taraflar arasında yer alan ve Saddam Hüseyin tarafından sınır dışı edilip Irak dışına yerleşen Iraklı kişileri hedef almak dışında özel operasyonlar düzenlemiyordu. Aynı şekilde 1978 yılında Irak’taki Arap Sosyalist Baas Partisi iktidarının düşmesinden sonra başbakan olan Dr. İyad Allavi'ye istibarat üyesi M.C. tarafından suikast girişiminde bulunuldu. Aslında bu bir suikast operasyonu değildi. Bizzat Saddam Hüseyin'in emriyle kafa kesme dediğimiz olaydı. Çünkü fail balta kullanmış, Irak istihbarının Londra şubesinde bulunmasına rağmen silah kullanmamıştı. Ne var ki fail, kariyeri boyunca bir kez dahi başarısızlığa uğramamış, görevlerini hassasiyetle yerine getirme cesaretine ve yeteneğine sahip biriydi. Kendisine bir görev verildiğinde kurbanın canını almadan oradan ayrıldığı görülmemişti. İstihbarat Servisi’nin özel operasyon çalışmalarındaki büyük değişim, Humeyni’nin 1979 yılında iktidara gelmesinin ardından İran ile yaşanan krizin patlak vermesiyle başladı. İstihbarat Servisi, önce özel operasyonlarla mücadele ve sabotaj alanında savunma yeteneklerini geliştirmeye çalıştı, sonra özel operasyon alanında, suikastlarda ve patlayıcıların ve zehirli maddelerin kullanımında büyük bir deneyim kazandı.

Saddam, İyad Allavi’nin kafasının ezmesi talimatı verdi ve bir infaz memuru baltayla suikast girişiminde bulundu (Getty)
Saddam, İyad Allavi’nin kafasının ezilmesi talimatı verdi ve bir infaz memuru baltayla suikast girişiminde bulundu (Getty)

Humeyni yönetimindeki İran, 1980 yılında ‘devrimi ihraç etme’ politikası izledi. Bu düşmanca tutumuna, Saddam Hüseyin rejimini baltalamak amacıyla Irak topraklarında ve sınırlarında çok sayıda terör saldırısı eşlik etti. İstihbarat Servisi, İran'dan gelen tehdidi sezerek, Özel Harekat Başkanlığı'na bağlı Patlayıcılar Birimi'nin yeteneklerini hızla geliştirmeye çalıştı. İstihbarat Servisi, Dr. Naim el-Azaz tarafından kurulan Teknik Araştırma Merkezi'nden yurt dışından saatli ve uzaktan kumandalı bombalar gibi patlayıcılar için teknik ekipman temin edilmesi konusunda çalışmasını istedi. İstihbarat Servisi ancak bu şekilde İran'a karşılık verebilecek hale gelmişti.

İstihbarat Servisi Şefi Barzan et-Tikriti’nin daveti üzerine düzenlenen toplantıda bir kişinin Mısır lehçesi konuşması, katılımcılar arasında şaşkınlığa yol açtı. Daha sonra bu kişinin kimyasal ve biyolojik araştırmalar alanında uzman olan Dr. Abdulmunim Mahmud Ahmed olduğunu ve Tikrit’in teknik danışmanı olarak görev yaptığını öğrendik. Bomba yapımı ekibinin başındaydı. Bunun yanı sıra toksik ve kimyasal maddeler de dahil olmak üzere çeşitli alanlarda araştırmalar yapmaktan sorumlu olduğunu anladık. İstihbarata katılmasının Mısır-Irak istihbarat iş birliği çerçevesinde olmadığı, daha ziyade, Savunma Bakanlığı’ndan bir heyetin ordunun kimyasal silahlar konusundaki yeteneklerini geliştirmek için Mısırlı uzmanlardan yardım istemek üzere Mısır'a yaptığı bir ziyaret sırasında adının geçtiği ortaya çıktı.

Mısırlılar, söz konusu görüşmeler sırasında Iraklı heyetin dikkatini Irak’taki üniversitelerde görev yapan ve uzmanlıklarından yararlanılabilecekleri Mısırlı bir grup üniversite profesörü olduğuna çektiler ve Dr. Abdulmunim’in adını andılar. Adam olağanüstü bir yeteneğe sahipti. Daha önce Mısır ordusunda çalışmış ve tümgeneral rütbesine ulaşmıştı. Ayrıca Mısır'da bir kimya fabrikasının müdürlüğünü yapmıştı.

Dr. Abdulmunim, İsviçre ve Alman şirketleriyle sözleşmeler yaparak, Salman Pak bölgesinde İstihbarat Servisi’nin laboratuvarlarını kurdu. Bunun yanında 1981 yılında Basra'nın doğusundaki çatışmaların çözümünde önemli rol oynayan Kriminal Araştırma Müdürlüğü'nü de kurdu. Çalışmaları, Başkan Saddam Hüseyin tarafından bir Mercedes otomobil ile ödüllendirildi.

Cumeyli

Dr. Abdulmunim gözetiminde ve Filistinli teknisyenlerin katılımıyla 1986 yılında patlayıcı madde üretme görevlerinin devredildiği ‘Gafiki Projesi’ hayata geçirildi. Dr. Abdulmunim, uzun yıllar İstihbarat Servisi bünyesinde çalıştı. ABD’nin Irak’ı işgalinin ardından, ABD güçleri tarafından tutuklandı ve konulduğu cezaevinde öldü. İstihbarat Servisi, dönemin Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat'ın onayıyla Filistinli teknisyenlerin yeteneklerinden yararlanmıştı.

Cumeyli’ye Irak istihbaratının 1993 yılında Kuveyt ziyareti sırasında eski ABD Başkanı George H. W. Bush'a suikast düzenlemeyi planladığına dair duyumların sorulması gerekiyordu ve ben de sordum. Cumeyli, böyle bir planının olduğunu doğrulayarak ayrıntıları anlattı. Bir arabaya yerleştirilen bombanın infilak etmesi ve ardından intihar bombacılarının saldırıya geçmesinin planlandığını söyleyen Cumeyli, sözlerinin şöyle sürdürdü:

İstihbarat Servisi, Bush'un Kuveyt ziyaretinin programını öğrendiğinde, İstihbarat Servisi Şefi, başkent Kuveyt’teki Bush’u öldürmeyi amaçlayan bir intihar saldırısının onaylaması için öneride bulundu. Operasyonun amacı, Bush’u, yönetimi sırasında ABD’nin Irak’a ve Irak ordusuna karşı yaptıklarından ötürü cezalandırmaktı.

Plan, tamamı canlı bomba yeleği giymiş dört kişiyle bir Land Cruiser'a patlayıcı yerleştirmeyi öngörüyordu. Üçü Özel Harekat Dairesi’ndendi. Birisi ise Kuveyt’te vatansız olarak ikamet eden biriydi. Görevi, çölde rehberlik yaparak arabayı ve failleri Kuveyt'e getirmekti.

Gafiki Projesi çerçevesinde araca 100 kilo patlayıcı yerleştirildi ve gizlendi. Patlayıcıların bulunamaması için araç Bağdat'ta birçok oto ekspertizine götürülüp incelenmesi istendi. Tüm ekspertizlerden aracın güvenli olduğu raporu verildi.

Kuveyt'te Başkan Bush'a suikast girişimi davasında yargılanan 14 sanık. Beşi Iraklı ve biri Kuveytli altı kişi 1993 yılında idama mahkum edildi (Getty)
Kuveyt'te Başkan Bush'a suikast girişimi davasında yargılanan 14 sanık. Beşi Iraklı ve biri Kuveytli altı kişi 1993 yılında idama mahkum edildi (Getty)

Aracın Körfez ülkelerinden birinden geçtikten sonra Kuveyt'e girmesi planlanıyordu. Araç Kuveyt’e ulaştı. Planda yer alanlardan birinin kafası karıştı ve Kuveytli yetkililere haber verdi. Bunun üzerine plana dahil olan herkes tutuklandı ve operasyon başarısız oldu. ABD, bu girişime 1993 yılının haziran ayında İstihbarat Servisi karargahına 22 uzun menzilli füzeyle saldırarak misillemede bulundu.

Cumeyli, İstihbarat Servisi’nin bir diğer özel operasyonu olan Süveyş Kanalı'nda seyrüseferin bozulması amacıyla bir geminin havaya uçurulmasını planını ise şöyle anlattı:

Süveyş Kanalı, Uluslararası Koalisyon güçlerinin Basra Körfezi bölgesine geçişindeki en önemli noktaydı. Bu yüzden ABD güçlerinin geçişini engellemek için Süveyş Kanalı'nın ortasında demir hurdası ve çimento yüklü bir gemiyi havaya uçurarak kanalın seyrüsefere kapatılması planı hazırlandı. Gemi, İstihbarat Teşkilatının Projeler Departmanı tarafından Bölüm Başkanı S.A.T’nin nezaretinde Hindistan'ın Mumbai limanından satın alındı. Gemiye Özel Harekat Dairesi'nden biri bombayı patlatmakla görevli 14 subaydan oluşan istihbarat ekibinin hazır bulunduğu Yemen'in Aden limanından çimento yüklenecekti. Plan, geminin kanalın ortasında anında batırmasını sağlayacak bir yere 100 kilo yüksek basınçlı patlayıcı yerleştirmekti. Aden limanında Saad Abdulaziz kod adlı istihbarat görevlisi H.K.H.'nin gözetiminde planın tüm aşamaları tamamlandı.

Irak, ABD kuvvetlerinin kullanmasını engellemek için Süveyş Kanalı'ndaki bir gemiyi havaya uçurmayı planladı (Reuters)
Irak, ABD kuvvetlerinin kullanmasını engellemek için Süveyş Kanalı'ndaki bir gemiyi havaya uçurmayı planladı (Reuters)

Bombayı patlatmakla görevli istihbarat üyesinin ölmesi durumunda eşi ve kızından oluşan ailesine teslim edilmek üzere bir vasiyet bıraktığı haberi verildi. Ancak İstihbarat Servisi Şefi ona, patlama anında kanalın sularına atlayıp Irak’ın Kahire Büyükelçiliğine gitmesini ve burada derhal Bağdat'a gönderilmesini istemesini söyledi. İstihbaratçının patlama anında güvenli bir şekilde denize atlamasını sağlayacak bir noktada durabileceği bir plan geliştirildi.

Yemen'de çimento yoktu ve gemiye büyük miktarlarda hurda demir yüklendi. Geminin zamanında hareket edememesinin nedenlerinden biri de buydu. Gemi Süveyş Kanalı'na gitmek üzere yola çıkmadan bir gün önce, Başkan Saddam Hüseyin operasyonun durdurulması talimatı verdi. Bağdat’tan yurtdışıyla temas kurulamaması nedeniyle istihbarat görevlilerinden H.Ş. Aden'deki operasyonun sorumlusuyla temas kurmak için Amman'a gitmek ve ondan geminin yola çıkması halinde gemiyi limana geri göndermesini istemek zorunda kaldı. Operasyonun durdurulmasının nedeni, BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) ateşkes kararı alması ve Irak'ın yurtdışındaki tüm düşmanca eylemleri durdurma sözü vermesiydi. Neyse ki gemi halen Aden limanındaydı ve yola çıkmamıştı. Operasyon gerçekleştirilseydi, Irak milyarlarca dolar tazminat ödemek zorunda kalacaktı.

Operasyonun durdurulması emrinin verilmesinin ardından en zor iş patlayıcıların gemiden sökülmesi ve denize atılması, yüklenen hurda demirin boşaltılması ve geminin adının değiştirilmesiydi. Bu ise yaklaşık altı ay sürdü. Geminin kaptanı bir Yunandı. Mürettebatı Hintlerden oluşuyordu ama gemide neler olduğundan haberleri yoktu.

İsrail'in nükleer ekipman sevkiyatının hedef alınması

İsrail Başbakanı Menahem Begin ve Genelkurmay Başkanı Rafael Eitan, 9 Haziran 1981 tarihinde Irak’ın Tammuz Nükleer Reaktörü’nün imha edildiğini duyurdular (Getty)
İsrail Başbakanı Menahem Begin ve Genelkurmay Başkanı Rafael Eitan, 9 Haziran 1981 tarihinde Irak’ın Tammuz Nükleer Reaktörü’nün imha edildiğini duyurdular (Getty)

İstihbarat Servisi’nin İran’daki Hamedan Hava Üssü’nde çalışan yüzbaşı rütbesinde İran Kürdistan Demokrat Partisi (KDP-İ) lideri Abdurrahman Kasımlo grubundan İranlı bir Kürt ile güçlü bağları olan bir kaynağı vardı. İstihbarat Servisi’nin dosyalarındaki yüzbaşının takma adı Daryuş’tu. Daryuş, İsrail istihbarat teşkilatı Mossad ve İsrail Hava Kuvvetleri uzmanları ile İran Hava Kuvvetleri ve İran İstihbarat Bakanlığı (ETTELAAT) subayları arasında Fransa'da yapılan gizli toplantılar hakkında bize önemli bilgiler verdi. Mossad, İran’dan Bağdat’ın güneyinde bulunan Tammuz Nükleer Reaktörü’nün belirli açılarla havadan fotoğraflarını çekmesini ve reaktörü yok etmek için bir hava saldırısı planı geliştirmek amacıyla reaktörün etrafına konuşlu hava savunma sistemleriyle ilgili bilgi toplamasını istedi. Irak İstihbarat Servisi, istihbarat alanında iş birliğimiz olan dost bir istihbarat teşkilatından, İsrail'in Tammuz Nükleer Reaktörü’ne hava saldırısı düzenlemeyi planladığını doğrulayan bilgiler edindi.

Edinilen bilgilerle Tammuz Nükleer Reaktörü’nün korunması için Başkan’a reaktörün çevresine gelişmiş füzeler konuşlandırılması ve bir hava koruma kalkanı kurularak emniyetinin sağlanması öngörülen önlemlere ilişkin öneriler de sunuldu. Ancak İsrail, 7 Haziran 1981 tarihini seçerek zamanlamayı doğru yapmıştı. Irak'ın İran savaşıyla meşgul olduğu bir dönemdi ve hava savunması bu önlemleri alacak durumda değildi.

Londra limanında çalışan Lübnan kökenli bir İngiliz kaynaktan 1982 yılı sonlarında, Londra’daki şubemize, Londra limanındaki depolardan birinde İsrail'e gönderilmeyi bekleyen bir nükleer ekipman sevkiyatı olduğu bilgisi ulaştı. İstihbarat Servisi, İsrail’in Tammuz Nükleer Reaktörü’ne düzenlediği saldırının intikamını alma duygusunu dizginleyemiyordu. Hemen, İsrail’in nükleer ekipman sevkiyatının imha edilmesi için bir plan yapılması kararlaştırıldı ve iki istihbarat üyesi Londra'ya gönderildi. Biri bomba yapımında, diğeri ise iletişim alanında uzmandı. Uzaktan kumandalı yangın çıkarıcı cihaz üretilmişti. Operasyon ortaya çıkarılabileceğinden patlayıcı kullanılmamıştı.

Lübnanlı kaynağın yardımıyla gece limana sızan iki istihbarat üyesi, sevkiyatın bulunduğu yere giderek yangın çıkarıcı cihazı yerleştirdiler. Cihaz, uzaktan kumandayla çalıştırıldı. Çıkan yangında tüm sevkiyat ve bulunduğu depo kül oldu. İstihbarat üyelerini, içinde şoförüyle bir araba bekliyordu. Londra'dan ayrılmak için havaalanına gittiler, ancak ülkeden ayrılmalarına kısa bir süre kala tutuklanmanın şokunu yaşadılar. Aracın şoförünün bir hata yaptığı ortaya çıktı. Kör bir noktada duran aracı çalıştırdığında farları yanmış, bunu gören bekçi şüphelenip aracın plakasını almıştı. Bu da istihbarat üyelerinin yakalanmasını kolaylaştırdı ve üç yıl hapis cezasına çarptırıldılar.

Eski BM Genel Sekreteri Javier Perez de Cuellar’a suikast girişimi

Saddam, dönemin BM Genel Sekteri Perez de Cuellar'ın Irak’a karşı önyargılı olduğunu düşündüğünden tasfiye edilmesini emretti (Getty)
Saddam, dönemin BM Genel Sekteri Perez de Cuellar'ın Irak’a karşı önyargılı olduğunu düşündüğünden tasfiye edilmesini emretti (Getty)

Cumeyli, Irak İstihbarat Servisi’nin eski ABD masası şefi olarak göreve başladığında, masasının çekmecesinde üzerinde ‘çok gizli’ yazan büyük bir dosya buldu. Dosyaya bir göz atan Cumeyli, eski BM Genel Sekreteri Javier Perez de Cuellar’ın kaldığı yerle ilgili ayrıntılı bilgilerin olduğunu gördü.

Dosya’da Perez de Cuellar’ın evinin girişini ve eve giden yolları gösteren resimler, haritalar ve planların yanı sıra, evinin çevresi ve alınan güvenlik önlemleri yer alıyordu. Ayrıca günlük hayatı, arkadaşları, hareketleri, kutladığı olaylar ve sık sık ziyaret ettiği yerler hakkında ayrıntılı bilgileri de içeriyordu. Cumeyli, dosyayı kendinden önceki yöneticiye sorduğunda aldığı yanıtı şöyle aktardı:

Perez de Cuellar, Irak-İran savaşının patlak vermesinden Irak'ın sorumlu olduğunu ilan ederek çok kötü bir rol oynadı ve Irak'tan İran'a savaş tazminatı ödemesini talep etti. Ardından ABD’nin savaş uçaklarına silah ve teçhizat tedariğine uyguladığı ambargoyu kaldırması karşılığında Hizbullah’ın alıkoyduğu Batılı tutukluları serbest bırakması için Genel Sekreter Yardımcısı Giandomenico Picco başkanlığındaki bir heyet, İran'la bir müzakere anlaşması yaptı. Tutuklular serbest bırakıldı ve Perez de Cuellar, BMGK’nın çatışmaları durdurmaya yönelik 589 sayılı kararını ihlal ederek, Irak'ı savaşın sorumlusu olarak gösterdi. İmad Muğniye, Mustafa Bedreddin ve Haşimi Rafsancani ile anlaşmaya varıldı. Başkan Saddam Hüseyin, Perez de Cuellar'ın Irak’a karşı önyargısından o kadar rahatsız oldu ki, suikast emrini verdi. Bu bilgiler de Özel Harekat Dairesi’nin talebi üzerine toplandı. Talimat, 1994 yılında Başkan’ın özel operasyonları durdurma emrinin ardından geri çekildi. Bu tür talimatlar kağıt üzerinde kayıtlı olmadığından Başkan’ın Perez de Cuellar'a yönelik suikast emrine ilişkin herhangi bir yazılı kaynak yoktu ve Perez de Cuellar, yüz yaşını dahi gördü.

ABD uçak gemisi USS Nimitz (Getty)
ABD uçak gemisi USS Nimitz (Getty)

Irak ABD uçak gemisi USS Nimitz’e intihar saldırısı planladı

Irak İstihbarat Servisi, ABD’nin 2003 yılında Irak'ı işgalinden önce askeri istihbaratla koordinasyon kurarak Mikoyan-Gureviç MiG-25 model savaş uçağı ile Körfez sularında bulunan ABD uçak gemisi USS Nimitz'e intihar saldırısı düzenlemek için bir plan yaptı. ABD güçlerinin tüm hava üslerini devre dışı bırakabilecek yeteneğe sahip olmaları nedeniyle intihar uçağı üssün dışına taşındı. Uçak, Balad Hava Üssü yakınlarındaki araçlar için ayrılmış halka açık bir sokağa yerleştirildi. Uçağın yerden kalkabildiği teorik olarak doğrulandıysa da pilot kalkış yapmaya çalıştığında, yükselmeden iki saniye önce uçağın arka lastiği caddenin kenarına değdi ve bu da uçağın alev almasına neden oldu. Pilot öldü ve operasyon başarısızlıkla sonuçlandı.



Suudi Arabistan ve ABD... ‘Yeni bir altın çağ’

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Başkanı Donald Trump, dün Riyad'da düzenlenen imza töreni sırasında el sıkıştı. (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Başkanı Donald Trump, dün Riyad'da düzenlenen imza töreni sırasında el sıkıştı. (SPA)
TT

Suudi Arabistan ve ABD... ‘Yeni bir altın çağ’

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Başkanı Donald Trump, dün Riyad'da düzenlenen imza töreni sırasında el sıkıştı. (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Başkanı Donald Trump, dün Riyad'da düzenlenen imza töreni sırasında el sıkıştı. (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'ın iki ülke arasındaki ilişkilerde ‘yeni bir altın çağ’ olarak tanımladığı dönemin açılışını yaptı. Dün Riyad'da düzenlenen Suudi Arabistan – ABD Yatırım Forumu'na katılan ikili, teknoloji, enerji, savunma ve altyapı gibi sektörleri kapsayan eşi benzeri görülmemiş bir stratejik ortaklığa imza attı.

Yemame Sarayı'ndaki zirve sırasında Veliaht Prens Muhammed bin Selman ve Başkan Trump iki ülke arasındaki ilişkileri ve stratejik ortaklığın çeşitli alanlardaki boyutlarının geliştirilmesine yönelik koordinasyon çabalarını gözden geçirdiler. İki taraf bölgesel ve uluslararası gelişmeleri, ortak ilgi alanlarına giren konuları ve güvenlik ve istikrarın sağlanması için sarf edilen çabaları ele aldı.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman ve Başkan Trump, iki ülke hükümetleri arasında Stratejik Ekonomik Ortaklık Belgesi'ni imzaladı ve çeşitli alanlarda ikili anlaşmaların, iş birliği ve mutabakat zabıtlarının imzalanmasına tanıklık etti. Beyaz Saray'a göre imzalanan anlaşmalar her iki ülke için de ‘tarihi’ nitelikte ve ‘ABD ile Suudi Arabistan arasında yeni bir altın ortaklık çağını’ temsil ediyor.

Başkan Trump'ın ziyaretiyle eş zamanlı olarak Riyad, Suudi Arabistan ve ABD'den çok sayıda bakan, yetkili ve büyük şirket liderinin katıldığı Suudi Arabistan – ABD Yatırım Forumu’na ev sahipliği yaptı.

Suudi Arabistan – ABD Yatırım Forumu’na katılan Veliaht Prens Muhammed bin Selman, “ABD ile 92 yıl önce başlayan tarihi dostluk bağlarımız var ve bugün bunları derinleştirmek için bir araya geliyoruz” diyerek Suudi ekonomisinin ABD'nin bölgedeki en büyük ortağı olduğunu ve ABD ile ortak çalışmaların ekonomiyle sınırlı kalmayıp dünyada barış ve güvenliği de kapsadığını belirtti. Muhammed bin Selman sözlerini şöyle sürdürdü: “Suudi Arabistan, ABD'nin bölgedeki en büyük ekonomik ortağıdır ve iki ülke arasındaki ortaklık fırsatlarının büyüklüğü 600 milyar dolara, forumda açıklanan anlaşmalar ise 300 milyar dolara ulaşmıştır. ABD ile 300 milyar dolardan fazla anlaşma imzaladık ve bir sonraki aşamada bir trilyon dolara ulaşacak diğer anlaşmaları tamamlamak için çalışacağız. Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu'nun küresel yatırımlarının yüzde 40'ı ABD'ye yönelik ve yaklaşık bin 300 Amerikan şirketi bugün Suudi Arabistan'da yatırım yapıyor.”

Diğer yandan ABD Başkanı Donald Trump forumda yaptığı konuşmada, iki ülke arasındaki ilişkilere ve bölgedeki duruma değindi. “İran'a ‘yeni bir yol’ sunmak istiyorum. Ancak İran liderliği bu zeytin dalını reddeder ve komşularına saldırmaya devam ederse, muazzam bir maksimum baskı uygulamaktan başka seçeneğimiz kalmayacaktır” dedi.

Trump, Ukrayna görüşmelerinin kolaylaştırılmasında oynadığı yapıcı rol için Suudi Arabistan'a teşekkür etti. ABD Başkanı, Lübnan'ın İran ve Hizbullah'ın politikalarının kurbanı olduğunu belirterek, komşularıyla birlikte daha iyi bir gelecek inşa etmesine yardımcı olmaya hazır olduğunu ifade etti. Gazze halkının ‘daha iyi bir geleceği hak ettiğini’ belirten Trump, “Eğer o sırada ABD Başkanı olsaydım 7 Ekim olayları yaşanmazdı” ifadesini kullandı.

İkinci döneminin ilk resmi yurtdışı ziyareti için dün sabah Riyad'a gelen Trump, Kral Halid Uluslararası Havalimanı'nda Veliaht Prens Muhammed bin Selman tarafından karşılandı. ABD Başkanı'na Yemame Sarayı'nda resmi bir karşılama töreni düzenlendi; konvoya Arap atları eşlik etti, trompetler çalındı ve milli marşlar okundu. ABD Başkanı ile Suudi Arabistan Veliaht Prensi şeref kıtasını selamladı.

Suudi Arabistan – ABD Yatırım Forumu, çeşitli sektörlerde ortaklıkların ve milyar dolarlık anlaşmaların duyurulduğu ve Suudi Arabistan'ın önemli bir yatırım destinasyonu ve yapay zekâ merkezi olarak rolünü teyit eden açıklamaların yapıldığı bir platform oldu. Veliaht Prens Muhammed bin Selman tarafından pazartesi günü lansmanı yapılan HUMAIN şirketinin yapay zekâ alanında 15 milyar doları aşan büyük yatırımlar çekmesi dikkat çekiciydi.

Trump'a başta SpaceX'in kurucusu Elon Musk, BlackRock CEO'su Larry Fink, OpenAI kurucusu Sam Altman, Boeing Başkanı ve CEO'su Kelly Ortberg ve Google CFO'su Ruth Porat olmak üzere çok sayıda iş adamı ve büyük ABD şirketlerinin CEO'ları eşlik etti.

Suudi Arabistan Yatırım Bakanı Halid el-Falih, Suudi Arabistan – ABD Yatırım Forumu açılış konuşmasında, Suudi Arabistan’ın istikrarlı ekonomi politikalarının yatırım çekiciliğine katkıda bulunduğunu belirterek, Krallığın sadece sermaye çekmeyi değil, aynı zamanda bilgi ve teknoloji transferi ve endüstrileri yerelleştiren stratejik ortaklıklar kurmayı da hedeflediğini vurguladı.

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent ile ortak bir diyalog oturumunda konuşan Suudi Arabistan Maliye Bakanı Muhammed el-Cedan, Suudi Arabistan'da rekor bir sürede başarılanların eşi benzeri görülmemiş bir yapısal dönüşüm olduğunu açıkladı. Bessent ise ABD-Suudi Arabistan ilişkilerinin gücünü vurgulayarak, Suudi Arabistan ile ilişkileri ‘tarihi’ olarak nitelendirdi.