Hafter "Derne sınavı"nda: Ya kahramanlık ya da popülaritenin azalması

Libya ordu komutanı şehri ziyaret etmekten çekinmedi. Ordu güçleri insani yardım dağıtımını devraldı

Hafter, Libya'ya liderlik etme isteğini gizlemiyor ancak Derne krizinin onun popülaritesine etkisi konusunda endişeler var (Reuters)
Hafter, Libya'ya liderlik etme isteğini gizlemiyor ancak Derne krizinin onun popülaritesine etkisi konusunda endişeler var (Reuters)
TT

Hafter "Derne sınavı"nda: Ya kahramanlık ya da popülaritenin azalması

Hafter, Libya'ya liderlik etme isteğini gizlemiyor ancak Derne krizinin onun popülaritesine etkisi konusunda endişeler var (Reuters)
Hafter, Libya'ya liderlik etme isteğini gizlemiyor ancak Derne krizinin onun popülaritesine etkisi konusunda endişeler var (Reuters)

Sağir el-Hidri 

Libya'nın doğusundaki Derne kentini etkisi altına alan sel felaketi nedeniyle Libyalılar hâlâ kurbanlarını sayarken, gözler bölgeyi demir yumrukla kontrol eden ordu komutanı Mareşal Halife Hafter'in üzerinde.

Bazı ülke ve kuruluşların Libyalılara yaptığı yardımların Hafter güçlerinden geçip halka ulaştığını hatırlatmakta fayda var.

Hafter, selin ardından kentte meydana gelen hasarı yerinde incelemek konusunda tereddüt etmedi.

Hafter hem kendi kuvvetleri hem de siviller tarafından hoş karşılandı. Bu ziyaretten günler sonra meydana gelen protestolar şehri sarstı.

Göstericiler tüm siyasi sınıfı sorumlu tuttu ancak öfkelerini belediye meclisine yönelttiler.

Uluslararası alanda tanınmayan ancak ordu tarafından desteklenen Usame Hammad liderliğindeki hükümet, bu halk tepkisine, göstericilerin evini yaktığı belediye meclisi başkanını ve diğer üyeleri görevden alarak karşılık verdi.

Ancak Hafter halkın öfkesinden etkilenmedi. Bu da Derne'nin başına gelen felaketin, Hafter'in imajına yönelik yansımalarının popüler ve uluslararası çevrelerde yarattığı spekülasyonları gündeme getiriyor.

Doğu bölgesine gönderilen yardımın kaçınılmaz olarak Hafter güçlerinden geçmesi bekleniyor.

Bu nedenle ABD'nin Afrika Kuvvetleri Komutanlığı (AFRICOM) Komutanı General Michael Langley geçen perşembe günü Hafter ile görüştü.

ABD'nin Libya Büyükelçiliği'nden yapılan açıklamada, "Görüşmede demokratik olarak seçilmiş bir hükümetin kurulması ve selden etkilenen bölgelerde devam eden yardım çalışmaları ele alındı" denildi.

Hafter'in popülaritesi artacak

Derne felaketiyle mücadelede Hafter güçlerinin ve etrafındakilerin izleri açıkça ortaya çıktı ve felaketin dehşeti bu güçlü ve dikkat çekici görünümü zorunlu kıldı.

Hafter'in oğlu Saddam, acil durum komitesi üyesi olarak askeri üniformasıyla sahneye çıktı ve ülkesinin yurt dışından yardıma ihtiyacı olduğuna dair açıklamalarda bulundu.

Bu arada Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Halife Hafter'in en büyük oğlu Sıddık Hafter, belirsizliklerle dolu cumhurbaşkanlığı seçimleri için adaylık kampanyasını başlatmak üzere gerçekleştirdiği Paris ziyaretini hızla yarıda kesti ve ülkesine dönerek teftiş ziyaretleri ve Derne halkı ile dayanışma kampanyaları başlattı.

Bu hamleler, Hafter'in etrafındakilerin, selden etkilenenlere yönelik yardım çalışmaları konusundaki ısrarını yansıtıyor.

Bu durum Hafter için hem olumlu sonuçlar doğurabilir hem de özellikle bu krizin yönetilememesi durumunda olumsuz sonuçlar doğurabilir.

Resmi istatistikler, bu felakette 3 bin 400 kişinin öldüğünü belirtirken, kayıpların ise binlerce olduğu tahmin ediliyor.

Libyalı siyasi araştırmacı Ahmed el-Mehdevi, "Ordu, sahip olduğu sınırlı yeteneklerle, Libyalılar ve tüm devlet kurumları için çok büyük olmasına rağmen felaketi ilk andan itibaren kuşatmayı başardı" dedi.

Mehdevi, Independent Arabia'ya verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı:

İdari açıdan silahlı kuvvetler, tüm kurtarma ekipleriyle koordinasyon sağlamayı başardı ve bu felaketle nasıl mücadele edileceğine dair net bir strateji geliştirdi. Elbette burada Libya silahlı kuvvetlerinin hiçbir üyesini dışlayamayız. Dolayısıyla Libya halkının yaşadığı bu krizin kaçınılmaz olarak Mareşal Hafter'in popülaritesini batı bölgesinde bile artıracağına inanıyorum.

Hafter, Mayıs 2019'da saldırı başlattığı batı bölgesini kontrol edemiyor. Bu saldırı başkentin eteklerinde hezimetle sonuçlandı.

Türkiye, o dönemde Fayiz es-Serrac başkanlığındaki Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin güçlerine silahlarla, insansız hava araçlarıyla, askeri güçlerle ve paralı askerlerle destek verdi.

Mehdevi, "insani yardımın Libya Kızılayı ve Libya Yardım Otoritesi aracılığıyla ve Libya Silahlı Kuvvetlerinin sigortası ve korumasıyla sağlandığını" vurguladı.

Olası aksaklıklar Hafter'i tehdit ediyor

Felaketin Hafter'in popüler imajına yönelik bazı tehlikeleri de var. Özellikle bazı taraflar, Derne kentindeki sel felaketi sonucu çöken barajların bakımından orduya bağlı doğulu yetkilileri sorumlu tutuyor.

Libya Ulusal Ordusu, teröristlerle yıllarca süren şiddetli çatışmaların ardından 2019 yılında şehrin kontrolünü ele geçirmişti.

Söz konusu taraflar o tarihten bu yana, doğulu yetkililer barajların bakımı için herhangi bir eylemde bulunmadığını belirtiyor. 

Hafter'in imajını tehlikeye atabilecek bir konu daha var ki o da büyük gelirlere sahip Trablus'taki Ulusal Birlik Hükümeti'nden ve yardım için seferber olan ülkelerden gelen yardımları dağıtma mekanizması.

Dağıtımda herhangi bir aksaklık yaşanması Mareşal'e zarar verebilir.

Ülkelerin Libya'ya gönderdiği yardımlar ordudan geçiyor (ABD Büyükelçiliği internet sitesi)
Ülkelerin Libya'ya gönderdiği yardımlar ordudan geçiyor (ABD Büyükelçiliği internet sitesi)

Libya meseleleri konusunda uzmanlaşmış siyasi araştırmacı Gazi Molla şunları söyledi:

Hafter'in karşıtları hatta Libya halk çevreleri bile bazı yardımların Hafter'in yardımcıları tarafından çalındığını konuşmaya çoktan başladı. Sorun ordu komutanında değil, daha çok yardımcılarında ama komutan da siyasi ve ahlaki olarak sorumlu tutulacak. Mareşal Hafter'in yandaşları ve yardımcıları tarafından siyasi, açgözlülük veya başka sebeplerden dolayı yardım dağıtımının yanlış yönetilmesi, Hafter'in imajına zarar verebilir. Uluslararası toplum artık bu krize Libyalı figürlerin perspektifinden değil, daha kapsamlı, yani Libyalıları desteklemek ve kurtarma operasyonlarına katılmak çerçevesinden bakıyor.

Libya Ulusal Ordusu Ofisi, sosyal medya sayfalarında ve muhalif sitelerde dolaşan iddialara hemen yanıt vermedi.

Ancak Mehdevi, "ordunun şu ana kadar yardımları koruma ve dağıtımına katkıda bulunma konusunda başarılı olduğunu" söyleyerek söz konusu iddiaları yalanladı.

Siyasi belirleyici

Mareşal Hafter, Libya'ya liderlik etme arzusunu dile getirmiş ve daha da ileri giderek 2021 başkanlık seçimleri (BM yol haritasına göre 2021 yılının Aralık ayında yapılması planlanan) için adaylık belgelerini sunmuştu.

Ancak Hafter daha önce bu tür krizleri gelecekte kendisi veya başkaları için siyasi belirleyici haline getirebilecek popüler bir sınavla karşı karşıya kalmadı.

Hafter askeri düzeyde, özellikle güçlerini Trablus'un dış mahallelerine götürüp düzenlediği saldırılarda ve aylarca sürdürdüğü kuşatmalarda başarı elde edememiş ve birçok aksilikle karşılaşmıştı.

Ayrıca geçen yıl kendisini destekleyen parlamentoyu Başağa başkanlığında bir hükümet kurmaya zorlamış ancak yeni bir hükümet kurulamamıştı.

Aynı zamanda Merkez Bankası ve Petrol Şirketi gibi hayati kurumların bulunduğu Libya'nın başkentine girip oradan çalışma yapmayı da başaramadı. 

Hafter'in oğulları, felaketin ardından Halid'in önderliğinde Derne'ye dağıldı (AFP)
Hafter'in oğulları, felaketin ardından Halid'in önderliğinde Derne'ye dağıldı (AFP)

Mehdevi, "Libya halkı refahtan önce kriz zamanlarında kendilerine yakın olacak bir liderlik figürü arıyor. Krizi yönetme başarısının askeri yönetim ve Hafter için büyük bir başarı olacağına inanıyorum, çünkü ordu ve komutanı artık ülkede siyasi ve ekonomik istikrarın sağlanması için ideal çözüm haline geldi" dedi.

Molla ise şöyle konuştu:

Hafter'in, Libya ordusunun meşru liderliği ve kimsenin ondan alamayacağı bir popülaritesi var, ancak benim düşünceme göre kriz ondan ve batı bölgesi hükümetinden daha büyük. Çünkü bu tür krizlerle baş etme konusunda hiçbir tecrübeleri yok.

Ülkede hakim olan siyasi bölünmenin ortasında Hafter muhaliflerinin de krizin sorumlusu olarak ona yüklenmesi bekleniyor.

Bu da muhtemelen onu Libyalıları ikna etme ve onları kazanma konusunda büyük bir zorlukla karşı karşıya bırakacak.

Independent Arabia - Independent Türkçe



Suudi Arabistan ve ABD... ‘Yeni bir altın çağ’

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Başkanı Donald Trump, dün Riyad'da düzenlenen imza töreni sırasında el sıkıştı. (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Başkanı Donald Trump, dün Riyad'da düzenlenen imza töreni sırasında el sıkıştı. (SPA)
TT

Suudi Arabistan ve ABD... ‘Yeni bir altın çağ’

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Başkanı Donald Trump, dün Riyad'da düzenlenen imza töreni sırasında el sıkıştı. (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Başkanı Donald Trump, dün Riyad'da düzenlenen imza töreni sırasında el sıkıştı. (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'ın iki ülke arasındaki ilişkilerde ‘yeni bir altın çağ’ olarak tanımladığı dönemin açılışını yaptı. Dün Riyad'da düzenlenen Suudi Arabistan – ABD Yatırım Forumu'na katılan ikili, teknoloji, enerji, savunma ve altyapı gibi sektörleri kapsayan eşi benzeri görülmemiş bir stratejik ortaklığa imza attı.

Yemame Sarayı'ndaki zirve sırasında Veliaht Prens Muhammed bin Selman ve Başkan Trump iki ülke arasındaki ilişkileri ve stratejik ortaklığın çeşitli alanlardaki boyutlarının geliştirilmesine yönelik koordinasyon çabalarını gözden geçirdiler. İki taraf bölgesel ve uluslararası gelişmeleri, ortak ilgi alanlarına giren konuları ve güvenlik ve istikrarın sağlanması için sarf edilen çabaları ele aldı.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman ve Başkan Trump, iki ülke hükümetleri arasında Stratejik Ekonomik Ortaklık Belgesi'ni imzaladı ve çeşitli alanlarda ikili anlaşmaların, iş birliği ve mutabakat zabıtlarının imzalanmasına tanıklık etti. Beyaz Saray'a göre imzalanan anlaşmalar her iki ülke için de ‘tarihi’ nitelikte ve ‘ABD ile Suudi Arabistan arasında yeni bir altın ortaklık çağını’ temsil ediyor.

Başkan Trump'ın ziyaretiyle eş zamanlı olarak Riyad, Suudi Arabistan ve ABD'den çok sayıda bakan, yetkili ve büyük şirket liderinin katıldığı Suudi Arabistan – ABD Yatırım Forumu’na ev sahipliği yaptı.

Suudi Arabistan – ABD Yatırım Forumu’na katılan Veliaht Prens Muhammed bin Selman, “ABD ile 92 yıl önce başlayan tarihi dostluk bağlarımız var ve bugün bunları derinleştirmek için bir araya geliyoruz” diyerek Suudi ekonomisinin ABD'nin bölgedeki en büyük ortağı olduğunu ve ABD ile ortak çalışmaların ekonomiyle sınırlı kalmayıp dünyada barış ve güvenliği de kapsadığını belirtti. Muhammed bin Selman sözlerini şöyle sürdürdü: “Suudi Arabistan, ABD'nin bölgedeki en büyük ekonomik ortağıdır ve iki ülke arasındaki ortaklık fırsatlarının büyüklüğü 600 milyar dolara, forumda açıklanan anlaşmalar ise 300 milyar dolara ulaşmıştır. ABD ile 300 milyar dolardan fazla anlaşma imzaladık ve bir sonraki aşamada bir trilyon dolara ulaşacak diğer anlaşmaları tamamlamak için çalışacağız. Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu'nun küresel yatırımlarının yüzde 40'ı ABD'ye yönelik ve yaklaşık bin 300 Amerikan şirketi bugün Suudi Arabistan'da yatırım yapıyor.”

Diğer yandan ABD Başkanı Donald Trump forumda yaptığı konuşmada, iki ülke arasındaki ilişkilere ve bölgedeki duruma değindi. “İran'a ‘yeni bir yol’ sunmak istiyorum. Ancak İran liderliği bu zeytin dalını reddeder ve komşularına saldırmaya devam ederse, muazzam bir maksimum baskı uygulamaktan başka seçeneğimiz kalmayacaktır” dedi.

Trump, Ukrayna görüşmelerinin kolaylaştırılmasında oynadığı yapıcı rol için Suudi Arabistan'a teşekkür etti. ABD Başkanı, Lübnan'ın İran ve Hizbullah'ın politikalarının kurbanı olduğunu belirterek, komşularıyla birlikte daha iyi bir gelecek inşa etmesine yardımcı olmaya hazır olduğunu ifade etti. Gazze halkının ‘daha iyi bir geleceği hak ettiğini’ belirten Trump, “Eğer o sırada ABD Başkanı olsaydım 7 Ekim olayları yaşanmazdı” ifadesini kullandı.

İkinci döneminin ilk resmi yurtdışı ziyareti için dün sabah Riyad'a gelen Trump, Kral Halid Uluslararası Havalimanı'nda Veliaht Prens Muhammed bin Selman tarafından karşılandı. ABD Başkanı'na Yemame Sarayı'nda resmi bir karşılama töreni düzenlendi; konvoya Arap atları eşlik etti, trompetler çalındı ve milli marşlar okundu. ABD Başkanı ile Suudi Arabistan Veliaht Prensi şeref kıtasını selamladı.

Suudi Arabistan – ABD Yatırım Forumu, çeşitli sektörlerde ortaklıkların ve milyar dolarlık anlaşmaların duyurulduğu ve Suudi Arabistan'ın önemli bir yatırım destinasyonu ve yapay zekâ merkezi olarak rolünü teyit eden açıklamaların yapıldığı bir platform oldu. Veliaht Prens Muhammed bin Selman tarafından pazartesi günü lansmanı yapılan HUMAIN şirketinin yapay zekâ alanında 15 milyar doları aşan büyük yatırımlar çekmesi dikkat çekiciydi.

Trump'a başta SpaceX'in kurucusu Elon Musk, BlackRock CEO'su Larry Fink, OpenAI kurucusu Sam Altman, Boeing Başkanı ve CEO'su Kelly Ortberg ve Google CFO'su Ruth Porat olmak üzere çok sayıda iş adamı ve büyük ABD şirketlerinin CEO'ları eşlik etti.

Suudi Arabistan Yatırım Bakanı Halid el-Falih, Suudi Arabistan – ABD Yatırım Forumu açılış konuşmasında, Suudi Arabistan’ın istikrarlı ekonomi politikalarının yatırım çekiciliğine katkıda bulunduğunu belirterek, Krallığın sadece sermaye çekmeyi değil, aynı zamanda bilgi ve teknoloji transferi ve endüstrileri yerelleştiren stratejik ortaklıklar kurmayı da hedeflediğini vurguladı.

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent ile ortak bir diyalog oturumunda konuşan Suudi Arabistan Maliye Bakanı Muhammed el-Cedan, Suudi Arabistan'da rekor bir sürede başarılanların eşi benzeri görülmemiş bir yapısal dönüşüm olduğunu açıkladı. Bessent ise ABD-Suudi Arabistan ilişkilerinin gücünü vurgulayarak, Suudi Arabistan ile ilişkileri ‘tarihi’ olarak nitelendirdi.