Cezayir Dışişleri Bakanı Ahmed Ataf, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile görüştü

Görüşmenin başlıca gündem maddeleri Libya krizi ve Sahra sorunuydu.

Cezayir Dışişleri Bakanı Ahmed Ataf, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres. (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)
Cezayir Dışişleri Bakanı Ahmed Ataf, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres. (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)
TT

Cezayir Dışişleri Bakanı Ahmed Ataf, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile görüştü

Cezayir Dışişleri Bakanı Ahmed Ataf, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres. (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)
Cezayir Dışişleri Bakanı Ahmed Ataf, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres. (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)

Cezayir Dışişleri Bakanı Ahmed Ataf dün New York'ta Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ile bir araya geldi. Görüşmenin gündeminde Libya'daki durum ile Sahel ve Sahra sorunu vardı. Birleşmiş Milletler karargahında gerçekleşen görüşme, önümüzdeki salı günü yapılması planlanan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) geçici üyelik seçimlerinde Cezayirli Bakanın ülkesine destek toplama girişimleri çerçevesinde geldi.

Cezayir Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada Guterres'in açıklamalarına ilişkin şu  ifadelere yer verildi:

"Cezayir diplomasisinin Libya ve Mali'de istikrarı desteklemedeki rolü ve bölgede ve tüm Kıta’da (Afrika) sürdürülebilir kalkınma hedeflerini ilerletmeye gerçek katkısına övgüde bulundu. Cezayir Cumhurbaşkanı, mevcut aşamada uluslararası toplumun karşı karşıya olduğu zorluklar karşısında Birleşmiş Milletler’in ve çok taraflı eylemin rolünü güçlendirme konusunda istekli.”

Fotoğraf Altı: Ataf ve beraberindeki heyet New York'ta Guterres ile bir araya geldi. (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)
Ataf ve beraberindeki heyet New York'ta Guterres ile bir araya geldi. (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)

Cezayir Dışişleri Bakanı Ataf’ın aktardığına göre BM Genel Sekreteri, Cezayir'in ‘krizleri sona erdirmeye ve güvenlik ve istikrarı yaymaya yönelik çaba ve gayretlerine’ desteğini iletti. Aynı açıklamaya göre, Ataf ve Guterres arasındaki görüşmede Cezayir'in Barış ve Uzlaşma Anlaşması'nın yeniden uygulamasını sağlamak için gösterdiği çabalar ışığında, Sahel ve Sahra bölgesindeki durum ve Mali Cumhuriyeti'ndeki siyasi gelişmeler gibi birçok bölgesel dosya ele alındı. Ataf, görüşmede Libya, Yemen ve Sudan'daki krizlere ve Birleşmiş Milletler'in Sahra çatışmasına ilişkin çabalarına da değinildiğini belirtti.

Ataf, geçen ay Suudi Arabistan'a teslim edilene kadar, ülkesinin Kasım 2022'den beri yürüttüğü Arap zirvesi başkanlığı sırasında yapılan çalışmaların sonucu hakkında Guterres'e bilgi verdi.

Cezayir Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan ikinci açıklamaya göre Cezayir Dışişleri Bakanı ayrıca bugün Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Başkanı Achim Steiner ile bir araya geldi. İki yetkili Cezayir ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) arasındaki iş birliğini ve Cezayir'in ulusal kalkınma alanında belirlediği öncelikler ışığında söz konusu iş birliğini geliştirme yollarını gözden geçirdi. İkili ayrıca, başta Afrika kıyıları olmak üzere komşu ülkelerdeki ekonomik kalkınma projelerinin desteklenmesi konusunda iki taraf arasında işbirliğinin yolları ve olanakları hakkında fikir alışverişinde bulundu.

Ataf, BMGK geçici üyelik seçimlerinde Cezayir'in adaylığına yönelik faaliyetlerde bulundu. (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)
Ataf, BMGK geçici üyelik seçimlerinde Cezayir'in adaylığına yönelik faaliyetlerde bulundu. (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)

Cezayir Dışişleri Bakanı Ataf ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Başkanı Achim Steiner arasındaki görüşmeye ilişkin Cezayir Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Müzakerelerin konuları arasında enerji geçişi ve özellikle sahip olduğu nitelik ve olanaklar ışığında Cezayir'in bu alanda umut verici ufukları yer aldı. Görüşmede Cezayir Cumhurbaşkanı'nın enerji kaynaklarını çeşitlendirme eğilimi ve yenilenebilir enerjilerin sürdürülebilir gelişimine de değinildi.”

Söz konusu görüşmede ayrıca hidrokarbona olan bağımlılığı azaltma çabası çerçevesinde, enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve yenilenebilir enerjiler alanındaki mevcut yeteneklerin değerlendirilmesi eğilimi ile ilgili üstlenilen projelere de atıfta bulunuldu.

Cezayir Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre Ataf perşembe günü Cezayir'in Birleşmiş Milletler diplomatik misyonunun üyeleriyle bir toplantı gerçekleştirdi. Ataf, Birleşmiş Milletler teşkilatına üye ülkelerden Cezayir'in Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine adaylığı için mümkün olan en fazla sayıda desteği almak için çalışıyor. Şarku’l Avsat’ın Cezayirli yetkililerden edindiği bilgiere göre ülke halihazırda oyların en az yüzde 51'ini alıyor. Cezayir, BM Genel Kurulu'nda yapılacak seçimde bu oranı yüzde 75'e çıkarmayı hedefliyor.

Cezayir'in, üyeliğinin başarısı için tüm faktörleri ve koşulları sağlamaya çalıştığını belirten Ataf, bu bağlamda, ‘Cezayir'in sesini duyurmak için çabaları iki katına çıkarma, özveri ve samimiyetle çalışma’ çağrısında bulundu.

Cezayir'in adaylığının Afrika Birliği ve Arap Birliği'nin desteğine sahip olduğunun altını çizen Bakan Ataf, ülkesinin sürdürülebilir güvenlik ve ortak refah içinde yaşamak ve krizleri azaltmak ve önlemek için bu iki alandaki (Afrika ve Arap dünyası) kardeş ülke ve halkların umut ve özlemlerine tercüman olma sorumluluğunu taşıdığını vurguladı. 



Tunuslu muhalif Şeyma İsa, hapishanede başladığı açlık grevinin dokuzuncu gününde

Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
TT

Tunuslu muhalif Şeyma İsa, hapishanede başladığı açlık grevinin dokuzuncu gününde

Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)

Tunus ana muhalefet partisi Ulusal Kurtuluş Cephesi (NSFT) üyesi ve siyasi aktivist Şeyma İsa, tutukluluk koşullarını protesto etmek için başladığı açlık grevinde dokuzuncu gününe girdi.

1 Aralık'ta muhalefet tarafından düzenlenen yürüyüşe katılan İsa, devlet güvenliğine karşı komplo kurmak suçundan Temyiz Mahkemesi tarafından verilen bir kararla sivil polisler tarafından gözaltına alındı. Muhalif aktivist, hapishaneye girer girmez açlık grevine başladı.

Şeyma İsa (45), 2023 yılının şubat ayında yakalanmış, gözaltında tutulmuştu ve aynı yılın temmuz ayında serbest bırakılmıştı. Birinci Derece Mahkemesi tarafından 18 yıl hapis cezasına çarptırılan İsa’nın cezası temyiz sonucunda 20 yıla çıkarılmıştı.

İsa'nın yanı sıra aynı davayla bağlantılı olarak NSFT lideri, tanınmış siyasetçi Ahmed Necib eş-Şabi (82) de tutuklandı ve 12 yıl hapis cezasına çarptırdı. Muhalif Avukat Ayaşi Hammami (66) de terör suçlamasıyla beş yıl hapis cezasına çarptırıldı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölümü Müdür Yardımcısı Bessam Havaci, “Tunus muhalefetinin önemli simalarının tutuklanması, Cumhurbaşkanı Kays Said'in tek başına iktidarına alternatif olan her şeyi ortadan kaldırma planının son adımıdır. Bu tutuklamalarla Tunuslu yetkililer, siyasi muhalefetin çoğunu etkili bir şekilde hapse atmayı başardı” değerlendirmesinde bulundu.

Tunus muhalefeti ve NSFT, 25 Temmuz 2021'de olağanüstü hal (OHAL) ilan edip ardından yeni bir siyasi sistem kurarak geniş yetkilerle iktidarını sürdüren Cumhurbaşkanı Kays Said'in yönetimine karşı çıkıyor ve demokrasinin yeniden tesis edilmesini talep ediyor. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre buna karşın yetkililer tutuklananları hükümeti devirmeye ve devlet kurumlarını yıkmaya teşebbüs etmekle suçluyor. Muhalefet ise mevcut rejimi tutuklulara karşı siyasi suçlamalar uydurmak ve yargıyı emirlerine boyun eğdirmekle suçluyor.


Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
TT

Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)

Hamas, ateşkesin ikinci aşamasına geçilmesini desteklediklerini ve silah bırakmaya açık olduklarını duyurdu.

Adının paylaşılmaması şartıyla Times of Israel'e konuşan Hamas yetkilisi, Filistin devletinin kurulmasını sağlayacak müzakerelerin başlatılması halinde silah bırakacaklarını söylüyor:

Bu zorla veya ültimatomlarla yapılamaz. İsrail iki yıl boyunca Hamas'ı silahsızlandırmak için tüm askeri gücünü kullandı ama işe yaramadı. Silah bırakma meselesi siyasi bir sorunla bağlantılıdır ve bu nedenle siyasi bir çözüm gerektirir.

Yetkili, Filistinlilerin 78 yıllık İsrail işgaline karşı silahlı mücadele hakkının olduğunu belirterek, 1967 sınırlarının esas alınacağı bir Filistin devleti kurulması taleplerini yineliyor.

Gazze savaşının sonlandırılması için ABD öncülüğünde hazırlanan 20 maddelik barış planı 10 Ekim'de devreye girmişti. Anlaşmanın garantörleri arasında Türkiye, Mısır ve Katar var.

Plan kapsamında Hamas'ın silah bırakması ve Gazze'nin geleceğinde söz sahibi olmaması isteniyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın başkanlık edeceği Barış Kurulu'na ek olarak bölgeye Uluslararası İstikrar Gücü (ISF) konuşlandırılması öngörülüyor.

Anlaşmanın ilk aşamasında Hamas ve İsrail arasında rehine takası gerçekleştirilmişti. Ayrıca İsrail askerleri belirlenen "sarı hatta" geri çekilmişti. Haberde, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin yüzde 53'ünü kontrol ettiği belirtiliyor.

İsrail, Hamas'ın elindeki 28 rehinenin hepsini teslim etmeden ikinci aşamaya geçilmeyeceğini duyurmuştu. Filistinli örgüt şimdiye dek 27 rehineyi İsrail'e gönderdi. Ancak 7 Ekim saldırısında öldürülen İsrailli polis memuru Ran Gvili'nin naaşı hâlâ Gazze'de. Hamas yetkilisi, cesedin yerini bulmak için çalışmaların sürdüğünü söylüyor.

İkinci aşama kapsamında Barış Kurulu üyelerinin belirlenmesi ve Gazze'ye güvenlik gücü konuşlandırılması hedefleniyor. Bu aşamaya geçiş için Hamas'ın silah bırakmayı kabul etmesi gerekli. Bunun ardından İsrail askerleri daha gerideki bir hatta çekilecek.

Trump ikinci aşamaya "çok yakında geçileceğini" söylemiş fakat bir takvim açıklamamıştı. Ocak itibarıyla Gazze'ye ISF askerlerinin gönderilmesi planlanıyor.

Hamas yetkilisi, 7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nda esir alınan kişileri ilk etapta operasyondan kısa süre sonra bırakmayı düşündüklerini söylüyor.

Ancak İsrail'in saldırıları durdurmaması ve arabulucular tarafından savaşın sonlandırılacağına dair garantiler sunulmaması nedeniyle bu plandan vazgeçtiklerini ifade ediyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın öncülüğünde hazırlanan plana göre ISF, Hamas'ın silahsızlandırılmasında da rol oynayacak.

Öte yandan Hamas yetkilisi, ISF kontrolündeki böyle bir sürece yanaşmayacaklarını belirterek, güvenlik gücü askerlerinin Gazze'de İsrail ordusuyla Filistin halkı arasında "tampon bölge" görevi görmesi gerektiğini savunuyor.

Ayrıca silahsızlanma karşılığında İsrail ordusunun tamamen Gazze'den çekilmesini talep ettiklerini aktarıyor.

7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nın sonuçlarından pişmanlık duymadıklarını söyleyen Hamas yetkilisi, dünya kamuoyunun İsrail'in gerçek yüzünü görmesini sağladıklarını vurguluyor:

Tarihi değiştirmeyi başardık. Dünya gözlerini açtı, Filistinlilerin yaşadıklarını ve İsrail'in ne suçlar işlediğini gördü.

IDF ve Yahudi yerleşimciler işbirliği yapıyor

Diğer yandan İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF), Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilerle aktif işbirliği yaptığı aktarılıyor.

İsrail'in kamu yayıncısı Kan'ın hazırladığı Zman Emet (Gerçek Zamanlı) programına katılan Tuğgeneral Avi Bluth, ISF'nin "sınır bölgelerinde çiftlikler kurmaları için yerleşimcilerle tam işbirliği içinde hareket ettiğini" söyledi.

Bluth, bu işbirliğinin özellikle geçen yıl temmuzda hızlandırıldığını belirtti.

Independent Türkçe, Times of Israel, Haaretz


Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
TT

Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman bin Abdulaziz, dün Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'dan telefon aldı.

Prens Muhammed bin Salman ve Ahmed eş -Şara, Suudi Arabistan ve Suriye arasındaki ikili ilişkilerin çeşitli yönlerini ve bu ilişkileri bir dizi alanda güçlendirme fırsatlarını gözden geçirdiler.

İki taraf ayrıca ortak ilgi alanlarına giren konuları ve Suriye'de güvenlik ve istikrarın pekiştirilmesi ile ekonomik toparlanmanın sağlanması çabalarını görüştü.