Fas’ın Tanca şehri, MEDCOP İklim Konferansı’na ev sahipliği yapacak

Konferans, 22 ve 23 Haziran tarihlerinde gerçekleştirilecek.

İklim Konferansı, Tanca’da düzenlenecek. (Arşiv)
İklim Konferansı, Tanca’da düzenlenecek. (Arşiv)
TT

Fas’ın Tanca şehri, MEDCOP İklim Konferansı’na ev sahipliği yapacak

İklim Konferansı, Tanca’da düzenlenecek. (Arşiv)
İklim Konferansı, Tanca’da düzenlenecek. (Arşiv)

Tanca’nın Tetuan-El-Hüseyma bölgesi, Akdeniz İklim Evi Vakfı ve Fas Kralı 6. Muhammed’in himayesinde, 22 ve 23 Haziran tarihlerinde Akdeniz ülkeleri iklim için taraflar etkinliğine, MEDCOP İklim Konferansı’nın üçüncü oturuma ev sahipliği yapacak. Konferansta Akdeniz bölgesindeki iklim çalışmaları ele alınacak.

Organizatörler tarafından yapılan açıklamada, Akdeniz bölgesinde yerel ve bölgesel düzeyde iklim eyleminin kaynağı olarak kabul edilen ve bir dizi uluslararası kuruluş ve bakanlığın desteğini alan MEDCOP İklim Konferansı’nın toplanmasının, dünyadaki kronik gerilimler kapsamında gerçekleşeceği belirtildi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre açıklamada ayrıca Ukrayna’daki savaş nedeniyle durumun daha da şiddetlendiği, savaşın yerel ve küresel ekonomiler üzerinde ciddi yansımaları olduğu vurgulandı.

Açıklamada, mevcut zor koşullar ışığında, iklim değişikliğinin, neden olduğu sık ve artan sıkıntılar nedeniyle yalnızca ‘dikkate alınması gereken bir sorun’ olmadığı, dünyadaki tüm aktörler ve paydaşlar tarafından kısa, orta ve uzun vadede kararlı bir yaklaşım gerektirdiğini belirtildi.

Bu bağlamda, daha önce 2015’te Fransa’nın Marsilya şehrinde düzenlenen ilk oturumun ardından, 2016’da ikinci oturuma ev sahipliği yapan Tanca’da konferansın üçüncüsü de gerçekleştirilecek.

MEDCOP İklim Konferansı, küresel iklim değişikliğinden en çok etkilenen yerlerden Akdeniz bölgesindeki toplulukların kalkınmasına olanak sağlayan bir Akdeniz dinamizminin yaratılmasına katkıda bulunmayı amaçlıyor. Aynı zamanda prosedürel ve operasyonel mekanizmalar ve araçlar aracılığıyla, çevresel, ekonomik, sosyal ve bilimsel somut projelerle aralarındaki iş birliği seviyesini yükseltmenin yanı sıra bölgesel dönüşümleri ve kalkınmayı hızlandırmayı hedefliyor. Krizi fırsata dönüştürmek ve Küresel İklim Eylemi için Marakeş İş Birliği’ni hayata geçirmek üzere su, gıda ve enerji güvenliklerini tehdit eden iklim değişikliği tehlikeleriyle yüzleşmelerini sağlamayı ve kalkınma projeleri başlatılmayı amaçlıyor.

Tanca’daki ikinci oturum, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’na (COP) paralel olarak yıllık bir Akdeniz forumu kapsamında gerçekleştirilecek. Böylece, Akdeniz ülkelerindeki, özellikle güneydeki yerel aktörler ve sivil toplum aktörlerinin doğrudan katılımıyla, COP konferanslarının her oturumunda alınan kararların ve başlatılan projelerin hayata geçirilmesinin önünü açmak için somut adım ve eylemlerin takip edilmesi sağlanacak.

Süreci yakından takip eden bir kaynak, Tanca’daki 2023 MEDCOP İklim Konferansı’nın iklim eylemiyle ilgili hedeflere ulaşmayı amaçladığını belirtti. Söz konusu hedeflerin birkaç noktada özetlenebileceğini, bunların iklim değişikliğinin getirdiği zorluklara karşı mücadele için bir Akdeniz dinamizmi inşa etmek ve güçlendirmeye katkıda bulunmak için somut projeler üzerinde etkili ve verimli iş birliğini teşvik etmek olduğunu söyledi. Saha eylemi ve aktivasyon için mekanizmalar araştırmak, Küresel İklim Eylemi için Marakeş İş Birliği’ni hayata geçirmek ve bu amaçla konferansın Akdeniz bölgesinde kilit bir rol üstlenmesini sağlamak, her COP konferansının başlamasından önce bu forumu düzenleyerek uzun vadede proaktif dinamizme dahil olmak, alınan tüm kararların ve başlatılan projelerin takibini ve takibini sağlamak ve bu alandaki uluslararası girişimlerde Akdeniz ve Güney ülkelerinde yerel yönetimler ile sivil toplum aktörleri arasındaki ortaklık ve iş birliğini teşvik etmek ve yükseltmek de hedefler arasında dedi.

MEDCOP İklim Konferansının etkinlikleri sekiz tematik eksen etrafında düzenleniyor. Bunlar, iklim değişikliğine uyum sağlayan şehirler ve bölgeler, sürdürülebilir gıda sistemleri, su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi ve mavi ekonomi, enerji dönüşümü, kadın ve iklim, doğa temelli çözümler, iklimsel göç, barış, güvenlik ve ademi merkeziyetçi iş birliği ve son olarak iklim projelerinin finansmanı olarak sıralanıyor.

Tanca konferansı bir açılış oturumu, 16 tematik seminere, bir çalışma formuna, Tanca’nın farklı yerlerinde paralel faaliyetlere (eğitim kursları, şirket ve yüklenicilerin yetkilileri ve temsilcileri arasındaki iş görüşmeleri ve MEDCOP İklimi Konferası üzerine araştırma ve inceleme merkezleri ve sivil toplum kuruluşlarının toplantıları) tanık olacak ve kapanış oturumu ile etkinlikler sona erecek.

Bunun yanı sıra, İklim Konferansı etkinliklerinin gerçekleştirileceği iki gün boyunca ‘Çözümler Şehri’ adı altında iklim eylemi konusunda sunum ve çözümlerin ele alındığı bir platform da oluşturulacak.



İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
TT

İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)

Lübnan’ın resmî haber ajansı Ulusal Haber Ajansı (NNA), bugün (Cuma) Güney Lübnan’daki Vezzani ve Mecidiye çevresinin İsrail topçuları tarafından hedef alındığını bildirdi.

Ajansa göre, İsrail’e ait bir insansız hava aracı Ras el-Nakura bölgesinde bir balıkçı teknesinin yakınına ses bombası bıraktı; olayda yaralanan olmadı. Aynı bölgede İsrail’e ait bir savaş botu da ülkenin kara sularına doğru makineli tüfekle ateş açtı.


İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
TT

İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)

Filistinli kaynaklar, İsrail’in iki gündür öne sürdüğü, İslami Cihad Hareketi’nin Hamas ile iş birliği yapmayı reddettiği ve ateşkesin ikinci aşamasına geçilmeden önce elindeki son İsrailli esirin cesedini teslim etmediği yönündeki iddiaları yalanladı.

İsrail’in Maariv gazetesinin güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Hamas ile İslami Cihad arasında, Ran Gafeli isimli son esirin cesedinin teslim edilmemesi konusunda gerilim yaşandığı iddia edildi. İsrail, Gafeli’nin kaçırılmasında İslami Cihad mensuplarının doğrudan rol aldığını düşünüyor.

İslami Cihad’ın askeri kanadı Saraya el-Kudüs, günler önce yaptığı açıklamada tüm esirleri teslim ettiklerini ve ateşkes anlaşmasına tamamen uyduklarını belirtti. Hareketten Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Gafeli’nin cesedinin kendi ellerinde bulunmadığını, cesedin Hamas’ın kontrolünde olduğunu ifade etti. Kaynaklar, Hamas ile koordinasyonun “mükemmel seviyede” olduğunu ve İsrail basınında yer alan gerilim iddialarının gerçeği yansıtmadığını vurguladı.

dsvf
İslami Cihad savaşçıları ve Mısırlı işçiler, Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat'ın kuzeyinde İsrailli rehinelerin cesetlerini arıyor (Arşiv - AP)

Hamas kaynakları da Şarku’l Avsat’a, cesedin Gazze kentinin doğusundaki Şucaiyye ve Zeytun mahallelerinde 3 veya 4 farklı noktada bulunmuş olabileceği yönünde şüpheler olduğunu aktardı. Ancak bu noktalarda yürütülen aramalarda cesede ulaşılamadığı, esir alma ve gömülme süreçlerine dahil olan saha sorumluları ve militanların tamamının çeşitli saldırılarda öldüğü için kesin yer tespiti yapmanın zorlaştığı bildirildi. Kaynaklar ayrıca yoğun bombardıman ve bölgenin tamamen yıkılması nedeniyle tespit çalışmalarının daha da güçleştiğini belirtti.

Yediot Aharonot gazetesine göre İsrail, arabulucular aracılığıyla Hamas’a, cesedin yerinin belirlenmesine yardımcı olabilecek kişilere ilişkin bilgiler ve bölgenin olası konumunu gösteren uydu görüntüleri iletti. Hamas kaynakları, bu dosya ve diğer konularla ilgili arabulucularla temasın sürdüğünü söyledi.

Yeni videonun ortaya çıkardığı soru işaretleri

Bu gelişmeler, İsrailli esir ailelerinin yayımladığı görüntülerle eş zamanlı yaşandı. Videolarda, Ağustos 2024’te Refah’taki bir tünelde cesetleri bulunan altı esirin, tünelde birlikte yaşarken Hanuka’yı kutladıkları, 2024 yeni yılına girdikleri, konuşup saç tıraşı oldukları ve tünel içinde farklı noktalara hareket ettikleri görülüyor.

dfgh
Hamas militanları, 20 Şubat 2025'te Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin cesetlerinin Kızılhaç'a teslimi sırasında tabutlardan birini taşıyor (DPA)

Görüntüler, İsrail ordusunun söz konusu altı kişinin tünele ulaşımdan iki gün önce Hamas tarafından öldürüldüğü yönündeki açıklamalarına dair soru işaretleri doğurdu. Hamas bu iddiayı reddederek, esirlerin bölgeyi hedef alan İsrail bombardımanında öldüğünü söyledi.

Maariv'den gazeteci Miki Levine, esirlerin “Nisan ayında anlaşma sağlanmış olsaydı hayatta olabileceklerini” belirten bir değerlendirme yayımladı. Levine, Başbakan Netanyahu ile bakanlar Smotrich ve Ben-Gvir’in “tam zafer” stratejisinde ısrar etmelerinin, Refah’a girilmesinin esirleri tehlikeye atacağı yönündeki uyarıları göz ardı ettiklerini yazdı.

İsrail devlet televizyonu da, esirlerin öldürülmesinden birkaç gün önce müzakerelerin tıkanma noktasına gelmesinin, Tel Aviv’in Filadelfi Koridoru’nun kontrolünü şart koşmasından kaynaklandığını; o aşamada anlaşma imzalansaydı altı esirden beşinin serbest bırakılacağını aktardı.

Hamas kaynakları ise Şarku’l Avsat’a, esirlerin topçu ve hava bombardımanında öldüğünü, saldırı sırasında bazı esir gardiyanlarının da yaşamını yitirdiğini teyit etti. Kaynaklar, savaş boyunca İsrail güçleri esirlere yaklaşırsa “tehlike durumunda esirin öldürülmesi” yönünde talimat bulunduğunu da belirtti.7Tünelin Refah’ın batısındaki Tel Sultan’da bulunduğu, İsrail ordusunun sonraki incelemelerinde esirlerin “bölgedeki yoğun askeri baskı nedeniyle hayatını kaybettiğini” kabul ettiği bildirildi.

Ekim 2024’te İsrail, Hamas’ın eski siyasi büro şefi Yahya es-Sinvar’ı, Tel Sultan’daki bir evde, yanında silahlı bir grupla bulunduğu sırada öldürmüştü. Kasım ayında Hamas kaynakları, Muhammed es-Sinvar’ın oğlu İbrahim’in de Refah’taki bir tünelde hava saldırısında öldüğünü açıklamıştı. DNA bulgularının, aynı tünelde Hamas mensuplarının bulunduğuna işaret ettiği belirtildi. Esirlerin, İbrahim es-Sinvar’ın öldüğü saldırıda hayatını kaybetmiş olabileceği değerlendiriliyor.

Hamas kaynakları, İsrailli esirlere ilişkin talimatların çok sıkı olduğunu ve hayatta kalmaları için tüm imkânların seferber edildiğini vurguladı.


Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
TT

Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)

Gazze Şeridi'ni 24 saatten kısa bir süre içinde vuran fırtına ve derin alçak basınç sistemi, birçok evin çökmesi ve bölge genelinde çadırların sular altında kalması sonucu 11 Filistinlinin ölümüne birçok kişinin de yaralanmasına yol açtı.

Filistin Haber Ajansı'na (WAFA) göre yerel kaynaklar, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'nın Bir el-Naja bölgesinde, yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir evin çökmesi sonucu 5 Filistinlinin öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını bildirdi.

 Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı kaynaklar, bugün şafak vakti Gazze şehrinin batısındaki el-Rimal mahallesinde yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının üzerine büyük bir duvarın çökmesi sonucu 2 vatandaşın öldüğünü, Gazze şehrinde aşırı soğuktan bir çocuğun, el-Şati kampında ise bir bebeğin hayatını kaybettiğini belirtti. Dün de el-Şati kampında bir duvarın çökmesi sonucu bir kişi hayatını kaybetti.

Dün el-Amadi bölgesindeki Ebu Cebel kampında bir çadırın çökmesi sonucu iki çocuk yaralandı; Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki mülteci çadırında ise bir bebek aşırı soğuktan hayatını kaybetti.

Sivil savunma ekipleri, son birkaç saat içinde en az 10 evin çöktüğünü, son olarak da el-Kerame ve Şeyh Rıdvan mahallelerinde 2 evin yıkıldığını bildirdi.

Bu olumsuz hava koşulları ayrıca Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki kampların tamamının sular altında kalmasına, Deyr el-Belah'taki el-Bassa ve el-Baraka'nın geniş alanlarının, Nuseyrat'taki Merkez Pazarı'nın ve Gazze Şehri'ndeki Yermuk ve liman bölgelerinin hasar görmesine yol açtı.

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), dün yaptığı açıklamada, şiddetli yağmur ve ıslak çadırların, aşırı kalabalık Gazze Şeridi'ndeki kötüleşen sağlık ve yaşam koşullarını daha da kötüleştirdiğini belirterek, soğuk hava, yetersiz sanitasyon ve hijyen eksikliğinin salgın hastalık riskini artırdığını vurguladı. UNRWA, insani yardıma erişimin acilen kolaylaştırılması çağrısında bulundu.