Turizm, Kahire ile Tahran arasındaki yakınlaşma yolunda siyasetten önce mi geliyor?

Mısır Dışişleri Bakanı, Kasım ayında Şarm eş-Şeyh'te düzenlenen COP 27 zirvesine katılan İran heyetini ağırladı (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır Dışişleri Bakanı, Kasım ayında Şarm eş-Şeyh'te düzenlenen COP 27 zirvesine katılan İran heyetini ağırladı (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
TT

Turizm, Kahire ile Tahran arasındaki yakınlaşma yolunda siyasetten önce mi geliyor?

Mısır Dışişleri Bakanı, Kasım ayında Şarm eş-Şeyh'te düzenlenen COP 27 zirvesine katılan İran heyetini ağırladı (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır Dışişleri Bakanı, Kasım ayında Şarm eş-Şeyh'te düzenlenen COP 27 zirvesine katılan İran heyetini ağırladı (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Tahran tarafından yapılan açıklamalar, Mısır ile İran arasındaki ilişkilerde beklenen adımın atılmasına bu kez turizm yoluyla zemin hazırladı. İran medyası, iki ülke arasındaki turizm hareketliliğini kolaylaştırma yönünde resmi heyetlerin karşılıklı ziyaretleri hakkında bilgi verdi. İranlı yetkililer, Tahran ile Kahire arasında 45 gün içinde ilk doğrudan uçuşun başladığını duyururken, Mısır ise sessiz kaldı.

İran Seyahat ve Turizm Ofisleri Federasyonu Başkanı dün yaptığı açıklamada, Mısır Turizm Bakanlığı Genel Müdürü'nün önümüzdeki hafta resmi heyet başkanlığında Tahran'ı ziyaret edeceğini duyurdu. İran’ın resmi haber ajansı IRNA’nın aktardığına göre federasyon başkanı, “Geçen hafta Mısır'a yaptığımız ziyarette bilhassa Mısır turizmi alanında hükümet yetkilileriyle görüştük” ifadelerini kullandı. Tahran ile Kahire arasındaki siyasi ilişkilerin yakında düzeleceği umudunu dile getiren İranlı yetkili, Mısır ile turizmi geliştirme müzakerelerine Irak'ın aracılık ettiğini açıkladı.

Daha önce İran’ın Tasnim haber ajansının bir haberinde, Hava Seyahat ve Turizm Hizmetleri Sendikası 45 gün içerisinde Tahran ile Kahire arasında ilk direkt uçuşun başlayacağını duyurmuştu.

İran lideri Ali Hamaney'in Uluslararası İlişkiler Danışmanı Ali Ekber Velayeti, ülkesi ile Mısır arasındaki ilişkilerin yeniden başlamasının büyük önem taşıdığını vurguladı. IRNA’nın dün yayınladığı habere göre Velayeti, “Tahran ile Kahire arasındaki ilişkilerin Suudi Arabistan'ın da katılımıyla normalleşmesi, bölgeye yeni bir denge getirecektir” vurgusunda bulundu.

İran geçtiğimiz haftalarda Kahire ile yakınlaşmaya yönelik açıklamalar ve sinyallere imza atarken Mısır makamları ise bu sinyallere sessiz kaldı. Şarku’l Avsat, Mısır Turizm Bakanlığından İran ile turizm işbirliğindeki gelişmeler hakkında resmi bir açıklama almak istedi, ancak herhangi bir yanıt alamadı.

Mısır Parlamentosu'nda Turizm ve Sivil Havacılık Komitesi Vekili Temsilci Ahmed et-Tibi, İranlı turistlerin Mısır'a yapacağı gezilerin yeniden başlama vaktinin henüz bilinmediğini söyledi. Parlamentoya bu konuda herhangi bir bilgi ulaşmadığına da işaret etti.

Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, genel olarak turistik gezilerin insanlar arasındaki ilişkileri geliştirdiğini ve bakış açılarını yakınlaştırdığını belirten Tibi, “İranlı turistlerin, milyonlarca İranlı için tarihi ve manevi değeri temsil eden Âl el-Beyt türbeleri başta olmak üzere tarihi ve miras zenginliği dolayısıyla Mısır'ı ziyaret etmeye yönelik ciddi bir ilgisi var. Mısır ise turizmi canlandırmak istiyor. Komite, İranlı turistlerin Mısır gezilerinin sözleşmeleri veya düzenliliği hakkında herhangi bir ayrıntı edinmedi. Konuyla ilgili ciddi gelişmeler olması halinde en yakın toplantıda konunun komisyona sunulması muhtemel” ifadelerini kullandı.

İranlı yetkililer ve parlamenterler geçtiğimiz haftalarda Tahran ile Kahire arasındaki ilişkilerin 30 Mayıs'ta yeniden başlamasına yönelik adımlardan bahsetti. İran hükümet sözcüsü, İran lideri Ali Hamaney'in ilişkilerin yeniden başlamasını memnuniyetle karşıladığı açıklamalarının ardından Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin Dışişleri Bakanlığına Mısır ile ilişkileri pekiştirme yönünde gerekli önlemleri alması talimatını verdiğini söyledi.

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ise daha sonra yaptığı açıklamada, iki ülkenin Tahran ve Kahire'de çıkarlarını koruma ofisleri aracılığıyla iki taraf arasında doğrudan iletişim için resmi bir kanal olduğunu vurguladı. Kahire’deki İran İslam Cumhuriyeti'nin Çıkarlarını Koruma Ofisi, geçtiğimiz ay İran havayollarının Kahire'ye uçuş gerçekleştirmek için Mısırlı yetkililerden izin talebinde bulunacağını duyurmuştu. Öncesinde ise İran Sivil Havacılık Örgütü Başkanı Muhammed Bahaş, Tahran'ın İran ile Mısır arasında doğrudan uçuşlar düzenlemeye hazır olduğunu doğrulamıştı.

Mısır hükümeti, geçen Mart ayında, İranlı turistlerin dahil olmak üzere gelen dış yolcuların turizm hareketliliğini kolaylaştırmak için bir kolaylaştırma paketini onaylamıştı. Mısır Turizm ve Eski Eserler Bakanı Ahmed İsa, “Gelen İranlı turistler, belirli kontroller ve koşullar dahilinde Güney Sina'daki havalimanlarına vardıklarında vize alacaklar” açıklamalarında bulundu. İranlı turistlerin önceden Mısır tarafıyla seyahati koordine eden şirketlerin organize edeceği şekilde vize almaları şart koşuldu.

Bu gelişmeyi memnuniyetle karşılayan İran, Mısır'a turistik geziler düzenlemeye hazır olduğunu açıkladı. Ancak İran Kültürel Miras ve Turizm Bakanı İzzetullah Zergami, geçen ayın başlarında yaptığı açıklamada İran'dan Mısır'a grupça turist gezilerinin olmadığını doğruladı.

Mısır eski Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Mısır Dışişleri Konseyi üyesi Büyükelçi Raha Ahmed Hasan, İran'ın Mısır'a turist gezilerinin yeniden başlaması haberini iki taraf arasında daha fazla yakınlaşmaya doğru bir adım olarak değerlendirdi. Bu uçuşların yeniden başlamasının güvenlik açısından bir atılım olduğu, iki ülke arasındaki ilişkiler dosyasının yönetilmesinde siyasi rolün arttığı anlamına geldiğini açıkladı.

Şarku’l Avsat’a konuşan Hasan, “Kahire, İran ve Türkiye gibi ülkelerle ilişkilerini ekonomik ve siyasi taraflar arasında yönetme hususunda uzun yıllardır ayrışmayı sürdürmüştür. Bazı dönemlerde yaşanan siyasi gerilimlere rağmen, İran'ın Mısır'daki ekonomik yatırımları Türk muadillerine kıyasla sınırlı olsa da, ekonomik ilişkiler bu gerilimden etkilenmemiştir. Mısır'da İran’ın inanç turizmine yönelik vizelerin açılması kararı ve direkt uçuşların yeniden başlaması haberleri ikili ilişkilerin geliştirilmesi bağlamında takip edilebilir” açıklamalarında bulundu.

İran'ın Mısır'a turistik geziler düzenleme çabaları ilk değil; 2011-2013 yılları arasında da bu konuda girişimler başlamıştı. Ancak dönemin etkili Mısırlı şahsiyetleri ve güçleri tarafından katı bir itirazla karşılanmış, bu sebeple bu adımların atılması engellenmişti.



Hamas savaş sırasında yeni savaşçıları nasıl topladı ve eğitti?

TT

Hamas savaş sırasında yeni savaşçıları nasıl topladı ve eğitti?

Hamas savaş sırasında yeni savaşçıları nasıl topladı ve eğitti?

Hamas tarafından yapılan bir açıklama ve eski ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın teyidi, Filistin hareketinin 15 ay süren Gazze savaşı sırasında savaşçı toplayabildiğini ve eğitebildiğini gösterdi.

Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde, geçtiğimiz temmuz ayında yaptığı bir açıklamada şöyle demişti: “Savaş sırasında binlerce yeni savaşçı devşirebildik, bazı önemli yeteneklerimizi geliştirdik, pusu hazırladık, bomba ve füze ürettik ve düşmanın kalıntılarını geri dönüştürdük.”

Eski ABD Dışişleri Bakanı da 14 Ocak'ta Dışişleri Bakanı olarak yaptığı son konuşmada Hamas'ın yeni savaşçılar devşirdiğini doğrulayarak şunları söyledi: “Tahminlerimize göre Hamas neredeyse kaybettiklerine eşit sayıda yeni savaşçı devşirdi. Bu adım intifadanın ve savaşın devam ettiğini gösteriyor.”

Hem ABD'nin açıklamaları hem de Hamas'ın iddiaları, hareketin savaş ortamında nasıl savaşçı topladığı ve eğittiği konusunda soru işaretleri yarattı. Ancak Şarku'l Avsat muhabirinin Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nın yıkıntılarında bulduğu Hamas askeri eğitim kılavuzları, hareketin üyelerini eğitmek için kullandığı mekanizmayı kısmen açıklıyor.

Cibaliye Mülteci Kampı, ordunun itiraflarına göre yaklaşık 100 gün süren ve onlarca İsrailli subay ve askerin ölümüyle sonuçlanan özel ve yoğun bir İsrail askeri operasyonuna tanık olurken, Hamas bu çatışmalardaki kayıplarını açıklamadı.

Tatbikatların niteliği

‘Zırhlılara Karşı Silahlar - Kuzey Tugayı’ başlıklı ve 2023 tarihli kılavuzlar, Kassam Tugayları’nın yeni askerleri İsrail kuvvetlerine karşı operasyonlar yürütmeye yönlendirme girişimlerinin bir parçası olarak hafif silahların ve güdümlü roketlerin nasıl kullanılacağına dair askeri eğitim talimatlarını içeriyor.

Yayınlar ayrıca yeni savaşçılara, nişancılık ve atış kuralları, İsrail araçlarına, özellikle de Merkava tankına zarar vermek için gereken mesafe ve tanktaki zayıf noktalar hakkında bilgi veriyor.

Kılavuzlarda ayrıca RBG, PG-7V, F-7, BG-7M, Yasin, Tandem, Çin, Rus ve TBG mermilerinin kullanımına ilişkin temel bilgiler de yer alıyor.

Şarku'l Avsat'a konuşan Hamas kaynakları, ‘bu kılavuzların, el kitaplarının ve diğer araç gereçlerin askeri bölgelerde eğitilen yeni Kassam Tugayları savaşçılarına uygulamalı eğitim vermek için yıllardır var olduğunu’ söyledi. Kaynaklar, “Bu kılavuzların ve diğer araç gereçlerin Cibaliye Mülteci Kampı'ndaki çatışma yerlerinde bulunması, direnişçilere, özellikle de yeni savaşçılara saldırganlıkla başa çıkmalarında yardımcı olmayı amaçlıyordu” diye konuştu.

‘Eğitim kılavuzlarının Gazze Şeridi'nin özellikle diğer bölgelerden daha yoğun ve daha geniş saldırıya maruz kalan kuzey bölgelerinde meydana gelen çatışmalarda çok yardımcı olduğunu’ belirten kaynaklar, “Askeri kabiliyetler de erozyona uğruyordu. Ancak saha komutanları, savaşı yönetmek için alternatifler bularak ve yeni savaşçılar alarak bunu hızla çözdüler” ifadelerini kullandı.

Yeni savaşçılar... Kim bunlar?

Kaynaklar, savaş sırasında Kassam Tugayları tarafından silah altına alınanların, savaştan önce acemi savaşçılar için düzenlenen hızlı askeri kurslarda silah eğitimi almış unsurlar olduğunu söylüyor. Kaynaklar, “Savaşan ana unsurların büyük bir kısmını kaybettikten sonra bu acemi savaşçılar, harekete sadık unsurlardan devşirilen diğerleriyle birlikte savaşlara katılmaya çağrıldı. Ancak daha önce olduğu gibi kapsamlı bir eğitim almadılar ve sadece saha gerçekliğiyle başa çıkmak için bazı hızlı temel bilgiler öğrendiler” şeklinde konuştu.

Hamas kaynakları ayrıca, ‘bu yeni savaşçılara deneyimli savaşçıların eşlik ettiğini, sahadaki gelişmeler ışığında güdümlü füzeler (örneğin Yasin) ve diğerleri gibi alışılmadık silahların kullanımına ilişkin yazılı talimatlara sahip olduklarını, ancak hepsinin Kalaşnikof gibi hafif silahların kullanımında ustalaştığını’ açıkladı.

Kaynaklar yeni savaşçıların ‘sahada çalışma ve taktikler konusunda çok az deneyimleri’ olduğunu ve bazılarının ‘zorluklarla’ karşılaştığını kabul ederken, ‘gerilla ve sokak savaşının onlar için daha kolay olduğunu’ vurguladılar.

Kaynaklara göre bu kişilerin çoğu başta Cibaliye ve Beyt Lahiya olmak üzere Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki çatışmalarda önemli rol oynarken, bir kısmı da Beyt Hanun'da savaştı ve İsrail askerlerinin öldürülmesine yol açan operasyonlara katıldı.

Yanıltmaca

İsrail'le varılan ateşkes anlaşmasının ardından geçtiğimiz pazar günü gerçekleştirilen ilk esir değişimi sırasında Hamas'ın eleman devşirebildiği fikrini sürekli kılmaya çalıştığı anlaşıldı. Zira Kassam Tugayları mensupları, Gazze Şeridi'nin nispeten kuzey kesiminin bir parçası sayılan Gazze şehrinin merkezindeki operasyon sırasında açık ve belirgin bir şekilde ortaya çıktı.

Kaynaklara göre Hamas, gerçekleştirdiği bir yanıltmaca operasyonunun ardından gerçekleşen teslim sırasında, esirleri taşıyan araçlara benzer tipte ve farklı şekillerde araçları aynı anda Gazze şehrinin çeşitli mahallelerinden geçirdi.

Kaynaklar, esirleri taşıyan özel aracın izlenmesini engellemek için Hamas ajanlarına Saraya Meydanı'nda toplanmaları yönünde mesajlar gönderildiğini bildirdi.

Savaşçı sayısı

Kaynaklar, Ebu Ubeyde'nin konuşmasından sonra ‘2024 acemi’ olarak adlandırılan yeni askerlerin sayısı hakkında net bir bilgi vermedi. Bu, Hamas'a bağlı aktivistler tarafından Gazze içinde ve dışında sosyal medya ağlarında İsrail'in kabiliyetleriyle alay etmek için kullanılan bir terim.

İsrail Yayın Kurumu tarafından bu ayın başlarında yayınlanan ve askeri kaynaklara dayandırılan tahminlere göre savaşçıların sayısı 4 bine ulaşıyor. Aynı kaynaklar, üst düzey bir Kassam Tugayları lideri olan Muhammed Sinvar'ı (Hamas'ın Gazze Şeridi'ndeki merhum lideri Yahya Sinvar'ın kardeşi) bundan sorumlu olmakla suçluyor.

scadvf
İsrail ordusu tarafından 17 Aralık'ta yayınlanan ve Yahya Sinvar'ın kardeşi Muhammed Sinvar'ın Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Erez (Beyt Hanun) Sınır Kapısı yakınlarında Hamas'a ait bir tünelin içinde arabada çekilmiş fotoğrafı (İsrail ordusu - Reuters)

Wall Street Journal'a göre Muhammed Sinvar, ‘Hamas'ın yeteneklerini yeniden inşa etmeye’ çalışıyor. Hamas'ın savaş sırasında yürüttüğü savaşçı toplama kampanyası ve devam eden çatışmaları, Gazze Şeridi'nde militanlardan temizlediğini ilan ettiği bölgelere birkaç kez geri dönen ancak her seferinde şiddetli bir direnişle karşılaşan İsrail için büyük bir zorluk oluşturdu.

Savaştan önce Kassam Tugayları'nın 24 tabura bölünmüş beş tugaya bağlı yaklaşık 30 bin savaşçısı olduğu tahmin ediliyor.

Eski ABD Dışişleri Bakanı, Hamas'ın Gazze Şeridi'nde kaybettiği savaşçı sayısı kadar savaşçı devşirdiğini tahmin ediyordu.

Blinken, Atlantik Konseyi'nde yaptığı bir konuşmada, İsrail'in Gazze Şeridi stratejisini eleştirerek şunları söyledi: “İsrail hükümetine Hamas'ın sadece askeri bir harekatla yenilemeyeceğini ve net bir alternatif, çatışma sonrası bir plan ve Filistinliler için inandırıcı bir siyasi ufuk olmadan Hamas'ın yeniden büyüyeceğini uzun zamandır anlatıyoruz.”

Konuşmasında, İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyinde halen direnişle karşı karşıya olduğunu belirten Blinken, “7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'nin kuzeyinde yaşanan tam da budur. İsrail ne zaman askeri operasyonlarını tamamlayıp Hamas'ı geri çekse, militanlar yeniden toparlanıp ortaya çıkıyor. Çünkü boşluğu dolduracak başka bir şey yok” ifadelerini kullandı.