UNIFIL: Güney Lübnan'da istikrar kırılgan ancak gerilimin tırmanmasını önleyebildik

Kutlamanın bir parçası (Ulusal Ajans)
Kutlamanın bir parçası (Ulusal Ajans)
TT

UNIFIL: Güney Lübnan'da istikrar kırılgan ancak gerilimin tırmanmasını önleyebildik

Kutlamanın bir parçası (Ulusal Ajans)
Kutlamanın bir parçası (Ulusal Ajans)

Güney Lübnan'daki uluslararası barış gücü (UNIFIL) komutanı General Aroldo Lazzaro, güney sınırındaki istikrarın hala kırılgan olduğunu; ancak gerilimin tırmanmasını önlemeye yardımcı olabildiklerini söyledi.

Lazaro'nun açıklamaları, Uluslararası Acil Durum Güçleri'nin Uluslararası Barış Gücü Günü'nü anma törenleri sırasında, kendisinin ve Birleşmiş Milletler Lübnan Özel Koordinatörü Joanna Frontska'nın yanı sıra Lübnan'daki askeri ve güvenlik liderlerinin temsilcilerinin katılımıyla Naqoura'daki karargahta düzenlenen bir kutlamayla geldi.

Lazzaro, "75 yıl boyunca iki milyondan fazla insan Birleşmiş Milletler bayrağı altında hizmet verdi" dedi. UNIFIL'in kuruluşundan bu yana geçen 45 yıl boyunca, şu anda görev yapan 11 bin çalışan da dahil olmak üzere, hem asker hem de sivil yüz binlerce kadın ve erkek karargahlarımıza ya da güney Lübnan'daki askeri tesislerimize geldi. Herkes barışa ulaşmak için kendi yoluna göre kendini adadı. Her yıl bugünde onların katkılarını, başarılarını ve en önemlisi de fedakarlıklarını takdir ediyoruz.

“Uluslararası Barış Muhafızları Günü'nün son kutlanışından bu yana, beklenmedik, şiddetli ve anlamsız bir olayda Er Sean Rooney'i kaybettik. Rooney ve yaralanan meslektaşları için adaletin yerini bulması adına çalışmaya devam ediyoruz ve Lübnanlı yetkililere bu konudaki destekleri için teşekkür ediyorum.”

“Ayrıca İspanya'dan Onbaşı Pedro Serrano Arjona ve Gana'dan Çavuş John Narty Angmore'u da barış uğruna görev başında kaybettik. Bugün onların ve daha önce kaybettiklerimizin fedakârlıklarını hatırlıyoruz. Her biri önemli, her biri bir fark yarattı. Bugün onların yasını tutuyoruz ama katkılarını kutluyoruz ve onları asla unutmayacağız.

Lazzaro sözlerine şöyle devam etti: "Barışı koruma görevlileri olarak bizim rolümüz taraflar arasında siyasi bir çözüm yolu bulmak için alan yaratmak, gerilimi azaltmak ve çatışmalara siyasi çözümlerle çelişebilecek çatışmaları önlemektir. Görevimizin başarısı için gerekli olan sükûnet ve istikrarı sağlamak için hükümet, sivil toplum, dini makamlar ve halktan oluşan ortaklarımızın bu konuda bizi desteklemesine ve her gün birlikte çalıştığımız Lübnan ordusu ve güvenlik güçleriyle olan güçlü ilişkimize güveniyoruz.

Lübnan ve İsrail arasındaki sınırda meydana gelen son olaylara da değinen Lübnan Dışişleri Bakanı şunları söyledi “Geçtiğimiz ay yaşanan olayların da bize gösterdiği gibi bu istikrar hala kırılgan. Ancak barış gücü mensupları, siviller ve askeri personelin çalışmaları sayesinde tarafların güvenini ve kararlılığını kazanmayı başardık; bu da füze fırlatılması ve karşılık verilmesi sırasında koordinasyon ve iletişim sürecini kolaylaştırdı ve meselelerin tırmanmasını ve gelişmesini önlemeye yardımcı oldu.”



Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi: Taleplerimizin reddedilmesi ve “ayrılıkçılıkla” suçlanması ‘kasıtlı bir hile’

SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
TT

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi: Taleplerimizin reddedilmesi ve “ayrılıkçılıkla” suçlanması ‘kasıtlı bir hile’

SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
SDG unsurları Haseke'de (Reuters)

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi (KDSDÖY) tarafından dün yapılan açıklamada, Kürtlerin taleplerinin reddedilmesini ve ‘ayrılıkçılıkla’ suçlanmasını ‘Suriye'nin otoriterliğe karşı mücadelesi gerçeğinin kasıtlı olarak çarpıtılması’ olduğu belirtilerek, Suriye topraklarının birliği konusunda taviz verilmeyeceği vurgulandı.

Reuters’ın aktardığı açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Bugün ortaya koyduğumuz talepler, yani çoğulcu demokratik sistem, sosyal adalet, cinsiyet eşitliği ve tüm bileşenlerin haklarını güvence altına alan bir anayasa yeni talepler değil, 2011 yılından bu yana Suriyelilerin uğruna sokağa döküldükleri taleplerin özüdür. Suriye halkı, on yıllardır iktidarı ve serveti tekelinde tutan, yerel yönetimleri dışlayan ve ülkeyi arka arkaya krizlere sürükleyen merkezi bir rejim altında acı çekmiştir. Bugün, yeni Suriye'nin inşasında etkin ortaklar olmayı hedefliyoruz.”

Siyasi sürece katılmanın stratejik bir tercih olduğunu vurgularken, Suriye yönetimi ile görüşmelerin başarıya ulaşması için çalışacaklarını belirten KDSDÖY, “Demokratik temeller üzerinde devlet kurumlarına entegre olmaya ve tüm Suriyelilerin beklentilerini yansıtan yeni bir anayasanın hazırlanmasına katılmaya hazır olduğumuzu ifade ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Toprak bütünlüğü ilkesi

KDSDÖY, Suriye'deki tüm tarafları ‘ulusal sorumluluklarını yerine getirmeye, nefret ve şiddet söylemlerini terk etmeye ve ülkeyi yıkıcı iç çatışmalara sürüklemeye yönelik tüm girişimlere karşı çıkmaya’ çağırdı.

Suriye topraklarının birliğinin tartışılmaz bir ilke olduğunu ve demokratik özyönetim vizyonunun ve ulusal değişim projesinde bizimle birlikte olan tüm siyasi güçlerin sabit bir temeli olduğunu vurgulayan KDSDÖY, bu konuda aşırıya kaçmanın, siyasi çözüm fırsatlarını baltalamak isteyenlere yarar sağlayacağı uyarısında bulundu.

KDSDÖY, Suriye hükümeti ile ABD ve Fransa hükümetlerinin temsilcilerinin de katıldığı son toplantıların, ‘Suriye devriminin başlangıcından beri hep istediğimiz ciddi bir Suriye-Suriye diyalogu sürecini başlatmak için çok önemli bir adım’ olduğunu belirtti.

"Nefret ve ihanet"

KDSDÖY Dış İlişkiler Departmanı Eş Başkanı İlham Ahmed dün yaptığı açıklamada, resmi makamlardan yapılan bazı açıklamalarda ‘nefret ve ihanet’ söylemlerinin arttığını belirterek endişesini dile getirdi.

Kürt yetkili, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, “Diyaloğu zayıflatmayan, güçlendiren yapıcı bir rol oynamasını umuyoruz. Suriye'deki siyasi çözüme yönelik ABD ve Fransa'nın sürekli desteğini ve Suriyeliler arasındaki görüş ayrılıklarını gidermeye katkıda bulunmalarını takdirle karşılıyoruz” ifadelerini kullandı.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, geçtiğimiz günlerde SDG lideri Mazlum Abdi ve ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack ile Şam'da üçlü görüşmelerde bulunarak, geçtiğimiz mart ayında Şara ve Abdi arasında imzalanan ve Suriye'nin kuzeyindeki ve doğusundaki sivil ve askeri kurumların yıl sonuna kadar yeni Suriye yönetimi bünyesine alınmasını öngören anlaşmanın uygulanmasının önündeki engelleri kaldırmaya çalıştı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre anlaşmanın şu ana kadar, Halep'teki tutuklu takası ve Kürtlerin çoğunlukta olduğu Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinin hükümet ve Kürt güçlerinin ortak kontrolü altına alınması dışındaki çoğu maddesi uygulanmadı.