Süveyde protestocuları, hareketin barışçıllığı ve Suriye'nin birliği konusunda ısrarcı

Eylemciler, Baas Partisi'nin şehirdeki şubesinin muhafızlarının açtığı ateşe yanıt vermedi ve el-Kerama Meydanı, tüm etkinliklerin yapıldığı platforma dönüştü

El-Kerame Meydanı, Süveyde'de Suriye sloganlarının yükseltildiği bir alan haline geldi (Twitter)
El-Kerame Meydanı, Süveyde'de Suriye sloganlarının yükseltildiği bir alan haline geldi (Twitter)
TT

Süveyde protestocuları, hareketin barışçıllığı ve Suriye'nin birliği konusunda ısrarcı

El-Kerame Meydanı, Süveyde'de Suriye sloganlarının yükseltildiği bir alan haline geldi (Twitter)
El-Kerame Meydanı, Süveyde'de Suriye sloganlarının yükseltildiği bir alan haline geldi (Twitter)

Abdulhalim Süleyman

Suriye'nin en güneyinde bulunan Süveyde vilayetinde, Suriye rejiminin devrilmesi talebiyle düzenlenen halk protestoları 25'inci gününde devam ediyor.

Şehir merkezindeki el-Kerame Meydanı protestocuların toplanma alanı haline geldi.

Vilayetin köy ve kasabalarında gösteriler yaşanırken, Dürzi lider Sultan Paşa el-Atraş'ın türbesi, vatandaşların değişim ve sosyal adalet talebiyle yaptığı protestoların hedefi haline geldi.

Protestocular, hareketlerinin barışçıl olduğu konusunda ısrarcı. Bu durum, bazılarının iktidardaki Arap Sosyalist Baas Partisi şubesinin binasına gitmesiyle gerçek bir sınavdan geçti.

Binanın içindeki silahlılar, onlara gerçek mermi kullandı. Bunun sonucunda 3 kişi yaralandı.

Yaralıların şehir hastanelerine nakledilmesi üzerine olay yerini çevreleyen protestoculardan silahlı bir tepki gelmedi.

Aktivist ve insan hakları savunucusu Adil el-Hadi, Independent Arabia'ya yaptığı açıklamada, eylemcilerin, hareketlerinin barışçıl doğasına sadık kaldıklarını söylerken, “Süveyde halkı, rejimin kendilerini şiddete sürüklemeye çalıştığını çok iyi biliyor. Halk bu hain plana yanıt vermeyecektir” dedi. 

Geçtiğimiz yıllarda yerel Dürzi grupları, Süveyde'nin doğu kırsalındaki köylerde IŞİD ile savaşmayı ve onlara karşı koymayı başarmıştı.

Dürzi aktivistleri rejimi, kendilerini Temmuz 2018'in sonlarında Şam yakınlarındaki Yermuk kampından kendi bölgelerine nakletmekle suçladı.

Durum, kadınlar, yaşlılar ve çocukların da aralarında bulunduğu 220'den fazla sivilin ölümüyle sonuçlandı.

Ancak dini, sivil ve hatta siyasi otoriteler, konuşmalarında sürekli olarak Cebel el-Arap'ın kent, kasaba ve köylerinde yaklaşık bir aydır devam eden protestoların barışçıllığına bağlı kalınması yönünde çağrıda bulunuyor.

Es-Sir Meydanı'ndan el-Kerame'ye

Süveyde'deki protestocular, geçen yıllarda şehrin merkezinde bulunan es-Sir Meydanı'nda toplanıp gösteri yapıyordu.

Ancak nihayetinde karikatür çizimi, halk oyunları, Dürzi kadınlarının hazırladığı yöresel ürünler, tatlılar ve geleneksel yemeklerin halka sunulması gibi sanatsal biçimleri farklı olan protesto faaliyetleri ve yöntemlerinin bir araya geldiği bir platforma dönüştü.

Protestocular, bunları protestoya devam etmek ve taleplerde tereddüt etmemek için destek ve teşvik olarak kullandı. 

Aktivist Ala Munzer'in belirttiğine göre aktivistler, meydana el-Kerame Meydanı adını vermeyi tercih ediyor, çünkü burası Suriyelilerin onur konusunda ısrar eden sloganlarının yükseldiği bir alan haline geldi. Suriye'nin güneyindeki hareketin ‘özerk yönetim ve ülkeden ayrılma' çağrısı olarak tanımlanmasına yanıt olarak Suriye topraklarının birliği taleplerini vurguluyorlar.

Ayrıca Adil el-Hadi, Süveyde'deki protestocuların da desteklediği 2254 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) kararı uyarınca siyasi geçişle Suriyelilerin taleplerinin karşılanacağına inanıyor.

Hadi ayrıca, Suriye rejiminin, muhaliflerine karşı ‘ya ayrılma ya da İsrail ile işbirliği yapma' yönünde hazır suçlamalarda bulunduğuna dikkati çekti. 

Özerk yönetimi sağlamanın Suriyelilerin kararına bağlı olduğunu vurgulayan Hadi, “Bu, rejimin düşmesinden sonra halkın tercihlerinden biri olabilir” dedi.

Olaylar dizisi

Son yıllarda Süveyde, Suriyelileri etkileyen ve onlara yük olan ardı ardına gelen krizlerin yanı sıra, Suriye hareketi ve ülkenin yaşadığı silahlı çatışmaya paralel olarak tekrarlanan protestolara tanık oldu.

Süveyde'deki hareketlerin en önemli sebebini ekonomik kriz oluşturuyor. Hukuk danışmanının belirttiğine göre bu, rejimin ülkeyi yönetmekteki başarısızlığının bir kanıtı. Çünkü ülkeye birkaç işgalci güç (Rusya ve İran) getirdi ve bu güçler de rejimi iktidarda tutmak için sağladıkları hizmetler karşılığında ülkenin zenginliğinden geriye kalanları çaldı. 

Hadi, “Suriye hükümeti, son dönemde akaryakıt fiyatlarını artırdı ve maaşları artırarak insanların aklını hiçe saydı. Maaşların değeri yüzde 150 civarında azaldı. Bu durum da özellikle rejimin hiçbir ekonomik çözümü olmadığını açıklamasından bu yana insanların yaşaması zorlaştı. Petrol kaynakları, ABD'nin işgal ettiği bölgelerde bulunuyor. Gerçekte ise petrol üretiminin yüzde 60'ı Katırcı'nın şirketlerinin ve diğerlerinin tankları aracılığıyla rejimin bölgelerine ulaşıyor ve rejimin ceplerine giriyor” dedi. 

Hareketin yönü

Adil el-Hadi, Süveyde hareketinin barışçıllığını koruyacağına ve şiddete sürüklenmeyeceğine inanıyor. “Talepleri tüm Suriyelileri ilgilendiriyor ve Baas Partisi'nin artık devlet ve topluma liderlik edeceğini öngörmeyen mevcut Suriye anayasasının uygulanması da dahil olmak üzere hukukun herkese uygulanmasını içeriyor” diyen Hadi, “Dolayısıyla partinin varlığı, gayri meşrudur. Bu nedenle tüm masrafları ve militanlarının maaşları Suriye halkının cebinden gelmektedir” dedi. 

Süveyde'deki protestoculara göre Suriye rejimi, ülkedeki krizi çözemiyor. Ayrıca 2254 sayılı uluslararası kararın uygulanmasıyla rejimi değiştirmek, Suriye kriziyle ilgili tüm uluslararası kararlara ve Cenevre 1 açıklamasına dayalı olarak krizin çözümünün başlangıcını oluşturuyor. Hadi'ye göre bu değişiklik, uluslararası kararların uygulanması yoluyla ülkelerin Suriye'ye yardım sağlamasına, yeniden yapılanmaya ve donör ülkelere yönelik yaptırımların kaldırılmasına ve tam yetkiye sahip bir geçici yönetim organına olanak tanıyacaktır.

Independent Arabia - Independent Türkçe



Mısır'ın Somali'ye askeri desteğinin sınırları ne?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır'ın Somali'ye askeri desteğinin sınırları ne?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Somali'nin Mısır'dan askeri destek aldığını tekrar tekrar açıklaması, Addis Ababa ile çatışma halinde olan Mogadişu hükümetine verilen bu desteğin sınırları ve Etiyopya'nın ayrılıkçı Somaliland bölgesinde bir deniz limanı elde etme çabalarına ilişkin soru işaretlerini gündeme getirdi.

Somali Dışişleri Bakanı Ahmed Muallim Fiqi, ülkesinin ‘Mısır'dan askeri yardım ve mühimmat’ aldığını açıkladı. Fiqi cumartesi günü yaptığı basın açıklamasında, ‘Kahire'nin Somali için destekleyici bir rol oynadığını ve tarihsel olarak her zaman Mogadişu'yu savunduğunu’ belirtti.

Uzmanlar ve askeri yetkililer Mısır'ın Somali'ye verdiği askeri desteğin şekillerini sıraladılar. Somali'nin şu anda karşı karşıya olduğu güvenlik sorunları çerçevesinde bu desteğin “ortak savunma ve bilgi alışverişinin yanı sıra Afrika Birliği (AfB) barışı koruma güçlerine katılımı” da içerdiğini ifade ettiler.

Mısır, Etiyopya hükümetinin ocak ayında Somaliland ile imzaladığı ve Etiyopya'nın Somaliland'ı bağımsız bir devlet olarak tanıması karşılığında, Addis Ababa'nın bir deniz limanı alacağı mutabakat zaptına karşı çıktı. Kahire söz konusu anlaşmayı ‘Somali'nin egemenliğine saldırı’ olarak değerlendirdi.

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de ‘askeri iş birliği protokolü’ imzaladı. Sisi ayrıca ülkesinin Ocak 2025'ten itibaren AfB’nin barışı koruma güçlerine katılacağını duyurdu.

Mısır Askeri Akademisi danışmanlarından Tümgeneral Pilot Dr. Hişam el-Halebi'ye göre Mısır'ın Somali'ye askeri desteği ‘Somali tarafından gelen ve Somali Cumhurbaşkanı tarafından sunulan resmi bir talebe’ dayanıyor.

El-Halebi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Kahire'nin Mogadişu'ya sağladığı güvenlik ve askeri yardım iki şekilde gerçekleşiyor. Birincisi, AfB'nin barışı koruma güçleri çerçevesinde, hafif silahlı Mısır güçlerinin de katılımıyla, güvenliğin sağlanması ve insani yardımların ulaştırılması. İkincisi ise iki ülkenin silahlı kuvvetleri arasında ikili iş birliği çerçevesinde gerçekleşiyor. Somali ordusunun etkinliğini ve yeteneklerini arttırmak için eğitim programlarını içeriyor” ifadelerini kullandı.

El-Halebi, ‘Mısır'ın askeri desteğinin kimseye karşı olmadığını ve diğer bölgesel taraflarla savaşmayı amaçlamadığını’ belirtti. ‘Mısır'ın Somali'yi terör örgütlerinin tehdidi ve Kızıldeniz bölgesinin güvenliğiyle ilgili güvenlik sorunları çerçevesinde desteklemeyi amaçladığını’ ifade eden el-Halebi, bunun, ‘Mısır'ın Libya, Sudan, Yemen ve Suriye'ye yönelik politikasıyla aynı olan, egemenliklerini korumak için çatışmalarla karşı karşıya olan ülkelerin ulusal kurumlarını desteklemeye dayanan dış politika parametreleriyle tutarlı olduğunu’ kaydetti.

Somali geçtiğimiz ağustos sonunda, Mısır'ın barışı koruma güçlerine katılımının bir parçası olarak Mısır askeri teçhizatının ve heyetlerinin başkent Mogadişu'ya geldiğini duyurdu. Bunu, Etiyopya'nın ‘bölge için risk oluşturan bazı ülkelerin dış müdahalesini eleştiren’ açıklaması izledi. Söz konusu açıklamada, ‘buna karşı kayıtsız kalınmayacağı’ belirtildi.

Öte yandan el-Halebi, Etiyopya'nın Kızıldeniz'de bir liman elde etme hamlesini eleştirerek, bunun ‘uluslararası hukuk kurallarını ihlal ettiğini ve Somali'nin endişesinin meşru olduğunu, zira Etiyopya'nın hamlesinin, bölgenin resmi olarak bölünmesinin bir başlangıcı olduğunu’ vurguladı.

Mısırlı Afrika uzmanı Rami Zuhdi, Mısır'ın Somali'ye verdiği askeri desteğin sınırlarını ve şeklini sıralayarak, bunun ‘ortak savunma anlaşması, bilgi alışverişi, Somali silahlı kuvvetleri için eğitim programları ve AfB barışı koruma güçlerine katılımı’ içerdiğini belirtti. Zuhdi, ‘barışı koruma misyonundaki Mısır güçlerinin 10 bin personele ulaşabileceğini, bunların 7 bininin sınır korumasına, 3 bininin ise şehirlerdeki güvenlik durumunun korunmasına katılacağını’ söyledi.

Şarku’l Avsat'a konuşan Zuhdi, “Mısır'ın istikrarı sağlama ve Somali'yi koruma arzusu, karşılıklı savunma anlaşması ve uluslararası hukuk kuralları doğrultusunda askeri iş birliği seviyesini mümkün olduğunca sınırsız hale getirebilir” dedi.

“Kahire, Somali'nin bağımsızlığından bu yana Mogadişu'ya her zaman destek olmuştur” diyen Zuhdi, ‘bu desteğin kriz dönemlerinde arttığını ve şekillerinin çoğaldığını’ belirtti. Zuhdi ayrıca ‘mevcut Somali Cumhurbaşkanı’nın Mayıs 2022’de göreve gelmesinden bu yana Kahire'yi üç kez ziyaret ettiğini’ vurguladı.

Somali, topraklarında Etiyopya birliklerinin varlığını sürdürmesi nedeniyle bir güvenlik sorunuyla karşı karşıya. Zuhdi, Addis Ababa'nın AfB barış gücü misyonunun bir parçası olarak bu yılın sonunda görev süresi dolacak olan birliklerini sürdürmekte ısrar etmesi halinde gerilimin artabileceğini kaydetti.

Somali Dışişleri Bakanı geçtiğimiz günlerde basına yaptığı açıklamada, AfB barış gücü misyonuna katılan Etiyopya güçlerinin bu yılki görev sürelerinin sonunda Somali topraklarını terk etmelerini talep etti. Etiyopya güçlerinin bölgede kalışını ‘ülkesinin mevcut tüm imkanlarla mücadele edeceği askeri bir işgal’ olarak değerlendiren Fiqi, ‘Addis Ababa'nın sadece deniz limanlarını elde etmeye değil, Somali topraklarını kontrol etmeye ve egemenliğine katmaya çalıştığına’ işaret etti.