Lise bitirme sınavı Mısırlılar için hala bir ‘öcü’ mü?

Sonuçlarının açıklanmasıyla ilgili büyük beklentinin ortasında

Mısır Eğitim Bakanı bu yıl lise sınav kurullarından birine yaptığı ziyarette (Mısır Eğitim Bakanlığı)
Mısır Eğitim Bakanı bu yıl lise sınav kurullarından birine yaptığı ziyarette (Mısır Eğitim Bakanlığı)
TT

Lise bitirme sınavı Mısırlılar için hala bir ‘öcü’ mü?

Mısır Eğitim Bakanı bu yıl lise sınav kurullarından birine yaptığı ziyarette (Mısır Eğitim Bakanlığı)
Mısır Eğitim Bakanı bu yıl lise sınav kurullarından birine yaptığı ziyarette (Mısır Eğitim Bakanlığı)

Hızlı bir nabız, titreyen gözler ve aşırı gerginlikten yemeyi kabul etmeyen bir mide ile, Şarkiye şehrinden 47 yaşındaki Muhammed Bedevi ellerini göğe kaldırarak, titreyen bir sesle “Allah’ım aklımızı koru ve sevincimiz büyük bir sevinç yap” diyerek Allah’a dua etti.

Bedevi, Mısır lise bitirme sınavı sonuçlarının açıklanmasını bekleyen bir milyondan fazla ebeveynden biriydi. Gözlemciler, bu dönemin endişenin arttığı ve ülke genelinde ‘her yıl görülen bir ateş’ haline geldiğini öne sürüyor.

Geçtiğimiz saatlerde, çizimler ve gönderiler ile sosyal medya lise sonuçları, üniversite beklentileriyle doluydu. Gönderilerden bazıları, başarı dualarıyla ilgiliyken, bazıları ailelerin sonuçlar duyulduktan sonra atacakları mesajlarla alay ediyordu. Kırklı yaşlarındaki Emine Abdulhamid “Sonuç açıklandığında kimse beni aramasın çünkü sonuçtan emin olacağım” dedi.

Bu sosyal paylaşımlar Mısırlı ailelerin, özellikle cumartesi günü sonuçları açıklama tarihleriyle ilgili çelişkili haberler çıktıktan sonra, lise bitirme sınavı sonuçlarının resmi olarak açıklanmasını bekledikleri bir zamanda yapıldı.

Tarihsel olarak, sınava yönelik ‘öcü’ terimi Mısırlı aileler ve lise öğrencileri arasında yaygın olarak kullanılıyor. Zira kimileri bunu öğrencilerin geleceğini şekillendiren bir ‘darboğaz’ olarak görüyor çünkü öğrencinin kaydolacağı üniversiteyi belirliyor. Ülkede özel eğitim olmasına rağmen, çocuklarını devlet üniversiteleri arasından en iyi üniversitelere kaydettirme konusunda aileler arasında eski ve hala devam eden bir mücadele bulunuyor.

Bu nedenle lise eğitimi ailelerin yaşamında önemli bir aşama olmaya devam ediyor. Ailelerin çoğu, özel eğitim merkezlerinin kendi kazançları için yarıştığı özel derslerin giderleri sağlamaya çalışıyor. Ailelerin bu çabaları, Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullarda eğitim hizmetleri sağlama ve öğrencilere ‘ücretsiz eğitim platformları’ sunma yönündeki ‘yoğun’ çaba ve girişimlerinin ortasında geliyor.

Mısır’daki Eğitim Bakanlığı dün (Cumartesi), ‘Lise bitirme sınavının sonucu, adalet ve doğruluğu garanti edecek şekilde verildiğinden emin olmak için birçok inceleme aşamasından geçiyor” dedi. Eğitim Bakanlığı Sözcüsü Şadi Zalta, Mısır Eğitim Bakanı Dr. Rıza Hecazi’nin ‘sonuç tarihini, ilgili tüm prosedürler tamamlanır tamamlanmaz resmi olarak açıklayacağını’ belirtti. Medyaya ‘Öğrenci ve velilerin kafasının karışmasını ve dikkatinin dağılmasını önlemek için, bakanlık tarafından yayınlanan resmi açıklamalara bağlı kalmaya’ çağırdı.

Ayn Şems Üniversitesi’nde eğitim uzmanı ve müfredat profesörü Hasan Şeheta, Mısır’daki lise sistemi için bu yılki deneyimin ‘lisenin kabuslarını ve öcüyü yenmek için gerçek bir başlangıç’ olmasını beklediğini belirtti.

Mısır Bakanlar Kurulu’na bağlı Bilgi ve Karar Destek Merkezi’nin istatistiklerine göre, bu yıl edebiyat bölümünden 276 bin öğrenci, fen bilimleri bölümünden yaklaşık 391 bin 600 öğrenci ve matematik ölümünden yaklaşık 98 bin 600 öğrenci olmak üzere toplam 783 bin öğrenci lise bitirme sınavlarına girdi.

Lise bitirme sonuçlarının açıklanmasına eşlik eden aile baskıları üzerine, Mısır’da siyaset sosyolojisi profesörü olan Said Sadık, Şarku’l Avsat’a ekonomik faktörün ‘öğrenciler ve aileleri üzerindeki bu yılki baskıların nedeni olduğunu’ söyledi. Sadık “Konu görecelidir. Devlet üniversitelerindeki en iyi fakülteler için alternatif seçeneklere sahip olanlar, aileleriyle birlikte eğitim yoluyla sosyal ilerleme elde etmek isteyen yoksul öğrencilerin yaşadığı aynı baskılarla karşı karşıya kalmıyor” dedi. Ayrıca “Burada kurulan bir hayali kaybetmenin dehşeti ve bunun getirdiği psikolojik ve toplumsal baskı da ortaya çıkıyor” ifadelerini sözlerine ekledi.

Sadık’a göre öğrenciler tıp bölümü gibi üniversite hayallerinin, silinip gitme korkusunu paylaşıyor. Tıp ve mühendislik eğitiminin devlet üniversitelerinde büyük bir itibarı bulunuyor. Bununla birlikte Sadık “Zengin kesimler, çocukları yurtdışında okumak için seyahat etmek gibi daha iyi fırsatlara sahip olabilir ve bazıları liseden mezun olarak alternatif uluslararası derecelere kaydolabilir” dedi. Siyaset sosyolojisi profesörü, bu baskıların ‘yerinde olduğunu, zira bir dönüm noktası olduğunu ve ailelerinin güvendiği öğrencilerin geleceğinin belirlendiğini’ belirtti.

Zirve Fakülteler olarak bilinen üniversiteler için mevsimsel mücadele hakkında, Şehata Şarkul Avsat’a Mısır’daki yeni üniversitelerin sivil, devlet ve özel arasındaki çeşitliliğinin ve sundukları ‘programların’ ‘öğrencilerin ve ailelerinin hayallerini gerçekleştirme fırsatlarını artırdığını’ söyledi.

Yerel raporlara göre, geçen yıl yüzde 75,04 olan ve 2021’de yüzde 74 olarak kaydedilen lise bitirme sınavı beklenen başarı oranı, bu yıl yüzde 78 ile 79 arasında değişebilir.

Bu konuda Sadık ‘eğitim sistemini geliştirmek kadar, sınavlarda kopya olgusuyla mücadele etmek ve bu olguyu durdurmak için çalışılması’ çağrıda bulundu. Ayrıca “Herkesin karşılayamayacağı özel ders olgusunun gölgesinde, aileler arasında bir eşitsizlik duygusu ortaya çıkıyor ve bu nedenle toplum eğitimde eşitlikten yoksun ve ücretsiz eğitim statüsü bulunmuyor” dedi.

Mısır’da sosyal medyadaki en popüler konuların başında #lise hashtag’i geliyor. Kullanıcıların gönderileri, öğrencilerin desteğini istemek, onlar için dua etmek ve sonucu ne olursa olsun kabul etmek arasında değişiyor.



İsrail, Gazzeli Filistinliler için vatan arayışını genişletiyor

İsrail, zorla göç ettirme planından vazgeçmedi, aksine Filistinliler için vatan arayışını sürdürüyor (AFP)
İsrail, zorla göç ettirme planından vazgeçmedi, aksine Filistinliler için vatan arayışını sürdürüyor (AFP)
TT

İsrail, Gazzeli Filistinliler için vatan arayışını genişletiyor

İsrail, zorla göç ettirme planından vazgeçmedi, aksine Filistinliler için vatan arayışını sürdürüyor (AFP)
İsrail, zorla göç ettirme planından vazgeçmedi, aksine Filistinliler için vatan arayışını sürdürüyor (AFP)

İnci Mecdi

Batı basınında, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hükümeti ile Ortadoğu ve Afrika’da bazı ülkeler arasında Gazze Şeridi sakinlerinin topraklarına yerleştirilmesi konusunda devam eden görüşmelere dair haberler yer almaya devam ediyor. Bu durum, Netanyahu'nun Gazzeli Filistinlileri insani bir formül kullanarak zorla göç ettirme planlarının hâlâ yürürlükte olduğunu doğruluyor. Hem de uluslararası hukukun olası bir ihlali ve etnik temizlik eylemi olarak değerlendirildiğinden, kendisini engellemeye yönelik uluslararası ve bölgesel baskılara rağmen.

Güney Sudan Dışişleri Bakanlığı, birkaç gün önce İsrail ile Güney Sudan arasında Gazze sakinlerinin topraklarına transfer edilmesi konusunda görüşmeler yapıldığı yönündeki haberleri yalanlayarak, bu iddiaların “doğru olmadığını ve Güney Sudan hükümetinin resmi tutumunu veya politikasını yansıtmadığını” vurgulasa da, İsrail ve ABD, yüz binlerce Filistinliyi Gazze'den transfer etme çabalarını sürdürüyor. Cumartesi günü Wall Street Journal'a konuşan konuya yakın kaynaklara göre, İsrailli yetkililer, Gazze'den ayrılmayı kabul eden Filistinlileri kabul etmeleri için Libya, Güney Sudan, Somaliland ve Suriye de dahil olmak üzere altı ülke ve bölgedeki mevkidaşlarıyla görüştüler.

Finansal anlaşmalar

Bazı kişiler Amerikalı gazeteye, İsrail'in Gazze sakinlerini Güney Sudan veya Libya'ya yerleştirmeye yönelik görüşmelerinin devam ettiğini söylerken, bir başka kaynak Filistinlileri Suriye veya Somali'den ayrılan bir bölge olan Somaliland'a yerleştirmek için daha önce yapılan görüşmelerde kayda değer bir ilerleme kaydedilmediğini bildirdi.

Somaliland hükümetinin temsilcisi, görüşmelerin hâlâ devam ettiğini belirtirken, Libya ve Suriye'deki yetkililer gazetenin bu haberle ilgili yorum taleplerine yanıt vermediler. Mevcut ve eski ABD’li yetkililer, ABD'nin Filistinlilerin topraklarına yerleştirilmesi konusunda İsrail ile Afrika ülkeleri arasında yapılan müzakerelere dahil olmadığını belirttiler.

Değerlendirilen destinasyonların çoğu, iç çatışmalar ve ekonomik çalkantılar gibi kendi iç sorunlarından muzdarip ve muhtemelen yüz binlerce göçmeni barındırmada zorluk çekecekler. Buna rağmen, kötü koşulları, Gazze'den veya başka yerlerden transfer edilen kişilerin kabulü karşılığında kendilerine ekonomik destek veya başka faydalar sunabilecek anlaşmaların kapısını açtı.

Mısır'ın itirazı ve baskısı

Ekim 2023'te Gazze Savaşı'nın patlak vermesinden haftalar sonra, İsrailli yetkililer Gazze Şeridi sakinlerinin zorla göç ettirilmesine yönelik planlardan açıkça bahsetmeye başladılar. Bu fikir, ABD Başkanı Donald Trump'ın bu yılın başlarında 2 milyon Filistinlinin Mısır ve Ürdün'e transfer edilmesini talep etmesiyle daha büyük bir yankı oluşturdu. Trump, ABD'nin Gazze Şeridi'ni kontrol edeceğini ve “Gazze Rivierası” olarak tanımladığı plan ile Gazze’nin uluslararası bir turizm merkezi olarak yeniden geliştirileceğini de söyledi.

Bu talepler, İsrail ve ABD'nin Gazze Şeridi sakinlerini Sina'ya yerleştirme baskısına boyun eğmeyen Kahire ile Washington arasında gerginliğe yol açtı. Wall Street Journal'a konuşan bazı kişiler, bu baskının devam ettiğini belirtti.

Mısır, Gazze Şeridi'nin sakinlerinden boşaltılması fikrine, uluslararası hukuku ihlal eden ve Filistin davasının tasfiyesi ile sonuçlanacak bir etnik temizlik operasyonu olarak gördüğü için şiddetle karşı çıkıyor. Bazı kaynaklara göre, ABD'nin baskısı, birçok görüşmenin İsrailli ve Mısırlı yetkililer arasında sözlü atışmalar da dahil olmak üzere tartışmalarla geçmesine neden oldu.

Kaynaklar daha önce de Associated Press'e (AP), Mısır'ın Güney Sudan'a, İsrail'in Gazze sakinlerini daha geniş bir anlaşmanın parçası olarak topraklarına yerleştirme teklifini kabul etmemesi için baskı yaptığını bildirmişti. İki Mısırlı yetkili, İsrail'in aylardır Filistinlileri kabul edecek bir devlet bulma çabalarından haberdar olduklarını ve bu çabaların Sudan ile sınırı olan Güney Sudan ile temasları da içerdiğini söylediler. Kahire'nin Güney Sudan'a Filistinlileri kabul etmemesi yönünde baskı yaptığını kabul ettiler.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Güney Sudan için bu anlaşma, İsrail ile daha yakın bağlar kurmasına yardımcı olabilir. Washington ile ilişkilerini iyileştirmesi için Güney Sudan’la çalışan bir Amerikan lobi şirketinin kurucusu olan Joe Szlavik, Güney Sudanlı yetkililerden görüşmeler hakkında bilgi aldığını söyledi. Bir İsrail heyetinin, Filistinliler için kamplar kurma olasılığını görüşmek üzere ülkeyi ziyaret etmeyi planladığını da sözlerine ekledi. Güney Sudanlı bir sivil toplum örgütünün başkanı Edmund Yakani de görüşmeler hakkında Güney Sudanlı yetkililerle görüştüğünü söyledi.

Szlavik'e göre, ABD İsrail ile yapılan görüşmelerden haberdar ancak doğrudan müdahil değil. Güney Sudan'ın, Trump yönetiminin ülkenin bazı seçkinlerine uyguladığı seyahat yasağını ve yaptırımları kaldırmasını istediğini açıkladı. Nitekim ülke, belki de Trump'ın gözüne girme çabasıyla, ABD yönetiminin yasadışı göçmenlere yönelik toplu sınır dışı etme operasyonları kapsamında halihazırda sekiz kişiyi kabul etti.

Beyaz Saray Sözcüsü Anna Kelly, “Başkan Trump, Gazze yeniden inşa edilirken Filistinlilerin güzel ve yeni bir yere yerleşmelerine izin verilmesi de dahil olmak üzere, Filistinlilerin yaşamlarını iyileştirmek için sık sık yenilikçi çözümler çağrısında bulundu. Ancak Hamas'ın önce silahsızlanmayı ve bu savaşı sona erdirmeyi kabul etmesi gerekiyor ve şu anda verebileceğimiz daha fazla ayrıntı yok” dedi.

Gönüllü ayrılış mı, zorla göç ettirme mi?

Birçok Filistinli, savaştan ve kıtlığa yakın bir açlık krizinden kaçmak için en azından geçici olarak Gazze'den ayrılmak istese de, kalıcı olarak ayrılmayı ve başka bir yere yerleşmeyi reddediyor. Hukuk örgütleri, insani yardım kuruluşları ve bazı hükümetler, ayrılmaların gerçekten gönüllü olup olmayacağını sorguluyorlar. Birleşmiş Milletler ve İnsan Hakları İzleme Örgütü de dahil olmak üzere bazıları, bu fikrin etnik temizlik sayılabileceği konusunda uyardılar.

Cenevre Sözleşmeleri uyarınca, zorla göç ettirme bir suç ve yalnızca sivillerin güvenliği için geçici tahliye veya askeri zorunluluk gibi dar kapsamlı durumlarda kendisine izin verilebilir. İsrailli ve uluslararası hukuk uzmanlarıysa, bu kriterleri karşılamanın zor olduğunu ve Gazze'nin savaştan zarar görmüş ortamının, transferlerin gönüllü olacağı yönündeki argümanları zorlaştırdığını belirttiler.

Özellikle gençler, çocuklu aileler veya hasta akrabaları olan birçok Gazzeli'nin ayrılmak istediği bildiriliyor. Filistin Politika ve Anket Araştırmaları Merkezi tarafından geçen mayıs ayında yapılan ankete katılan Gazzeli Filistinlilerin üçte birinden fazlası, savaştan sonra göç etmeye istekli olduklarını söyledi.

Merkezin Direktörü Halil Şikaki'ye göre, göç etme olasılığı en yüksek olan demografik grup, eğitimli gençler ve bu durum Gazze'den beyin göçüne katkıda bulunabilir. Şikaki, savaştan önce yapılan anketlere göre, bu grup arasındaki katılımcıların üçte ikisi ila dörtte üçünün ekonomik ve güvenlik nedenleriyle Gazze'den başka yerlere göç etmeye istekli olduğunu ekledi. Birçoğunun Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Körfez ülkeleri veya Türkiye'ye taşınmakla ilgilendiğini belirtti.