Sisi ve Erdoğan diplomatik ilişkileri hızlandırdı

Sisi ve Erdoğan diplomatik ilişkileri geliştirmeye acilen başlama kararı aldı

Erdoğan ve Sisi, Dünya Kupası'nın açılış oturum aralarında Katar Emiri'nin huzurunda el sıkışırken (EPA)
Erdoğan ve Sisi, Dünya Kupası'nın açılış oturum aralarında Katar Emiri'nin huzurunda el sıkışırken (EPA)
TT

Sisi ve Erdoğan diplomatik ilişkileri hızlandırdı

Erdoğan ve Sisi, Dünya Kupası'nın açılış oturum aralarında Katar Emiri'nin huzurunda el sıkışırken (EPA)
Erdoğan ve Sisi, Dünya Kupası'nın açılış oturum aralarında Katar Emiri'nin huzurunda el sıkışırken (EPA)

Mısır Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada “Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve Türk mevkidaşı Recep Tayyip Erdoğan’ın iki ülke arasındaki diplomatik ilişkileri iyileştirmeye acilen başlamaya ve karşılıklı büyükelçi atamaya karar verdikleri” bildirildi.

Şarku’l Avsat’ın Arap Dünyası Haber Ajansı’ndan (ANA) aktarığı habere göre Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü tarafından yapılan açıklamada, Sisi ve Erdoğan, arasında gerçekleştirilen telefon görüşmesinde, iki ülke ile Mısır ve Türk halklarını birbirine bağlayan tarihi bağların derinliğini teyit edildiği ayrıca iki taraf arasındaki ilişki ve iş birliği bağlarının güçlendirilmesi konusunda mutabık kaldıkları ifade edildi.

Açıklamada, Sisi’nin görüşme sırasında cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki zaferi ve yeni bir cumhurbaşkanlığı dönemi için Türkiye Cumhurbaşkanı olarak yeniden seçilmesi münasebetiyle Erdoğan'ı tebrik ettiği belirtildi.

Kahire ile Ankara arasındaki yakınlaşma, 10 yıl süren diplomatik ilişkilerin kesilmesinin ardından geldi. İki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşme hızı, geçtiğimiz Kasım ayında FIFA Dünya Kupası'nın açılışına katılan Sisi ile Erdoğan'ın Doha'da el sıkışmasının ardından hızlandı.

Türkiye Cumhurbaşkanı o sırada “Sisi ile yaklaşık 30 ila 45 dakika görüştüğünü” açıklamıştı. Bu iyileşme, Mısır'ın geçtiğimiz Şubat ayında Türkiye’yi sarsan yıkıcı depremin ardından Ankara ile dayanışma içinde olduğunu ilan etmesiyle ‘deprem diplomasisi’ olarak bilinen hareket çerçevesinde güçlü bir ivme kazandı.



“Ateş çemberi” Sinvar'a ne olduğuyla ilgili soruları derinleştiriyor

İsrail ordusu tarafından salı günü Han Yunus'taki Avrupa Hastanesi yakınlarına düzenlenen hava saldırısının gerçekleştiği yere toplanan Filistinliler (Reuters)
İsrail ordusu tarafından salı günü Han Yunus'taki Avrupa Hastanesi yakınlarına düzenlenen hava saldırısının gerçekleştiği yere toplanan Filistinliler (Reuters)
TT

“Ateş çemberi” Sinvar'a ne olduğuyla ilgili soruları derinleştiriyor

İsrail ordusu tarafından salı günü Han Yunus'taki Avrupa Hastanesi yakınlarına düzenlenen hava saldırısının gerçekleştiği yere toplanan Filistinliler (Reuters)
İsrail ordusu tarafından salı günü Han Yunus'taki Avrupa Hastanesi yakınlarına düzenlenen hava saldırısının gerçekleştiği yere toplanan Filistinliler (Reuters)

İsrail ordusu, Hamas'ın askeri kolu İzzettin el-Kassam Tugayları'nın mevcut komutanı Muhammed es-Sinvar'a yönelik bir saldırının gerçekleştiğine inanılan bölgenin etrafını iki gündür ateş çemberine alarak Sinvar'ın akıbetinin üzerine gizemlilik örtüsü örttü.

Şarku’l Avsat’a konuşan sahadaki kaynaklar, İsrail ordusunun dün, bir gün önce onlarca bomba ve füzeyle hedef alınan Han Yunus'un doğusundaki Avrupa Gazze Hastanesi'nin acil servisi avlusunu ve arka bahçesini bombaladığını ve etrafını ateş çemberine aldığını söylediler.

Hamas'ın merhum lideri Yahya es-Sinvar(d. 1962) ve küçük kardeşi Muhammed es-Sinvar (d. 1975), Gazze Şeridi’ndeki savaş boyunca İsrail için önemli bir hedef olmaya devam ettiler. Ancak İsrail ordusu, savaş boyunca Sinvar’ı özellikle hedef aldığını hiçbir zaman resmi olarak açıklamadı. Bu da onun kılık değiştirme ustası olduğu yönündeki popüler imajı güçlendirdi.

Ateş çemberi yöntemi, Lübnan Hizbullah'ının eski Genel Sekreteri Hasan Nasrallah ile bazı önde gelen Hamas ve Kassam Tugayları liderlerine yönelik suikast deneyimini hatırlattı.

İsrail basınında Sinvar'ın hedef alındığına dair haberler artarken Hamas, sessizliğini koruyor. Hamas’tan bazı kaynaklar, özellikle de Sinvar'ın yirmi yılı aşkın süredir suikast girişimlerinden kurtulma geçmişine sahip olmasından dolayı, böyle bir saldırının olup olmadığını doğrulamayı ya da yalanlamayı reddettiler.