Mısır Cumhurbaşkanlığı, Müslüman Kardeşler’in rolünün sınırlarını sorguladı

Tantavi seçimleri kazanması halinde Müslüman Kardeşler’in geri dönmesi için kapıyı açık bıraktı.

Mısır Ulusal Seçim Kurulu Başkanı geçtiğimiz pazartesi günü cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin basın toplantısı düzenledi. (AFP)
Mısır Ulusal Seçim Kurulu Başkanı geçtiğimiz pazartesi günü cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin basın toplantısı düzenledi. (AFP)
TT

Mısır Cumhurbaşkanlığı, Müslüman Kardeşler’in rolünün sınırlarını sorguladı

Mısır Ulusal Seçim Kurulu Başkanı geçtiğimiz pazartesi günü cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin basın toplantısı düzenledi. (AFP)
Mısır Ulusal Seçim Kurulu Başkanı geçtiğimiz pazartesi günü cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin basın toplantısı düzenledi. (AFP)

Mısır'da düzenlenecek cumhurbaşkanlığı seçimlerinin muhtemel adaylarından Ahmed el-Tantavi'nin seçilmesi halinde Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) örgütünün siyaset sahnesine geri dönebileceğini ima etmesi geniş çaplı tepkilere yol açtı. Müslüman Kardeşler’le bağlantılı isimlerin Tantavi’yi desteklediğine dair işaretler, partinin önde gelen isimleri ile aktivistlerin eleştirilerini beraberinde getirdi.

Mısır’ın resmi makamları tarafından yasaklanan örgütün ve destekçilerinin gerek yarışacak adaylardan birini destekleyerek gerekse önümüzdeki aralık ayında yapılması planlanan seçimlere katılarak süreçte meydana getirebilecekleri etkilerin boyutları hakkında çeşitli sorular gündeme taşındı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Tantavi, seçilmesi halinde Müslüman Kardeşler’in siyasi arenaya dönme ihtimaline kapıyı açık bıraktı. Bir medya platformuna verdiği röportajda “’erhangi bir fraksiyonu siyasi arenadan dışlamayı reddettiğini’ belirten Tantavi, bu bağlamda ‘2011'den önce Mısır'da iktidardaki Ulusal Demokrat Parti ile yaşananlar sonucunda, bazı liderlerinin (diğer parti üyeleri siyasi çalışmalardan dışlanmadan) yargılanmasını’ örnek gösterdi.

Mısır hükümeti, 2013’ün aralık ayının sonunda Müslüman Kardeşler’i terör örgütü ilan etti. Söz konusu dönemde gösteriler de dahil olmak üzere örgütün tüm faaliyetleri yasaklandı. Ağustos 2014'te Mısır Yüksek İdare Mahkemesi, örgütün siyasi kolu olan Özgürlük ve Adalet Partisi'nin feshedilmesine karar verdi.

Ulusal Diyalog Genel Koordinatörü Ziya Raşvan'ın belirttiğine göre, Mısırlı siyasi güçler Müslüman Kardeşler’i, ‘örgüt unsurlarının şiddete teşvik ettiği’ gerekçesiyle Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi'nin davetiyle aylar önce başlatılan Ulusal Diyalog’un da dışında bıraktı. Ayrıca Ulusal Diyalog Mütevelli Heyeti’nin birden fazla kez Müslüman Kardeşler'in dışlanması konusunda oybirliğiyle karar aldığı belirtildi.

Tantavi'nin Müslüman Kardeşler’e sempati duymakla suçlanması ilk kez karşılaştığı bir durum değil. Nitekim seçim kampanyası kapsamında daha önce yaptığı açıklamalarda, ‘seçim programının Müslüman Kardeşler örgütünü ve Mısır siyaset sahnesine geri dönüşünü memnuniyetle karşıladığını ve Mısır kimlik kartına sahip olduğu sürece hiç kimseyi dışlamanın doğal olmadığını’ ifade etti.

Tantavi, 2019 yılında Mısırlı yetkililere, o dönemde ‘siyasi reform’ olarak tanımladığı bir çerçevede, Müslüman Kardeşler ile uzlaşma çağrısında bulundu. Ayrıca örgütün siyasi çalışmalara geri dönmesi ve ‘ülke dışına kaçan örgüt üyeleriyle geniş çaplı bir uzlaşma yolunun açılması’ konusunu da dile getirdi. 40 partiden oluşan Mısır Partiler İttifakı'nın bir açıklama yayınlayarak ‘Tantavi'nin girişimini reddettiklerini’ ilan etmelerine neden olan da bu durumdu. Açıklamaya göre bu ‘Mısır devletini yıkmak isteyenlerin, özellikle de yeniden siyaset sahnesine dönmeye çalışan Müslüman Kardeşler'in arkasına saklandığı açık bir girişim’ olarak değerlendirildi.

Aynı bağlamda Mısır medyasında yer alan haberlerde, Tantavi'nin seçim kampanyasının önde gelen liderlerinin örgütün üyeleri arasında yer aldığı belirtildi. Bu haberlerde seçim kampanyasının genel koordinatörü Muhammed Ebu Diyar ve eğitim sekreteri İslam Behiyyüddin’in daha önce sosyal medya platformlarında Müslüman Kardeşler’e sempati duyduklarını belirten blog yazılarına dikkat çekilirken, Tantavi tarafının haberlere ilişkin herhangi bir yalanlama yayınlamadığı kaydedildi.

Tantavi’nin Müslüman Kardeşler konusundaki tutumuna ilişkin açıklamaları, örgütün önde gelen liderlerinden Hilmi Cezzar'ın Mısır sınırları dışından yayın yapan Müslüman Kardeşler’e bağlı kanallardan birinde Tantavi’ye duyduğu hayranlığı dile getirdiği bir televizyon programından günler sonra geldi. Tantavi’nin konuşmasının dengeli ve tutumlarının ulusal olduğunu belirten Cezzar, röportaj sırasında Müslüman Kardeşler’in cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday çıkarmayacağını da sözlerine ekledi.

Eski bir Müslüman Kardeşler örgütü lideri olan avukat ve yazar Muhtar Nuh ise ‘Müslüman Kardeşler adında bir örgütten bahsetmenin mümkün olmadığına’ işaret ederek, “Sayı ve etki bakımından en az olduğu tahmin edilen Hilmi Cezzar cephesi Tantavi’yi destekliyor. Sosyal medya platformlarında da bazı aktif Müslüman Kardeşler üyeleri açıkça Tantavi tarafındalar” dedi.

Nuh, Tantavi’nin adaylık prosedürlerini tamamlayabileceğinden şüphe duyuyor. Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada Müslüman Kardeşler’in Mısır'daki merkezlerinin ‘teşkilatlarını özgürleştirme eğiliminde olmayacağını’ ifade eden Nuh, liderliğinin dağılması, aralarındaki çatışma, merkezlerinin dağılması ve asıl meseleden uzaklaşmaları nedeniyle örgütün harekete geçme kabiliyetini kaybetmesinin akabinde bu merkezlerin katılımının ‘sınırlı ve bireysel’ olacağını öne sürdü. Müslüman Kardeşler'in eski lideri, örgütün medya platformlarının potansiyel cumhurbaşkanı adaylarından birine destek vermesinin ‘ters sonuçlar doğuracağını’ vurguladı.

Diğer yandan Müslüman Kardeşler örgütünü destekleyen medya platformlarıda Tantavi lehine dikkat çekici bir haber yoğunluğuna tanık olundu. Müslüman Kardeşler lideri Abdullah Şerif, X platformundaki (eski adıyla Twitter) hesabı aracılığıyla takipçilerini Tantavi için toplanmaya çağırdı. Daha sonra Tantavi'nin kişisel kimliğinin bir fotoğrafını yayınladı.

Bu destek, Müslüman Kardeşler’in siyasi arenaya dönüşüne karşı olan ve Tantavi'nin bu konudaki tutumunu eleştiren pek çok tepkiye yol açarken, Mısırlı gazeteci ve parlamenter Mustafa Bekri de bir televizyon kanalında yaptığı açıklamalarla Tantavi’ye mesaj göndererek şunları söyledi:

“Tehlikeli bir oyun oynuyorsunuz. Sen ve diğerleri aday gösterildiniz. Bakış açınızı ortaya koyun, ancak Müslüman Kardeşler'in bir aracı olarak kalmayın ve Müslüman Kardeşler’in ne yaptığını hatırlayın.”

El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Müdür Yardımcısı ve siyasi sistemler konusunda uzman bir araştırmacı olan Dr. Amr Haşim Rebi ise Müslüman Kardeşler örgütünün yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde herhangi bir rolü olacağına ihtimal vermedi. Ayrıca Müslüman Kardeşler örgütünün, liderlerinin hapse atılmasından ya da Mısır dışına kaçmasından rahatsızlık duyduğunu, içerideki unsurlarının ise güvenlik kovuşturmalarından korktuğunu belirtti.

Rebi, Şarkul Avsat’a yaptığı açıklamada, bazı Müslüman Kardeşler örgütü liderlerinin ya da Müslüman Kardeşler’e bağlı kişilerin potansiyel adaylardan birini desteklemesinin ‘bir tür siyasi çekişme ya da gündeme gelme arzusu veya varlığını kanıtlama çabasından başka bir şey olmadığını’ söyledi. Rebi, örgütün bir zamanlar sahip olduğu etki araçlarına, özellikle de seçimlerde destekçilerini harekete geçirme kabiliyetine artık sahip olmadığını vurguladı.



İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
TT

İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi bugün, İsrail’in Hamas tarafından Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracılığıyla teslim edilen kalıntı örneklerini teslim aldığını duyurdu. Örneklerin adli tıp laboratuvarına gönderilmesi planlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre bir Hamas lideri, hareketin bugün Gazze Şeridi'nde kalan iki cesetten birini teslim edeceğini açıklamıştı.

İsrailli rehine Ran Gvili ve Taylandlı rehine Sudthisak Rinthalak'ın cesetleri halen Gazze'de bulunuyor.

Bu gelişme, İsrail güçlerinin bugün Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda bir Filistinliyi öldürmesi ve Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde evlerin yıkılması ve bombardımanların devam etmesi ile birlikte gerçekleşti.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, ‘işgal güçlerinin kuzeydeki Cibaliye Mülteci Kampı’na yoğun hava saldırıları düzenlediğini ve kuzey Gazze’de bazı konut binalarını yıktığını’ bildirdi. Ayrıca İsrail’e ait insansız hava araçları (İHA) et-Tuffah mahallesindeki es-Senafur kavşağı yakınlarında Filistinlilerin evlerine bombalar attı ve eşzamanlı olarak yoğun ateş açıldı.


Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
TT

Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)

Orduyla paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmaların sürdüğü Sudan'daki askeri yönetim, Rusya'yla daha yakın ilişkiler kurmak istiyor.

Wall Street Journal'ın (WSJ) Sudanlı yetkililere dayandırdığı habere göre, Moskova'ya Afrika'daki ilk deniz üssünü kurması teklif edildi.

Ekimde iletilen teklifin, Rusya'nın 25 yıl boyunca 300 askerini ve 4 savaş gemisini barındırabileceği bir üssü içerdiği aktarıldı.

Port Sudan ya da Kızıldeniz kıyısındaki bir başka yerde yapılabileceği bildirilen üs, bölgedeki kritik ticaret yollarına yakın olacak.

Küresel ticaretin yüzde 12'si, Avrupa-Asya alışverişinde önemli bir yere sahip olan Süveyş Kanalı üzerinden gerçekleşiyor.

WSJ, bunun Çin ve Rusya'yı kıtadaki limanlardan uzak tutmaya çalışan ABD için endişe verici bir gelişme olacağını vurguladı. 

Bu iki ülkenin Afrika'daki limanların kontrolü sayesinde buralarda savaş gemilerini tamir edip yeni silahlarla donatabileceği ve kritik denizyollarını kapatabileceği belirtildi.

Çin de denizaşırı ilk deniz üssünü 2017'de Cibuti'de kurmuştu. Kızıldeniz'i Aden Körfezi'ne bağlayan Babülmendep Boğazı'ndaki üs, bir uçak gemisinin demirleyebileceği kadar büyük.

ABD'nin Afrika'daki en büyük üssü Camp Lemonnier, Çin'inkinden yalnızca 10 kilometre uzaklıkta.

ABD'nin ayrıca Somali'de birlikleri var. 

Kremlin'in, Afrika'nın en büyük üçüncü altın üretici Sudan'dan madencilik konusunda imtiyazlar alabileceği de Amerikan gazetesinin haberinde ifade edildi. 

Sudanlı yetkililer tüm bunlar karşılığında hava savunma sistemleri gibi silahları ucuza almak istiyor.

WSJ, Sudan ordusundan bir yetkilinin, bu anlaşmanın AB ve ABD'yle aralarında sorun yaratabileceğinin farkında olduklarını söylediğini aktardı.

Bu hamlenin Moskova'yı kıtada yeniden güçlendirebileceği de haberde vurgulandı.

Paralı asker şirketi Wagner'in kurucusu Yevgeni Prigojin'in 2023'teki ölümünün ardından Rusya'nın Afrika planları sekteye uğradı.

Rusya Savunma Bakanlığı'na bağlı Afrika Kolordusu, Wagner'in operasyonlarını devralsa da kıtadaki yerini doldurmakta zorlandığı bildiriliyor.

General Abdülfettah Burhan'la işbirliği yapan General Muhammed Hamdan Dagalo, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin soykırımla suçladığı Ömer el Beşir'i 2019'da devirmişti. 

Ülkeyi sivil yönetime döndürme ve 100 bin kişilik paramiliter kuvvet HDK'yi ordu bünyesine dahil etme süreci nedeniyle iki general anlaşmazlığa düşmüş, 2023'te yeniden iç savaş patlak vermişti. 

Yeniden başlayan çatışmaların başlarında Moskova, Dagalo'ya bağlı HDK'yi destekliyordu. 

Başkent Hartum'dan HDK güçlerinin atılmasındaysa Ukrayna rol oynamıştı. 

WSJ, Rusların desteğini yetersiz bulan HDK'nin Kiev'e yanaştığını ve bunun üzerine Moskova'nın da Burhan'a bağlı orduyla ittifak kurduğunu aktarıyor.

Amerikan gazetesinin haberinde İran, Mısır ve Türkiye'nin Sudan ordusuna drone sağladığı da öne sürüldü.

Tahran'dan gelen deniz üssü kurma önerisinin, ABD ve İsrail'in tepkisiyle karşılaşmaktan korkan Hartum yönetimi tarafından geçen sene reddedildiği bildirildi. 

Diğer yandan ABD ve BM, Birleşik Arap Emirlikleri'ni (BAE) HDK'yi silahlandırmakla suçluyor. BAE ise bu iddiaları reddediyor.

Independent Türkçe, WSJ, AP


Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria’da İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövdü

Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
TT

Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria’da İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövdü

Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)

Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria'daki İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövüp eşyalarını çaldı.

Guardian'ın aktardığına göre pazar sabahı yaşanan olayda radikal sağcı yerleşimciler, Eriha bölgesindeki Ayn el-Duyuk köyüne baskın düzenledi. 

Yerleşimcilerin, Filistinlileri korumak için köyde bulunan İtalyan ve Kanadalı gönüllülere de saldırdığı belirtildi.

Filistin Ulusal Yönetimi'nin resmi haber ajansı WAFA, üç İtalyan ve bir Kanadalı gönüllünün hastaneye kaldırıldığını aktardı. 

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla konuşan Kanadalı kadın, sabaha karşı düzenlenen saldırıda yaşadıklarını şöyle anlattı: 

10 maskeli yerleşimci gece nöbetinden sonra uyuduğumuz eve baskın yaptı. İkisinin üzerinde ordu tarafından verilen tüfeklerden vardı. Bizi yaklaşık 15 dakika boyunca dövdüler. Kafama, kaburgalarıma, kalçama ve uyluk bölgeme defalarca tekme attılar. Bize Arapça hakaretler yağdırdılar ve orada bulunmaya hakkımız olmadığını söylediler.

Gönüllü, Yahudi yerleşimcilerin bölgede artan saldırılarına dikkat çekerek, "Mesele bizimle ilgili değil. Biz 15 dakika dayak yedik ama buradaki Filistinliler bu şiddeti her gün, her saat, binlerce kez yaşıyor" dedi.

Kanada Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "aşırılıkçı yerleşimcilerin işlediği şiddet eylemlerinin kınandığı" bildirildi. Kanada yönetiminin "Filistin topraklarının ilhakına yönelik her türlü eyleme ve söyleme karşı olduğu" hatırlatıldı. 

Diğer yandan İtalyan gönüllülerden birinin ağır yaralandığı ve Ramallah'ta tedavisinin sürdüğü belirtiliyor. İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, olaya ilişkin açıklamasında "Bu saldırganlıktan bıktık. Yerleşimcilerin haklarını bu şekilde savunmaları doğru değil" ifadelerini kullandı. 

Guardian, Batı Şeria'daki İsrailli yetkililerin yorum taleplerine yanıt vermediğini yazıyor. Gazetenin irtibata geçtiği köylüler ve aktivistler, polisin yerleşimcilerin saldırılarını durdurmak veya karargahlarını dağıtmak için harekete geçmediğini söylüyor.

Batı Şeria'daki Filistin köylerini korumak için yabancı gönüllüler toplayan Faz3a örgütünden aktivist Manal Tamimi, radikal sağcı yerleşimcilerin iki ay önce köyün yakınlarına karakol inşa ettiğini ve adam devşirdiğini söylüyor. Gönüllülerin saldırılara karşı Filistinlilerin yanında durmasının çok değerli olduğunu belirtiyor.

Kanadalı gönüllü de köydeki varlıklarının halkı güçlendirdiğini söylüyor: 

Biz oradayken köylüler daha dirençli oluyordu. Çocuklar özgürce oynuyordu. İnsanlar gece boyunca uyuyabiliyorlardı. Sırf bu bile bizim orada olmamızı değerli kılıyordu.

Birleşmiş Milletler'in rakamlarına göre İsrailli yerleşimciler ve güvenlik güçleri son iki yılda Batı Şeria'da 233'ü çocuk olmak üzere binden fazla Filistinliyi öldürdü. 

Independent Türkçe, Times of Israel, Guardian