Bölgesel bir savaşın patlak vermesi korkusuna rağmen ABD yönetiminin ulaşmak istediği 4 hedef

ABD Başkanı Joe Biden (AFP)
ABD Başkanı Joe Biden (AFP)
TT

Bölgesel bir savaşın patlak vermesi korkusuna rağmen ABD yönetiminin ulaşmak istediği 4 hedef

ABD Başkanı Joe Biden (AFP)
ABD Başkanı Joe Biden (AFP)

İsrail Savunma Bakanı Yoav Galant, dün sabah Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi karşısında İsrail’in Hamas’ı ortadan kaldırmaya yönelik askeri operasyonun başlamasıyla Gazze’deki siviller üzerindeki kontrolünü sürdürmeyi planladığını açıkladı. İsrail’in işgal için üç aşamalı planlar hazırladığına dikkati çeken Galant, bu planların hava saldırıları ve kara manevralarıyla başlayıp, ardından Hamas hareketine karşı direniş gruplarının yenilgiye uğratılması ve askeri yeteneklerinin yok edilmesi, son olarak da Filistin topraklarında yeni bir güvenlik gerçekliğinin oluşturulması ile temsil edildiğini söyledi.

İsrail Savunma Bakanı’nın açıklamaları, askeri operasyonların kısa sürede başlayacağı yönündeki beklentileri artırdı. Zira özellikle 40 yılı aşkın süredir ilk kez İsrail Savunma Kuvvetleri, sayısının binden fazla olduğu tahmin edilen zırhlı kuvvetlerinin tamamını göreve çağırdı. 20 bin kişilik sivil savunma gücü de dahil olmak üzere 360 bin yedek asker de seferber edildi. İlave insan gücü, yaklaşık 170 bin askerden oluşan İsrail ordusunun güçlendirilmesini amaçlıyor. Her ne kadar bu güçlerin bir kısmı Hizbullah savaşçılarının Lübnan’dan gelebilecek olası bir saldırısını engellemek için İsrail’in kuzey sınırında konuşlanmış olsa da raporlar, bu güçlerin çoğunun güneyde, Gazze Şeridi yakınlarında toplandığını gösteriyor.

ABD yönetiminin 4 hedefi

Biden yönetimi, İsrail’in Hamas’la çatışmasını yönetmek için 4 ana hedef belirledi. İlki, İsrail’e büyük askeri yardım sağlamak ve ABD kamuoyunu İsrail’in desteği ve kendisini savunma hakkı konusunda harekete geçirmek, Gazze Şeridi’ndeki askeri işgali haklı çıkarmak ve İsrail’in askeri operasyonlarını meşrulaştırmaktır. Başkan Biden’ın perşembe akşamı yaptığı konuşmada vurguladığı konu da buydu. Ayrıca bağımsız soruşturmaların yürütüldüğünü doğrulamadan ve doğrulanmış sonuçları beklemeden önce, çarşamba günü ziyareti sırasında Baptist Hastanesi’nin bombalanması konusunda İsrail’i hızla temize çıkardı.

Biden yönetiminin ikinci hedefi, Hamas hareketini ortadan kaldırmaktır ve İsrail’e bu konuda serbestlik tanınmıştır. ABD Başkanı İsrail savaş kabinesi toplantısına katılarak, İsrail’in askeri planları ve askeri liderlerin kara saldırısının nasıl gerçekleştirileceği, Gazze’nin kuzeyindeki Hamas hareketinin askeri altyapısının nasıl yok edileceği ve Hamas’ın hedef alınması konusundaki liderlerin vizyonu hakkında bilgi aldı. İsrail, onlarca yıldır Gazze’yi yöneten Hamas’ı yok etme sözü verdi, ancak İsrail hükümeti askeri operasyonun sona ermesinden sonraki görünümü henüz belirlemedi.

Biden yönetimi yetkilileri, İsrail’in Gazze işgali sonrasına ve bundan sonra Gazze’yi kimin yöneteceğine dair net bir planının olmamasından endişe ediyor. Biden, CBS’de yayımlanan ‘60 Minutes’ programında yaptığı açıklamada, İsrail’in Gazze’yi yönetmesinin hata olacağı konusunda uyarıda bulundu.

CIA eski Direktörü John Brennan, CNN’e yaptığı açıklamada, İsrail’in ‘Hamas liderlerini takip edip öldürmesi, silah, mühimmat ve patlayıcı stoklarını imha etmesi ve askeri altyapının mümkün olduğu kadar çoğunu yok etmesi’ yönünde acil bir ihtiyaca dikkati çekti. Brennan, “Bu hedef hayata geçirildikten sonraki gün ne olacak? Tahmin etmek zor” dedi. Jake Sullivan da geçen hafta gazetecilere yaptığı açıklamada, Biden yönetiminin gelecekte Gazze’yi nasıl yöneteceğini düşündüğünü söylemişti.

Bu senaryo çerçevesinde bu işgalin, Hamas’ın Gazze Şeridi’nin altındaki karmaşık tünellerde ve çeşitli yerlerde tuttuğu söylenen mahkûm ve rehineleri serbest bırakma planlarına yansımaları konusunda da endişeler var.

Dolayısıyla Biden yönetimi, bu işgali gerçekleştirmeden önce bazı rehineleri serbest bırakarak siyasi bir zafer elde etmeyi tercih ediyor. Katar’ın arabuluculuğuyla iki ABD’li rehinenin serbest bırakılması da böyle oldu.

Aynı zamanda İsrail’e de daha fazla sivil kayıp nedeniyle Gazze sakinlerine insani yardım sağlanması yönünde baskı yapılıyor. Sivil ölümlerinin yüksek olması, Gazze’nin yeniden inşasına yönelik tüm uluslararası çabaları yok edebilir ve İsrail’e karşı savaş suçu suçlamalarını artırabilir.

Aylarca süren savaş

Uzmanlar, İsrail’in Hamas’a yönelik askeri saldırısının nasıl gelişeceği ve Arap kamuoyunun nasıl tepki vereceği konusundaki belirsizlik nedeniyle Gazze’deki askeri operasyonun birkaç ay, belki de 18 ay süreceğini tahmin ediyor. Zira Arap başkentlerini kasıp kavuran kitlesel gösteriler düzenleniyor ve ABD Dışişleri Bakanlığı, dünyanın her yerindeki büyükelçiliklerine ve vatandaşlarına uyarılar yapıyor. Dolayısıyla Gazze’nin geleceğine dair bir plan yapmak neredeyse zor.

Birçok Amerikan kaynağının belirttiği gibi ABD planı, askeri operasyonun tamamlanmasının ardından Filistinlilerin yaşamlarını iyileştirmeye yönelik girişimleri duyurmaktır. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile yaptığı görüşmelerin büyük bir kısmı, Gazze’nin Hamas’sız geleceği, bunun Filistin Yönetimi açısından ne anlama geldiği ve bundan sonra beklenen rolü üzerinde yoğunlaştı. Ayrıca Biden yönetimi, öfkeyi dindirmek amacıyla Filistinlilere 100 milyon dolar yardımda bulunacağını duyurdu.

Gazze’de Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde bir geçiş dönemi oluşturulması yönünde bazı fikirler var. Bu fikirlere göre Filistin Yönetimi’nin bunda bir rolü olacak, Körfez ülkelerinden fon, Arap ülkelerinden siyasi destek sağlanacak, ardından seçim çağrısı yapılacak ve iki devletli çözüm fikri yeniden öne sürülecek. Ancak eski ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi ve Carnegie Enstitüsü araştırmacısı Aaron David Miller gibi uzmanlar, bu ideal senaryonun hayata geçirilme olasılığından şüpheli. Uzmanlar, “Böyle bir senaryo ve Gazze için yeni bir siyasi gelecekten bahsetmek, çok uzak bir güneş galaksisinden bahsetmek ve güneş, ay ve yıldızların aylar ve yıllar boyunca bir araya gelmesini beklemek gibidir. Çünkü öngörülemeyen pek çok faktör ve üstesinden gelinmesi zor olacak çok büyük siyasi engeller var” değerlendirmesinde bulundu.

Üçüncü hedef

Üçüncü hedef; savaşın yayılmasını önlemek. ABD yönetimi, İsrail kuvvetlerinin Gazze Şeridi’ni işgal etmeye başlamasının, sonuçları kesin olarak tahmin edilemeyecek uzun ve acımasız bir savaş anlamına geldiğinin farkında. Özellikle de Hamas hareketinin bir gerilla savaşı ve karmaşık bir sokak savaşı için karşı planlar hazırlamış ve tünelleri patlayıcılarla doldurmuş olması muhtemel. Biden yönetimi, İran’a ve Lübnan Hizbullah grubuna, ‘İsrail’in Gazze’deki ilerleyişini engelleme umuduyla durumu istismar etme’ ve İsrail’e saldırılarda bulunmama konusunda doğrudan ve dolaylı mesajlarla uyarıda bulundu.

Ancak özellikle Güney Lübnan’da İsrail güçleriyle son çatışmalar, Suriye’de iki ABD üssünün ateş altına alınması ve Irak’ta ABD kuvvetlerine İHA’lar ve füzeler fırlatılması çerçevesinde ABD’nin Ortadoğu’da savaşa sürüklenmeye tehlikeli derecede yaklaştığı yönündeki korkular artıyor.

Biden yönetimi, bölgesel güçleri çatışmaya girmekten caydırma mesajı olarak ABD cephaneliğindeki en güçlü silahlar olan Eisenhower ve Ford uçak gemilerini gönderdi. Aslında ABD, dünyanın en güçlü ordusuna ve en güçlü askeri cephaneliğe sahiptir. Ancak ABD’nin Vietnam ve Afganistan’daki yenilgileri, çatışmanın büyümesi halinde ABD’nin Ortadoğu bölgesindeki mevcut durumdaki yeteneklerini pekiştirme yeteneği konusunda şüpheleri artırıyor.

Ürdün, Lübnan, Yemen, İran, Türkiye, Fas, Mısır ve diğer yerlerdeki kitlesel gösteriler ve ABD şehirlerindeki gösteriler, Washington için gerçek tehlikelerin habercisidir. Batılı hükümetler ayrıca, İsrail ve ABD güçleri arasında İran ve milislerine karşı hızla yayılan bir çatışmanın patlak vermesiyle ilgili derin endişelerini de dile getirdi. İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Siyonist saldırıların durdurulmaması halinde bölgedeki tüm tarafların tetikte olacağı uyarısında bulundu.

Dördüncü hedef

ABD’nin dördüncü hedefi ise ideal sonuçları temsil ediyor. Yönetim, tüm hedeflere mümkün olan en az düzeyde sivilin ölümüyle ulaşmak istiyor. ABD’nin hedeflerine ulaşma konusundaki istekliliğine rağmen, hiç kimse ABD’nin tüm hedeflerine ulaşmada başarısızlık olasılığını da göz ardı etmiyor. İsrail’in Gazze’deki askerî harekâtının temelinde geçmişteki başarısızlıkların tekrarlandığına işaret eden varsayımlar var. İsrail güçlerinin 2005 yılında Gazze’den çekilmesinin maliyeti çok yüksek oldu. Hamas’ı yok etme fikri gerçekçi değil, çünkü bu sadece bir askeri direniş hareketi değil, daha ziyade ortadan kaldırılması zor, daha aşırı cihatçı hareketlerin ortaya çıkma olasılığı yüksek bir fikir ve ideolojidir.

Analistler, Hamas’ın Gazze’deki iktidar boşluğu ışında ortaya çıktığını, dolayısıyla benzer hareketlerin ortaya çıkışının sürdüğünü ve temel siyasi meseleler gerçek anlamda çözümlenmediği sürece bu durumun yayılmaya devam edeceğini söylüyor. İsrail ziyaretinde milletvekillerinden oluşan bir heyete katılan Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham, Hamas’ın yok edilmesinin olumlu sonuç vereceği konusunda iyimserdi. Bunun Filistinlilerle anlaşmaya varılması ve barışın tesis edilmesi olasılığını azaltmayacağını, aksine artıracağını ifade eden Graham, Hamas’ın ortadan kalkmasıyla koşulların daha iyi hale geleceğini söyledi.



Hayaller ne kadar da korkunç: Gazze, halkının zihninde işgal edilmiş bir şehir gibi

Bakanlar Kurulu İsrail planını onaylar onaylamaz, Gazze'deki genel ruh hali değişti ve insanlar daha olumsuz duygulara kapıldı (AFP)
Bakanlar Kurulu İsrail planını onaylar onaylamaz, Gazze'deki genel ruh hali değişti ve insanlar daha olumsuz duygulara kapıldı (AFP)
TT

Hayaller ne kadar da korkunç: Gazze, halkının zihninde işgal edilmiş bir şehir gibi

Bakanlar Kurulu İsrail planını onaylar onaylamaz, Gazze'deki genel ruh hali değişti ve insanlar daha olumsuz duygulara kapıldı (AFP)
Bakanlar Kurulu İsrail planını onaylar onaylamaz, Gazze'deki genel ruh hali değişti ve insanlar daha olumsuz duygulara kapıldı (AFP)

İzzeddin Ebu Ayşe

Şeyma, İsrail'in Gazze kentini kontrol altına alma planını düşünmek için henüz çok erken olduğuna inanıyor, ancak ardından hesaplarını hızla gözden geçirip “savaşın başlangıcından bu yana ordu Gazze planlarını açıklıyor ve ne yazık ki bunları ateş gücüyle uyguluyor. Felaket bir şeye hazırlanmak için çok da erken değil” diyor.

İsrail güvenlik kabinesi, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun Gazze kentinin kontrolünü ele geçirme planını onayladı. Kanal 14'e göre plan üç aşamadan oluşuyor; Gazze kentine büyük miktarda insani yardım sokulması, ardından sakinlerin Gazze Şeridi'nin güneyindeki merkez kamplara nakledilmesi ve son olarak da kente sıkı bir kuşatma uygulanması ve tamamen askeri kontrol altına alınması.

Kabine İsrail planını onaylar onaylamaz, Gazze'deki genel ruh hali değişti ve insanlar daha olumsuz duygulara kapıldı. Kent sakinleri, kenti tamamen işgal etme planı ve bunun yol açabileceği olası yıkım, çok sayıda ölü ve yaralı, dayanılmaz maddi ve manevi bedel konusunda endişeli.

Gazze kentindeki çadırının kapısında oturan Şeyma, işgal planını düşünüyor ve “bu kasvetli senaryoya hazırlanmaya çalışıyorum, ama aklım düşünüp bir plan yapmaktan aciz. Ne yapacağımı bilmiyorum ama şu anda tek düşündüğüm, askeri operasyon başlarsa ailemin hayatını koruyacak bir plan hazırlamak” diyor.

Şeyma siyaseti ve askeri bilimleri çok bilmiyor, ancak İsrail planını okumuş ve “bize ne olabileceğini anlamaya çalışıyorum. Kentin tüm sakinlerinin güneye zorla tahliye edilmesi dışında bizi korkutan hiçbir şey yok. Bu bile başlı başına katlanamayacağımız bir dehşet” diye konuşuyor.

Ölüm daha iyi

13 Ekim 2023'te İsrail, Gazze kenti sakinlerine ilk kez tahliye emri vererek güneye gitmelerini emretmişti. Şeyma, bu emre uyarak evini terk etti ve Mavasi insani yardım bölgesine yöneldi.

Şeyma, Mavasi'de zor bir hayat yaşadı. Bu hayatı kısaca şöyle açıklıyor; “barınağımızı kaybettik ve bir çadırın aşağılayıcı ortamında yaşadık. Su, elektrik, yiyecek, hayat yoktu, sadece dehşet ve korku vardı. Zor bir deneyimdi ve bugün ordu bizi psikolojik olarak bu aşamaya hazırlıyor ve moralimizi bozuyor.”

Şeyma, her halükarda, bu sefer güneye doğru zorla göç ettirilme deneyimini tekrar yaşamayı reddediyor. Gazze Şeridi'nin güney kesimine göç etmektense Gazze'de ölmeyi tercih edeceğini açıklıyor. Şu anda ordunun işgal etmeyi planladığı kentin içinde göç etme deneyimine hazırlanıyor ve bedeli işgalci bir yönetim altında yaşamak olsa bile kalmaya devam edeceğini belirtiyor. Ona göre bu, güneye göç etmekten daha iyi.

Gazze Şeridi'ndeki en büyük kent olan Gazze kentinde yaklaşık 1,2 milyon insan yaşıyor. Tel Aviv, onları Mavasi insani yardım bölgesine nakletmeyi planlıyor. Bu sayının tamamı, bekledikleri en büyük felakete hazırlanmak için bireysel planlar hazırlamakla meşgul.

Vasim, hayatlarını kurtarmak için güneye göç etme fikrini kabul ediyor ve şimdiden Güney Gazze'de yeni bir barınma yeri temin etmek için planlar yapıyor. Burayı her açıdan hazır hale getirmek için gayretle çalışıyor. “İsrail, Gazze'deki savaş planlarını sürdürüyor ve ben de 13 kişilik bir aileye bakmakla yükümlü olduğum için onları korumak zorundayım” diyor.

Vasim, Güney Gazze'deki bir araziye üç çadır kurdu ve ayrı bir banyo, su deposu ve bazı temel ihtiyaçları temin etti ve “bu kararı vermeden önce biraz tereddüt ettim, ancak İsrail emirlerine uymanın ailemin hayatını kurtarabileceği sonucuna vardım” diye ekliyor.

 Vasim, zorla göç ettirilme sebebiyle acı ve sıkıntılar çekeceğini ve onu mevcut hayatından daha ilkel bir hayatın beklediğini biliyor. Ancak, yerinden edilmenin bir ölüm kalım meselesi olduğunu, İsrail'in kaçmayanlara merhamet göstermeyeceğini ve hayatlarının ölüm ve kuşatma tehdidi altında olduğunu açıklıyor.

Vasim'i bu hazırlıkları yapmaya iten şey, İsrail'in Gazze'yi yeniden kuşatmayı planladığını öğrenmesi, zira bu kıtlığın geri döneceği anlamına geliyor. Çocuklarının ciddi yetersiz beslenme sorunu yaşadığını belirtiyor. Onların gözlerinin önünde açlıktan ölmelerini istemiyor ve ordu insani yardım bölgesine yardım malzemeleri girmesine izin vereceği için oraya gitmekte hiçbir sakınca görmüyor.

Hanadi, bir sonraki adımın Gazze kentinin işgali olduğunu öğrendiğinde dövünüyor ve “Birçok olumsuz duygu tarafından kuşatılmış durumdayım. Bu karar, özellikle bir süredir ateşkes beklentisi içinde olduğumuzdan şok etkisi yarattı, ateşkesin başarısız olması bize büyük felaketler getirdi” diyor.

Bir eziyet ve cefa

Hanadi, Gazze'nin yeniden işgal edilmesinin daha fazla soykırıma yol açacağına inanıyor ve halkın yerinden edilmenin maliyetini karşılamaya maddi olarak hazır olmadığını belirtiyor. Bunu bireysel bir karar olarak görüyor, ancak kişisel olarak tamamen reddediyor çünkü ilk yerinden edilme deneyimi, tekrarlamak istemediği bir eziyet ve cefaydı.

Hanadi, Gazze'de kalınması gerektiğine inanıyor ve sakinlerinin burada kalmaya devam etmelerinin ve tahliye emirlerine uymayı reddetmelerinin büyük fayda sağlayacağına inanıyor. Ona göre bu, İsrail'in Gazze Şeridi'ni tamamen yerle bir etmesini ve açıklanan Gazze'yi yeniden işgal etme hedefine ulaşmasını engelleyecektir.

İsrail Gazze'yi işgal etmeye başlarsa, Şerif yeni bir kara harekâtının büyük bir insani felakete yol açacağını vurguluyor ve “artık bizi bekleyen en kötü şeye tahammül etme gücümüz yok. Dünya, askerler bizi yok etmeden önce harekete geçmeli. Her gün endişe ve korku içinde yaşıyoruz” diyor.

“İlk kurbanlar biziz. İsrail'in kara operasyonlarını genişletmesi daha fazla yıkıma ve daha fazla ölüme yol açacak. Tel Aviv tahliye emri verirse nereye gideceğiz? Gazze kentinin tahliyesi için son tarihin 7 Ekim olduğunu okuyunca şok oldum. Bu beklenmedik bir şok” diye ekliyor.

Netanyahu, Gazze kentinin tamamen tahliyesi için son tarih olarak 7 Ekim'i belirledi. Bu tarihten sonra İsrail, şehirde kalan Hamas mensuplarını kuşatacak. İsrail merkezli Yedioth Ahronoth gazetesine göre, Gazze işgali operasyonu dört ila beş ay sürecek ve altı tümen tarafından yürütülecek.

Teysir, “Ordu 7 Ekim’i seçerek Gazze sakinlerine 2023 saldırısını unutturmayı umuyor. Bu günün yeni Nekbe'lerinin yıldönümüne dönüşmesini istiyor, çünkü o gün kalplerimizin bir parçası olan tüm Gazze kentini bizden koparacağı tarih olacak” diyor.

“Gazze kentinin gözlerimizin önünde yerle bir edilmesi fikri dehşet verici ve ürkütücü. Daha önce olan her şey bir yana, gelmekte olan bir yana. Varlığımızı, tarihimizi ve geleceğimizi bitirme, silme ve yok etme planıyla karşı karşıyayız. Köklerimizden koparılmanın ortasındayız ve felaketi önlemeye yönelik her türlü seçenek acımasız olabilir” diye ekliyor.

Teysir, felaketin kendisinin her şeyden daha şiddetli olduğunu, çünkü İsrail ordusunun yıkıp yok etmek için geldiğini açıklıyor ve geri çekildiğinde yürüyebileceğimiz bir sokak veya savunabileceğimiz bir bina olmayacak diyor. Hamas liderlerine çok geç olmadan Gazze'yi kurtarmaları, “çıkış için bir sıfır saati” deklare etmeleri, Arap ve uluslararası güçlerin konuşlandırılmasını  talep etmeleri ve yıkım “buldozerini” durdurmaları çağrısında bulunuyor.

Hükümete bağlı Enformasyon Ofisi Müdürü İsmail el-Savabita, “Gazze kentinin işgali, yüz binlerce sakinini açlık, hastalık ve sağlık tesislerinden geriye kalanların çökmesi tehlikesine maruz bırakıyor. Bu, en korkunç insani ve insan hakları felaketiyle karşı karşıya olduğumuz anlamına geliyor” diyor.

“İsrail, Gazze işgalini Aksa Tufanı operasyonunun yıldönümüne denk getirerek Gazzelilerin bilincini değiştirmeye çalışıyor, ancak Gazzeliler, İsrail planını başarısızlığa uğratmak için kaçmama ve topraklarını terk etmeme konusunda kararlılık ve azim gösteriyorlar” diye ekliyor.