Tunus’ta önceki hükümetlere verilen kredilerin akıbetiyle ilgili soruşturma başlatıldı

Tunus Maliye Bakanı Siham Nemsiyye parlamento üyelerine seslendi. (Parlamentonun resmi internet sitesi)
Tunus Maliye Bakanı Siham Nemsiyye parlamento üyelerine seslendi. (Parlamentonun resmi internet sitesi)
TT

Tunus’ta önceki hükümetlere verilen kredilerin akıbetiyle ilgili soruşturma başlatıldı

Tunus Maliye Bakanı Siham Nemsiyye parlamento üyelerine seslendi. (Parlamentonun resmi internet sitesi)
Tunus Maliye Bakanı Siham Nemsiyye parlamento üyelerine seslendi. (Parlamentonun resmi internet sitesi)

Tunus Maliye Bakanı Siham Nemsiyye, Tunus'un 2011 devrimini takip eden yıllarda elde ettiği hibe ve kredilerin denetimiyle ilgili bir raporun hazırlandığını bildirdi.

Yeni parlamentoda milletvekillerine seslenen Nemsiyye, Maliye Bakanlığındaki Genel Gözetim Otoritesi’nin bu dosya hakkında bir rapor hazırlayıp Cumhurbaşkanı Kays Said’e sunduğunu söyledi. Önceki hükümetlerde önemli sorumluluklara sahip bir dizi siyasetçinin yolsuzluk ve görevi kötüye kullanmakla suçlanma olasılığına atıfta bulunarak, sorumluluk yüklemek için daha fazla inceleme gerektiren veriler olduğuna dikkat çekti.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre perşembe günü düzenlenen parlamento oturumunda Afrika İhracat-İthalat Bankası (Afreximbank) tarafından verilen 500 milyon dolar değerinde bir kredinin onaylanması konusu ele alındı. Cumhurbaşkanı Said’in kredi ve bağışların denetlenmesine izin verdiğini, böylece denetimin tamamlandığını ifade eden Nemsiyye, gözetim çalışmalarının ise devam ettiğini belirtti.

Bazı milletvekilleri ise yeni parlamentonun resmi çalışmalarının krediye oy verilmesiyle başlatılmasını kınadı. Zira bunun Tunus'un zaten muzdarip olduğu yüksek borçluluk durumunu devam ettireceği vurguladı. Milletvekili Hişam Hasni şunları söyledi:

“Borçluluk son 10 yılda dört kat artarak gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 75'ine ulaştı. Borç, Şubat ayı sonunda geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 10 artarak 117,5 milyar Tunus dinara yükseldi. Bu durum Tunus ekonomisini kurtarmak için derin reformlar gerektiriyor.”

Fotoğraf Altı: Milletvekilleri yeni parlamentonun resmi çalışmalarının krediye oy verilmesiyle başlatılmasını kınadı. (Parlamentonun resmi web sitesi)
Milletvekilleri yeni parlamentonun resmi çalışmalarının krediye oy verilmesiyle başlatılmasını kınadı. (Parlamentonun resmi web sitesi)

Cumhurbaşkanı Said, 25 Temmuz 2021'de olağanüstü hal önlemlerini onaylaması ardından, mali likidite kıtlığı ve iflas korkusu ışığında Tunus'un aldığı kredileri ve bağışları denetleme sözü vermişti. Aynı zamanda geçtiğimiz yıllarda kamu parasının geri alınması için mekanizmalar bulmak ve istisnai önlemler uygulamak, yolsuzluğa bulaşmış bazı iş insanlarıyla Cezai Uzlaştırma Kanunu aracılığıyla idare içindeki zararları hafifletmek ve toplanan parayı geliştirme projelerinde kullanmak için çalışmıştı. Yağmalanan fon hacminin yaklaşık 13,5 milyar Tunus dinarı (yaklaşık 4,5 milyar dolar) olduğu tahmin ediliyor.

Gözlemciler, Said'in Nahda Hareketi’nin liderliğindeki önceki rejim tarafından alınan borç ve bağışların kaynağını ve akıbetini inceleme çağrısının siyasi amaçlar taşıdığı düşüncesinde. Cumhurbaşkanı Said’in böylece Tunusluları eski siyasi liderler ve parti liderleri arasındaki yaygın yolsuzluğa, Tunus'u yolsuzluktan arındıracağına ikna etmeye çalıştığı düşünülüyor.

Tunus’ta bazı bakanlıklar, son yıllarda zayıflayan ekonomiyi canlandırmaya ve kalkınma projeleri yürütmeye yönelik hibe ve kredi gibi yurt dışından alınan paraların denetimini yürütmekle görevlendirildi. Uzmanlar ve gözlemciler ise söz konusu fonların akıbetini, denetim sürecinin bu fonları kurtarmaya ön ayak olup olmayacağı hakkında soru işaretlerini gündeme getiriyor.

Fotoğraf Altı: Muhalefetteki Özgür Anayasa Partisi lideri Abir Musa. (Reuters)
Muhalefetteki Özgür Anayasa Partisi lideri Abir Musa. (Reuters)

Konuya dair yaptığı açıklamada, “Böyle bir denetim teknik olarak mümkün. Tunus'un 2011'den sonra aldığı krediler 100 milyar Tunus dinarını (33 milyar doları) aşıyor” vurgusunda bulunan ekonomist İzzeddin Saidan, bu paranın akıbetini merak ettiğini dile getirdi.

Muhalefetteki Özgür Anayasa Partisi ise Dünya Bankası ve Avrupa Birliği (AB) tarafından Tunus'a sağlanan fonların değerinin 60 milyar Tunus dinarı (yaklaşık 20 milyar dolar) olduğu tahmininde bulundu. Bu paraların nereye harcandığını sorgulayan parti, raporun içeriği açıklanana dek bu sorunun merak edileceğini bildirdi.



Lahbib: İsrail'in Gazze'de uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planları, yardımların engellenmesi anlamına geliyor

İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
TT

Lahbib: İsrail'in Gazze'de uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planları, yardımların engellenmesi anlamına geliyor

İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)

Avrupa Komisyonu Eşitlik, Hazırlık ve Kriz Yönetimi Komiseri Hadja Lahbib bugün yaptığı açıklamada, İsrail’in Gazze Şeridi’nde uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planlarının, hayat kurtaran yardımların bölgeye ulaşmasını engelleyeceğini belirtti.

Lahbib, X platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda, Avrupa Birliği’nin (AB) tutumunun net olduğunu vurgulayarak, “Sivil toplum kuruluşlarının mevcut haliyle kayıt altına alınması yasasının uygulanması mümkün değil” dedi.

Lahbib, insani yardımların önündeki tüm engellerin kaldırılması gerektiğini vurguladı ve “Uluslararası insancıl hukuk, herhangi bir belirsizliğe yer bırakmıyor; yardımlar ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmalı” ifadesini kullandı.

İsrail medyası, hükümetin dün yaptığı açıklamaya dayanarak, Sınır Tanımayan Doktorlar, ActionAid ve Oxfam gibi onlarca insani yardım örgütünün lisanslarının iptal edileceğini ve bunların ‘terörle bağlantılı’ olduğu gerekçesiyle kapatılabileceğini duyurmuştu.

Bazı uluslararası yardım kuruluşları, kayıtlarının iptal edilmesi riskiyle karşı karşıya bulunuyor. Eğer 31 Aralık’a kadar İsrail makamlarının belirlediği yeni kriterlere uyum sağlamazlarsa, 60 gün içinde faaliyetlerini durdurmak veya Gazze Şeridi ve Batı Şeria’daki çalışmalarına kısıtlama getirmek zorunda kalabilirler.


Süveyda’da el bombası patladı: 1 ölü, 2 yaralı

Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
TT

Süveyda’da el bombası patladı: 1 ölü, 2 yaralı

Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)

Şarku’l Avsat Suriye devlet televizyonu El-İhbariyye'den aktardığı habere göre bugün (Çarşamba) Süveyda kentinde meydana gelen el bombası patlamasında bir kişi hayatını kaybetti, iki kişi yaralandı.


Sinvar'a yakınlığı bulunan ve serbest bırakılan bir mahkum, Gazze'deki Hamas içinde bir isyana öncülük ediyor ve bu durum bazı Hamas liderlerini öfkelendiriyor

Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
TT

Sinvar'a yakınlığı bulunan ve serbest bırakılan bir mahkum, Gazze'deki Hamas içinde bir isyana öncülük ediyor ve bu durum bazı Hamas liderlerini öfkelendiriyor

Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)

Gazze Şeridi'ndeki Hamas hareketi, iki yıl süren İsrail savaşı sırasında liderlerinin suikastlara kurban gitmesinin ardından bir dizi liderlik değişikliği yaşıyor. Bu durum, hareketin eski lideri olan ve Ekim 2024'te Refah'ta İsrail güçleriyle çıkan çatışmalarda beklenmedik bir şekilde öldürülen Yahya Sinvar'a yakın kişilerin daha fazla öne çıkmasına neden oldu.

Şarku’l Avsat'a konuşan Hamas kaynaklarına göre, serbest bırakılan mahkum Ali el-Amudi, siyasi büro üyesi ve savaş öncesinde hareketin medya departmanından sorumlu olan serbest bırakılan mahkum Ali el-Amudi, kendisi ve Sinvar'a yakın bir dizi kişinin Gazze Şeridi'ndeki hareketi yönetmekle görevlendirilmesinin ardından, Gazze Şeridi'ndeki siyasi bürosunun başına geçti. Bu kişilerin çoğu, Şeridin güneyindeki Han Yunus'ta yaşıyor.

Hamas lideri Yahya Sinvar ve İsmail Haniye'in 2017'de Gazze'de çekilmiş fotoğrafı (Arşiv- Reuters)Hamas lideri Yahya Sinvar ve İsmail Haniye'in 2017'de Gazze'de çekilmiş fotoğrafı (Arşiv- Reuters)

2011 Gilad Şalit esir takasıyla serbest bırakılan eski bir mahkum olan el-Amudi, Gazze Şeridi yönetiminin merkez figürü haline geldi. İsrail hapishanelerinde kaldıkları süre boyunca ve serbest bırakıldıktan sonra Sinvar'a çok yakındı ve sık sık toplantılarına ve diğer etkinliklerine eşlik etti.

Bazı kaynaklar, Gazze Şeridi'nde siyasi büro için gerçek bir seçim yapılmadığını, bunun yerine sürecin atama, onaylama ve istişare yoluyla yürütüldüğünü söylüyor.

Bazı kaynaklar operasyonun “iç yönetmelikleri ihlal ederek” gerçekleştirildiğini söylerken, diğerleri amacın “iç eksiklikleri gidermek” olduğunu ve “seçilenlerin hepsinin Tevfik Ebu Naim, Salah Ebu Şarik ve diğerleri gibi Sinvar'a yakın kişiler olduğunu” açıkladı.

Kaynaklar, el-Amudi'nin şu anda Gazze'deki Hamas içinde “devrim” olarak nitelendirilebilecek bir harekete öncülük ettiğini söylüyor. Özellikle İsrail saldırılarında yaralanan ilçe idari organlarının başındaki bazı yerel liderleri görevden aldı ve yerlerine atamalar yaptı. Savaş sırasında sorumluluklarının bir kısmından vazgeçen diğer kişiler için de aynı şeyi yaptı. Suikasta uğrayan, başka nedenlerle görevden alınan veya farklı görevlere atanan eski liderlerin yerine geçecek kişileri aramaya devam ediyor.

Bazı kaynaklara göre, bu adımlar Gazze Şeridi içindeki yerel Hamas liderlerinin yanı sıra yurtdışındaki liderler arasında da öfkeye yol açtı. Şeridin dışındaki siyasi büro üyelerinden bazıları yerel liderlere, "Olanlar kabul edilemez ve iç hukuka aykırıdır; önümüzdeki günlerde hareketin liderinin seçilmesini beklemeliyiz ki, bir yıl sonra yapılacak genel seçimlere kadar bazı bölgelerin liderliğindeki boşlukların geçici olarak doldurulması konusunda bir anlaşmaya varılabilsin" şeklinde bilgi verdi.

İzzeddin el-Haddad (Fotoğraf el-Kassam tarafından yayınlandı)İzzeddin el-Haddad (Fotoğraf el-Kassam tarafından yayınlandı)

Kaynaklar, Gazze Şeridi'ndeki Hamas içinde siyasi düzeyde hüküm süren "kaosun" aksine, askeri kanadında istikrarlı bir durumun söz konusu olduğunu ve yeniden yapılanmanın sorunsuz ve sistematik bir şekilde devam ettiğini belirtiyor. İzzeddin Kassam Tugayları'nın yeni Genelkurmay Başkanı İzzeddin Haddad'ın savaş sırasında suikasta kurban giden veya öldürülenlerin yerine yeni atamalar yapmak üzere bir dizi toplantı düzenlediğini ve çeşitli kararlar aldığını ifade ediyorlar. Ayrıca, tüm taraflarla sürekli iletişim kurarak siyasi düzeydeki farklılıkların veya anlaşmazlıkların üstesinden gelmeye ve böylece her düzeyde istikrarı sağlamaya çalışıyor.

Kaynaklara göre Haddad, bazı bölgelerdeki tugay komutanları da dahil olmak üzere çeşitli liderlik pozisyonlarındaki boşlukları doldurmak için çalışırken, asıl komutanlarının suikast sonucu öldürülmesinin ardından bu tugayları yönetmek üzere atanmış diğer kişileri de görevde tutuyor.

Savaş sırasında İsrail, Gazze Şeridi'ndeki (Kuzey, Merkez, Han Yunus ve Refah) tugay komutanlarının çoğunu, İzzeddin Haddad'ın komuta ettiği Gazze Şehri Tugayı hariç, suikast sonucu öldürdü. Yerine Muhanned Receb atandı.

Savaş sırasında İsrail, Gazze Şeridi'ndeki (Kuzey, Merkez, Han Yunus ve Refah) tugay komutanlarının çoğunu suikastla öldürdü. Bunun istisnası, Muhannad Receb'ın yerine geçen İzzeddin el-Haddad'ın komutasındaki “Gazze Şehri Tugayı”ydı.

Gazze'deki Hamas savaşçıları (Arşiv-Reuters)Gazze'deki Hamas savaşçıları (Arşiv-Reuters)

Çeşitli kanatları ve kademeleriyle Hamas, İsrail'in çeşitli kaynaklarını hedef alması sonucu mali krizden muzdarip olmuş durumda. Bununla birlikte, savaş sırasında veya sonrasında, farklı oranlarda ve zamanlarda da olsa, maaş ve ödenekleri tamamen kesmedi.

Gerçekte Hamas, 7 Ekim 2023 saldırısının ardından, 1987'deki kuruluşundan bu yana eşi benzeri görülmemiş son derece karmaşık bir dönemle karşı karşıya. Hareketin gözlemcilerine göre, Gazze Şeridi'ne sınır komşusu İsrail tesislerine ve kasabalarına yönelik saldırılarla başlayan bu saldırı, İsrail'i uzun süreli bir savaşa sürükledi.

Yazar ve siyasi analist Mustafa İbrahim, hareketin “askeri yenilginin, örgütsel tükenmişliğin, siyasi karmaşanın ve geleceği ile rolü hakkındaki varoluşsal kaygının iç içe geçtiği bir aşamaya girdiği” değerlendirmesinde bulunuyor.

İbrahim, İsrail savaşının, Hamas'ın siyasi büro üyelerinin ve Gazze Şeridi'ni yıllarca yöneten idari komitelerin başkanlarının çoğunu kaybetmesinin ardından, liderlik ve karar alma yapısını vurduğunu açıkladı. Bu durum, doldurulması kolay olmayan derin bir liderlik boşluğu yarattı ve hareket içinde geleceği ve bir sonraki aşama hakkında anlaşmazlıkları ortaya çıkardı: Bu bir yönetim aşaması mı, örgütsel hayatta kalma aşaması mı yoksa sadece uzun süreli bir krizi yönetme aşaması mı olacak?

Hamas'tan birkaç kaynak Şarku’l Avsat'a şunları söyledi: "İşlerin iyi ve sorunsuz gittiğini söylemek mümkün değil. Birçok zorluk var ve yaşananlar, hiçbir şey bırakmayan ve hareketin liderlerinin çoğunun suikastına neden olan yıkıcı bir savaşın ışığında normal. Geniş bir liderliğe ve Filistin içinde ve dışında geniş bir halk tabanına sahip bir hareket için liderlik boşluğu normaldir ve bir yıl sonra kapsamlı seçimler yapılana kadar mevcut farklılıklar da normaldir."