Sudan’da çatışan taraflara ateşkes ve ceza talebi

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Ferhan, 21 Mart'ta Cidde Anlaşması'nın imzalanması sırasında Sudanlı tarafların temsilcileriyle bir araya geldi. (Reuters)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Ferhan, 21 Mart'ta Cidde Anlaşması'nın imzalanması sırasında Sudanlı tarafların temsilcileriyle bir araya geldi. (Reuters)
TT

Sudan’da çatışan taraflara ateşkes ve ceza talebi

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Ferhan, 21 Mart'ta Cidde Anlaşması'nın imzalanması sırasında Sudanlı tarafların temsilcileriyle bir araya geldi. (Reuters)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Ferhan, 21 Mart'ta Cidde Anlaşması'nın imzalanması sırasında Sudanlı tarafların temsilcileriyle bir araya geldi. (Reuters)

Hızlı Destek Kuvvetleri’nden üst düzey bir yetkili, arabulucu konumundaki ABD ve Suudi Arabistan'ın ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında 24 saat süreli bir ateşkes önerisi sunacağını bildirdi. Böylece hava kontrolünün ve engelleyen taraf için cezaların öngörüldüğü maddelere iki tarafın da bağlılığının test edileceğini kaydetti.

HDK Komutanı’nın danışma ofisi üyesi Mustafa Muhammed İbrahim dün Arab Haber Ajansı’na (ANA) yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Teklif, ateşkesi ihlal edecek tarafa yaptırım uygulanmasını içeriyor. İki taraf da bunlara uymadığı takdirde müzakereler kalıcı olarak askıya alınacak. Müzakere sürecini kolaylaştıran ABD ve Suudi Arabistan bu kısa süreli ateşkesi gözetleme uçakları aracılığıyla daha sıkı bir şekilde izleyecek.”

Suudi Arabistan ile ABD’nin salı günü yaptığı açıklamada, ordu ve HDK heyetlerinin Cidde’de insani yardımı kolaylaştırmanın yolları ve Cidde müzakerelerini resmen yeniden başlatmadan önce atılması gereken adımlar konusunda anlaşılması yönündeki dolaylı görüşmelere devam ettiğini doğruladı.

ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan bir yetkili, Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte, Sudan'daki çatışma taraflarının ‘adım adım’ sistemi izleyerek Cidde müzakerelerine devam etmeden önce güven artırıcı adımlar atmasının önemini vurguladı. İsmini vermek istemeyen yetkili şunları söyledi:

“Cidde görüşmelerinin resmi olarak dondurulmasına ve ateşkes anlaşmasının sona ermesine rağmen ordu ve HDK heyetleri halen Cidde'de. İki heyet ile günlük olarak iletişim halindeyiz. Bu iletişim, insani yardımı kolaylaştırmaya, ateşkes anlaşması için zorlamaya ve güven artırıcı adımlar atmaya odaklanıyor. Cidde görüşmelerine devam etmeden önce taraflar bunu göz önüne almalı.”

Fotoğraf Altı: Hartum'un güneyindeki el-Ezheri mahallesinde bir ev yıkıldı salı günü yıkıldı. (AFP)
Hartum'un güneyindeki el-Ezheri mahallesinde bir ev yıkıldı salı günü yıkıldı. (AFP)

Sudan'ın Dostları grubu, Sudan ihtilafındaki tarafları ihlallerle ilgili sorunları çözmek ve tamamen saygı duyulan bir ateşkes anlaşmasına varmak için Cidde'deki diyalog masasına dönmeye çağırdı. ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, Norveç, Suudi Arabistan, İsveç, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Avrupa Birliği (AB) tarafından imzalanan açıklamada, Sudan'da devam eden şiddet ve feci insani durumun yanı sıra insan hakları ihlalleriyle ve insani yardımın yağmalanmasıyla ilgili derin endişelerini dile getirdi. Söz konusu ülkeler, insani yardımın hızlı ve güvenli bir şekilde ulaştırılmasını, uluslararası insancıl hukuka saygı gösterilmesini ve siyasi yola dönüşü sağlamak için çatışma taraflarını çatışmaları ve sivillere yönelik saldırıları durdurmaya, etkili ve sürdürülebilir bir ateşkes anlaşmasını kabul etmeye çağırdı.

Aynı zamanda, 11 Mayıs’ta sivillerin korunmasına ilişkin yayınlanan bildirgede ve 20 Mayıs’ta imzalanan ateşkes anlaşmasında üzerinde anlaşmaya varılan taahhütlere acilen bağlı kalınması istendi. Anlaşmazlıkları çözmek ve tamamen saygı duyulacak bir ateşkese varmak için Cidde görüşmelerine geri dönülmesi, yardımın ihtiyacı olan insanlara ulaşmasını sağlamak için yardımların ve insani yardım personelinin korunması talep edildi.

Düşmanlıkların durdurulması ve çatışmanın çözümüne yönelik bölgesel ve uluslararası çabaları destekleyen açıklamada aynı zamanda Birleşmiş Milletler'in (BM) Sudan'daki Entegre Geçiş Yardım Misyonu'nun (UNITAMS) ve BM Genel Sekreteri'nin Sudan Özel Temsilcisi Volker Perthes’in desteğine, sivil geçiş, özgürlük, barış ve adalet arzularında Sudan halkına yardımcı olma yönünde bitmek bilmeyen çalışmalarına vurguda bulunuldu. Ayrıca şu ifadelere yer verildi:

“Sudan’da çatışan tarafları siyasi diyalogu yeniden tesis etmek amacıyla anlaşmazlıklarını barışçıl yollarla çözerek özgürlük, barış ve adalet talep eden Sudan halkının çağrılarına kulak vermeye çağırıyoruz.”



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24