Gazze'deki ortak operasyon odası ve katılan örgütler

Independent Türkçe Genel Yayın Yönetmeni Nevzat Çiçek, 7 Ekim saldırısında Gazze’de İsrail’e saldıran örgütleri, etkin oldukları yerleri, öne çıkan figürleri ve ortak operasyon odasını anlatıyor

(AA)
(AA)
TT

Gazze'deki ortak operasyon odası ve katılan örgütler

(AA)
(AA)

Nevzat Çiçek 

Filistin Direnişi Ortak Operasyon Odası, Filistin genelindeki başlıca Filistinli direniş gruplarının askeri kollarını içeren ortak bir askeri operasyon odası.

Hamas ve İslami Cihad tarafından 2006 yılında İsrail işgal güçleri ile çatışmalar sırasında askeri gruplarını birleştirmek amacıyla kuruldu.

2014'teki İsrail'in Koruyucu Hat Operasyonu'na karşı 12 örgüt birleşmişti.

2018'de ise bu oda "Filistinli Direniş Grupları Müşterek Odası" adıyla resmileşmişti.

El Fetih dışındaki direniş güçleri arasında ortak operasyon odası ilk kez 2006'da oluşturulmuştu.

Hava, deniz ve kara unsurlarıyla askeri tatbikat yaptılar ve asker kaçırma noktasında özel eğitim aldılar.

Bu tatbikatlarda insansız hava araçları da kullanıldı.

Filistinli kaynaklara göre sahanın paylaşılması ve roket rampalarının konuşlanması dahil pek çok alanda etkili bir koordinasyon sağlandı.

Daha önce ortak operasyonda yer alan örgütler

Nidal el Amudi Taburu, Nasır Selahaddin Tugayları ve Mücahidin Tugayları; Oslo Anlaşması'nı, silahlara veda etmeyi ve Filistin Yönetimi'nin güvenlik gücüne dönüşmeyi reddedip, El Aksa Şehitleri Tugayları'ndan kopmuş El Fetih kadroları tarafından kurulmuştu.

Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, İslami Cihad'a bağlı Kudüs Tugayları, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi'nin (FHKC) Ebu Ali Mustafa Tugayları, Mücahidin Tugayları, Nidal el Amudi Taburu, Nasır Selahaddin Tugayları, Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi'ne bağlı Ulusal Direniş Tugayları, Ensar Tugayları, Abdulkadir el Huseyni Tugayları, Şehid Cihad Cibril Tugayları, Şehit Eymen Cude Grupları ve Fırtına ordusu yer alıyor.

Ortak operasyon odasını El Kassam Komutanı Muhammed ed-Dayf yönetiyor.

Gazze ve Cenin'de resmi ortak operasyon odaları mevcut.

Bugün ortak operasyon odasını oluşturan örgütler şunlar:

İzzeddin el-Kassam Tugayları:

Kassam, adını Filistin'deki İngiliz sömürgeciliğine karşı silahlı mücadele verirken 1935'te hayatını kaybeden Suriye asıllı Filistin lideri Şeyh İzzeddin el-Kassam'dan aldı.

El-Kassam 1935 yılında bölgede dolaşırken 500 İngiliz askeri tarafından kuşatıldı ve öldürüldü. Ölümünden sonra başlattığı isyanın başarısız olmasına karşın İzzeddin el-Kassam bir efsane haline geldi. 

Hamas hareketinin askeri kanadı. Hamas'ın kuruluşunu takiben 1991'de kuruldu.

Savaş tugayları, özel kuvvetler, siber birimler, hava savunma birimleri, deniz savaş birimleri ve istihbarat dahil olmak üzere çeşitli birimlerden 40 bin savaşçıdan oluşuyor.

Önemli figürleri kimler?

İsmail Haniye, Halid Meşal, Yahya Sinvar, Muhammed Deif, Mervan İsa, Mahmut Zahar

En çok nerede aktifler?

Gazze, Areeha'daki Aqabat Jaber Kampı, Cenin, Nablus ve Lübnan.

Kudüs Tugayları:

Filistin İslami Cihad'ın (PIJ) askeri kanadı, 1981 yılında İslam'ın Kılıcı Tugayları adıyla kuruldu.

Grup, Direniş Ekseni ile süregelen ilişkisini sürdürürken, bu nüfuzunu hem Batı Şeria hem de Gazze Şeridi'nde direnişi sürdürmek için kullandı. 

Önemli figürleri kimler?

Ziyad Al-Nakhaled (lider), Abu Hamza (sözcü).

En çok nerede aktifler?

Gazze, Cenin, Nablus, Tulkarem, Ramallah, Suriye ve Lübnan.

Aslanlar Yuvası:

Resmi olarak 2022'nin sonlarında ilan edilen, ancak öncesinde aylarca aktif olan, siyasi olarak bağlantısız bir direniş grubu.

Tek bir bayrak altında ne pahasına olursa olsun savaşmaya karar veren çeşitli gruplara mensup direnişçilerden oluşuyor.

Önemli figürleri kimler?

Şehitler: Mohammed Azizi, Abdelrahman Soboh, Ibrahim Al-Nabulsi, Adham Mabrouka, Wadie Al-Houh, Tamer Al-Kilani.

En çok nerede aktifler?

Nablus Eski Şehir, Al-Yasmina mahallesi; Balata mülteci kampı.

Şehit Ebu Ali Mustafa Tugayları:

Filistin Halk Kurtuluş Cephesi'nin silahlı kanadı. Eski adı Kızıl Kartal Grupları, FHKC Genel Sekreteri  Ebu Ali Mustafa'nın öldürülmesinden sonra şimdiki adıyla yeniden örgütlendi.

Önemli figürleri kimler?

Ahmed Sa'adat (lider), Abu Jamal (sözcü), Tamer Al-Kilani.

En çok nerede aktifler?

Dheisheh Mülteci Kampı (Beytüllahim), Ramallah ve Al-Bireh, Gazze, işgal altındaki iç bölgeler (sızma operasyonları yoluyla). 

 El-Nasır Salah el-Din Tugayları:

Halk Direniş Komiteleri'nin (PRC) askeri kanadı. İkinci İntifada'ya tepki olarak eski Fetih savaşçısı Cemal Ebu Samhadana tarafından 2000 yılında kuruldu. Hizbullah ve İran'a en yakın gruplar arasında yer alıyor.

Önemli figürleri kimler?

Şehit Cemal Ebu Samhadana (kurucu ve lider)

En çok nerede aktifler?

Gazze Şeridi.

Mücahitler Tugayı:

Filistin'deki Mücahitler Hareketi'nin askeri kanadı. 2002 yılında kurulan,  binlerce üyesi olduğu iddia edilen son derece gizli bir örgüt. Hücre tarzı yapılanmalarıyla biliniyor.

Önemli figürleri kimler?

Dr. Es'ad Abu Sharia

En çok nerede aktifler?

Gazze Şeridi, Batı Şeria'da gizli ve organize hücreleri var.

Ulusal Direniş Tugayları (Ömer el-Kasım Tugayları):

Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi'nin askeri kanadı. Resmi olarak 2006 yılında ikinci intifada sırasında Ulusal Direniş Tugayları olarak kuruldu.

Roket saldırıları ve silahlı operasyonlar da dahil olmak üzere çeşitli saldırılarda yer aldılar.

Önemli figürleri kimler?

Şehitler: İbrahim Ebu Elbeh, Ayman El Bahdari, Raed Nazzal .

En çok nerede aktifler?

Gazze'de, daha önce Batı Şeria'da.

Gece Karışıklığı Birlikleri:

Gece Kargaşası ya da Gece İsyanı birimleri, işgal altındaki topraklarda faaliyet gösteren Filistinli gençlerden oluşan organize gruplar.

Amaçları, yerleşimcilerin mülklerine zarar vermek ve yaşamlarını rahatsız etmektir. Belirli bir fraksiyona bağlı değiller.

En çok nerede aktifler?

Gazze, Ramallah, Nablus ve Batı Şeria genelinde. Ramallah'ta bir ortak oda var, ancak Nablus ve ötesine uzanıyor; çeşitli grupların üyelerini içeriyor.

Independent Türkçe



BM Güvenlik Konseyi'nin Suriye konulu oturumunda delegeler karşılıklı suçlamalarda bulundu

Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, BM Güvenlik Konseyi'ne hitap ediyor. (AFP)
Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, BM Güvenlik Konseyi'ne hitap ediyor. (AFP)
TT

BM Güvenlik Konseyi'nin Suriye konulu oturumunda delegeler karşılıklı suçlamalarda bulundu

Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, BM Güvenlik Konseyi'ne hitap ediyor. (AFP)
Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, BM Güvenlik Konseyi'ne hitap ediyor. (AFP)

Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilciliği Geçici Maslahatgüzarı Ceren Hande Özgür dün (Salı) yaptığı açıklamada, Suriye'de gerilimin azaltılması gerektiğini vurguladı ve Şam'ı siyasi sürece katılmaya çağırdı.

BM Güvenlik Konseyi'nin Suriye konulu oturumunda konuşan Özgür, Suriye'de çatışmaların yeniden canlanmasının çözümlenmemiş sorunları yansıttığını ifade etti. “Suriye, gerçek bir ulusal uzlaşı süreci olmaksızın şiddet döngüsü içinde kalmaya devam edecektir” diyen Özgür, Suriye'deki ‘terörist’ örgütlerin varlığının Türkiye'nin güvenliğine zarar verdiğini ve Türkiye'nin ‘topraklarını ve çıkarlarını korumak için gerekli tüm tedbirleri almaya devam edeceğini’ belirtti.

Cezayir'in BM Daimî Temsilcisi Ammar bin Cami ise Suriye krizinin askeri bir çözümü olmadığını vurgulayarak, Suriye'nin birliğini ve egemenliğini koruyan siyasi bir çözüm çağrısında bulundu. Cami, Suriye'deki gerilimin ‘oradaki durumun kırılganlığını hatırlattığını ve terörle mücadele için koordinasyon ihtiyacını vurguladığını’ belirtti. ‘Ülkede terörizmin geri dönmesi’ tehlikesine karşı uyarıda bulunan Cezayir temsilcisi, krizden çıkmanın tek yolu olarak uluslararası toplumun desteğiyle Suriyeliler arasında kapsayıcı bir diyaloğun benimsenmesi çağrısında bulundu.

İran'ın BM Daimî Temsilcisi Emir Said İrvani, son günlerde İdlib ve Halep'te yaşananların ‘terörizm ve aşırıcılığın ortaya çıkışına ilişkin bir uyarı zili’ olduğu uyarısında bulundu. İrvani, İsrail'in Suriye ve Lübnan arasındaki sınır kapılarına düzenlediği saldırıların insani yardımların ulaştırılmasını sekteye uğrattığını söyledi.

Lübnan’ın BM Daimî Temsilcisi Hadi Haşim, Suriye'de devam eden gelişmelerin bölgesel ve uluslararası barış ve güvenlik açısından ‘vahim sonuçlar’ doğuracağını vurguladı. Lübnanlı delege, Arap grubunun İdlib ve Halep'teki olaylardan duyduğu ‘derin endişeyi’ dile getirdi.

Suriye'nin BM Daimî Temsilcisi Kusay ed-Dahhak yaptığı konuşmada, suçu İsrail ve Türkiye'ye atarak silahlı grupların saldırısına ‘İsrail'in Suriye'ye yönelik tekrarlanan saldırılarının zemin hazırladığını’ söyledi. Dahhak, “Kuzey Suriye'ye yönelik saldırı, Türkiye-İsrail ortak operasyon emri olmadan gerçekleştirilemezdi. Halep'e yönelik terör saldırısı, teröristlerin kuzey sınırından akın etmeleri ve savaş malzemeleri, ağır silahlar, araçlar, insansız hava araçları (İHA), modern iletişim teknolojileri ve askeri ve lojistik ikmal hatlarının güvence altına alınması dahil olmak üzere onlara yönelik dış desteğin yoğunlaşmasıyla aynı zamana denk geldi” ifadelerini kullandı.

Dahhak, saldırıların Halep'teki binlerce aileyi rejim kontrolündeki bölgelere kaçmaya zorladığını, kaçmayanların ise zor insani koşullardan mustarip olduğunu belirtti. Suriyeli diplomat, BM Güvenlik Konseyi'ni saldırıyı kınamaya ve ‘söz konusu grupları yöneten ülkeleri’ politikalarını değiştirmeye zorlamaya çağırdı.

Dahhak silahlı grupların saldırısının ‘BM kararlarının ve Astana sürecinde onaylanan, Suriye'nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğü ile terörle mücadelenin sürdürülmesi taahhüdünü vurgulayan çatışmasızlık anlaşmalarının açık bir ihlali olduğunu ve Türkiye'nin garantörlüğünün taahhütlerini yerine getirmediğini’ ifade etti.

Suriye'nin ‘egemenlik hakkını ve terörle mücadele konusundaki anayasal görevini tüm güç ve kararlılıkla uygulamaya” devam edeceğini ve vatandaşlarını savunmak için gerekli tüm tedbirleri alacağını belirten Dahhak sözlerine şöyle devam etti: “BM Güvenlik Konseyi’nin terör listelerinde yer alan grupların sorunun bir parçası olduğunu vurguluyoruz. Hiç kimse DEAŞ ve Nusra Cephesi ile siyasi bir süreç hayal edemez.”

ABD'nin BM Daimî Temsilci Yardımcısı Robert Wood, Suriye rejimini Rusya'nın desteğiyle İdlib ve Halep'teki hastane ve okullara saldırmakla suçladı ve silahlı grupların saldırılarıyla ABD'nin herhangi bir bağlantısı olduğunu reddetti. BM Güvenlik Konseyi oturumu sırasında konuşan Wood, sivillerin ve altyapının korunması ve ihtiyaç sahiplerine engelsiz insani erişim sağlanmasının yanı sıra ‘rejimin hava saldırılarına son vermesi ve insani hukuka bağlı kalması’ çağrısında bulundu. Suriye rejimine ‘geçmişte yaptığı gibi kimyasal silah saldırıları düzenlememesi’ çağrısında bulunan ABD temsilcisi, “Washington, DEAŞ'ın yeniden ortaya çıkmaması için Suriye'nin kuzeydoğusundaki askeri mevzilerini savunacaktır” dedi.

Rusya'nın BM Daimî Temsilcisi Vassily Nebenzia, Suriye'nin kuzeybatısında Heyetu Tahriru’ş-Şam (HTŞ) öncülüğündeki saldırının başlamasından bu yana 400 militanın öldürüldüğünü ve 600 militanın da yaralandığını söyledi. ABD'yi Suriye'de ‘terörist örgütleri’ desteklemek ve petrol zengini bölgeleri işgal etmekle suçlayan Nebenzia, Suriye'de istikrarın sağlanması için ‘yasadışı yabancı askeri varlığa’ son verilmesi çağrısında bulundu. Rus diplomat, Suriye'deki durumu ‘eşi benzeri görülmemiş ve kritik’ olarak tanımladı ve gelişmelerin siviller için ciddi riskler oluşturduğu ve bölgesel barış ve güvenliği tehdit ettiği uyarısında bulundu.

İngiltere'nin BM Daimî Temsilcisi James Kariuki, ülkesinin Suriye'de daha fazla yerinden edilmeye yol açacak bir gerilimden duyduğu endişeyi dile getirdi. Kariuki, İngiltere'nin ‘Suriye rejimi ya da Rusya'nın sivillere yönelik geniş çaplı saldırılar başlatabileceğinden’ endişe duyduğunu belirtti.

BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, Suriye'deki durumun ‘tehlikeli ve değişken’ olduğu uyarısında bulunarak, ülkenin büyük bölümünün devlet dışı aktörlerin kontrolünde olduğunu ve bu durumun DEAŞ'ın yeniden canlanmasına yol açabileceğini söyledi. BM Özel Temsilcisi, HTŞ ve diğer muhalif grupların ilerleme kaydettiğini ve Hama şehrine çok yaklaştıklarını da bildirdi.

Pedersen, Suriye'nin diğer bölgelerinde çatışma ve büyük çaplı yerinden edilme potansiyeli konusunda uyarıda bulunarak, tüm tarafları sivilleri korumak için çalışmaya ve şiddetten kaçanların güvenli geçişine izin vermeye çağırdı. Pedersen ayrıca, ‘Suriye'nin birliği ve toprak bütünlüğüne yönelik tehdidi önlemek için gerilimi azaltma’ çağrısında bulundu ve Suriyeli ve uluslararası tarafları krizi sona erdirmek için müzakerelere katılmaya davet etti. Pedersen, siyasi sürecin ilerletilmesine yönelik görüşmeler için yakında bölgeye döneceğini söyledi ve Suriye halkına güvenilir siyasi beklentiler sunmak için gerilimin düşürülmesi çağrısında bulundu.

Suriye Sivil Savunma Örgütü (Beyaz Baretliler) Genel Müdürü Raid Salih BM Güvenlik Konseyi'ne yaptığı açıklamada, Suriye'nin kuzeybatısında çatışmaların başlamasından bu yana en az 100 sivilin öldüğünü ve 360 sivilin de yaralandığını ifade etti. Salih ayrıca, Rusya'nın İdlib'e düzenlediği saldırılar nedeniyle dört hastanenin hizmet dışı kaldığını kaydetti.

Son birkaç gün içinde Suriye'nin kuzeybatısında HTŞ liderliğindeki muhalif gruplar askeri saldırı düzenleyerek Halep'in kontrolünü ele geçirdi ve Hama şehrine doğru ilerlemeye devam etti.