“Barışı savaşa tercih eden” Burhan, Hamideti ile görüşmeye hazır

Zelenskiy-Burhan görüşmesinde ‘Rusya tarafından finanse edilen silahlı grupların faaliyetleri’ ele alındı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

“Barışı savaşa tercih eden” Burhan, Hamideti ile görüşmeye hazır

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, ‘isyancı güçler’ olarak nitelediği Hızlı Destek Kuvvetlerinin (HDK) Komutanı Muhammed Hamdan Dagalu (Hamideti) ile diyaloga hazır olduğunu açıkladı. Orgeneral Burhan, savaşmak yerine çatışmanın sona ermesi için barışçıl bir çözüm için masaya oturmayı tercih ettiğini belirtti. Burhan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul toplantıları için geldiği New York'ta Arap ve Batılı gazetecilere yaptığı açıklamada, zafere ulaşacağından emin olduğunu vurguladı. Başkent Hartum'daki çatışmaların hükümetin çalışmalarını sürdürmesini imkansız hale getirdiğini aktaran Burhan, Bu nedenle karargahını Port Sudan’a taşımak zorunda kaldığını itiraf etti.

Zelenskiy’den Sudan'ın ülkesine verdiği desteğe övgü

Orgeneral Burhan, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile bir araya geldi. Zelenskiy’nin X (eski adıyla Twitter) üzerinden yaptığı açıklamaya göre görüşmede, ‘Rusya tarafından finanse edilen yasa dışı silahlı grupların Sudan’daki faaliyetleri’ ele alındı.

cdVWFB
Burhan ve Zelenskiy cumartesi günü İrlanda’nın Shannon Havalimanı'nda bir araya geldi (AFP)

Burhan’la İrlanda’nın Shannon Havalimanı’nda bir araya geldiğini ve görüşmenin daha önce planlanmadığını açıklayan Zelenskiy, Sudan’a ‘Ukrayna’nın egemenliği ve toprak bütünlüğüne verdiği kararlı destekten’ dolayı teşekkür etti. Zelenskiy, “Rusya tarafından finanse edilen yasa dışı silahlı grupların faaliyetleri başta olmak üzere ortak güvenlik sorunlarını görüştük” yazdı. Zelenskiy, Orgeneral Burhan'ı, dünyada gıda güvenliğinin desteklenmesine yardımcı olmak amacıyla geçtiğimiz yılın sonlarında açıkladığı Ukrayna'dan tahıl ihracatı girişimini desteklemeye çağırdığını da sözlerine ekledi.

Burhan: Diyaloğa hazırız

Orgeneral Burhan, BBC’ye verdiği röportajda, HDK Komutanı Muhammed Hamdan Dagalu (Hamideti) ile ‘sivilleri korumaya kararlı olduğu ve Cidde'de de bu konuda mutabakata varıldığı sürece’ görüşebileceğini açıkladı. Müzakerelere katılmaya hazır olduklarını ifade eden Burhan, ‘isyancı güçler’ dediği HDK’nın komuta kademesinin ‘aklını başına toplayıp silahlı unsurları yerleşim bölgelerinden çekip, kışlalarına dönmek isterlerse, özellikle de Cidde’de üzerinde anlaşmaya varılanlar maddelere bağlı kalmaları durumunda onlarla görüşmeye hazır olduklarını’ söyledi. Bu sorunu çözmek için masaya oturacaklarını belirten Burhan, Sudan’ın Somali gibi başarısız bir devlet haline geleceği ya da Libya gibi bölüneceği iddialarına karşı çıktı. Sudan'ın başarısız bir devlet değil, birlik içinde, sağlıklı bir devlet olarak kalacağını vurgulayan Burhan, “Adı geçen diğer ülkelerdeki sonuçları yaşamak istemiyoruz. Sudan halkının artık tek bir amacı var. O da bu isyanı ya barışçıl bir şekilde ya da savaşla sona erdirmek” ifadelerini kullandı.

“Uydurma bilgiler”

Orgeneral Burhan, BM ve yardım kuruluşlarının, Sudan ordusunun yerleşim bölgelerine rastgele hava saldırıları düzenlediğine dair kanıtlar olduğu belirtilen raporlara rağmen, ordunun sivilleri hedef almadığını söyledi. Burhan, söz konusu raporlarda geçenlerin ‘uydurma bilgiler’ olduğunu öne sürerek, “Bazı hikayeler isyancı güçler tarafından uyduruluyor. Hem sivilleri bombalıyorlar hem de sanki bunu ordu yapmış gibi gösteriyorlar” dedi.

CS
İstifa eden BM Sudan Özel Temsilcisi Volker Perthes’in daha önce katıldığı BMGK oturumundan (BM)

Eski BM Sudan Özel Temsilcisi Volker Perthes, BM Güvenlik Konseyi’ne (BMGK), ayrım gözetilmeden düzenlenen hava saldırılarının çoğunlukla hava gücüne sahip olan Sudan ordusu tarafından gerçekleştirildiğini açıkladı.

Orgeneral Burhan, Reuters’a verdiği röportajda, kısa süre önce bölge ülkelerine düzenlediği ziyaret turunda askeri destek talebinde bulunmadığını söyledi. Burhan, binlerce kişinin hayatına mal olan ve milyonlarca sivilin yerinden edilmesine yol açan çatışmaya barışçıl bir çözüm getirilmesini tercih ettiğini aktardı.

Komşu ülkeler ve paralı askerler

Orgeneral Burhan, komşu ülkelerden HDK’ya destek için paralı asker göndermeyi bırakmalarını istediğini söyledi. Ziyaret turunun amacının askeri destek değil, çözüm aramak olduğunun altını çizen Burhan, HDK’nın aldığını iddia ettiği dış desteğin durdurulmasını istedi.

Burhan, sözlerini şöyle sürdürdü:

Paralı askerlerin akışını durdurmak için komşularımızdan sınırlarda güvenliği sağlamamıza yardımcı olmalarını istedik. İsyancı güçler içinde komşu ülkelerden gelen çok sayıda yabancı unsur var. Bunlar gelecekte hem Sudan hem de bölge ülkeleri için tehdit oluşturacaklar.

Orgeneral Burhan, cumartesi günü Al-Hurra TV'ye verdiği röportajda, çatışmaya son verip güvenliği sağlamak istediğini tekrarladı. Ayrıca, seçimler yapılana kadar ki geçiş süreci için tamamen sivil bir hükümetin kurulmasını sağlamak istediklerini söyledi. Burhan, tüm bunların ardından siyasi diyalog aracılığıyla iktidarı sivillere devretme taahhüdünü yeniledi.

“Cidde’deki müzakereler en iyisi”

Suudi Arabistan ve ABD’nin arabuluculuk yaptığı Cidde’deki müzakerelerin şimdiye kadar ki arabuluculuk girişimlerinin en iyisi olduğunu söyleyen Burhan, “Cidde’den ne zaman bir davet çağrısı olursa buna ilk yanıt veren mutlaka biz olacağız” diye konuştu. Orgeneral Burhan, önümüzdeki günlerde Riyad’ı ziyaret edeceğini de sözlerine ekledi.

AY6
Sudanlı çatışan tarafların temsilcileri, geçtiğimiz mayıs ayında Cidde Anlaşması’nı imzalarken (Reuters)

Orgeneral Burhan, HDK Komutanı Dagalu’nun (Hamideti) BM Genel Kurul toplantılarında yaptığı konuşmayı dinleyip dinlemediği sorusuna verdiği yanıtta ‘kaynağını bilmediği konuşmaları dinlemediğini’ söyledi. HDK'nın Hartum ve Darfur'da sivilleri öldürdüğünü, halkın mallarını yağmaladığını vurgulayan Burhan, Hamideti’nin hükümet kurulmasına ilişkin sözlerinin basının gözünü boyamayı amaçladığını ve kimsenin bunu kabul etmeyeceğini iddia etti. BM ve ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Sudan ordusunun insan hakları ihlalleri işlediğine dair suçlamaları reddeden Burhan, “Bu tür suçlamalar yanlış” dedi. Sudanlı askerlerin mevzilerinden çıkmadığını ve saldırmadığını, sadece kendilerini savunduklarını belirten Burhan, vatandaşları katledenlerin ise HDK’nın parayla tuttuğu terör grupları ve çeteler olduğunu söyledi. Burhan, Hartum’daki Genelkurmay Başkanlığı binasından ayrılmasını ordu için bir yenilgi değil, bir zafer olduğunu öne sürdü. Burhan, Genelkurmay Başkanlığı’nda askeri operasyonları yöneten yetenekli subaylardan oluşan bir kadro olduğunu, bir kişi ya da bir ekibin ayrılmasından etkilenmeyeceklerini söyledi.



Tahran Şam'daki yeni yönetimle ilişkileri derhal kurmak istiyor

Ortada İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ve sağında DMO Genel Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami (Mehr)
Ortada İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ve sağında DMO Genel Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami (Mehr)
TT

Tahran Şam'daki yeni yönetimle ilişkileri derhal kurmak istiyor

Ortada İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ve sağında DMO Genel Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami (Mehr)
Ortada İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ve sağında DMO Genel Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami (Mehr)

Suriye’de Beşşar Esed rejiminin çöküşünün ardından Şam'daki ani güç kaybının şokunu yaşayan İran yönetimi, Suriye’nin yeni liderlerinin nezdinde nüfuzunun bir kısmını yeniden kazanmaya çalışıyor. İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, ekonomik kriz ve ülkesinin nükleer programıyla ilgili gerilim başta olmak üzere birçok iç ve dış sorunla karşı karşıya. İngiltere merkezli The Guardian gazetesine göre İranlı yetkilileri en çok endişelendiren, Esed'in devrilmesinin ardından Suriye'de silahlı muhalif gruplar lehine yaşanan ani nüfuz kaybı.

Tahran kısa vadede Şam'ın yeni yöneticilerinin nezdinde nüfuzunu yeniden kazanmaya çalışırken İranlı diplomatlar, Esed'le yakın ilişki içinde olmadıklarını vurguladılar. Esed'in uzlaşmayı reddetmesi onları hayal kırıklığına uğratmıştı.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi kısa bir süre önce verdiği bir röportajda “Uzun zaman önce Suriye'de yönetimin iktidarda kalmaya devam etmesinin zor olacağı sonucuna vardık. Hükümet yetkililerinin muhalefetin iktidarı paylaşmasına izin verme konusunda esneklik göstermesi bekleniyordu, ancak bu gerçekleşmedi. Tahran her zaman Suriye muhalefetiyle doğrudan temas halinde oldu. Şam’a 2011 yılından bu yana terörizmle bağlantısı olmayan muhalif gruplarla siyasi görüşmelere başlaması gerektiğini telkin ediyoruz” ifadelerini kullandı.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü yaptığı açıklamada, İran'ın 2012 yılında Suriye'ye Esed'in isteği üzerine ve sadece DEAŞ'ın yenilgiye uğratılmasına yardımcı olmak için girdiğini savundu. Sözcü açıklamasında, “Suriye’deki varlığımız danışmanlık düzeyindeydi. Suriye'de hiçbir zaman belirli bir grubu ya da bireyi savunmak için bulunmadık. Bizim için en önemlisi Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve istikrarının korunmasına yardımcı olmaktı” ifadelerini kullandı. Ancak bu açıklamalar Şam'da pek karşılık bulmadı. İran, Heyet Tahrir Şam (HTŞ) lideri Ahmed eş-Şera tarafından eleştirilen birkaç ülkeden biri olmaya devam ediyor.

Kısa süreli balayı

İranlı birçok yetkili Türkiye'nin şu an Suriye'de elde ettiği kazanımların kısa ömürlü olabileceğini ve Ankara'nın çıkarlarının HTŞ liderliğindeki hükümetle farklılaşmaya başlayacağını iddia ediyor. İran'ın önde gelen dini otoritelerinden Ayetullah Nasır Mekarim Şirazi, “Suriye meselesini umutla takip etmek zorundayız. Bu durumun devam etmeyeceğini biliyoruz, çünkü Suriye'deki mevcut yöneticiler birbirleriyle birlik içinde kalmayacaklar” değerlendirmesinde bulundu. İran’ın katı muhafazakâr çizgideki gazetesi Civan ise “Suriye'deki mevcut balayı dönemi, grupların çeşitliliği, ekonomik sorunlar, güvensizlik ve aktörlerin çeşitliliği nedeniyle sona erecek” öngörüsünde bulundu.

dfbg
Türkiye ve İran cumhurbaşkanları Suriye'deki durumu görüşmek üzere G8 Zirvesi çerçevesinde Kahire'de bir araya geldi (Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı)

İran, yetkililerin yaptığı açıklamalarla, Esed rejiminin çöküşünden ABD’yi ve İsrail'i sorumlu tutsa da Ankara'nın rolüne öfke duyduğu çok açık. İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney, Esed rejiminin düşüşünün ardından yaptığı konuşmada ‘Suriye’ye komşu bir ülkenin, olayların şekillenmesinde açıkça rol oynadığını ve şimdi de bunu yapmaya devam ettiğini’ söyledi.

Fars Haber Ajansı, HTŞ lideri Ahmed eş-Şera’yı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Joe Biden ile müttefik gösteren bir poster yayınladı. İran Dış İlişkiler Stratejik Konseyi de HTŞ'nin uzun süre Türkiye'nin müttefiki olarak kalıp kalmayacağını sorguladı.

Fars Haber Ajansı’nın haberinde şu ifadeler yer aldı:

“Her ne kadar Türkiye kısa vadede Beşşar Esed rejiminin düşmesinin başlıca kazananlarından biri olsa da HTŞ, istikrarlı bir hükümet kurmaya çalışsa bile Ankara asla Suriye'de kendisiyle müttefik bir hükümeti iktidara getiremez. Bu imkansız. Bu durum, orta vadede Suriye ile 830 kilometrelik bir sınırı paylaşan Türkiye için büyük bir tehdit haline gelecek.”

Türkiye'ye güvenmek

İran’ın eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhan ise yaptığı değerlendirmede, Suriye ve Türkiye için kasvetli bir gelecek öngördü. Ruhani, değerlendirmesinde “Son haftalarda Suriye'nin tüm askeri kabiliyetleri İsrail tarafından yok edildi ve ne yazık ki silahlı gruplar ve Türkiye, İsrail'e uygun şekilde karşılık vermedi. Suriye ordusunu yeniden inşa etmek yıllar sürecek” ifadelerini kullandı.

xcdv
Türkiye sınırında Ayn el-Arab’a bakan noktada teyakkuzda bir Türk topçusu (Türk basını)

İran'ın eski Londra Büyükelçisi Muhsin Baharvend, Şam’daki yeni hükümetin Türkiye'ye aşırı bağımlı hale gelebileceğini söyledi.

Baharvend, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Eğer Suriye'deki merkezi hükümet, otoritesini ve egemenliğini askeri müdahaleyle ve Türkiye’nin de aralarında bulunduğu yabancı ülkelerden yardım alarak güçlendirmeye çalışırsa Suriye ya da Suriye'nin büyük bir bölümü, Türkiye tarafından kontrol edilecek ve Türkiye ağır insani ve ekonomik maliyetlere katlanacağı bir bataklığa girecek.”

Türkiye ile HTŞ arasında, özellikle de Suriyeli Kürtlerin ülkenin kuzeydoğusunda özerklik talepleriyle nasıl başa çıkılacağı konusunda gerilim yaşanacağını öngören Baharvend, “Türkiye destekli Suriye Mülli Ordusu (SMO), Türkiye'nin kuzey sınırında Kürt nüfusun yoğun olduğu bir Suriye beldesi olan Ayn el-Arab'ta (Kobani) Kürtlerin ağırlıkta olduğu ana omurgasını YPG’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) karşı bir saldırı başlatmaya hazır” diye ekledi.

Öte yandan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, geçtiğimiz çarşamba günü yaptığı açıklamada, “Şam’da yeni bir yönetim var ve bence bu artık öncelikle onları ilgilendirir. Eğer bu konuyu doğru düzgün ele alırlarsa bizim müdahale etmemize gerek kalmaz” dedi.

Daha geniş anlamda, Suriye'deki değişim İran'ın dış politikasını bir an önce yeniden gözden geçirmesini gerektiriyor. Bu gözden geçirme, 'direniş ekseni' olarak adlandırılan yapının zayıflamasının İran'ın bölgede daha iyi ilişkiler kurarak nükleer bir devlet olmasını gerektirip gerektirmediği üzerinde yoğunlaşıyor. İranlı yetkililer yıllardır, ‘İran'ın savunmasının kendi sınırları dışında başlaması gerektiğini’ söylüyor. Ancak bazı Batılı diplomatlar, bu maliyetli stratejinin artık büyük ölçüde geçerliliğini yitirdiğini ve İran'ın Suriye'deki geri çekilişini nasıl açıklayacağının, bu stratejinin yerini neyin alacağını belirlemede çok önemli olacağını savunuyor.