Tunus depreme karşı güvenli mi?

Ulusal Meteoroloji Enstitüsü verilerine göre yılda 35 ila 40 arasında, bazen de 50'ye kadar sarsıntı kaydedilebiliyor. Ancak bunların çoğu bölge sakinleri tarafından hissedilmiyor ve zarar verici olmuyor

Munastır Kervansarayı, 2013’te Tunus'u vuran depremde hasar gördü (sosyal medya)
Munastır Kervansarayı, 2013’te Tunus'u vuran depremde hasar gördü (sosyal medya)
TT

Tunus depreme karşı güvenli mi?

Munastır Kervansarayı, 2013’te Tunus'u vuran depremde hasar gördü (sosyal medya)
Munastır Kervansarayı, 2013’te Tunus'u vuran depremde hasar gördü (sosyal medya)

Hammadi Mamari 

Küresel Riskler Raporu 2023'te Tunus depreme en çok maruz kalan ülkeler arasında dokuzuncu sırada, Fas ise yedinci sırada yer aldı. Endonezya dünyanın depreme en yatkın ülkelerinden biri olarak kabul ediliyor. 

Tunus, tarih boyunca ülkede kaydedilen sarsıntıların şiddeti Richter ölçeğine göre 6 dereceyi aşmadığı için orta şiddette sismik aktiviteyle karakterize ediliyor.

Tunus'un yaşadığı en tehlikeli deprem 1970'li yıllarda Aryana Valiliği'nde (Büyük Tunus) Sidi Sabit'te meydana gelerek 5,9 dereceye ulaştı.

Mayıs 2018'de Gabes ve Menzil el-Habib, 5,1 derecelik bir deprem kaydetti. Herhangi bir yaralanma veya insan kaybı yaşanmadı. 

Tunus'ta son yıllarda sismik aktivitenin en yoğun görüldüğü bölgelerden biri, 2013 yılında 4,5 büyüklüğünde depremin kaydedildiği Munastır şehri.

Bu depremde pek çok binada çatlaklar ve hasar kaydedilmişti. Tarihi eser sınıfındaki Munastır Kervansarayı da zarar görmüş, ardından restorasyona tabi tutulmuştu. 

Tunus'ta sürekli depremler meydana geliyor. Ulusal Meteoroloji Enstitüsü verilerine göre yılda 35 ila 40 arasında, bazen de 50'ye kadar sarsıntı kaydedilebiliyor. Ancak bunların çoğu bölge sakinleri tarafından hissedilmiyor ve zarar verici olmuyor. 

Deprem hattı Kafsa ve Munastır'ı da kapsıyor

Jeoloji uzmanı Gazi Bin Cemi, "Tunus, kıtalar arasındaki sınırlara uzaklığı nedeniyle güçlü ve tehlikeli depremlerin yaşanabileceği tehlike bölgesinde değil. Bazen binalara ve altyapıya zarar veren hafif sarsıntılara maruz kalabilir. Kafsa ve Munastır gibi deprem tehlikesinin diğer bölgelere göre daha fazla olduğu bölgeler var. Ancak Tunus ciddi bir depremin eşiğinde değil. Zirâ Afrika ve Avrupa kıtaları arasındaki sınır Tunus'ta karada değil denizde" ifadelerini kullandı.

Yer hareket ettiğinde depremin neden olduğu basıncı absorbe edebilecek, depreme dayanıklı binaların yapılması gerektiğini belirten Cemi, eski binaların modern binalara göre yıkıma karşı daha savunmasız olduğuna dikkat çekti. 

Kuzey Tunus güçlü bir deprem tehdidiyle karşı karşıya

Jeoloji ve yer bilimleri alanında yüksek öğrenim profesörü Şukri Yeış ise "Kuzey Tunus bölgeleri önümüzdeki 20 yıl içerisinde orta ila kuvvetli derecede bir depreme tanık olacak. Afrika tektonik plakası Portekiz'in güneyi, Fas'ın kuzeyi, Cezayir'in ve Tunus'un kuzeyi arasından geçiyor. Bu, Tunus'un kuzey bölgesinin sarsıntı ve depremlere karşı savunmasız olduğu anlamına geliyor. Tunus'ta yaşanan depremler Richter ölçeğine göre beş dereceyi aşmadı, maddi ve insani hasara yol açmadı. Ülkemizdeki deprem hareketi Fas'ta görülenlerden çok daha azdır. Dünyadaki tüm ülkeler değişen derecelerde depremlere maruz kalmakta. Bazı bölgeler enerji baskısının dışında kaldığı için hafif sarsıntılara yakalanırken, bazı bölgeler ise büyük kayıplara neden olan şiddetli depremlere maruz kalıyor. Tunus, 5 ila 25 mm arasında değişen mesafelerde giderek kuzeye ve doğuya doğru ilerleyen Afrika tektonik plakasının kuzeyinde yer alıyor. Bu hareketlilik, belirli bir dereceye ulaştığında patlayan enerjinin dünyanın alt katmanlarında depolanmasına yardımcı oluyor. Yüzeye ulaşana kadar katmanlardan geçen deprem şeklinde ortaya çıkıyor. Tektonik plakalar sürekli olarak farklı yönlerde hareket ediyor" açıklamalarında bulundu. 

İki tür deprem

Doğal depremler ikiye ayrılıyor. Bazıları levha sınırlarında meydana gelir, genellikle güçlü nitelik teşkil ederek Richter ölçeğine göre 6 dereceyi aşar ve büyük kayıplara neden olur.

Plakaların dahilinde meydana gelen depremler ise Tunus'ta kaydedilenler gibi daha az güçlüdür. Bunlar Tunus'un uzak levha sınırlarının arka faylarıdır. İtalya, Yunanistan, Türkiye gibi ülkelerde bulunur.

Ulusal Meteoroloji Enstitüsü'nün (UME) daha önce yayınladığı veriler, Tunus'ta meydana gelen sismik kırılmaların, binlerce kilometreye ulaşan uzantılara sahip olanların aksine, büyük boyutlarda olmadığını gösteriyor.

Filistin ile Ürdün arasında var olan ve büyük bir uzantı oluşturan çatlak da benzerlik teşkil ediyor.

Bu durum Richter ölçeğine göre 6 ila 7 büyüklüğünde şiddetli depremlere yol açarken, Tunus'ta meydana gelen fayların kısa uzantılara sahip olması ise sismik aktivitenin zayıf olduğu anlamına geliyor.

 

Independent Arabia - Independent Türkçe



Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
TT

Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)

Güney Lübnan'ın cephe hattındaki köylerinde düzenlenen protesto ve gösteriler, etkilenenlere tazminat ödenmesindeki gecikme nedeniyle devlete ve Hizbullah'a karşı halkın duyduğu öfkeyi yansıtıyor. Bu durum, birçok kişinin köylerini terk ederek köylerinin dışında yeni bir hayat kurmasına neden oldu.

Bu hamleler, evlerini ve mülklerini kaybettikten sonra hala yerinden edilme deneyimini yaşayan ve İsrail'in neredeyse her gün oraları hedef aldığını ve zamanla hasarın daha da artacağını bilerek henüz yeniden inşa tazminatı alamayan sınır kasabalarındaki sakinlerin trajik yaşamının başlamasından iki yıldan fazla bir süre sonra geliyor.

Bu bağlamda siyasi analist Ali el-Emin, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, bu tür hareketlerin ortaya çıkmasının "normal olduğunu, çünkü köylerin neredeyse terk edildiğini" söylüyor. Emin, "Bu protestoların, halka sırt çevirenlere karşı yapıldığını ve protestocuların, onun (Hizbullah'ın) tutumlarının, meselenin ele alınmasına yönelik her türlü olasılığın ufkunu kapatmaya katkıda bulunduğuna inandıklarını" vurguluyor.


Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz
TT

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, dün İsrail'in güney Suriye'de silahsızlandırılmış bölge kurulması talebini, ülkesini "tehlikeli bir duruma" sokacağı gerekçesiyle reddetti ve "(Biz) İsrail de dahil olmak üzere şiddet ihraç eden bir ülke olmakla ilgilenmiyoruz" dedi.

Eş-Şara, Doha Forumu'na katılımı sırasında verdiği röportajda, bu yılın başlarında Dürzi ve Alevilerin yaşadığı bölgelerde yaşanan kanlı çatışmalara atıfta bulunarak, "Sahilde ve Süveyda'da işlenen suçların faillerini yargılayacağız" sözü verdi.

Eski Cumhurbaşkanı Beşşar Esed'in devrilme yıldönümü arifesinde, El-Arabiya/El-Hadath kanalı, devrik cumhurbaşkanını, 2024 yılında gizemli bir şekilde öldürülen danışmanı Luna eş-Şibl ile bir arada olduğu video kayıtları yayınladı. Danışmanıyla birlikte yapılan "Esed kayıtları", güçlerinde savaşan Suriye askerleriyle alay etme, devrik cumhurbaşkanının Şam Guta'sına yönelttiği hakaretler (Guta'ya lanetler yağdırma) ve "Kaplan" lakaplı askeri komutan Süheyl el-Hasan ile Lübnan "Hizbullahı"nı eleştirme gibi ifadeler içeriyor.

Suriyeliler, sızdırılan ses kayıtlarının Esed'in, bir yıl önce muhalif grupların Şam'a girmesi ve rejiminin devrilmesiyle askeri olarak ilk kez düşüş yaşamasının ardından, destekçileri ve Suriye'de ve komşu ülkelerde onunla birlikte savaşanların gözünde ikinci kez düşüş yaşadığına işaret ettiğini düşünüyor.


Arapların kaygısı Gazzelilerin Refah üzerinden göç etmesinin önlenmesine odaklandı

Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
TT

Arapların kaygısı Gazzelilerin Refah üzerinden göç etmesinin önlenmesine odaklandı

Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)

İsrail, ateşkes anlaşmasının ikinci aşaması beklentisiyle ve belirsiz bir durum ortasında, Gazze Şeridi'nde kontrolü altındaki bölgelerin geri kalanını tahrip etmeye devam ederken, Arap ve İslam ülkeleri Gazzelilerin Refah üzerinden yerinden edilme tehlikesine karşı önleyici tedbirler almakla meşgul.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, dün Doha Forumu'nda yaptığı açıklamada, "Refah Sınır Kapısı, Filistinlilerin yerinden edilmesi için bir geçit olmayacak, sadece Gazze'ye insani ve tıbbi yardım ulaştırmak için kullanılacak" ifadelerini kullandı.

Filistin Toprakları Hükümet Faaliyetleri Koordinatörlüğü Ofisi, çarşamba günü yaptığı açıklamada, Refah sınır kapısının "önümüzdeki günlerde Kahire ile koordinasyon halinde yalnızca Gazze Şeridi sakinlerinin Mısır'a çıkışı için açılacağını" duyurdu.

Ayrıca Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, BAE, Endonezya, Pakistan, Türkiye ve Katar dışişleri bakanları cuma akşamı yaptıkları açıklamada, "Filistin halkını topraklarından çıkarmaya yönelik her türlü girişimi tamamen reddettiklerini" vurguladılar.